eng

nesne nedir? object, detail ne demek?

nesne

İngilizce: object, detail

Raster, vektör, veritabanı ve metin biçimlerinde olabilen, bütünleşmiş ve düzenlenmiş veri parçası. diğer bir tanımla, harita, plan gibi mevcut kaynaklardan detayların sayısallaştırılarak bilgisayar ortamına aktarılmış olan sayısal ifadesine verilen isim.

Haritacılık Terimleri Sözlüğü

nesne

Cümlede öznenin, dolayısıyla fiili geçişli olan yüklemin etkilediği şahsı veya şeyi gösteren, yalın veya yükleme durumu eki almış kelime: Abdullah Efendi gecenin sükûneti içinde bu manzarayı doya doya seyretti (A. H. Tanpınar, Abdullah Efendinin Rüyaları, s. 52). Çiy, garip bir aydınlık onları içinden aydınlatıyor, çok müşahhas ve zalim bir macera sahibi yapıyordu (A. H. Tanpınar, göst. e., s. 53). Kadının yüzündeki solgunluğu merak etmese idi bunları ona soracaktı (A. H. Tanpınar, Yaz Yağmuru, s. 65). Beni başkalarının merhameti, inayeti, yahut keyif ve hevesi idare ediyordu (R. N. Güntekin, Acımak, s. 49). Sermed kendini yeniden dünyaya gelmiş sandı (S. Erol, Ülker Fırtınası, s. 70). Eve geldikleri vakit, teyzesi Müfid'e bir mektup uzattı (P. Safa, Şimşek, s. 178). Bir cürüm yaptığıma kani değilim. Hakarete uğradım ve cevabını verdim Siz de benim yerimde olsaydınız aynı şeyi yapardınız (P. Safa, Biz İnsanlar, s. 153). Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Dünyayı unutmadık ne demek işte ben o gün orada anladım (K. Tahir, Esir Şehrin İnsanları, s. 201). Oğlum bana hediye göndermiş sen bu konuda ne düşünüyorsun? Dün akşamki toplantıda gençler ilgi çekici sorular sordular vb. || Bir cümlenin nesnesini daha belirgin duruma getirmek, nitelendirmek veya pekiştirmek için nesneye, yine nesne durumunda olan açıklayıcı kelimeler eklenebilir: o kızı, o zengin kızı istiyorsun demek (H. Z. Uşaklıgil, Ferdi ve Şürekâsı, s. 107) Ben dedim, gölü görmeye gidiyorum, Karakurt gölünü (S. Faik, Bütün EserleriI: Semaver, Sarnıç: Hanımın Karısı, s. 180). İki ayaklıların dünyasını arıyor, kendi yaratacağı dünyayı (K. Tahir, Yol Ayrımı, s. 461) vb. Nesne türleri için bk. Açıklayıcı nesne, belirli nesne, belirsiz nesne.

Gramer Terimleri Sözlüğü

nesne

(Lat. objectum = karşıda bulunan, karşıya konan) : 1. (Genellikle) Karşımızda bulunan şey.
2. Öznenin bağlılaşık kavramı olarak, özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey: a. Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanan nesne, kendisine yönelen bir edim olmadan var olmayan şey bilinçte, düşünme nesnesi (konu) olarak düşünme olayının karşısında bulunan şey düşüncel (ideal) nesne. b. Özne ediminden, bilinçten, bağımsız olan gerçek (real) nesne gerçeklik olarak, dışdünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey.

TDK Felsefe Terimleri Sözlüğü

nesne

(Derleme., belirtili nesne, -i'li tümleç, -i'li nesne) Geçişli eylemi tümleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: Ali bir kitap almış Öğrenci para bulmuş, sahibine vermiş Öğretmen ders anlatıyor Meseleyi çözmeden gitmeyin Çocuklar annelerinin evde bulunmayışını fırsat bilirler Ali evi sattı, bahçeyi bıraktı Bazı insanlar okumayı sever, yazmayı sevmez Kar bütün limanı sarmıştı vb.

Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü

nesne

Doğal çevresinden olduğu gibi alınarak incelenmek üzere dersliğe ya da deney odasına getirilen herhangi bir konu.

nesne

İnsanın dışında kalan, görülebilen, dokunulabilen, bir ağırlığı ve kütlesi olan her türlü özdeksel varlık.

nesne

Dilsel nesne ya da dildışı nesne.