eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
AFAD Afet Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (1)
Türkçe Terimler
İngilizce Terimler
Kısaltmalar
#
A
B
C
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z
AFAD Afet Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
AFAD Afet Terimleri Sözlüğü (1. Sayfa)
1. emergency relief calls 2. appeal
:
1. Ulusal ve uluslararası düzenlemelerde kabul görmüş yangın, sağ
...
100-year flood plane
:
Bir nehrin etrafında, 100 yıl içinde en az bir kez sel suları ile
...
accelerogram
:
İvmeölçer cihazları tarafından elde edilen veri dizini. Depremin
...
acceptable risk
:
İnsanların veya toplumun, mevcut sosyal, ekonomik, politik, kültü
...
accident
:
Kasıt söz konusu olmaksızın, beklenmedik bir zamanda ve şekilde,
...
accreditation
:
5902 sayılı Kanuna göre, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığını
...
acid rain
:
Kömür, benzin, mazot gibi petrol ürünlerinin yanması sonucunda at
...
action plan
:
Genel hedefi ve olay stratejisini, belirlenen operasyonal dönemle
...
active fault
:
Son on bin yıllık yakın geçmişte kırılmış olan ve gelecekte depre
...
adaptation
:
Değişen her türlü çevresel veya çevresel olmayan durumlara intiba
...
adaptation for climate change
:
İklim değişikliğinin zararlı etkilerinin önlenmesi için gerekli t
...
administrative detention/return centre
:
Ülkede kalmak için yasal izni olmayan ve idari gözetim altında tu
...
AFAD Earthquake Data Center of Turkey
:
Sismik ağ işleten kurum, kuruluş, üniversite ve araştırma merkezl
...
AFAD Presidency Disaster And Emergency Management Centre
:
Yurt içinde ve yurt dışında meydana gelen afet ve acil durumlar i
...
affected population
:
Afet bölgesinde yaşayan, afetten etkilenen, yaralanan, evsiz kala
...
affecting the life of general public
:
Meydana gelen veya gelmesi muhtemel olan afetlerin genel hayata e
...
aftershock
:
Ana depremin ardından aynı bölgede meydana gelen daha küçük depre
...
aggregate
:
Doğal, yapay veya her iki cins yoğun mineral malzemenin genellikl
...
air pollution
:
Havanın doğal bileşiminin fosil yakıtlar, kimya ve diğer sanayi t
...
air quality standard
:
Bir bölgede belirli bir zaman sürecinde aşılmaması gereken hava k
...
Aircraft Coordination Center for Health Services
:
Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü koordinas
...
aircraft crash
:
Meteorolojik, teknik ya da başka nedenlerle uçakların çarpışması,
...
alert
:
Bir tehlikenin yaklaştığını belirten uyarı amaçlı mesaj
alert and warning sign
:
Tehlike ve tehditleri önceden haber almak ve halkı uyararak bir t
...
alluvium
:
Kayaçların aşınması ve bozulması sonucunda oluşarak su, rüzgâr gi
...
altitude contour
:
Deniz seviyesinin altında veya üstünde eş yüksekliğe sahip noktal
...
anthrax
:
Biyolojik silah olarak geliştirilmiş bacillus anthracis adlı bakt
...
area for preventive actions
:
Doğa kaynaklı afet tehlikeleri ve arazinin jeoteknik özellikleri
...
areas require detailed geotechnical survey
:
Çalışma yönteminden kaynaklanan veri eksikliği, ayrı uzmanlık ger
...
aseismic
:
Sismik faaliyet veya depremlerin olmaması durumu
asylum
:
Zulüm veya ciddi tehlike sebebiyle bir devletten kaçan kişilere b
...
asylum seekers
:
Ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal ki
...
attenuation relationship
:
Genel olarak kuvvetli yer hareketinin ivmesi, hızı veya şiddetini
...
avalanche
:
Dağ yamaçları gibi eğimli yüzeylerde biriken büyük kar kütlelerin
...
avalanche management
:
Yasal düzenlemesi olan, tehlike ve risk haritaları yapan, turizm
...
avalanche warning
:
Çığ düşmesi olasılığının yüksek olduğu yerlerde çığ tehlikesi ve
...
awareness
:
Kişinin, kendi içinde ya da dışında algıladığı bir uyarımın (düşü
...
awareness building
:
İnsanların alışkanlık ve davranış biçimlerini, belirli bir anlayı
...
bank
:
Sellerden, gelgit hareketlerinden veya tsunamilerden korunmak içi
...
base station
:
Cep telefonlarıyla radyo sinyalleri aracılığıyla iletişim kurulma
...
basement
:
Bina türü yapıların zemin katının altında yer alan kat veya bu ka
...
beafort scale
:
Rüzgârların karada, denizde ve kıyıdaki varlıklar üzerinde yaptığ
...
bedrock
:
Nispeten daha sert ve yoğun kayalardan oluşan ve genellikle üzeri
...
