eng

Haritacılık Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (9)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
9. Sayfa
border lines :
Bir paftanın içine aldığı yeryüzünün sınır çizgisi.
border, margin, edge :
Bakınız: kenar
bottom :
(hid.) akarsu, deniz veya gölün yatağını meydana getiren kara böl ...
bottom contour chart :
Denizaltı ve gemiler için tasarlanmış olan, ölçülmüş veya derlenm ...
Bouguer anomaly :
Bir noktada ölçülen gravite değeri ile sadece yükseklik ve topoğr ...
Bouguer correction :
Bir gravite ölçümünde, ölçü noktasının yüksekliğini ve noktayı çe ...
Bouguer plate :
Sonsuz uzunluğa ve referans yüzeyinden (genelde jeoid) ölçü nokta ...
Bouguer reduction :
Gravite değerinin, referans yüzeyinin (genelde jeoid) üzerindeki ...
boundary (de facto) :
Hareketli istasyondan, örneğin, herhangi bir uçak ya da uydu sist ...
boundary (de jure) :
Komşu kenar hatları boyunca uçuş yapılarak iki istasyon noktası v ...
boundary discontinuities :
Uygun ağ kenarlarının Shoran hat kesiştirme yöntemi ile ölçüldüğü ...
boundary line common to several parcels, common boundary :
Bir çok parselin ortak çizgisi ve birbiriyle komşu kenarı.
boundary line, boundary vista :
İki Shoran yer istasyonuna eş zamanlı olarak yapılan fotografik p ...
boundary map :
Shoran sistemi ile yereyde herhangi bir istasyon noktası ile hava ...
boundary marker, boundary mark :
İki ülke arasındaki hududun arazide tesbit edilmesi ve haritaya a ...
boundary monument, boundary mark, boundary stone, property corner :
Bakınız: küresel mercek hatası
boundary operations :
Küresellik, ışın kırılması, Shoran istasyon noktasının yüksekliği ...
boundary survey :
Kırmızı, yeşil, mavi gibi renk terimi.
bow compases :
Küçük daire, çember çizmek için kullanılan pergel.
Bowie effect :
Jeoidin referans sferoidine göre yüksekliği ve sapmalarından nede ...
Bowie method of adjustment :
Üçgenleme yoluyla nirengi ağı tesisinde, büyük nirengi ağlarının ...
box :
Yat limanlarında su, elektrik, telefon ve televizyon ikmal noktal ...
box compass, trough compass :
Plançete veya düz satıhlar üzerinde manyetik meridyeni işaretleme ...
braced quadrilateral :
Her köşesinde alet kurularak iç açıları ve köşegenle kenarları ar ...
break angle :
Bindirmeli olarak çekilmiş bir resim çiftinde, her bir resmin nad ...
break circuit chronometer :
Bir periyodik tam devir ya da daha az bir sürede gezegen ya da uy ...
breakaway strip method :
İki veya daha fazla fotoğrafın, ortak nokta ve detaylardan yararl ...
breaking down of partnership, becoming depraved of share/sharing :
İştirak halinde kayıtlı taşınmaz mallarda iştirak halinin bozular ...
breakwater :
Kıyı ve limanlarda su ulaşım araçlarının barınmaları, yükleme ve ...
breakwater, mole :
1.kıyıya bağlantılı olarak yapılan, limanı hakim rüzgarlara karşı ...
bridge :
Bir akarsu, su yolu, boğaz, yeryüzünün bir çöküntü alanı veya çök ...
bridge clearance :
Bir köprünün altından geçiş için elverişli olan yükseklik veya ge ...
bridging, tying, tie :
1.koordinatları bulunmak istenen herhangi bir noktaya koordinatla ...
brightness scale :
Bir hava fotoğrafının ortalama parlaklık derecesinin, resim çekim ...
brightness value :
Dünya yüzeyi, arazi, yeryüzündeki doğal ve yapay detaylar, karala ...
brightness, clearness :
Bir optik sistemin içinden geçirdiği ışık gücünün, üzerine gelen ...
British Grid Reference System :
Askeri haritalarda kullanılmak üzere İngiltere tarafından dörtgen ...
broadcast ephemeris :
Verilen bir zamanda başka bir deyişle bir referans periyodunda uy ...
broken base :
Üçgenleme yoluyla nirengi sıklaştırmasında iki veya daha fazla pa ...
broken ground, rough ground :
Engebeli arazi veya inişli çikişlı arazi şeklinde olan ve yamaçla ...
broken tape measurement :
Standart 100 feet uzunluğundaki bir şeridin omuz seviyesinin üzer ...
browsing, browse :
Veritabanındaki tanımlanmış veya tanımlanmamış özellikleri bulmak ...
