eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Vakıf Terimleri Sözlüğü (M - 1)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Vakıf Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Vakıf Terimleri Sözlüğü (M - 1. Sayfa)
Mahall-i Sadaka
:
Sadaka alabilecek durumda olan kimsedir. Fakirler, miskinler gibi
...
Mahall-i Vakf
:
Mevkûf lafzının mürâdifidir. Vakıf tasarrufu kendi üzerine vârid
...
Mâhi'n-nukûş
:
Mâhî, yok etnıek manasında olan mahv maddesindendir. Nukuş, nakşı
...
Mahkeme-i Evkâf
:
Vakfiyet, tevliyet, icâreteynle tasarruf gibi davalar1a gayr-i me
...
Mahlûl
:
Mutasarrıfının intikal sahibi bırakmaksızın vefatı gibi bir sebep
...
Mahlûl Gedik
:
Mutasarrıfının haklarından azâde kalarak rakabe mâlikine rücu' ed
...
Mahlûl Muaccelesi
:
Mukataa-i kadîmdeki müstegallât-ı vakfiye ile icâreteynli vakıf
...
Mahyacı
:
Minareler arasına geceleri kandillerle dinî, ahlakî ve ictimâî ve
...
Maklûan Kıymet
:
Yıkıldıktan sonra bina enkazının ve sökülen ağacın kıymetleridir.
...
Mal
:
İnsan tabiatının meyledip ihtiyaç zamanı için biriktirilen şeydir
...
Mal-ı Vakf
:
Vakfa ait mal demektir.
Ma'lûm
:
Vazife demektir. Çoğulu meâlîmdir. Mütevellinin ma'lûmu denince m
...
Mâniun-nukuş
:
Cami', medrese, türbe ve helâ gibi binaları dolaşârak bunların du
...
Mansur Mütevellî
:
Mütevellî olması hakkında vâkıf tarafından bir şart olmayan münhâ
...
Masârıf-ı Vakf
:
Vakfın menfaatleri kendilerine meşrût olan cihetlerdir. Buna meşr
...
Meberrât
:
Meberre'nin çoğuludur. Meberre iyilik ve ihsan demektir. Aslı ola
...
Mebniyyen Kıymet
:
Ebniyenin, yerinde bulunduğu halde kıymeti demektir ki arz bir ke
...
Meclîs-î Şer'
:
Hakimin muhâkeme veya bir takrîr dinleme için akd eylediği celse
...
Mefhûm-ı Muhâlif
:
Kendisinden sükût olunan şeyin hükmünde mantûka yani söylenen hük
...
Meli
:
Mallı, zengin demektir. Mesela, vâkıf bir ciheti hayre "Hayır cih
...
Men Leh Ül-istiğlâl
:
Vakfın gallesi kendisine meşrûd olan kimsedir. Mesela bir kimse b
...
Men Lehüs-süknâ
:
Bir vakıf binanın süknası kendisine meşrut olan kimsedir. Mesela,
...
Menâfi-i Vakf
:
Vakıf malların temin eylediği faide ve menfaattir. Kira, ribh, sü
...
Menkul
:
Bir mahalden başka mahalle nakli mümkün olan şeydir. Nukud, urûz,
...
Menşûr
:
Padişah tarafından tevcih olunan vezâret ve müşirlik rütbesi veri
...
Merâfik
:
Mirfak'ın çoğuludur. Mirfak bir işi suhületle tutmak ve suhûletle
...
Meremmet
:
İslâh ve tamir etmek demektir.
Meremmet-i Gayr-i Müstehleke
:
İstihlâk edilmeden binâdan ayrılması mümkün olan meremmetdir. Mer
...
Meremmet-i Müstehleke
:
İstihlâk edilmeden binadan ayrılması ka'bil olmıyan meremmetdir.
...
Merkad
:
Uyuyacak yer demektir. Bu münâsebetle Peygamberimiz Efendimizin M
...
Mesâlih-i Mescid
:
Mescidden maksâd olan gayenin tahakkuku vücudlarına mütevakkıf bu
...
