eng

Sağlık Terimleri Sözlüğü (32)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Sağlık Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Sağlık Terimleri Sözlüğü (32. Sayfa)

planum :
Dokular arasındaki doğal bölme çizgisi.
plasenta :
Embriyonu rahim cidarına bağlayan yapı son.
Plasmodium :
Sıtmaya yol açan parazit.
Plastik Cerrahi :
Vücut bö­lümlerinin yapılarını değiş­tirmeye ya da eksik doku­lar ...
Platihelmintler :
Bakınız: yassı solucanlar
Plaüzma :
Çene ve boyun cil­dinin altında bulunan ince bir kas.
plazma :
Kanın, akyuvarlar ve alyuvarlar ihtiva etme­yen sıvı bölümü.
pleksus :
Sinir veya kan da­marları şebekesi.
Pletorik :
Aşırı miktarda ka­nı olan.
Plevra :
Göğüs boşluğu cida­rını ve akciğerleri kapla­yan zar.
Plexus Braehialis :
Kol ve omuz bölgesine giden sinir­lerin başlangıcı olan ense, ökk ...
plika :
Cerrahide, iki katlı bir tabaka oluşturmak amacıyla, dokuyu katla ...
Plörezi :
Göğüs boşluğu cida­rının enflamasyonu.
plörodini :
Göğsün yan tara­fında, ani, şiddetli ağrıya yol açan bir durum bi ...
Plümbizm :
Kurşun zehirlen­mesi
Pnömo :
Bakınız: hava
Pnömo Toraks :
Akciğerleri çevreleyen göğüs boşluğun­da hava bulunması.
Pnömoansefalografi :
Beyni çevreleyen serebrospinal boşluğa hava zerkedildikten sonra ...
pnömokok :
Pnömoniye yol açan mikrop.
Pnömokonioz :
Bazı tozların uzun süreli inhalasyonundan ileri gelen kronik akci ...
Pnömonektomi :
Akciğerin ameliyatla alınması.
pnömoni :
Zaturrie pnömoni mikrobu, bir virüs, grip virüsü yahut başka bir ...
Pnömonit :
Akciğer enfla­masyonu.
Pnömoperiton :
Karın boşlu­ğunda hava bulunması.
Podiatrist :
Ayakları etkile­yen durumları tedavi eden, hekim olmayan, uzman.
poikilosit :
Anormal biçimli alyuvarlar.
Poikilotermik :
Soğuk kanlı ortama uymak için vücut ısısını ayarlayamayan.
poli :
Çok fazla.
Poli Omileyelit Aşı :
Çocuk felcine karşı koruyucu bir aşı
Polidaktil :
Normalden fazla sayıda el yahut ayak par­mağı bulunması.
polidipsi :
Aşırı susuzluk.
polietilen :
Boru biçimine sokulabilen plastik bir mad­de bu borular mide entü ...
polifaji :
Aşırı yemek yeme.
Polikistik Böbrek :
Böbrek­lerde sayısız kistin oluştu­ğu, doğuştan bir durum böbrek ...
polimorfik :
Birkaç biçimli.
Polimorfonkleer Lökosit :
Bir akyuvarlar tipi.
Polinevrit :
Birçok sinirde enflamasyon.
Polio :
Poliomiyelit (çocuk felci).
Poliomiyelit :
Çok kere epidemik halinde görülen ve santral sinir sistemiyle kas ...
Polionsefalit :
Beyin, özellik­le gri madde enflamasyonu.
Polip :
Mukozada, genellikle habis olmayan, bir oluşum.
Polipoz :
Birçok polip bulun­ması konjenital polipoz, mukoza yüzeyinde sayı ...
Polisakarid :
Bir karbonhid­rat.
Poliserosit :
Fic hastalığında görülen bir durum.
polisitemi :
Aşırı sayıda alyuvarlar bulunmasıyla ilgi­li bir durum.
poliüri :
Aşırı miktarda idrar yapmak.
polivalan aşı :
Aynı bakterinin bir kaç değişik grubundan hazırlanan aşı
Polivalan Serum :
Bağışıklık kazandırıcı birçok madde ihtiva eden bir antiserum.
polleks :
El başparmağı.
