eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Haritacılık Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (40)
Türkçe Terimler
İngilizce Terimler
Kısaltmalar
#
A
B
C
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z
Haritacılık Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Haritacılık Terimleri Sözlüğü (40. Sayfa)
limit of resolution, resolution limit
:
Rezolüsyon limiti olarak da adlandırılan, ayırma gücünün erişebil
...
limit of trees
:
Ağaç topluluğu olan yerlerin ötesinde, ağacın, kendiliğinden yeti
...
lincal
:
Çizgi çizmeye yarar tahta.
line beginning error
:
İçine monte edilmiş bir sarkaç yardımıyla bakış doğrusunun otomat
...
line copy
:
Bir tram kullanılmadan reprodüksiyon için uygun olan herhangi bir
...
line drawing
:
Çizgileri çizme eylemi.
line dropout, missing scanline error
:
Bir çemberin çapı boyunca ve bu birinci çember dışındaki ikinci ç
...
line equation
:
Uzaydaki en az iki nokta ile herhangi bir doğruyu analitik formül
...
line feature matching
:
Görüntülerde eş çizgisel detaylar bulunarak yapılan eşleme yöntem
...
line map
:
Bakınız: planimetrik harita
line of apsides, abcissa axis, abcissa line
:
Her iki yönde sonsuza uzayan eliptik bir yörüngenin büyük ekseni.
line of collimation
:
Teodolit ve nivo gibi optik aletler ve cihazlarda, kıllar şebekes
...
line of communication (loc)
:
Elektrik sinyallerini uzak mesafelere taşıyan yer üstündeki telle
...
line of force
:
Bir manyetik alanda olduğu gibi kuvvetin etki ettiği yönü göstere
...
line of levels
:
Ardışık nivelman noktalarından meydana gelen hat.
line of nodes
:
Ekliptiğin bir gezegenin yörüngesi ile olan iki kesim noktasını b
...
line of position
:
Gözlem ya da ölçü ile belirlenen bir dizi muhtemel konumları birl
...
line of rod
:
Bakınız: kenar mirası
line of sight
:
Gözlenen veya bakılan nokta ile gözlemcinin gözünden izdüşüm merk
...
line of sight, line of collimation
:
Bakınız: görüş (bakış) hattı
line of sight, line of collimation, aiming line
:
Bakınız: bağıl (rölatif) hata
line of sight, viewing direction
:
Bakınız: bakış doğrultusu
line pattern
:
Genelde renk tonları elde etmek veya bir tablo nümunesinin içini
...
line printer
:
Ölçü seritleri kendi ağırlıklarından dolayı sarkması sonucunda, ş
...
line scanner
:
Bakınız: sarkma hatası
line scanner system
:
Bir motorun döndüğü tarayıcı ayna ile, optik-mekanik yöntemle tar
...
line screen
:
Çizgisel tram.
line standard
:
Verilen bir ısı altında ölçüt üzerinde alınan iki çizgi arasındak
...
line thinning
:
Coğrafi bilgi sistemi uygulamalarında, bir coğrafi bilgi sistemi
...
line thinning, line generalisation
:
Bakınız: çizgi seyrekleştirme
line thinning, line tining
:
Bakınız: çizgi/poligon yumuşatma
line, thickness of the
:
Çizginin boyuna dik olarak ölçülen ve dış sınırları arasındaki uz
...
lineage
:
Bakınız: sınır kesintisi
lineal alidade, ruler alidade
:
1.topografik alidat ve ölçme aletinde, gösterge, verniyer ve okum
...
linear
:
Çizgi biçiminde, çizgi niteliğinde olan.
linear accuracy
:
Bakınız: doğrusal incelik
linear building frontage
:
Hava fotoğraflarıyla yorumlamada, homogen alanlardaki yapıların v
...
linear contrast enhancement
:
Bakınız: doğrusal kontrastlık germesi
linear contrast enhancement, contrast stretch
:
Kontrastlık germesi veya kontrast germe olarak da adlandırılan, s
...
linear contrast stretch
:
Bakınız: doğrusal kontrast (kontrastlık) zenginleştirmesi
linear contrast stretching
:
Orijinal görüntü değerleri ile görüntülenen değer arasında doğrus
...
linear distortion
:
Bir objenin bütün uzunluklarında doğrusal etkiye sahip olan bir m
...
linear edge enhancement
:
Görüntüdeki bir kenarı ortaya çıkarmada uygulanan en basit yöntem
...
