eng

Haritacılık Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (P - 4)

# A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z

Haritacılık Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Haritacılık Terimleri Sözlüğü (P - 4. Sayfa)

photography :
Yunanca photo ve graphie kelimelerinin birleşmesinden oluşan, ışı ...
photo-lithography :
Yerinden çekilip başka yere götürülebilen bunun için çoğunlukla b ...
photo-mechanic, photo-mechanical process :
Kamera, kontakt, rötuş, montaj ve ofset baskı kalıbı hazırlama gi ...
photometry :
Bakınız: radyal merkez
photon :
Bakınız: parçacık
photosphere :
Güneşin çıplak gözle görülebilen yoğun parlak kısmı.
physical geodesy :
Yeryuvarının gravite alanının fiziksel özellikleri ve bunların je ...
physical object :
Yeryüzünde var olduğu kabul edilen binalar, bitki örtüsü, toprak, ...
physiographic pictorial map, physiographic pictomap, :
Havadan yaklaşık 45 derece açıyla eğimli görünüyormuşcasına, tems ...
pictochrome process :
Pikto haritalar üretme işlemi. bir fotomozaikten çıkarılan fotogr ...
pictogram :
Dağılımları küçük resimli sembollerle gösteren tematik bir harita ...
pictoline process :
Sürekli ton görüntüden kenar-zenginleştirilmiş çizgi görüntü üret ...
pictomap :
Standart mozaiğin fotografik görüntüsünün yorumlanabilen renkler ...
pictorial symbolisation :
Temsil ettikleri detayların görünür karakterini ifade eden sembol ...
pictotone process :
Baskı plakalarına transfer ve yeniden üretme için filmin tek renk ...
picture element, pixel :
Bakınız: piksel
picture plane :
Herhangi bir cisim, obje veya arazi yüzeyinin görüntüsü ya da res ...
piecewise linear contrast enhancement :
Görüntü histogramının tek modlu olmadığı durumlarda uygulanan kon ...
pier :
Haritacılık ve kadastro için önemli noktaları tanımlamak için yer ...
pilot sheet, prototype, experimental map :
Prototip veya deneysel harita olarak da adlandırılan, yeni bir ha ...
pimary axis :
Bk.esas eksen.
pimary axis, principal axis :
Bakınız: izometrik enlem
pin cushion shaped distortion :
Dördül (kare) biçimindeki bir cismin görüntüsünü, kenarları içe d ...
pinhole camera :
Mercek yerine tek ve küçük bir deliği olan kamera. bu delik aynı ...
pinholes :
Herhangi bir ortamda ve atmosferde bulunan toz parçacıklarının, h ...
pinion :
Fotogrametrik kıymetlendirme aletinde, okülerin üst kısmında alın ...
pinpoint photograph :
Genellikle gelişmiş gps destekli uçuş, navigasyon ve resim çekimi ...
pipe :
Dumanın geriye girerek tütmesini önlemek için bacanın üstünde tuğ ...
Pithagorean inverter :
Dik bir üçgende, yatık kenarın karesi diğer iki dik kanarın karel ...
pivoting straight edge :
Bir nokta veya eksen çevresinde aynı düzlem içinde dönme hareketi ...
pixel :
Bir resmin görüntü matrisini oluşturmak üzere ızgara biçiminde kü ...
pixel by pixel ortho rectification :
Ortofotodaki her pikselin konumu ve merkezinin görüntüde belirlen ...
pixel size :
Bakınız: konumsal ayırma gücü
plain :
Çevrelerine oranla çukurda kalmış, çoğunlukla az eğimli akarsular ...
plan :
Üzerine yeryüzünün bir parçasının çoğunlukla 1:500-1:1.000 ve dah ...
plan convex :
Bir yüzü düzlem biçiminde, diğer yüzü içbükey şekilde olan mercek ...
plan range :
Herhangi bir hava fotoğrafı kesitinde, yeryüzünden ve araziden be ...
plan showing proposed amalgamation (rationalisation) of land holdings :
Ortak tarla ve alanların bir elde toplanması veya aynı bölgede ay ...
Planck law :
İdeal bir yayıcıdan veya karacisimden yayınan ışınımın spektral d ...
plane :
Tamamiyle düz yüzey. türleri; astronomik meridyen düzlemi, basal ...
plane angle :
Kesişen iki düzlemin arakesitine dik bir düzlemle elde edilen ara ...
plane coordinates :
Bk.düzlem dik koordinatları.