BENEFICIARY
:
Yıkılan veya ağır hasar gören ya da muhtemel afetlerden etkileneb
...
biological defence
:
Biyolojik harp maddeleri kullanılan saldırılara karşı savunma önl
...
biological diversity
:
Bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olay
...
biological hazard
:
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerinde her türlü hastalık yapıc
...
bird flu threat
:
Tıptaki adı “H5N1” olan virüsün, insanlara da geçmesi ve göçmen k
...
black alarm signal
:
3 dakika süren kesik kesik siren sesi ile radyoaktif serpinti ya
...
black ice
:
Yol yüzeyinde çok ince bir tabaka hâlindeki buzlanma biçimi. Şeff
...
blind point
:
Bir radyo vericisinin işaretlerinin yeterince iyi alınamadığı böl
...
blizzard
:
Çoklukla yerden aldığı kar ve buz parçacıklarını havada savuran,
...
body bag
:
Kaza veya afetlerde hayatını kaybeden kişilerin taşınması amacıyl
...
body wave
:
Yerin içi boyunca sadece dalga ilerleme yönüne paralel ve/veya di
...
bomb disposal
:
Patlayıcı maddelerin uzman kişilerce, insanlara ve çevreye zarar
...
bomb threat
:
Sabotaj veya soygun eylemlerinde belirli bir hedef veya amaca ula
...
bomb-rigged vehicle
:
Sabotaj amacıyla patlayıcı madde yüklenerek bomba hâline getirilm
...
buffer analysis
:
CBS’ de belirli bir obje veya objeler çevresinde belirli bir coğr
...
building
:
Karada ve suda, daimi veya geçici, resmî ve özel, yeraltı ve yer
...
building appurtenance/built on
:
Bir yapıda bağımsız bölümün dışında olup doğrudan doğruya o bölüm
...
building area
:
İmar Yönetmeliği’ ne göre aydınlık ve çıkmalar dışta tutulmak üze
...
building code
:
İnsanların güvenliği ve refahını sağlamak ve binaların göçme ve h
...
building collapse
:
Binalarda taşıyıcı sistemlerinin büyük oranda kalıcı yer değiştir
...
building construction / inspection laboratory
:
İnşaat ve yapı malzemeleri ile ilgili ham madde ve mamul madde üz
...
building construction permit
:
İmar mevzuatı hükümlerine göre düzenlenen inşaat izin belgesi. Be
...
building construction supervision / inspection
:
Güvenli, sağlıklı ve ekonomik yapı inşa edebilmek amacıyla yapıla
...
building construction, inspection corporate
:
4708 sayılı Yasa ile yürürlüğe giren ve yapıların tasarım ve uygu
...
building contractor
:
Yapım işlerini sözleşme ve eklerine uygun olarak yapmayı, yapı sa
...
building damage assessment
:
Bir afet sonrasında yapıların görmüş olduğu hasarların teknik eki
...
building frame
:
Bir yapının taşıyıcı iskeletinin genel adı. Yapı iskeletinin türü
...
building inventory
:
Mevcut her tür yapının adedi, yapı malzemeleri, yapı sistemi, yaş
...
building owner
:
Yapı üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan gerçek veya tüzel kişi
building stock
:
Halihazırda içinde oturulan, yaşanılan evler, iş yerleri ve onlar
...
burnout syndrome
:
Sürekli güçlü strese maruz kalmaktan kaynaklanan düşük öz saygı v
...
bush fire
:
Funda, ot, çayır, yaprak, kuru dal gibi toprağı örten bitki türle
...
bush terrace
:
Meyilli, rüzgâr erozyonuna duyarlı, ince kumlu yapıdaki yamaçları
...
business
:
Hak sahipliği işlemlerine esas olmak üzere, vatandaşın ihtiyaçlar
...
business continuity
:
Organizasyonların kritik fonksiyon ve süreçlerini etkileyecek afe
...
business continuity planning
:
Bir organizasyonun herhangi bir afet ya da acil durumda, sahip ol
...
business emergency management plan
:
İş yerine yönelik olarak hazırlanmış, yetkili makamlarca onaylı,
...
business health and safety unit
:
İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kur
...
business safety expert
:
İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Çalışma ve So
...
cadastral parcel
:
Kadastro çalışması yapılan yerlerdeki, kadastro adaları içinde bu
...
cadastre
:
Arazi ve arsa gibi her türlü taşınmaz malın sahibi, konumu, sınır
...
calling code
:
Telsiz haberleşmelerinde kişi ve istasyonlar için önceden verilen
...
camp
:
Afetzedelerin acil barınmalarını sağlamak amacıyla çadır, konteyn
...
capacity
:
Afet yönetiminde, bireylerin, kurumların, insan topluluklarının y
...
capacity analysis
:
Merkezî ve yerel ölçekte afet tehlikesi ve riskini belirleme ile
...
capacity building
:
Bir toplumda, kurum veya kuruluşlarda afet riskini azaltmak için
...
capacity development
:
Sosyal ve ekonomik hedeflere ulaşabilmek amacıyla bilgi, yetenek,
...
carbon monoxide heater poisoning
:
Baca bağlantı hataları nedeniyle ya da kuvvetli Lodos rüzgârların
...
carbon monoxide poisonning
:
Yapısında karbon bulunan gazların yanması sonucu açığa çıkan renk
...
catastroph bond
:
Afet riskinin menkul kıymetleştirilmesi ve tahvil ihracı yoluyla
...
CBRN contamination
:
Kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer maddelerin belirli bir
...
CBRN risk
:
İnsan sağlığı ve çevrenin, KBRN maddelerinin kasten veya kazaen ç
...
CBRN risk analysis
:
İnsan sağlığı ve çevrenin, KBRN maddelerinin kasten veya kazaen ç
...
CBRN threat and hazard
:
KBRN maddelerinden elde edilmiş silahların terör ve sabotaj eylem
...
CBRN weapons
:
Kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer maddeleri yaymak için
...