eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Çevre Terimleri Sözlüğü : İngilizce Terimler (9)
Türkçe Terimler
İngilizce Terimler
Kısaltmalar
#
A
B
C
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z
Çevre Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Çevre Terimleri Sözlüğü (9. Sayfa)
Receptor
:
Kirlilikten dolayı belirli risklere maruz bulunan canlı yada cans
...
Recharge
:
[Bk. Yeraltı suyu zenginleşmesi].
Recreation system
:
Topluluğa dinlenme eğlenme olanakları sağlayan tesislerin ve prog
...
Recycling
:
Özellikle kağıt, cam ve plastik gibi yararlı ürünlerin üretilmesi
...
Red data book
:
Nadir ve tehlike altında bulunan türlerle ilgili olarak IDCN'nin
...
Red tides
:
Kirlilik ve ötrofikasyon sonucunda, deniz planktonu tiplerinin ze
...
Refuse derived fuels
:
Çöpten çıkarılan yakıtlar.
Refuse reclamation
:
Katı atığın yararlı ürün haline getirilmesi.
Rem
:
İnsan dokusuna bir rad veren iyonlaştırıcı radyasyon dozu birimi.
remote sensing
:
Elektromanyetik enerjinin bulunmasıyla, sözgelimi havadan fotoğra
...
Rendering pollution
:
Sabunun ham maddesi olan donyağını ve hayvan yeminde kullanılan,
...
Renewable energy sources
:
Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, su enerjisi, b
...
Repeated dose toxicity
:
Belli bir tehlikeye birkaç kez maruz kalmanın zehirli etkisi.
reservoir
:
Yapay olarak doldurulmuş su oluşumu; aynı zamanda herhangi bir şe
...
Residence time
:
İncelenen bir maddenin bir havuzda yada rezervuarda kaldığı ortal
...
Residual chlorine
:
Klorlama işlemi sonrası suda kalan klor miktarı.
Residue
:
Katı atığın işlenmesi sonucunda ortaya çıkan nihai ürün; yakma iş
...
Retention basin
:
Herhangi bir olağan dışı nedenle fazla yüzeysel akışı alan ve uzu
...
Reverse osmosis
:
Yüksek yoğunluktaki çözeltilerde çözücünün basınç altında filtrel
...
riprap
:
Set erozyonunu önlemek için düzensiz biçimde bir araya konmuş kır
...
risk assessment
:
Bakınız: risk değerlendirmesi
Risk-benefit analysis
:
Risk-yarar analizi
River basin
:
Diğer drenaj havzalarından bir dağıtım bendi ile ayrılan ırmağın
...
Rodenticides
:
Kemirgenleri öldüren kimyasal maddeler.
Roentgen
:
Radyasyona maruz kalma birimi.
Roentgen absorbed dose
:
Soğurulmuş radyasyon dozu birimi.
Runoff
:
Yeryüzünde akarak yada toprak yüzeyinden sızarak yüzeydeki su olu
...
Runoff erosion
:
Yüzeysel akışın yol açtığı erozyon; erozyona uğrayan toprakta bit
...
Salinity
:
Sudaki tuz miktarı; doğal kaynaklardan oluşabileceği gibi atık
...
Salmonella
:
Gıda zehirlenmesine yol açan ve tifo taşıyabilen, hastalık yapıcı
...
Salt water intrusion
:
Yeraltı suyuna tuzlu su bulaşması; bu olay genellikle kıyı alanla
...
sampling
:
Kirli hava, su, vb. den alınan örneklerin incelenmesi; örneklerin
...
Sand filter
:
Atık suda askıda bulunan maddeyi süzmeye yarayan kum dolu yatak.
Sanitary engineering
:
Su sağlanması, kanalizasyon ve katı atık sistemleri, sağlık korum
...
Sanitary landfill
:
Katı atıkların her gün, sıkıştırılmış ve toprakla örtülmüş katman
...
Sanitary sewer
:
Atık suyu konutlardan veya işyerlerinden alıp taşıyan atık su sis
...
Sapropel
:
Oksijensiz koşullarda derin suda oluşan çökelti katmanı.
Saprophytes
:
Organik maddeleri ayrıştırarak yaşayan bitkiler.
scaling
:
Oksitleyiciler yada diğer aşındırıcı maddelere maruz kalmış bir y
...
Scattering
:
Bir parçacıkla veya parçacık sistemiyle çarpışmanın yol açtığı, g
...
Scientific Committee on Problems of the Environment
:
Bakınız: Çevre Sorunları Bilimsel Komitesi
Scrap
:
İşlenen metallerin kullanılmamış ve atılan parçaları.
screening
:
Yüzen ve asılı duran iri katı maddeleri lağım suyundan bir tür el
...
Scrubber
:
Bir su püskürtücüsünden oluşan hava kirliliği aygıtı. Püskürtülen
...
seawall
:
Sahili koruyan ve iç kısımlara yönelik taşkınları önleyen, sahil
...
Secondary air pollutants
:
Atmosfere bırakılan birincil hava kirleticileriyle atmosferde doğ
...
Secondary treatment
:
Çökelmeden sonra, aktif çamur veya çürütme gibi biyokimyasal işle
...
