Vakfın feshi kabil olmayacak bir halde bulunmasıdır. Vakfın cevazında ittifak vardır. Fakat lüzumu ihti1aflıdır. İmâm-ı A'zam'ın re'yine göre vâkıf, vakf eylediği malı mütevelliye teslim etse dahi ariyet kabilinden olup lüzum ifade etmez ve binaenaleyh vâkıf, vakfından her zaman rücu' edebilir (vazgeçebilir). Yalnız adı geçen imama göre vakıf iki suretle lazım olur. Biri hakimin lüzumuna hükmü ile ve diğeri ölümden sonraya izafetle yani vasıyet suretiyle. Hakim vakfın sıhhat ve lüzumuna hükmedince lazım olup artık bu vakıf fesh ve ibtal olunamaz. Buna tescîl-i vakf (vakfın tescili) de denir. Nitekim bir kimse vasiyet yoluyla vakıf yapıp da vasiyetinde ısrar ederek vefat ederse o vakıf fesh ve iptal olunamaz. İmam-ı Yusuf'un ictihadına göre, vakıf lazım olarak in'ikad eder, vücud bulur. Lüzumu hakimin hükmüne muhtac olmadığı gibi mütevelliye teslime de bağlı değildir.
İmâm-ı Muhammed'in ictihadına göre vakıf teberru' kabilinden olduğundan vakıf mal mütevelli veya meşrûtunlehe teslim edilmedikçe lüzum ifade etmez. Vakıftan her zaman rücu' olunabilir. Fakat mütevelliye veya meşrûtunlehe teslim olunca lüzum ifade edip artık ondan dönülemez.Bu ihtilafa mebni vakıf yapanlar hakime müracaatla vakıflarının lüzumuna hüküm alırlar. Çünkü hakim ictihadî meselelerde herhangi kavl (görüş) ile hükmederse onunla amel vâcib olur.