eng

Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü (6)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
6. Sayfa
mektup türü :
Bir yazarın her hangi bir konu üzerindeki düşünce ve duygularını ...
mektuplu roman :
Olguların, kişilerin birbirine yazdıkları mektuplarla anlatıldığı ...
mektupsu yazarı :
Yazıları mektup türünde olan yazar.
melodram :
1. (Eskiden) Bazı yerlerinde müzik çalınan fakat sözleri ezgili o ...
mesel :
(Söz Sanatı) İbret almağa meydan verme yoliyle insana bir ahlak v ...
mesnevi :
(Divan Edebiyatı) Her beyti ayrı uyaklı koşuk şekli.
metin :
Bir eserin, bir yazının öz ibaresi ileri sürülen fikri anlatmak i ...
mevize :
Özenle hazırlanmış ve çoğu yazıya geçmiş vaız. bk. Vaız sözenliği ...
mezar şiiri :
Romantik öncesi devrinde, konu olarak geceyi, ölüleri ve mezarlar ...
minnesenger :
Orta çağda, şehirlerde işçi sınıfından yetişen şairlere Almancada ...
monogatari :
(Japonca) Japonların masal, hikâye, roman türlerine verdikleri ge ...
muamma :
(Divan Edebiyatı) Çözülünce, meydana birinin adı çıkan bilmece.
muaşşer :
(Divan Edebiyatı) Onar dizeli dönülerden meydana getirilmiş koşuk ...
Murassa :
(Divan Edebiyatı) Kelimeleri karşılıklı olarak seçili olan cümlel ...
mücerret :
(Divan Edebiyatı) bk. Müfret.
müedda :
(Divan Edebiyatı) Bir sözün anlamı.
müfret :
(Divan Edebiyatı) Uyaksız beyit. Buna Mücerret ve Mühmel de denir ...
mühmel :
(Divan Edebiyatı) bk. Müfret.
mühür beyti :
(Halk Edebiyatı) bk. Mahlas beyti.
münacat :
(Divan Edebiyatı) Tanrının affü mağfiretini niyaz yolunda yazılmı ...
münşeat :
(Divan Edebiyatı) Eski tarzda yazılmış nesirli parçalar dergisi.
münşi :
(Divan Edebiyatı) Eski tarzda güzel nesir yazan.
müsebba :
(Divan Edebiyatı) Yedişer dizeli bentlerden meydana gelmiş koşuk.
müsecca :
(Divan Edebiyatı) Secili. bk. Seci.
müsemmat :
(Divan Edebiyatı) Dize sonlarındaki uyaktan başka her beytin için ...
müsemmen :
(Divan Edebiyatı) Sekizer dizeli bentlerden meydana gelen koşuk.
müşattar :
(Divan Edebiyatı) bk. Teştir.
naat :
(Divan Edebiyatı) Peygamberin vasıflarını anlatmak ve şefaatini d ...
naga-uta :
(Japonca) Nöbetleşe beş ve yedi heceli dizelerden ibaret olmak üz ...
nataka :
(Sanskritçe) Sanskrit dilinde yazılmış dramlardan rupaka sınıfını ...
nazım :
1. (Halk Edebiyatı) Halk edebiyatında mesneviye verilen ad. 2. He ...
nazımlı :
Nazım haline konmuş, nazımlanmış, (NAZIMLI MEKTUP, Epitre NAZIMLI ...
Nefes :
(Tekke Edebiyatı) bk. İlâhi.
nekre :
Ciddi bir tavırla söylendiği halde alay olduğu belli olan ince ve ...
nekreli roman :
Aslında heyecan verecek nitelikte olmıyan olgular içinde dokunaca ...
nesip :
(Divan Edebiyatı) Bir kasîdede övgüye başlamadan önce aşk üzerine ...
Nesir :
Genel olarak tartı, ölçü ve uyak gibi kayıtlara bağlı olmıyan dey ...
nesir türleri :
Edebiyatın hep nesir halinde olan hikâyeleme, öğretme, mektup ve ...
nesircı :
Sanatını nesirde gösteren edebiyatçı.
nesirsi :
Nesre pek yakın olan bir nazım şekli.
nicel taylam :
Hecelerin süre farkına dayanan taylam.
nikki :
(Japonca) Japonların, gündelik olayları kaydederek meydana getird ...
nitel taylam :
Hecelerin ses yüksekliğine dayanan taylam.
no :
(Japonca) Din âyinlerinden çıkma bir çeşit danslı ve lirik Japon ...
noktacılık :
Bakınız: Yeni izlenimcilik
norito :
(Japonca) Eski Japon edebiyatında, âyinlerde kullanılan ilkel nes ...
