eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (14)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
14. Sayfa
travel time :
Bir su kütlesinin veya açık bir kanalda mansaba doğru akan suyun, ...
trend :
Bir zaman serisinde uzun vadeli düzgün hareket.
triangular-profile weir :
Akım yönündeki en kesiti üçgen şeklinde olan geniş tabanlı savak.
tributary :
Daha büyük bir su yoluna veya bir göle boşalan su yolu.
tritium unit (T.U.) :
Trityum konsantrasyonlarını ifade etmekte kullanılan birim. Bir t ...
tropical cyclone :
Tropikal kökenli, küçük çaplı (bazı durumlarda birkaç yüz kilomet ...
true value :
Bir niceliği, bu niceliğin gözlendiği anda varolan koşullarla kar ...
tsunami :
Denizaltındaki yer sarsıntısından veya volkanik patlamadan ileri ...
Turbidity :
Bir sıvıda ışığın girmesini engelleyen ince, gözle görülebilir as ...
turbulent flow :
Türbülansı olan akım. Kanal akışında yaklaşık olarak 5000‘den büy ...
Turnover :
Tabakalanmış veya tabakalanmamış bir su kütlesinin, örneğin bir g ...
turnover rate :
Yıllık ortalama yeraltı suyu beslenmesinin hacimsel ifadesinin ak ...
turnover time :
Bir yüzey veya yeraltı suyu rezervuarında ortalama yenilenme veya ...
twin-gauge station; twin-gage station (A) :
istasyonu.
unconfined aquifer :
Sıkıştırılmamış yeraltı suyu içeren yani bir su tablası ve doymam ...
underflow :
Suyun nehir yatağının altında geçirimli bir tabaka içindeki akışı ...
uniform flow :
Akım çizgileri boyunca hız vektörü sabit kalan akım.
unit hydrograph :
Belirlenmiş bir sürede bir su toplama havzasının bütününe muntaza ...
unstable channel :
Normal koşullarda birikim veya oyulma yoluyla belirgin morfolojik ...
unsteady flow :
Hız büyüklüğü ve yönü zamana bağlı olarak değişen akım.
upconing :
Tatlı su/tuzlu su arayüzünün yukarısında yapılan bir tatlı su pom ...
upper reach :
Bir drenaj havzasının yukarı bölümünde yer alan akarsu yatağı par ...
upstream :
Akarsu kaynağı yönünde.
urban hydrology :
Hidrolojinin, kentsel gelişmelerin etkilerine ağırlık vererek, ar ...
vadose water :
Doymamış bölgedeki su.
valley glacier :
Bir vadiden aşağı akan buzul.
valley storage :
Bir akarsu boyunca belirtilen herhangi iki nokta arasında kanal v ...
vapour pressure; vapor pressure (A) :
Havadaki su buharının kısmi basıncı.
variable :
Belirlenen bir değerler seti içerisindeki herhangi bir değeri ala ...
variance :
Bir frekans dağılımının ikinci merkezi momenti. Bir değerler seti ...
variate :
Belirli nispi frekans ve olasılıklara sahip değerlerin oluşturduğ ...
varied flow :
En kesiti veya eğimi değişen akarsularda meydana gelen akım.
vauclusian spring :
Karstik bir bölgede doğal bir sifon yapısı tarafından kontrol edi ...
velocity curve :
Genellikle bir akarsu veya akıntının en kesitindeki düşey hatlard ...
velocity head :
Bir sıvı parçacığının kendi kinetik enerjisiyle erişebileceği düş ...
velocity of approach :
Bir savak veya başka bir ölçüm yapısının membasından kısa bir mes ...
velocity rod :
Hemen hemen düşey bir konumda hareket etmesini sağlamak üzere alt ...
velocity-area method :
En kesit üzerinde birkaç noktada akan su hızının belirlenmesi, en ...
velocity-contour method :
Akarsu debilerinin, ardışık eşhız bölgeleri arasında kalan alanla ...
vena contracta :
Bir orifisten veya bir savağın üzerinden boşalan sıvı jetinin min ...
vigil basins (AU) :
Esas olarak hidrolojik, jeomorfolojik ve ilgili diğer karakterist ...
viscosity :
Bir sıvının hız farklılıkları varlığında kesme kuvvetlerine karşı ...
V-notch weir :
Kenarları, tepesi aşağıda olan bir açı meydana getiren ince kenar ...
wadi :
Yağışlı mevsim dışında kuru olan yatak.
wading measurement :
Bir gözlemcinin akarsu yatağını yaya olarak geçip derinlik ve hız ...
wading rod :
Not: Bu çubuk botlarda ve sığ buz örtüsü üzerinde de kullanılabil ...
wash load :
Bir akarsu sisteminde birikime yolaçmadan suda kalıcı ve asılı ha ...
wash-out (precipitation) :
Katı ve sıvı yağışın atmosferdeki toz, aerosol ve gaz gibi maddel ...
waste water :
Atıkları yani bir imalat sürecinde faydasız olarak nitelendiriler ...
water :
Ağırlık olarak yaklaşık iki bölüm hidrojen ile yine ağırlık olara ...
water balance :
Belirli bir zaman aralığı boyunca belirli bir su tutma alanının v ...
water bleeding :
Bir buz örtüsü içindeki bir çatlaktan geçmeye zorlanan su.
water body :
Diğer su kütlelerinden ayrı su kütlesi.
