eng

Çevre Terimleri Sözlüğü : İngilizce Terimler (10)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
10. Sayfa
Sulfuric acid :
Saf haldeyken renksiz durumdaki koyu yağlı sıvı. En yaygın kullan ...
Surfactant :
Deterjanlarda kullanılan ve atık sularda bulunduğunda alıcı ortam ...
Suspended solid :
Suda ve lağım suyunda bulunan, yaklaşık 1 mikron büyüklüğünde vey ...
sustainable development :
Şimdiki kuşakların ihtiyaçlarının gelecek kuşakların ihtiyaçların ...
Synergistic effect :
Kimyasal maddelerin ve süreçlerin öngörülemeyen kombinasyonlar ol ...
synthesis gas :
Kor halindeki kok ya da benzer artıklar üzerinden buhar geçirmek ...
Synthetic detergent :
Sentetik deterjan.
Synthetic fuels :
Doğal olarak tabiatta bulunmayan, özellikle kömür, petrol şisti v ...
Tailings :
Tarım ürünlerinin yada maden cevherinin işlenmesi sırasında ayrıl ...
Tanker Owners'Voluntary Agreement concerning Liability for Oil Pollution :
Tanker sahiplerinin petrol kirliliğine ilişkin sorumlulukları kon ...
Tar :
Kömür ve odunun damıtılmasından sonra geriye kalan siyah yapışkan ...
Taxonomy :
Organizmaları sınıflandırma bilimi.
terracing :
Suyun yüzeysel akışını denetlemek ve toprak erozyonunu asgariye i ...
Tertiary treatment :
İkincil işlemden sonra gelen atık suyu arıtma işlemi. Bu aşamada, ...
Tetraethyl lea :
Çok zehirli organik kimyasal madde. Belirli miktarda petrol yakıt ...
Tetraethyllead :
Bakınız: Tetraetil Kurşun
tetramethyl lead :
Benzinde vuruntu önleyici etki maddesi olarak kullanılan tetra et ...
Thermal pollution :
Çeşitli nedenlerle ısınmış suyun su kaynaklarına akıtılmasıyla, o ...
Thermosphere :
Menopozun üzerinde bulunan ve yükseldikçe ısının arttığı atmosfer ...
Threatened species :
Nadir bulunan ve yakın gelecekte varlıklarını sürdürmeleri çeşitl ...
Threshold dose :
Bir maddenin ölçülebilir bir etki yaratmak için uygulanması gerek ...
Threshold limit valu :
Bir işçinin maruz kalabileceği ve kendisi için tehlikeli olmayan ...
Threshold limit value :
Bakınız: Eşik Sınırı Değeri
Tipping :
Çöpün açık alanlara dökülmesi.
tolerance :
Bir organizmanın çevresindeki değişimlerin üstesinden gelme yeten ...
topography :
Yer yüzeyinin fiziksel biçimi.
Toxic substances :
Değişik biçimlerde maruz kalma sonucu zarara yol açabilen kimyasa ...
Toxicity, hazard, persistenee :
Zehirlilik, tehlike, dayanıklılık.
Toxieology :
Zehirleri ve etkilerini, etkime mekanizmalarını ve arıtılma yönte ...
TOZLULUGU :
Belli bir yerin havasındaki yoğunlaşmış toz parçacıkları.
Trace elements :
Havada, suda ve yiyeceklerde çok düşük yoğunluklarda bulunan kurş ...
Trade effluents :
İşyeri atıkları.
Traffic pollution :
Trafiğin yoğunlaşmasıyla artan ve araçlardan kaynaklanan atmosfer ...
Transboundary pollution, transfrontier pollution :
Bir ülkedeki emisyonların genellikle hava yada su ile taşınarak b ...
translocation :
Katı atık toplanmasında olduğu gibi, kirliliğin bir alandan yada ...
Treatment :
Atık su veya gazların kirleticilerden temizlenmesi işlemlerinin t ...
Treatment, storage and disposal :
İşleme, depolama ve tasfiye.
Trickling filter :
Atık suyun arı­tılması sürecinde ikincil arıtma tesislerinde kull ...
Trophic level :
Bir hayvanın besin zincirindeki yeri.
Tropical moist forest :
Tropikal nem ormanı.
Tropopause :
Troposferin üst sınırı.
troposphere :
Yer yüzeyinden 0-16 kilometrelik bir yüksekliğe yayılan, hava ola ...
Trunk sewer :
Atık suyu lağım ana borularından toplayan ve arıtma tesisine yada ...
Turbidity :
Suda ve havada asılı bulunan maddelerin neden olduğu, güneş ışınl ...
turbulence :
Gelişigüzel hava veya su sirkülâsyonuna neden olan inişli çıkışlı ...
Two stage combustion :
İki aşamalı yanma.
Uncertainty factor :
Belirsizlik faktörü.
Uncontrolled site :
Denetimsiz çöp dökme sahası.
United Nations Environment Programm :
Birleşmiş Milletler Çevre Programı.
Unspoiled area :
İnsan etkinlikleriyle değiştirilmemiş doğal alanlar.