Mesâlih-i Vakf
:
Vakıfdan maksud olan gayenin tahakkuku vücuduna mütevakkıf olan h
...
Mescid
:
Müslümanlara mahsûs ibâdet mahalli demektir. Küçüğüne büyüğüne me
...
Mesnevi
:
Celalüddin-i Rumi hazretlerinin Farisi manzum olarak vücuda getir
...
Meşrûtün-leh
:
Vâkıf tarafından vakfın menfaati kendisine şart olunan cihettir.
...
Mevkûf
:
Vakf olunan maldır.
Mevkûfun-aleyh
:
Vakıf tarafından vakfın menfaati kendisine şart olunan cihettir.
...
Mevlâ
:
Mâlik, efendi gibi muhtelif mânalara gelen bu kelime azad eden ve
...
Mezbûr
:
Okuması ve yazması olmayan ve ismi geçen şahıs beyanında kullanıl
...
Mil
:
Evvelce Osmanlı Devleti'nde 2500 ve Avrupa'da 1000 zira' tulunde
...
Miskin
:
Hiç bir şeye mâlik bulunmayan kimsedir. Çoğulu mesâkin'dir.
Muallim
:
Mekteplerde ders veren, öğreten zattır.
Muâmele-i Şeriyye
:
Muâmele-i hukukîyye demektir. Faiz ilzâmı için yapılan muâmeleye
...
Mugârese
:
Bir arz üzerinde ağaç dikip yetiştirmek ve meydana gelecek semere
...
Muhdes Gedik
:
1247 Hicri tarihinden sonra ihdas olunan gediklerdir.
Muid
:
Lûgatte iade eden mânasındadır. Örfde medreselerde talebenin ders
...
Mukataa
:
Arsası vakıf ve üzerindeki bina ve ağaçları mülk olan akarda muta
...
Mukataa-ı Zemin
:
Mîrî arâzî üzerinde yapılan binaların yerleri ile koru ve mer'a o
...
Mukataa-i Kadîmeli Müstegallât-ı Vakfiyye
:
Mukataa ile icâr olunup henüz üzerine bina inşa ve ağaç dikilmeye
...
Mûmâ-ileyh
:
İsmi geçip okuması yazması olan şahıslarda kullanılır. Filân efen
...
Munkatıul-âhir
:
Başlangıçta meşrutün-lehi bulunduğu halde sonradan bi'l-külliyye
...
Munkatıul-evsât
:
Başlangıçta meşrutûn-lehi mevcûd iken bir aralık münkatı' olan va
...
Munkatıül-evvel
:
Başlangıçta meşrut'ün-lehi olmayan vakıfdır. Meselâ: vâkıf vakfın
...
Munzam Mütevellî
:
İhtiyaç zamanında mütevellîye yardım etmek üzere hakim tarafından
...
Murabıt
:
Düşmanın tecavüzünden memleketi muhafaza için hududlarda ikamet e
...
Musallâ
:
Namaz kılınacak yer demektir. Bazı şehirlerde ve yollarda su başl
...
Musennat
:
Sınır ve su bendi ve su harklarının kenarlarıdır. Çoğulu müsenney
...
Musılla-i Sahn
:
Fatih Camii şerifinin Akdeniz ve Karadeniz taraflarında yüksek ta
...
Musılla-i Süleymaniye
:
Süleymaniye yüksek medreselerinin idâdi medreseleri idi. Süleyman
...
Mustahlas Gedik
:
Başka yere nakl edilmek üzere kadîm mahallinden tahlîs olunduğu h
...
Mutasarrıf
:
İcâreteynli vakıflar gibi tedâvül kabiliyetini haiz bir vakıf gay
...
Muvakkit-hâne
:
Bazı cami' avlularının bir köşesinde vakit tâyini için yapılan bi
...
Müctehed Ün-fih
:
Hakkında sarih ve kat'i nass olmadığı cihetle islam müctehidlerin
...
Müddet-i Sefer
:
Orta yürüyüşle üç günlük yol- dur. Bulunduğu yerden, üç gün uzak
...
