eng

Çevre Terimleri Sözlüğü : İngilizce Terimler (4)

# A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z

Çevre Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Çevre Terimleri Sözlüğü (4. Sayfa)

Discharge :
Çevreye bırakılan bütün kirleticiler için kullanılan terim. Gaz b ...
Dispersion :
Sözgelimi, bir doğal kaynaktaki yoğunlaşmış kirleticinin yayılma ...
Disposable :
Bir kez kullandıktan sonra atmaya yönelik.
Disposal :
Bir maddenin tasfiyesi yada işleme uğratılması süreci. Atık tasfi ...
Dissolved inorganic carbon :
Çözünmüş inorganik karbon.
Dissolved inorganic phosphorus :
Çözünmüş inorganik fosfor.
Dissolved organic matter :
Çözünmüş organik madde.
Dissolved oxyge :
Su veya atık su içinde çözünmüş halde bulunan oksijen miktarı.
Dissolved oxygen :
Bakınız: Çözünmüş Oksijen
Distillation plants :
Tuzlu suyu içme suyuna dönüştüren büyük ölçekli tesisler.
distriet heatin :
Belirli bir sayıdaki konut yâda işyerine ısıtma sağlamak üzere, m ...
Diversion dam :
Suyun bütününün yada bir bölümünün akışını saptırmak için bir aka ...
DMS :
Oksitlendiğinde asit tortul­anmasına katkıda bulunan, kirlilik ko ...
Dobson unit :
Ozon ölçümünde kullanılır; bir dobson birimi, milimetrenin yüzde ...
DOĞAL :
Kendini doğal biçimde yenileyen yada insan müdahalesiyle yenilene ...
Domestic sewage :
Evlerin ve işyerlerinin oluşturduğu ve fabrikaların endüstriyel n ...
DRENAJ HAVZASI :
Yağış sularının belirli bir çıkışa doğru sürekli olarak akmasını ...
Dry matter :
Bakınız: kuru madde
Drying bed :
Birincil işlemden sonra, suyun süzülüp buharlaştırılması için lağ ...
Dump site :
Çöp gibi katı atıkların boşaltılıp üstü açık bırakıldığı atık tas ...
Dust :
Duman yada sisi oluşturan zerrelerden daha büyük, havada asılı du ...
Dystrophic lakes :
Çok düşük kireç içeriğine ve yoğun humusa sahip bundan dolayı da ...
Earthquake hazard mitigation :
Tahmin, uyarı sistemleri ve özellikle depreme dayanıklı yapı İnşa ...
Earthwatch :
Önemli çevresel yönelimlerin saptanması, insan faaliyetinin çevre ...
ecology :
Organizmaların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkileri ince ...
Ecosphere :
Yeryüzünün canlıları içeren bölümü; biyosfer ve karşılıklı etkile ...
ecosystem :
Birbirleri ile ve cansız ortamla ilişki içinde olan kendi içinde ...
Ecotone :
Yağmur ormanı ile ona bitişik ağaçlık yada otlak gibi iki ekoloji ...
Edaphic :
Toprakla ve onun bitki ve hayvan yaşamı üzerindeki etkisiyle ilgi ...
Eddy :
Havanın ve su akımlarında türbülansın neden olduğu her türlü boyu ...
Eddy difusion :
Çalkantılı [turbulant] bir akış rejiminde bulunan yabancı maddele ...
Effect concentration; environmental concentration :
Etki yoğunlaşması; çevresel yoğunlaşma.
Effluent :
Evsel veya endüstriyel işlemlerden kaynaklanan, arıtım öncesi ya ...
Ekistics :
İnsan yerleşimlerini inceleyen bilim dalı.
Ekman layer :
Yakın atmosferde rüzgârın veya okyanuslarda üst akıntıların yükse ...
EKO :
Tarımsal faaliyetlerle çevreleri arasındaki ilişki.
Electrical aerosol analyser :
Elektrikli aerosol analizci.
Electrodialysis :
Suyun tuzunun giderilmesinde kullanılan elektrokimyasal işlem.
Electron capture detector :
Elektron tutma detektörü.
Electrostatic precipitator :
Yüklenmiş parçacıkların çöktürülmesi süreci ile bu parçaları taşı ...
Elutriation :
Yüzdürme [yıkama] işlemi sırasında değişik çökelme hızlarından ya ...
Emission factor; enrichmentfactor :
Emisyon etkeni.
Emission inventory :
Belirli bir coğrafi alanda havaya boşaltılan başlıca hava kirleti ...
Emission standard :
Belli koşullarda belli bir kaynaktan yasal olarak boşaltılabilen ...
Endangered species :
Bütünüyle yada önemli bir bölümü itibariyle tükenme tehlikesi alt ...
Endemic :
Belirli bir bölgenin yerli türü.
End-of-pipe treatment :
Emisyon boru hattının bitiminde uygulanan arıtma sistemi.
Endogenous respiration :
Bakınız: iç solunum
Endrin :
Klorlu hidrokarbonlar sınıfından çok zehirli, geniş spektrumlu bö ...
Energy conservation :
İnşaat yasaları, toprak kullanım yönetmelikleri, ulaşım politikas ...