Pollen :
Çiçek açan bitkilerin havayla taşman sporları allerjik kişilerde ...
Pollenoz :
Pollene karşı du­yarlıktan ileri gelen saman nezlesi yahut sıtma.
Ponksiyon Yarası :
Ucu sivri bir âletle açılan herhangi bir yara.
pons :
Bakınız: beyin kökü
Popliteal Boşluk :
Dizin arkası
Popliteal Bölge :
Diz arkası.
porfiri :
Porfirin adıyla bili­nen kimyasal maddenin üretilmesiyle ilgili m ...
Poroz :
Kemik sertliğinin ha­sara uğradığı bir durum.
Portakaval Şönt :
Karaciğer sirozunu gidermek için, portal venanın vena kavaya diki ...
portal hipertansiyon :
Bağırsaklarla karaciğer arasın­daki kan dolaşımının tıkan­ması.
Portal Sistem :
Bağırsaklardan karaciğere giden venalar.
portör :
Başkalarına mikrop bulaştırarak hastalanmala­rına yol açabilecek ...
post :
Sonra.
Post Travmatik :
Travmadan sonra.
Posterior :
Arkada, ya da ar­kaya doğru yer alan.
postmortem :
Bakınız: otopsi
postnatal :
Doğumdan hemen sonraki dönem.
Postnazal Akıntı :
Burnun ar­kasından boğaza sızan müküs ya da irin akıntısı.
postoperatif :
Ameliyat son­rası.
postpartum :
Doğum sonrası.
postprandial :
Yemekten son­ra.
posyon :
Sıvı ilaç.
Potabl :
İçilebilir.
Potans :
Bakınız: Güç
Potansiyasyon :
Bir ilacın et­kilerinin başka bir ilaç ilâ­vesiyle artırılması.
Potassemi :
Kanda aşırı mik­tarda potasyum bulunması.
Potasyum Tolerans Testti :
Hasta bir potasyum tuzunu yutar eğer adrenal bez fonksiyonu yeter ...
Pott Hastalığı :
Omurga tü­berkülozu.
Pott Kırığı :
Ayak bileğinin hemen üstünde, hem tibia, hem de fibula'yı etkiley ...
Poupart Ligamenti :
Kasıkta, pübis kemiğinden kalça ke­miğinin çıkıntısına uzanan lig ...
Prandial :
Yemekle ilgili.
Pratisyen :
Uzman olmayan hekim.
Pre :
Önce önünde.
Pre Eklampsi :
Gebelikte, toksik bir durum.
Preanestetik Medikasyon :
Anesteziden önce, hastayı yatıştırmak için verilen ilaç.
predispozisyon :
Bir hastalı­ğa karşı özellikle duyarlı olma durumu.
Prekanseröz :
Selim olan, ama habisleşme ihtimali olan tümör dokusu.
Prekordium :
Kalbin üstün­deki bölge.
Prekosite :
Normalden önce gelişme.
Premanstrüel :
Adet öncesi.
prematüre :
Zamanından ön­ce olan.
Prematüre Doğum :
Normal gebelik süresi bitiminden önce olan doğum.
Premonisyon :
Bakınız: önsezi
prenatal :
Gebelik sırasında uygulanan bakım.
Prenatal Dönem :
Konsepsiyon (gebe kalma) ve travay (doğum sancısı) arasında geçen ...
Prenatl Etki :
Doğmamış ço­cuğun annenin geçirdiği olayların etkisinde kaldığı­n ...
Preoperatif İşlemler :
Has­tayı ameliyata hazırlamak için yapılan işlemler.
Preoriküler :
Kulak önünde.
Prepatella :
Dizkapağı önü.
Prepilorik :
Midede, pilorus'un hemen önündeki bölge.
prepusyum :
Bakınız: sünnet derisi