linear error
:
Bakınız: doğrusal hata
linear feature
:
Bakınız: çizgi detay
linear feature, line feature
:
Harita üzerinde alan olarak gösterilemeyecek kadar az genişliği o
...
linear interpolation
:
Eğri yerine doğrusal bir değişim alınarak yapılan enterpolasyon.
linear magnification
:
Bir cismin, optik sistem olduğu halde görüntünün uzunluğu ile o c
...
linear measure, length dimension
:
Uzunluk birimine oranla değeri. uzunluğu ölçmek için kullanılan m
...
linear parallax
:
Bakınız: mutlak stereoskopik paralaks
linear scale
:
Bakınız: doğrusal ölçek
line-route map
:
Arazi üzerindeki halihazır güzergah ve telgraf devre yapı tipleri
...
lines of equal anomaly
:
Bakınız: eşlenik ışınlar
lining pole, link of levels
:
Bk.kenar mirası ve bağlantı.
link
:
Bakınız: bağlantı
link and node
:
Bir veya daha fazla detayla ilgili bir veya daha fazla bağın bulu
...
link, connection
:
1.diğer bir düğüm noktasına uğramadan bir düğüm noktası ile diğer
...
liquid barometer
:
Bilgisayar ortamındaki sayısal raster ve vektör verilerin çıktıla
...
liquid hand compass
:
Kapayıcı olarak da adlandırılan, metal baskı plakası üzerindeki i
...
list of coordinates
:
Bir pafta veya bir bölgedeki nirengi noktalarının koordinat değer
...
list of directions
:
Bir nirengi istasyonunda “0” değeri olarak kabul edilen bir başla
...
litho copy
:
Bk.litoğrafik kopya.
lithographic copy
:
Litografik işlemler sonucu yeniden üretilen grafik.
lithography
:
Suyla yağın birbirini itmesi ilkesine dayanan bir teknikle, düz b
...
lithosphere
:
Dünya ya da bir uzay cisminin katı kısmı. atmosfer ve hidrosferde
...
local adjusment
:
Bakınız: istasyon dengelemesi
local apparent time
:
Gözlemci meridyeni için görünen güneş zamanı.
local astronomic time
:
Yerel meridyenin üst kolundan itibaren hesap edilen ortalama güne
...
local chart, native map
:
1.bir toplanma bölgesindeki temas uçuşu için düzenlenen büyük ölç
...
local coordinate system
:
Z ekseni orjinden geçen çekül hattı ile çakışan sağ el kartezyen
...
local datum
:
Küçük bir alanda kullanılan jeodezik kontrol ağının referans nokt
...
local horizon
:
Bakınız: görünen ufuk
local hour angle
:
Yerel gök meridyeninden batıya doğru ölçülen açısal mesafe. gök e
...
local lunar time
:
Gök ekvator yayı ya da yerel gök meridyeni ile ayın saat dairesi
...
local magnetic anomaly
:
Yerel manyetik etkilere bağlı olarak, küçük bir alandaki yerin ma
...
local magnetic disturbance
:
Bakınız: yerel manyetik anomali
local mean time
:
1.ortalama güneşin gözlemcinin karşı meridyeninden geçişinden iti
...
local meridian
:
Herhangi bir belirli yer veya gözlemciden geçen ve yerel zaman iç
...
local operations
:
Her bir pikselin parlaklık değerini, o pikselin çevresinde yer al
...
local sideral time
:
İlkbahar ekinoksunun zaman birimleri cinsinden yerel saat açısı.
...
local time
:
1.Greenwich meridyenine ya da bölge meridyenine dayanan zamanın a
...
local vertical
:
Referans yüzeyinin normaline zıt yöndeki gravite ivmesinin yönü.
location plan
:
Bir bölgedeki parselleri ve yapıtları ulaştırma yollarına göre gö
...
location survey, survey of the planimetry
:
Konumları daha önceden hesapla, grafik yöntemle ya da harita, pla
...
lock
:
Bölmeleri olan ve birkaç geminin birden onarımı için kullanılabil
...
locking angle
:
Eğik fotoğraflardaki eğiklik analizinde kullanılan açı (birbirine
...
logical consistency
:
Sayısal harita veri setine ait veri yapısındaki ilişkilerin doğru
...
logical contouring
:
Her münhani için bir seviye çizgisinin konmasına gerek olmadan ve
...
logical data structure
:
Her bir harita kütüğünde birden çok nokta kaydı bulunması, her no
...