Allah yolunda ölen kimsedir ki fıkıh ıstılâhında dünveyi ve uhrevi hüküm bakımından hakikî ve hükmî olmak üzere iki kısımdır. Harb meydanında ölen veya asiler ve yol kesenler tarafından öldürülen veya harb meydanında ölü olarak bulunup ta vücûdunda eser-i cerh olanlar hakikî şehidlerdir. Suda boğulan, ateşde yanan ve gurbette vefât eden ve arz hareketi esnasında enkaz veya toprak altında kalıp ölen ve Kolera ve Veba'da ve doğum esnasında veya sonra müddet-i nifasda ve zatül-cenb gibi hastalıklar sonunda ve ilim yolunda ahirete intikal edenler, hükmen şehiddirler. Yâni hirette şehid sevâbına nail olurlar. Bunların hükümleri fıkıh kitaplarında tafsiltâtiyle beyân olunmuştur.