eng

UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (6)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z
6. Sayfa
off-shore platform :
Deniz dibi petrol ve doğal gaz araştırmaları için kullanılan plat ...
off-shore vessels :
İkmal gemileri, römorkör-ikmal gemileri, acil müdahale gemileri, ...
oil recovery vessel (ORV) :
Deniz temizliği için özel amaçlı inşa edilen gemiler.
oil spill :
Gemi kaynaklı, denize dökülen petrol ve petrol türevleri.
oiler :
Gemi makine bölümünde makine lostromosunun altında, silicinin üst ...
open anchorage :
Bazı rüzgarlara açık olan demir yeri, açık liman.
open charter :
İçinde ne yükün cinsi ne de limanı belli olan kiralama türü.
open charter party :
İçinde yükün cinsi ve varış limanı ya da limanları yazılı olmayan ...
open sea :
Tüm ülkelerin karasuları dışında bulunan ve uluslararası kurallar ...
open shelter deck vessel :
Barınak güvertenin tonaj açıklıklarına sahip olması nedeniyle bar ...
orderly, frame :
1) Haber taşıyan veya emirleri ileten kişi. 2) Üzerine kaplama t ...
paddleboat :
Genellikle brandadan yapılan, başı kıçı sivri, iki palalı, ortada ...
paddlebox :
1) Yandan çarklı ve baş pervaneli gemilerde pervane koruyucunun ü ...
pail, wooden bucket :
Gemi ve teknelerde su taşımak için kullanılan tahta kova.
painter, boat'spainter :
Filikaların baş ve kıçlarını bağlamak için filikaların baş ve kıç ...
painting :
Bakınız: boyama
panama size vessel :
Dökme yük gemileri ve tankerlerde 50.000-79.999 DWT arası, kontey ...
paravane :
Gemilerin mayınlardan korunmaları için kullandıkları ve geminin b ...
parcelling, keckling :
Bir halatın temas sonucu aşınmamasını, hasara uğramasını önlemek ...
part of a tackle :
Palangayı oluşturan makaraların (bastikaların) dilleri arasında d ...
passive participant vessels :
Her ne maksatla olursa olsun TBGTH alanında bulunan tam boyu 20 m ...
patch :
Yaralı bir bölümün geçici olarak yamanarak su sızdırmazlığının sa ...
pay out :
Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi ...
pay out the chain cable :
Zincir gerektiğinde daha fazla salmak.
peak halyard :
Giz cundasını kaldırmak için kullanılan halatlardan meydana getir ...
peak tank :
Geminin baş ve kıç taraflarındaki tanklar, gemi triminde kullanıl ...
peak tye :
Giz undasını kaldırmak için çubuk içine kandilisaların donanması ...
peak, arm end of a yard :
Seren, bumba, gönder direk gibi çubukların serbest olan ucu. Yata ...
peak, head :
Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakası.
perigee :
Ayın yörüngesi üzerinde dünyaya en çok yaklaştığı nokta.
perihelion :
Yer yörüngesinin güneşe en yakın olan noktası.
pier :
Deniz ya da akarsu kenarlarında yolcu alabilmek, yükleme ve boşal ...
pillar, stanchion :
Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek vey ...
pilotage organization :
Kılavuzluk hizmet bölgesi içinde idare tarafından kendisine kılav ...
pilotage service area :
Sınırları idarece belirlenen ve yetkilendirilmiş bir kılavuzluk t ...
pilotage station :
Kılavuzluk hizmet bölgesi içerisinde hizmet vermek üzere; kılavuz ...
plank :
Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
plate spunyarn :
Eskiden gemicileri cezalandırmak için yapılan, ucu cevizli örme h ...
pontoon :
Denizcilikte kullanılan suya batıp çıkabilen büyük duba.
poppets :
Geminin inşası veya havuzlanması esnasında gemi kızakta iken gemi ...
port charter :
Bir geminin yüklenmesi için geldiği limanda yanaşmak için bütün f ...
port clearance :
Denize elverişlilik belgesine sahip olup, liman idari sınırlarını ...
port clearence :
Denize Elverişlilik Belgesi'ne sahip olup, liman idari sınırların ...
port left :
Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürm ...
port of registry :
Gemiye ait seferlerin idare olunduğu liman.
port, harbour, sea port :
Gemilerin güvenlikli olarak yük ve yolcu alıp verebilecekleri, ya ...
postpanamax :
Konteyner gemilerinde 3.999 TEU üstü kapasiteye sahip gemi tipi.
prasya / brace :
Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çe virebilmek için, yelkenlerin a ...
prasya etmek / bracing :
Dönüş manevrası yapılırken serenleri pırasyalar vasıtasıyla çevir ...
