İng. station equation
Ripaj, varyant veya ölçüm farklılıkları nedeni ile kotta veya kilometrede yapılan değişikliklerin geri (G) ve ileri (İ) olarak belirtilmesi (örneğin 6+845.12G/6+840.33İ gibi).
Değer, yaş, hak, ödev vb. lerinde eşit olma. Toplumsal eşitlik: Yasalarla tanınmış hak ve yükümlülüklerde bütün yurttaşların eşit olması, özdeşliği. siyasal eşitlik: Yurdun yönetimine katılma haklarında (seçme ve seçilme) bütün yurttaşların eşit olması. fırsat eşitliği: Bireylere toplumsal yaşamın her alanında (eğitim, kültür, ekonomi vb.) kendilerini geliştirebilmeleri için eşit olanaklar sağlanması. Eşitlik ilkesini gerçekleştirme isteği türlü derecelerde olabilir: Ahlaksal bir gereklilik olarak insanlara eşit kişisel haklar tanımaktan, bireyleri mekanik bir biçimde her yönden eşit kılmaya değin uzanabilir.
Düşüncenin yeterince, belli oranda anlatımı. (Sözcükler belli orandan az olursa özlenme: [es. t. icaz] çok olursa uzatı: [es. t. itnab, iksar] denir.
Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasal haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu.
Eşit (=) belirtimiyle birbirinden ayrılan iki yanlı simgesel anlatım, bk. denklem.
Takımların ya da teklerin, yarışma sonucunda herhangi bir biçimde eşit olmaları.
Eşitlik iminin iki terimden oluşturduğu tarndeyim: a = b. || Anl. özdeşlik.