Brunton compass :
Brunton cep pusulası olarak da bilinen, hem pusula istikametlerin ...
Brunton pocket transit :
Bakınız: Brunton pusulası
bubble axis :
Bakınız: düzeç ekseni
bubble level :
Merkez doğrultusu dairesel yay oluşturan, iç yüzeyi hassas olarak ...
buffer :
Coğrafi bir detayı (nokta, çizgi veya poligon) çevreleyen belirli ...
buffer analysis :
Tampon bölge içine giren diğer coğrafi detayları sorgulayarak yap ...
buffer zone :
Coğrafi bilgi sistemi uygulamalarında kullanılan, özel bir alanı ...
bug :
Bilgisayar donanımındaki bir arızayı (aksaklığı) ya da bilgisayar ...
bull’s eye level, bubble level :
İç yüzü küresel olarak traşlanmış, içinde bir kabarcık kalacak şe ...
bundle block adjustment :
İki veya daha fazla ışınsal doğrultunun geçtiği veya kesiştiği no ...
bundle block adjustment, block adjustment by photographs :
Bk.ışın demetleriyle blok dengeleme.
buoy :
Akıntı ölçme istasyonundaki yükselme ve alçalmaları kaydeden otom ...
burn :
Baskı plakasını pozlama işlemi.
burned forest :
Yangın neticesi ağaçları kısmen veya tamamen harap olan orman.
bush, shrub :
İnce odunlaşmış gövdesi, çoğunlukla dikenli ve çok gövdeli olan, ...
bushes, shrubbery :
Bakınız: çalılık
buying right, purchasing right :
Bir taşınmaz malı belli bir bedelle belli bir süre içinde malikin ...
byte :
Bilgisayarda bir birim olarak işlenen, çoğunlukla sekiz bitten ol ...
bz curve :
Fotogrametrik nirengide, stereo üçgenleme yapılan bir kolon kolon ...
bz curve method :
Çok sayıda ardışık kolonun yöneltilmesinde, izdüşüm merkezlerinde ...
c constant :
Bakınız: nivo sabiti
cadastral list :
Kadastro listesi, kütükleri ve kayıtlarına verilen isim.
cadastral map :
Arazi sahibinin kayıtları ve arazinin tanımlanması amacıyla kulla ...
cadastral plan, property map :
1.üzerindeki her türlü mülkiyetin yerini, sınırını, yüzölçümünü, ...
cadastral record :
Kadastro haritası, planı, mülkiyet sınırı ve sahibini, bunlara il ...
cadastral survey, land register survey :
Arazinin el değiştirmesi veya en küçük limitleriyle tanımlanabilm ...
cadastral survey, property survey :
Bakınız: kadastro ölçümü
cadastre :
İl ve ilçe sınırları içinde taşınmaz malların hukuki ve geometrik ...
cairn :
Bakınız: höyük
calendar day :
İki gece yarısı arasında geçen süre. takvim günü süre olarak orta ...
calendar month :
Bir yıl süresinin yaklaşık olarak 12'ye bölünmesiyle elde edilen ...
calendar year :
Tropik yıla dayanan geleneksel yıl. tropik yılın kesirli olmaması ...
calibrated focal lenght :
1.bir kameranın bütün kullanım alanındaki distorsiyonun negatif v ...
calibrating one's pacing :
Belirli bir kişinin adımının uzunluk değerini anlamak için biline ...
calibration :
(fotg., ölç.) bir kamera, alet, cihaz veya sistemin belli bir sta ...
calibration card :
Bir kamera, alet, cihaz veya optik sistemin kalibrasyon düzeltmel ...
calibration constants :
Kamera merceğinin kalibre edilmiş odak uzaklığını ve asal noktanı ...
calibration correction :
Herhangi bir alet, cihaz, kamera veya optik sistemin kalibrasyonu ...
calibration course :
Bakınız: arazi komparatörü
calibration error :
Bakınız: alet hatası
calibration plate :
Pozlama anında kameradaki filmin emülsiyonlu tarafının pozisyonun ...
calibration report, calibration certificate :
İmalat ve üretiminden sonra fabrikalarda hassas laboratuvar ölçüm ...
calibration table :
Alet, kamera veya optik bir sistemin kalibrasyonu ile elde edilen ...
calibration templet :
Bakınız: kalibrasyon raporu
cam :
Çizimde, verilen birkaç noktadan geçmesi gereken; verilen eğriler ...