Uranium :
Nükleer enerji üretimi için gerekli radyoaktif metalik eleman.
Urban planning :
Kentsel bir alanın fiziksel altyapı, konut ve ulaşım, toprak kull ...
Urban runoff :
Yoğun imar görmüş alanlarda oluşan ve özellikle asılı katılar, ze ...
User friendly :
Nasıl kullanılacağı konusunda açıklayıcı bilgi verilmeden nispete ...
Vapor :
Atmosfer ısı ve basıncında sıvı ya da katı durumda bulunan maddel ...
Vapor pressure :
Bakınız: buhar basıncı
variance :
Belli bir yasanın, kuralın yâda düzenlemenin uygulanmasındaki ist ...
vector :
Hastalık, parazit yada enfeksiyon taşıyan organizma.
Venturi scrubber :
Gazlardan tozu gidermeye yarayan sulu yıkayıcı tipi.
Vertical takeof! and landin :
Havaalanlarında alan ekonomisi sağlayan ve ayrıca geleneksel kalk ...
Vertical takeoff and landing :
Bakınız: Düşey Kalkış Ve İniş
Viable :
Canlı, üreyen sistemler.
Vinyl chloride :
Kanser yapabilen, PVC gibi' plastik madde üretiminde kullanılan k ...
Volatile :
Nispeten düşük ısılarda buharlaşabilen.
Volatile organic compounds :
Uçucu organik bileşikler.
Volatile solids :
Uçucu katılar.
Volatile suspended solids :
Uçucu çökelmemiş katı madde.
Washer :
Toplama ortamı olarak sıvı ile işleyen gaz arıtıcısı, damlacık ay ...
waste :
Çevre de başkalaşmaya yol açacak miktarda çevreye boşaltılan, sıv ...
Waste assimilation :
Doğal bir kaynağın boşaltılan atıkları özümleyerek kendi kendisin ...
Waste heat :
Özellikle nükleer enerji santrallerince çevreye bırakılan kullanı ...
Waste load allocation study :
Bir akarsuya boşaltılabilecek, özümsenebilir toplam azami günlük ...
Waste recycling :
Yeniden kullanmak amacıyla atık maddelerin toplanması ve işleme t ...
Waste stream :
Çevreye boşaltılan ve işleme tabi tutulması gereken sıvı ve katı ...
Waste-to-energy system :
Atıktan enerjiye sistemİ.
Wastewater :
Konutların pis su ve lağım sularından, endüstriyel sıvı atıklarda ...
Wastewater management :
İnsan sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla, atık suyun izlenmesi ...
Water conservation :
Konutların, sanayinin ve tarımın tükettiği su miktarının azaltılm ...
Water hardness :
Suda kalsiyum karbonat ve diğer kimyasal maddelerin bulunmasından ...
Water pollution :
Suyun yararlı kullanımını etkileyecek miktarlarda kimyasal, fizik ...
Water purification :
İçme suyu üretmek için gerekli yöntemlerin bir parçası olarak fil ...
Water quality standards :
Konutların kullanması, sulama, balık üretimi, endüstriyel kullanı ...
Water resources management :
Su kaynaklarının sağlanması, kullanılması, korunması ve dağıtımı ...
Water reuse :
Atık suyun arıtımdan sonra alıcı ortama deşarj edilmeyip özellikl ...
Water rights :
Balıkçılık ve gemicilik hakları, suyun kaynak dışı kullanımı hakl ...
Water softeners :
Suyu iyon-değişimi işlemiyle yumuşatan mineral bileşikler.
Water sterilization :
Arıtmadan sonra içme suyuna uygulanan işlem.
Water supply system :
İçme suyunun kaynaktan tüketiciye kadar toplanması, işlenmesi, de ...
Water table :
Taban yatağında biriken yeraltı suyunun düzeyi.
Water treatment :
Çökeltme, pıhtılaştırma, filtrasyon, dezenfeksiyon, yumuşatma ve ...
Waterbome diseases :
Genellikle kirlilik bulaşmış suyla taşınan kolera, tifo, çiçek, d ...
Watershed :
Drenaj havzalarını ayıran yükseltilmiş sınır hattı.
Wave power :
Deniz suyu devinimlerinin oluşturduğu gücün enerji üretiminde kul ...
Weir :
Arıtma tesislerinin çıkışında suya sabit bir debi sağlamak üzere ...
Wet oxidation :
Sıcak gazların oluşumuna yol açan alevsiz yanma yöntemiyle, son d ...
Wet scrubber :
Kabarcıklaşan atık gazı sıvıdan geçirerek yâda sıvıyı gaz akıntıs ...
Wetlands :
Doymuş toprak koşulları gerektiren bitki örtüsünü yâda su yaşamın ...
Wilderness :
İnsan yerleşimlerinin ya da uygarlıkların ulaşmadığı topraklar. K ...
Wildlife management :
Türlerin doğal ekosistemlerinde bakımı ve geliştirilmesi; çevre d ...
Wind power :
Yel değirmenlerinde ve rüzgâr jeneratörlerinde olduğu gibi, rüzgâ ...