Nutuk :
(Tekke Edebiyatı) Mürşitlerin, tarikate girenlere yol iz gösterec ...
nükte :
(Söz Sanatı) İnce, ustalıklı, dokundurucu ve çoğu hoşa giden fiki ...
nüsha :
Aynı tipte yapılan veya aynı basımdan çıkan şeylerin her biri.
obartma :
(Söz Sanatı) Zihinde kuvvetli bir iz bırakmak üzere bir şeyi ya o ...
od :
1. Eski Yunan ve Lâtin edebiyatında ezgilenmek üzere yazılan her ...
Okul :
Sanatta, edebiyatta başka bir görüş, başka bir duyuş ve anlayış i ...
okuncak :
Bir resmin, bir karikatürün altına yazılan yazı.
olgu birliği :
Eski Yunanlılara göre, bir sahne eserinin başlıca bir olguyu yürü ...
olgu romanı :
Ruh ve duygu çözümlemesine girişmeyip yalnız olaylar anlatan roma ...
olumluk :
Bir kimsenin hayatını ilgilendiren her şeyi hikâye eden yazı (OLU ...
oluntu :
1. Bir koşukta, bir hikâyede asıl olaya karışan ikinci derecede o ...
onarma :
(Söz Sanatı) Söylediği bir sözü hemen reddedip onun yerine daha k ...
onlu :
On dizeli dönü veya kesek.
opera :
Orkestranın uydaşlığiyle ( refakatiyle) oynanan şarkılı, nazımlı ...
operet :
Eğlenceli ve hafif küçük opera.
oranlılık :
(Söz Sanatı) Bir fikir anlatılırken kullanılacak kelimelerin anla ...
orfecilik :
Yirminci yüzyıl başlarında beliren ve aynı adı taşıyan eski gizli ...
orta klasik komedi :
Yunan komedisinin, korosu kaldırılmış ve gelişmiş olan, yeni devr ...
ortada uyak :
İki yarımlı dizelerde birinci yarım dizelerin uyağı.
ortaksama :
(Söz Sanatı) 1. Karşımızdakine söz söylerken, yalnız onu ilgilend ...
ortaya düşmüşlük :
İfadede kullanılan fikir ve mecazların pek kullanılmış olması hal ...
orunlama :
(Söz Sanatı) Bir konunun yerine, onunla benzerlikleri olan başka ...
oylaşımlı soru :
(Söz Sanatı) Bir karara varmak maksadiyle kendine karşı danışır g ...
Ozan :
1. Eski Oğuzlarda Oğuz destanlarını okuyan saz şairi. Ozanların O ...
öğretimli roman :
Okuyuculara her hangi bir bilgi vermek üzere yazılmış roman.
öğretme türü :
Bir öğretim amaciyle kaleme alınan yazılardan ibaret edebiyat tür ...
öğütlük :
Kendisinden bir ahlak dersi çıkarılan kısa hikâye.
ölçü :
1. Bir dizedeki hece sayısı, ki bölünüşlerine göre çeşitli tartıl ...
ölçü zoru :
Ölçü ve tartı dolayısıyla nazımcının, kimi vakit düştüğü zorluk.
önceleme :
(Söz Sanatı) Hasımdan gelebilecek takışmaları ondan önce gözönüne ...
öncü :
Sanatta mevcutların önüne geçerek yeni bir çığır açan (hareket, s ...
öndem :
Bir romanda veya bir sahne eserinde asıl konu olarak ele alınan o ...
önörgü :
Sanatçının, gereken şekil ve süslerle doldurarak eseri meydana ge ...
önsöz :
Bir eserin amacını belirtmek üzere onun baş tarafına eklenen, fak ...
öre :
Gazete, dergi veya kitap gibi yazılı şeylerde sayfanın yukarıdan ...
örnekleme :
(Söz Sanatı) Ortaya konulan bir fikri inandırmak veya kuvvetlendi ...
örtmece :
(Söz Sanatı) Doğrudan doğruya kendi kelimesini ağıza almaktan her ...
örüşük üçlü :
Dante'nin Divina Commedia'da kullandığı koşuk şekli ki uyakları b ...
öteleme :
(Söz Sanatı) Bir şeyi anlatmak için ondan önceki veya sonraki ola ...
övgü :
Birini veya bir şeyi övmek için yazılan yahut söylenen söz (ÖVGÜL ...
övgü söylevi :
Birini övmek üzere verilen söylev.
övgümsü yergi :
(Söz Sanatı) İlk bakışta över gibi görünen sözlerle yerme.
övmelik :
Bir eseri övmek için yazılan ve o eserin başına konan yazı.
övürlük :
Konuşmada olduğu gibi sade ve zorluksuz yazma veya söyleme tarzı.
öze yönenme :
(Söz Sanatı) Şairin kendini ayrı bir kimse sayarak kendine hitapt ...
özensizlik :
Dikkatsizlik yüzünden yapılan ufak tefek üslûp yanlışları.
özenticilik :
Onyedinci yüzyıl başlarında Fransa'da meydan alan özentili, şataf ...
Özgün :
(Bir eser hakkında) İlk meydana getirilen. 2. (Çevirme esere karş ...
özgür nazım :
Ölçü, tartı, uyak gibi kayıtlarla bağlı olmadan yapılan nazım şek ...
özlü :
Az kelime ile çok şey anlatan (ÖZLÜLÜK, İcaz, Concision).
özolumluk :
İnsanın kendi yazdığı olumluğu.
özolumluk romanı :
Yazarın kendi hayatı veya hayatının bir evresi kahramanlardan bir ...
özöğrenimli :
Öğretmen görmeden, kendi kendine bir bilgiyi edinmiş olan (kimse) ...
özsöz :
Bir konu hakkında en çok bilinmesi gereken şeyi az kelime ile anl ...