Müderris
:
Tedrîs masdarındandır. Medreselerde mu'tad usûl dairesinde ders v
...
Müessesât
:
Müesses'in çoğuludur. Müesses, vücuda getirilen eser manasındadır
...
Müessesât-ı Hayriyye
:
Ma'bedler, mektepler medreseler, hastahâneler ve sâir hayrî eserl
...
Müezzin
:
Cami' ve mescidlerde namaz vakitlerinde ezan ve kamet vazifelerin
...
Müftekir
:
Fakir ve muhtac mânasınadır. Zengin iken sonradan fakir düşmüş de
...
Müfti
:
İftâ masdarındandır. Şer'i mes'eleler hakkında sorulan suallere c
...
Mülk
:
İnsanın mâlik olduğu şeydir. Ayn, alacak ve menfâate şâmildir.
Mülk Gedik
:
Vakıf olunmayan gedikdir. Bkz. Gedik
Mülknâme
:
Hükümdar tarafından bir arâzî parçasının şer'i haklarının veya re
...
Münâkale-i Vakf
:
Vâkıfın bir maldan vakfiyeti diğer malına nakil etmesidir ki isti
...
Münâkasa
:
Eksiltmek, noksanlaştırmak demektir. Hayrî müesseselerin mübayaa
...
Mürid
:
Bir mürşide intisap edip te henüz sülûk derecesine vasıl olmıyan
...
Mürsad
:
Bir vakfı tamirden mütevellid borçtur. Şöyle ki, vakıf ta'mire mu
...
Mürtezika
:
Vakfın menfaatleri kendilerine şart olunan kimselerdir.
Müsâfir
:
Sefer maddesindendir. Sefer bir yerden diğer yere gitmek, intikal
...
Müsakat
:
Bir kimsenin ağaçlarını hasıl olacak hasılat aralarında taksim ol
...
Müsakkaf
:
Sakfı yani tavanı havi binaları müştemil olan müstegaldır. Ev ve
...
Müske
:
Lûgatte temessük olunan şey demektir. Istılahda, bir arzda ziraat
...
Müstağnen Anh Vakf
:
Kendisine ihtiyaç kalmayan vakıfdır. Meselâ; bir köy tamamen dağı
...
Müstegâl
:
Hayrî cihetlerin idâresi için iktiza eden galle ve vâridâtı getir
...
Müstehikkul Kal' Olarak Kıymet
:
Makluan kıymetten kal' ücreti tenzîl olunduktan sonra kalan kıyme
...
Müstekâr Gedik
:
Muayyen bir gayr-i menkulde kararı bulunan gediktir. Bkz. Gedik.
Müstesnâ Evkâf
:
Evkâf idâresinin mürâkabesi olmaksızın doğrudan doğruya mütevellî
...
Müşârun-aleyh
:
İlim veya resmî mevkii yüksek olan zatlarda kullanılır. Yüksek il
...
Müşrif-i Vakf
:
Mütevellînin tasarrufatını mürâkabe altında bulundurmak üzere tây
...
Mütefevviz
:
Tedâvül kabiliyetini haiz müsakkafat ve müstegallât-ı mevkûfede t
...
Mütekellim Ale'l-vakf
:
Vakfın müteveflîsi demektir. Mütevellî ve mütevelîi mânasında ola
...
Mütevelli
:
Vakıf işlerini idare ve rü'yet etmek üzere tâyin olunan zattır. M
...
Müteverrî
:
Memnû' ve haram olan ve günah ve hürmet şüphesi bulunan şeylerden
...
Müttekî
:
Haram ve memnû' olan şeylerden sakınan kimsedir. Müteverri' ile m
...
Müvella
:
Mahalli hakimin bakmasına mâni' bulunduğu hallerde, hukûkî bir ih
...
Müzâraa
:
Bir taraftan arâzî diğer tarafdan amel yâni ziraat olmak ve hasıl
...
Müzâyede
:
Ziyâdeleştirmek, artırmak demektir. Vakıf akarların icârı ve hası
...