Sedimentation
:
Katıların yerçekimi nedeniyle çökelmesi doğal süreci; atık suyun
...
Sedimentation tank
:
Çökeltilebilir katıların atık sudan ayrıldığı atık su işleme tesi
...
Seepage
:
Yüzey suyunun topraktan geçerek aşağılara yönelmesi hareketi.
Septic field
:
Septik tank [foseptik] sisteminde, sıvı atığın bir tasfiye sistem
...
Settling chamber
:
Yakma bacalarından yada sınai işlemlerden çıkan gazlardaki partik
...
Settling tank
:
Patlamalı filtre veya aktif çamur süreci sonunda kısmen arıtılmış
...
Sewage treatment
:
Sağlığa ve çevreye yönelik tehlikenin azaltılması amacıyla atık s
...
Sewage treatment plant
:
İçinde atık suyun işleme tabi tutulduğu ve nihai tasfiye aşamasın
...
Sewer capacity
:
Bir kanalizasyon borusunun tutabileceği azami atık su miktarı; be
...
Sewer mains
:
Atık suyu yanallardan toplayan ve ana kanallara ileten, çapı geni
...
Sewerage system
:
Atık suyun toplanmasında, işlenmesinde ve tasfiyesinde kullanılan
...
Shelter belt
:
Toprağı rüzgâr erozyonundan korumak için dikilen ağaçlar ve çalıl
...
Shredding
:
Katı atığın daha hızlı ayrışması için küçük parçalara bölünerek k
...
Silt
:
İnorganik karakterli çökelti.
Simulation
:
Doğal bir sürecin laboratuar koşullarında yâda bilgisayar modeli
...
Single family dwelling
:
Tek aileli konut.
sinking
:
Petrol döküntülerini denetleme işlemi; bu işlem, kum, tebeşir, iş
...
Skimming
:
Suyun yüzeyinden petrolün yada pislik katmanının mekanik yöntemle
...
Skip
:
Büyük atık haznesi, konteynır.
Slag
:
Cüruf, ergimiş metalin yüzeyindeki pislik.
Sludge
:
Atık suyun arıtılması sırasında süzme, çökeltme yada biyolojik ar
...
Sludge digestion
:
Atık su çamurunun biyolojik oksijen ihtiyacını çevresel yönden ka
...
Sludge disposal
:
Atık su çamurunun nihai tasfiye işlemi.
Sludge incineration
:
Atık su çamurunun hacim yönünden küçültülüp, işlenerek tutuşabili
...
Slurry
:
Atık su işleme tesislerinde çamuru taşıyan sıvı.
Smog
:
Önceleri duman [smoke] ile sisin [fog] birlikte tanımlanması için
...
Smoke
:
Sözgelimi kömür gibi bir yakıtın eksik yanması sonucunda oluşan,
...
Smokemeter
:
Baca ve egzos gazlarının yoğunluğunu ölçmeye yarayan aygıt.
Smut
:
Bacadan çıkarak civardaki alana düşen küçük kurum parçası; sülfür
...
soil conservation
:
Erozyondan ötürü toprağın bozulmasını, toprağın denge kaybını yad
...
Soil erosion
:
Toprak parçacıklarının havanın etkisiyle değişip ufalanması ve so
...
solid waste
:
Katı özellikleri taşıyan her türlü atık madde.
solid waste management
:
Katı atıkların toplanmasını, işlenmesini ve tasfiyesini, ayrıca y
...
Sonic boom
:
Süpersonik patlama diye de adlandırılır. Ses hızını aşan bir hızd
...
Soot
:
Kısmi yanmadan oluşan ince karbon parçacıkları yada yüksek karbon
...
Sound absorption material
:
Sesi soğurucu madde.
Sound pressure level
:
Desibel [dB] olarak ölçülen ses yoğunluğu.
Species
:
Bir bitki yada hayvan grubu. Grubun üyeleri arasında yakın bir be
...
Spoil
:
Madencilik çalışmalarının sonucunda ortaya çıkan atık materyal; s
...
Sprawl
:
Kentsel gelişmenin civardaki kırsal kesime doğru denetimsiz yayıl
...
Stabilization
:
Atıklardaki aktif organik maddenin nötr materyale dönüşmesi.
Stack effluents
:
Sanayi bacalarından yayılan gazlar ve asılı parçacıklar.
Standard conditions of temperature and pressure
:
Standart ısı ve basınç koşulları.
standard deviation
:
Bakınız: standart sapma
Standards
:
Kirleticilere maruz kalma konumunda aşılmaması gereken düzeyleri
...
Stationary source
:
Sabit konumdaki hava kirliliği kaynağı. Örnek: Enerji santralleri
...
Storm sewer
:
Kar ve yağmur sonucu oluşan yüzeysel sel suyu akışını toplamak üz
...
Stratopause
:
Stratosferin üst sınırı.
stratosphere
:
Troposfer üzerinde uzanan ve çok düşük nemlilik koşullarına sahip
...
Strip development
:
Bir ana caddenin uzunluğu boyunca oluşan, yoğun, büyük kısmı tica
...
Subtitute natural gas
:
Herhangi bir kaynaktan elde edilen, doğal gazın özelliklerini taş
...