Water conservation :
Herhangi bir amaçla kullanılan su miktarını azaltmak ve/veya suyu ...
water deficit :
Yağışın potansiyel evapotranspirasyondan az olduğu belirli bir dö ...
water demand :
Belirli bir dönem boyunca ekonomik, sosyal ve diğer etmenlerin ko ...
water duty :
Birim alandaki sulama suyu ihtiyaçlarının karşılanması için gerek ...
water equivalent of snow :
Kar örneğinin tamamen eritilmesi durumunda elde edilecek su mikta ...
water equivalent of snow cover :
Bir kar örtüsünün eritilmesiyle elde edilecek suyun düşey kalınlı ...
water hammer :
Esas olarak ani vana işlemleri veya akımda meydana gelen ani deği ...
water level :
Bir su kütlesinin serbest su yüzeyinin bir referans seviyesine kı ...
water loss :
(1) Bir su bilançosunda: belirli bir zaman zarfında belirli bir a ...
water management :
Su kaynaklarının planlı bir şekilde geliştirilmesi, dağıtılması v ...
water need :
Bilinen ve tahmin edilen bir gereksinimin belirli bir dönem boyun ...
water policy :
Su miktar ve kalitesiyle ilgili olarak bir ülkenin faaliyetlerine ...
water quality :
Suyun fiziksel, kimyasal, biyolojik ve organoleptik özellikleri.
water requirement :
Tarla koşullarında normal gelişimleri için bitkilerin birim aland ...
water resources :
Bir yerde, tanımlanabilir bir talebin karşılanması için uygun bir ...
water resources assessment :
Kullanım ve kontrolü açısından su kaynaklarının sağlandıkları yer ...
water resources management system :
Bir veya daha fazla amaca hizmet eden ve birleştirilmiş tek bir b ...
water sampler :
Tanımlanan çeşitli karakteristiklerinin incelenmesi amacıyla aral ...
water supply forecast :
Belirli bir dönem ve belirli bir alan için oluşması beklenen kull ...
Water supply system :
Farklı tüketim sektörlerine arzulanan miktar ve kalitede su sağla ...
water surplus :
(1) Belirli bir dönem boyunca yağış ve buharlaşma potansiyeli ara ...
water system :
Birleştirilmiş bir bütün halinde davranış gösteren birbiriyle ili ...
Water table :
Serbest yüzeyli bir aküferin doymuş bölgesi içinde bulunan ve atm ...
water table contour :
Bir su tablası üzerinde bulunan ve belirli bir referans noktasına ...
water table slope :
Su tablası eşseviye eğrilerine dik birim mesafede su tablası kotu ...
water use :
Mal ve hizmetlerin üretimini arttırmak amacıyla suyun kullanılmas ...
water-carrying capacity :
Bir su yolunun herhangi bir kesitinden iletilebilecek maksimum de ...
watercourse :
İçerisinden veya kendisinden geçerek suyun akabildiği doğal veya ...
waterfall :
Bir akarsudaki suyun çok dik bir şekilde alçalması veya dikey ola ...
water-level recorder :
Su seviyelerini zamana bağlı olarak kaydeden alet.
waterlogged :
Su tablası arazi yüzeyinde veya arazi yüzeyine yakın ve bitki gel ...
watershed management :
Drenaj havzalarının önceden belirlenmiş amaçlar doğrultusunda kon ...
waterway :
(1) Bir nehir, kanal, göl vb nin ulaşım yapılabilir genişliği. (2 ...
wave :
Bir su kütlesi içerisinde sabit veya farklı bir hızda yayılan, ge ...
wave propagation :
Su içerisinde veya su yüzeyi boyunca dalgaların yer değiştirmesi.
weather :
Belirli bir anda atmosferin çeşitli meteorolojik elemanları taraf ...
Weber number :
Atalet kuvvetlerinin yüzey gerilim kuvvetlerine oranını ifade ede ...
Weibull distribution :
Fisher-Tippett tip III sınır değer olasılık dağılımı.
weighted mean :
Nispi önemlilik derecelerinin gereği gibi aksettirilmesi için ağı ...
Weir :
Membadaki su seviyesinin kontrolünde kullanılabilen üzerinden su ...
well :
Su almak amacıyla toprağa kazılan veya sondaj yoluyla açılan deli ...
well capacity :
Belirli koşullar altında, örneğin belirli bir alçalma düzeyinde, ...
well development (AU) :
Kuyu tesis işlemlerinde, çeşitli araçlardan herhangi biri kullanı ...
well efficiency :
Bir kuyudaki kuramsal çekilme miktarının kuyunun tamamlanmasından ...
well function :
Bir aküferde belirli bir noktada ve belirli bir zamanda, belirli ...
well loss :
Bir üretim kuyusunda suyun elekten veya kuyu cidarından geçen ve ...
wet year :
Yağış ve akarsu akımı belirgin bir şekilde normalin üzerinde olan ...