eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (E - 1)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (E - 1. Sayfa)

ebyat okuma :
Meddahların iki dizeden kurulu uyaklı sözler söylemesi.
ecel beşiği :
Türk cambazının tehlikeli becerilerinden biri : ip üstündeki bir ...
edil :
1. Roma tiyatrosunda oyunları parasal ve yönetsel açıdan koruyanl ...
edilgen kahraman :
Başka oyun kişilerinin etkisiyle hareket eden baş oyun kişisi.
edison cıvatası :
Işıldaklarda kullanılan büyük cıvata.
Efe :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu ile Türk Gölge Oyunu'nda görülen kabadayı t ...
efsane :
Tarih öncesi Tanrıların yaşamları ve kahramanların serüvenleri yo ...
efsane-guyan :
Efsane okuyanlara verilen ad.
egzostra :
Antik Yunan tiyatrosunda tekerlekli yükselti bunun üzerinde bazı ...
eğilim :
Eğilim gösteren hareket.
eğilme :
Eğilme hareketi.
eğim :
Dekorda kullanılan eğim.
eğimli yükselti :
Genellikle sahne yukarısından seyirciye doğru ya da bir yandan öb ...
eğimli yüzey :
Sahne aşağısından «O» dan başlayarak genellikle yüzde yirmi eğiml ...
eğinli :
Uğraşı çoğu kez kasaplık olan bir gölge ve ortaoyunu tipi.
eğitici :
Hayvanları becerili yapan eğitici.
eğitilmiş hayvanlar göstericisi :
Eğitilmiş ve özel olarak yetiştirilmiş hayvanlara çeşitli numaral ...
eğitilmiş yırtıcı hayvanlar gösterisi :
Eğitilmiş yırtıcı hayvanlarla yapılan numaraları kapsayan gösteri ...
eğitimli tel :
Yere koşut olarak değil de, yüksek bir yerden aşağıya doğru eğiml ...
eğitsel oyun :
Eğitimi amaç edinen oyun biçimi.
eğlence yeri :
Yalnızca eğlendirmeye ve dinlendirmeye yönelik, ezgilerin danslar ...
eğlendirici gösteri :
Eğlendirmeyi amaçlayan, seyirciyi oyalamak, ona hoşça vakit geçir ...
ek macunu :
Yüz biçimini, özellikle burun biçimini değiştirmeye yarayan özel ...
ek mercek :
Işıldağın kendi merceği dışında, aygıta eklenen ek mercek.
ek oyun :
Rönesans döneminde İngiltere'de asal oyuna ek olarak oynanan ve g ...
ek yükleme :
Karşı dirençli karartıcılarda, karartıcının yükü genellikle gücün ...
eksen dönüşü :
Dansçının ekseni çevresinde dönme hareketi.
eksodos :
Antik Yunan tragedyasının ve komedyasının bitiş bölümü. ilk dönem ...
eküklema :
Antik Yunan tiyatrosunda tekerlekli, yuvarlak bir yükselti ek sah ...
el çırpan dansçı :
El çırparak dans eden sanatçı. Özellikle İspanyol danslarında ve ...
el duyurusu :
Bir tiyatro oyununu duyurmak için dağıtılan, oyun, yazar, oyuncul ...
el ele denge :
El ele tutuşarak yapılan denge gösterisi.
el eşyaları :
Elde taşınan ya da kullanılan donatımlıklar. Örnek : Şemsiye, bas ...
el kuklası :
Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan kukla. İşar ...
el kuklası oynatıcısı :
El kuklasını oynatan sanatçı.
el kuklası sahnesi :
Çocuklara yönelik el kuklasında kullanılan arka kesimi açık, üç y ...
el peşrevi :
(Argo) Gölge oyunu'nda, tasvirleri değnekle oynatıma anlamında ku ...
eldenetimli :
Elle denetlenen herhangi bir aygıt ya da şey.
elebaşı :
(Köy Oyunu) Anadolu'da köy oyunlarını yönetene verilen adlardan b ...
elektrik denetimli :
Elektrik yoluyla denetlenen herhangi bir şey.
elektrik döşemi :
Bir tiyatronun tüm aydınlatılması ve sahne ışıklaması için gerekl ...
elektrik yükleme :
Bir yere, bir nesneye elektrik yükü biriktirme, doldurma işlemi.
elektrikçi :
Işık uzmanının yardımcısı, elektrik işlerinden ve sahne, ışıkları ...