prevention :
Kötü sonuçlar doğuracak olayların meydana gelmemesi için önlem al ...
professionel diver :
Özel koruma sağlayan elbisesi ve deniz dibinde hava almasını sağl ...
proof load (PL) :
Kullanım için kabul edilmeden önce örneğe uygulanan, önceden sapt ...
propeller guard, outrigger :
Çift pervaneli gemilerde pevaneden deniz araçlarını ve yüzer cisi ...
pull awys, heave ho :
Verimin arttırılması ve gayret edilmesi için söylenen sözcük.
pull, hoist away :
Çek, boş al. Bir yere yanaşacak bir teknenin kürek çekmeden, elle ...
pump brake windlass :
Küçük ağaç kıyı teknelerinde kullanılan ilkel ırgat. Karşılıklı i ...
push off, keep away, keep lear :
Bir geminin veya deniz aracının bir yere yanaşmamış olarak açıkta ...
quadrant :
Dümen makinesine bağlanan ve dümen rodunu hareket ettiren donanım ...
quayside hand :
İskeleye ya da rıhtıma yanaşan, avara eden gemilerin halatlarını ...
rabbet :
Kaplama tahtalarının baş kısımlarını oturtmak için omurga ve bodo ...
radio beacon :
Gemilerin özellikle açık denizlerde mevkilerini bulmak için yayın ...
rake, ribband line :
1) Gemilerde baş bodoslamanın omurga ile ve gemi üst yapılarının ...
ram, beak, spur :
Eski savaş gemilerinin bazılarında, bodoslamalarının su kesimleri ...
ready, stand by :
Yapılacak bir işin yapılması yönünde hazır olmak için verilen kom ...
recommendation :
Olası tehlikeli durumların önlenmesi amacı ile gerek görüldüğü za ...
recreational craft :
Standarda göre ölçüldüğünde boyu 2,5 metreden 24 metreye kadar ol ...
red lead :
Yeni konan ya da raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik ve ...
reef knot, right knot :
Adi camadan halatları ile donatılmış olan randa ve filika yelkenl ...
reefer vessel :
Taşınacak olan yükün (et, balık, sebze, meyve vb.) nakliyeleri es ...
reefpoint :
Dört köşe (seren) yelkenlerin üst yakalarından boğmak suretiyle y ...
refloating :
Karaya oturmuş bir geminin yapılan çalışmalar neticesinde yüzer h ...
relative bearing :
Bulunduğumuz mevki ile, belli maddeyi birleştiren hattın rota ile ...
relative course :
Diğer bir geminin rotasına göre gidilen rota.
relieve the watch :
Vardiya, nöbet değiştirmek.
relieving tackle :
Dümene ya da yekeye denizlerin yapacağı olumsuz etkiyi azaltmak i ...
removal :
Denizde batık durumda olan cisimlerin çıkarılması.
rescue :
Tehlikede olan tekne ve personeli kurtarmak.
respondentia :
Deniz seferinin tamamlanabilmesi için gemide bulunan yük teminat ...
reverse current :
Hızı rüzgârın kuvvetine bağlı olan ters akıntı. Özellikle İstanbu ...
rhumb :
Bir dairenin 32'de biri. (11 derece 15 dakika).
rib :
Kürekli teknelerde küreğin bağlan ması veya oturması için ay veya ...
rigging :
Bir geminin direkleri, yelkenleri ve serenleri ile bu direk ve se ...
right handed :
Gemi ileri hareket ettiğinde, üst ka nadı sancak tarafa dönen per ...
ring, eye :
Hareketli demir halka.
risk assessment :
Olası bir risk durumunu yönetmek için riskin değerlendirilmesi.
roll on roll of vessel :
Tekerlekli olan, kendi hareket kabiliyetiyle kendi giren kendi çı ...
roll, rolling of the vessel :
Teknenin sancaktan iskeleye, iskeleden sancağa dalgaların bordada ...
rolling hitch, stopper :
Volta edilmek üzere olan bir halatın kaymaması ve tutulması için ...
rope :
Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli ...
rope stopper :
Volta edilecek olan halatı tutmak için kullanılan, çımaları güver ...
rope yarn :
Halatı meydana getiren ince teller, iplikler.
rope's end :
Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı.
ro-ro (roll on-roll of) :
Bir karayolu aracının veya bir vagonun kendi tekerlekleri veya o ...
round fender :
Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi dolduru ...
round in :
Rüzgârı yakaya almak suretiyle yelkenleri boşaltmak.
round turn :
Bir halatı babaya veya biteye bir kez dolaştırmak, sarmak.
row lock :
Filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler ...
rudder :
Gemiyi istenilen yöne çevirmek için sac veya tahtadan yapılmış ol ...