Energy conversion :
Bir enerji biçiminin diğerine dönüşmesi.
ENERJİ :
Beklenmedik enerji taleplerini karşılamaya yönelik fazladan enerj ...
Enıission :
Gaz yada gaz ve partikül karışımlarının atmosfere verilmesi.
Entrainment :
Gaz veya sıvılarda çökelti halde veya askıda bulunan partikül mad ...
Entropy :
Yararlanılamayan enerjinin ölçümü; bir sistemdeki düzensizliğin d ...
environment :
Bir organizmanın var olduğu ortam yada koşullar. Bu çevre doğal f ...
Environment protection :
Potansiyel olarak tehlikeli atık maddelerin çevreye boşaltılmasın ...
Environmental analysis :
Belirli bir arazinin topografik, hidrolojik, jeolojik ve kültürel ...
Environmental assessment :
Bir eylemin ya da projenin çevre bakımından yararlı olup olmadığı ...
Environmental engineering :
Çevre mühendisliği, çevrenin korunmasına, kirliliğin azaltılmasın ...
Environ­mental impact assessmen :
Yeni gelişme ve projelerin çevreye olabilecek sürekli yada geçici ...
environmental impact assessment :
Bakınız: Çevresel Etki Değerlendirmesi
Environmental impact state­ment :
Çevresel etki değerlendirmesi çalışmalarının sonuçlarını içeren d ...
Environmental impainnent liability :
Çevresel bozulmanın sorumluluğu.
environmental management :
Toprak, su ve hava gibi doğal kaynakların çevresel açıdan kabul e ...
Environmental Protection Agenc :
Kirleticiler ile ilgili tüm kanun ve yönetmelikleri uygulamak ile ...
Environmental Protection Agency :
Bakınız: Çevre Koruma Ajansı
Environmental quality objectiv :
Çevrenin belirli bir boyutu için amaçlanan kalite düzeyinin ortay ...
Environmental quality objective :
Bakınız: Çevre Kalite Hedefi
Environmental quality standar :
Bir çevre de bir kirletici için İzin verilebilir en yüksek düzey ...
Environmental quality standard :
Bakınız: Çevre Kalite Standardı
Environmentally favorable energy options :
Çevre yönünden elverişli enerji seçenekleri.
Environmentally sensitive are :
Bir ülkenin doğal yerleşimleri ve süregelmekte olan tarımsal etki ...
Environmentally sensitive area :
Bakınız: Çevre Yönünden Duyarlı Alan
Environment-friendly :
Ürünlerde normal olarak bulunan zararlı öğelerden bazılarını tasf ...
Enzyme :
Canlı maddeye özgü katalizör.
epidemiology :
Bir nüfus topluluğundaki hastalıkların sıklıklarının ve yaygınlık ...
Equilibrium population :
Değişmeyen nüfus; belli bir sürede doğum sayısı ölüm sayısına eşi ...
erosion :
Havanın ya da insanların müdahalesi sonucunda kaya parçacıklarını ...
ESMER KÖMÜR :
Düşük kalorili bir kömür cinsi.
estuary :
Gelgit olayı
Euphotic zone :
Okyanusta fotosentezi ve bitkisel planktonların yaşamasını sağlay ...
Eutrophication :
Atıklarla gelen aşırı besin maddelerinin vejetasyonu uyarmasıyla ...
Evaporation pond :
Lağım suyu tasfiyesinde kullanılan sığ ve yapay havuz; bu sistemd ...
Evapotranspiration :
Terleme yoluyla bitkilerden ve çeşitli şekillerde yerin yüzeyinde ...
Externalities :
Başkalarının etkinliklerinin bir sonucu olarak bir toplumsal grub ...
Fabric filter :
Endüstriyel emisyonlardan kaynaklanan tozu ve parçacıkları tutan, ...
Facultative bacteria :
Hem aerobik hem de anaerobik koşullarda yaşayabilen mikroorganizm ...
fallout :
Nükleer patlamadan sonra atmosferde kalan ve yağmur yâda diğer me ...
fauna :
Jeolojik bir dönemle yada yöreyle ilgili, insanlar dışındaki hayv ...
Fecal        coliform      organisms :
İnsanların ve hayvanların bağırsaklarında bulunan bakteri grubu; ...
Fecundity :
Bir canlının doğurabilme yetisi.
Feeder road :
Ana yola bağlanan yol.
Fen :
Düz bataklık arazi.
Feral :
Yabani koşullarda yaşayan hayvanlar ya da bitkiler.
Fertility rate :
15-44 yaş arasında, doğurma çağındaki her 1.000 kadın başına düşe ...
Fertilizers :
Ekinlerin büyümesini sağlamak için toprağa eklenen maddeler. Doğa ...
Filtration :
Sıvı atık arıtımında kullanılan, bakterileri ve diğer organizmala ...
Final cover :
Hijyenik kurallara uygun olarak düzenlenmiş bir katı atık dökme a ...
Fine particulate organic matter :
İnce parçacıklı organik madde.