plane curve :
Bakınız: düzlem eliptik eğri
plane dihedral angle, dihedral angle :
Birbirini kesen iki düzlemin ayrıtına dik bir düzlemle arakesitle ...
plane elliptical arc :
Düzlem ve elipsoidin kesişmesinden oluşan çizginin herhangi bir k ...
plane of projection :
Bir uzay parçasının a gibi her bir noktasının, belirli bir yüzeyi ...
plane of the mark :
Başlangıç düzlemine oranla üç boyutlu modelin her yerinde aynı yü ...
plane of vision :
İki gözün izdüşüm merkezleri ve bakılan noktadan geçen düzlem vey ...
plane parallel plate :
Bk.paralel tabaka.
plane polar coordinates :
Tüm noktaların bir düzlemde olduğu kutup koordinat sistemi. anali ...
plane rectangular coordinates :
Noktaların konumunu bir başlangıca göre tanımlayan, yatay düzlemd ...
plane survey :
Yeryüzünün bir düzlem olduğu kabul edilerek yapılan ölçme faaliye ...
plane table map, field sheet :
Tamamen arazi çalışmalarıyla ve plançete yöntemleriyle grafik ola ...
plane table photogrammetry :
Fotogrametrinin ilk olarak uygulanmaya başladığı yıllarda, alidat ...
plane table survey :
Topografik alidat ve plançete aletleri kullanılarak yapılan detay ...
plane table, alidade :
Topoğraf alidatı olarak da adlandırılan, arazide topografik detay ...
plane-parallel plates :
İki yüzü düzlem biçiminde ve birbirine paralel olan camlar.
planet :
Güneşin etrafında çok yakın dairesel bir yörüngede hareket eden g ...
planetary aberration :
1.ışığın yayılma anındaki hedef ve gözlemci arasındaki geometrik ...
planetary configurations :
Gezegenlerin birbirlerine ve güneş sisteminin diğer elemanlarına ...
planetary geometry :
1.bir gezegenin şekil ve biçiminin matematiksel ifadesi. 2.iki ve ...
planetary precession :
Dünyanın ekvatoral pertürbasyonundaki diğer gezegenlerin etkisiyl ...
planimat instrument :
Zeiss firması tarafından 1967'de piyasaya çıkarılmış olan, mekani ...
planimeter :
Bir plan, harita ve benzerleri üzerinde bir şeklin sınırlarıyla b ...
planimetric :
Yatay düzlem içindeki konumları, yalnızca x,y değerleri ile iki b ...
planimetric base map :
Münhani çizimine esas veya rehber olacak şekilde, fotogrametrik y ...
planimetric error :
Gözlem ve hesap yoluyla bulunan çizim yoluyla harita üzerine akta ...
planimetric information :
Bakınız: konumsal bilgi
planimetric map :
Detayların sadece yatay konumlarının gösterildiği, yükseklik bilg ...
planimetry, field plane :
Bakınız: planimetri
planimetry, measurement of areas, planimetry :
Çoğu yer şeklini almaksızın, arazi ayrıntılarını gösteren yatay i ...
planisphere :
Bakınız: düzlemküre
planning :
Yerleşilen yerden, topraktan, doğal kaynaklardan en iyi şekilde f ...
planning map :
Genel planlama amaçları için kullanılan küçük ölçekli askeri hari ...
plant geography :
Yeryüzünde bitki örtüsünün çevre ile ilgisini inceleyen bir bilim ...
plaster model :
Bakınız: alçı modeli
plasterer :
Gerektiğinde kabartma haritanın çeşitli bölümlerini ince bir alçı ...
plastic :
Basınç ve ısı altında biçim verilmeye elverişli örgensel veya yap ...
plastic base film :
Daha ziyade film yapımında kullanılan cronar, polyester ve asetat ...
plastic block :
Her biri kabartma arazi modelinin ölçeğindeki eş yükseklik eğrisi ...
plastic effect :
Üç boyutlu modelde derinlik, kabartma, derinlik izlenimi, derinli ...
plastic relief map :
Plastik malzeme üzerine basılmış ve bir arazi üzerine ısıtılarak ...
plat :
Ölçeklendirilmiş arazi sınırlarının ve alt bölümlerinin gösterild ...
plate :
Kazıma yoluyla üzerine yazı, resim yazılmış veya yazılacak olan l ...
plate carrier :
Fotogrametrik kıymetlendirme aletinde üzerine camın konulduğu ve ...
plate coordinates :
Bir fotografik plakada görülen kontrol noktalarının iki boyutlu x ...