elektrikli ışıklama :
On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, öncelikle yetmişli yıllar ...
elektronik denetimli :
Işıkları toplu olarak tek yerden elektronik güç yoluyla denetleme ...
eleştirel gerçekçilik :
Gerçekliğin bu evresi içinde, bir bütün olarak kentsoylu sanatı v ...
eleştiri :
Bir oyunu, dünya görüşü, sanatsallığı, toplumsal katkısı, sahneye ...
eleştirmen :
Eleştiri yazan kimse. Bir oyunu ya da bir sanat yapıtım kendi değ ...
eleştirmenler birliği :
Eleştirmenlerin bir araya geldikleri birlik. Bunların bazısı tiya ...
elipsoit ışıldak :
Yüksek gücü olan bir ışıldak türü. Çoğu kez uzaktan ve yöresel ış ...
elizabeth dönemi sahnesi :
İngiltere kıraliçesi I. Elizabeth döneminde kendine özgü, sekizge ...
elle çağırma :
Hayvanı elle çağırma.
eller üstüne kalkma :
İki el üzerine dayanarak bacakları havada dikey tutma.
embates :
Antik Yunan tiyatrosunda oyuncuların ayaklarına giydikleri tahta ...
emeleya :
Antik Yunan tiyatrosunda tragedya içindeki ağır danslar.
epeysodyon :
Antik Yunan tragedyasında koronun ezgileri arasındaki söyleşmeli ...
epik tiyatro :
Yanılsamacı tiyatronun seyirciyi sahnedeki karakter ve olayla özd ...
epilogos :
Antik Yunan oyunlarında bitiş bölümü. Bir anlatıcının seyirciye o ...
episkenyon :
Helenik dönemde «skene»ler ile katlı yapılmaya başlandığında ikin ...
erkek bale dansçısı :
Balede dans eden erkek sanatçı.
erkek giysisi :
Erkek oyuncuların sahne üzerinde giydikleri giysi.
erkek oyuncu :
Bir oyunda rol alabilecek teknik ve güzel duyusal yetkinliğe ulaş ...
erkekler korosu :
Erkeklerden kurulu koro.
ermeni :
Gölge oyunu ile ortaoyunu'nda çok rastlanan bir tip. Çoğu kez eli ...
eski antik komedya :
İÖ 486 da ortaya çıkan eski komedya Diyonizos adına düzenlenen şe ...
esnek ses :
Uzam yönünden ince keskin ve koyu tonlarda kolayca inip çıkabilen ...
esrarkeş :
Esrar çeken tip.
eş zamanlı dekor :
Aynı oyun alanı üzerinde değişik yerleri gösteren dekor.
eş zamanlı sahne :
İlk kez ortaçağ'ın dinsel oyunlarıyla ortaya çıkan, seyirciye gör ...
eşleme :
Bir oyun çalışmasının son evresinde oyunculuk, dekor, giysi, ışık ...
eşya korunağı :
Sahne eşyalarının korunduğu yer.
eşya sorumlusu :
Sahne eşyasının korunmasından ve onarılmasından sorumlu olan göre ...
etken kahraman :
Oyunun gelişmesini sağlayan ve öbür kişilerin hareketlerine etkis ...
etmen aygıtı :
Sahne etmenlerini yapmaya yarayan aygıtların tümü.
etmenler :
Oyun sırasında gerekli olan etkiyi sağlamak için bazen görsel, ba ...
evet efendim söyleşmesi :
Hacivat ile Karagöz arasında söz cambazlığına dayanan atışmalı sö ...
eyersiz biniş :
At üstüne eyersiz binme gösterisi.
Eylem :
1. Oyuncunun sahne üzerindeki hareketler dizisi. 2. Oyunun teması ...
eylem oyunu :
Karakterler yoluyla değil de, dış aksiyonla gelişen oyun. Oyun ki ...
eylemin geçtiği yer :
Aksiyonun geçtiği yer ya da çevre.
ezberci :
Anlamadan ezbere konuşan tip.
ezgi :
1. Güncel konulara, aşk konularına, yaşama sevincine değinen, kab ...
ezgi sesi :
Ezgi söylemeye uygun ses.
ezgici erkek :
Ezgi söylemek için eğitilmiş sanatçı.
ezgici kadın :
Ezgi söylemek için eğitilmiş kadın sanatçı.