eng

Çevre Terimleri Sözlüğü : İngilizce Terimler (3)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
3. Sayfa
Chlorofluorocarbon :
Kloroflüorokarbon.
Chlorophyll :
Oksijen üretmek için ışığı ve karbon dioksiti kullanan, bitkilerd ...
Circular process :
Atıkların yeniden işlenip kullanılır hale getirilmesi; atıkların ...
Cistem :
Yeraltında yada kapalı [örtülü] durumda bulunan, insan yapısı su ...
City core :
Kentin en yoğun ve genellikle merkezi iş alanının bulunduğu bölge ...
Clarification :
Çökebilir nitelikteki yüzen katı maddelerin çökeltme, havalandırm ...
Class action :
Vatandaş davası diye de adlandırılır. Ortak çıkarlara sahip bir g ...
Clean technologies :
Kirletici etkileri olmayan teknolojiler.
Clinker :
Fırınlardaki ergimiş kalıntı.
Closed system :
Dışındaki nesnelerle madde alışverişi olmayan sistem.
Cluster development :
İnşaat alanını aza indirmek amacıyla kümeler halinde yapılan bina ...
Coagulation :
Fiziko-kimyasal bir ön arıtma süreci. Burada atık suya demir [III ...
Coal rank :
Bir kömürün diğerlerine göre kalite düzeyi.
Coal-water mixture :
Boru hatlarında, tankerlerde vb. gerçekleşen, kirliliğe yol açmad ...
Coarse particulate organic matter :
Büyük parçacıklı organik madde.
Coarse pollution :
Ağır yada yoğun kirlilik; bir inçin 1/8'inden daha büyük boyutlu, ...
Coastal watershed :
Sel suyunu depolayıp sonra kıyı sularına bırakarak, su denetim si ...
coastal zone management :
Kıyı sularının ve su havzalarının, kirlilikten korumak ve azami y ...
Cobalt 60 :
Hem insanlara hem de hayvanlara zararlı nitelik taşımakla birlikt ...
Codisposal :
Genellikle yanma gerektiren entegre bir işlem yoluyla lağım çamur ...
Coefficient of haze :
Sis katsayısı.
Cogeneration :
Elektrik üretiminde oluşan atık ısının ısıtmada, soğutmada ve atı ...
Cohort :
Ortak bir istatistik niteliğe sahip bireylerden oluşan bir grubu ...
Cohort survival method :
Yaş ve cinsiyete göre ayrılmış nüfus gruplarının, ölümlülük, doğu ...
Colifom bacteria :
İnsanların ve sıcak kanlı hayvanların kalın basaklarında yaşayan ...
Collectors :
Gaz, sıvı ya da katılardan kirleticileri ayırıp toplayan kirlilik ...
Colleetion network :
Kanalizasyon sisteminin bütünü için kullanılan terim.
Colloids :
Büyüklüğü 10-1000 angstrom arasında değişen, bir başka maddede as ...
Combined heat and powe :
Elektrik ve ısının birlikte üretimİ. Terim, atık ısı ya da hava k ...
Combined sewer :
Atık suyun ve sel suyunun toplanmasına yarayan tek bir kanalizasy ...
Commercial quality :
Ticari kalite.
Community :
Belli bir coğrafi alana yerleşmiş ve etkileşim içinde bulunan tür ...
Compaction :
Atık maddenin fiziksel olarak küçültülmesi.
Complex organic mixture :
Karmaşık organik karışım.
Composite noise rating :
Bileşik gürültü ölçümü.
Composting :
Katı atık ve çamur gibi organik maddeleri, anaerobik çürütme yolu ...
Condominium :
Çok birimli bir yapıda bireysel mülkiyet.
Confined aquifer :
Kaya katmanları arasında sıkışıp kalmış yeraltı suyu.
Conservation :
Doğal ve insanların oluşturduğu çevre kaynaklarının [madenIer, su ...
consumer :
Üretici   organizmaları  veya kendilerinden daha zayıf tüketicile ...
Contaminant :
Havayı, suyu, toprağı yada çevreni herhangi bir ögesini kirleten ...
Contour strip mining :
Kontur hatları boyunca yapılan yüzey madenciliği.
Conurbation :
Birleşmiş kentsel topluluklar grubu yada ağı.
Cooling pond :
Nükleer reaktörden yayılan yakıt elemanlarının depolandığı ve kıs ...
Cooling tower :
Termik santrallerde veya endüstride kullanılan soğutma suyunun iş ...
Corridor development :
Şerit biçimin­deki gelişim; doğrusal bir güzergâh izleyen kentsel ...
Cosmic rays :
Uzaydan gelen alfa, beta ve gamma ışınları. Bu ışınlar yeryüzünü ...
Cost-Benefit Analysis :
Alternatif programları, potansiyel faydaları ve olası maliyetleri ...
Cost-effectiveness analysis :
Belirlenmiş bir amaca ulaşmak için mevcut olasılıkların maliyetle ...
Countercurrent chromatography :
Ters akım kromatografisi.
Cover material :
Katı atıkların dökülüp bırakıldığı çukurlarda, çukurların üzerini ...
Criteria :
Kararların yada yargıların dayandığı standartlar yada kurallar.
critical areas :
Bataklık ve su taşkınlarına açık alanlar gibi sıkı gelişim kontro ...
Cross-media approach :
Çevre sorunlarına, sözgelimi sadece hava kirliliğini değil, etkil ...
Cryosphere :
Yeryüzündeki kar ve buz çökeltilerinin bütünü.
Crystallization :
Sıvı atıkların arıtıl­masında atık maddeden suyu ayırmak için kul ...
Cyanides :
Hidrosiyanik asidin son derece zararlı tuzları. Siyanür içeren en ...
Cyclone separator :
Merkezkaç kuvvetiyle ve mekanik olarak çalışan, büyük parçacıklar ...
ÇENTME :
Yongalar ya da parçalar haline getirme.
Daily cover :
Dökülen katı atığı örtmek üzere bir günde serpilmesi gereken topr ...
Dam :
Suyun doğal akışına engel oluşturarak bir nehrin ya da akarsuyun ...
Dangerous ultraviolet :
Tehlikeli ultraviyole [morötesi].
data :
Analizlerde yada yorumlarda kullanılan, sonuç çıkarmaya yarayan b ...
DDT :
Son derece kuvvetli bir böcek öldürücü. Kalıntıları yaklaşık 15 y ...
Death rate :
Yıl ortasındaki beher 1000 bireylik nüfus itibariyle belli bir yı ...
debris :
Herhangi bir yapının tahribi sonucunda ortaya çıkan kayaların, ke ...
Decibel :
Sesin şiddetinin ölçülmesinde kullanılan uluslararası birim. Kısa ...
Decomposers :
Biyolojik bozulma yaratan, bakteriler ve mantarlar gibi ayrıştırı ...
Defoliants :
Bitkilerin ve ağaçların vaktinden önce yapraklarını dökmelerine y ...
deforestation :
Ağaçların ve çalılıkların ekilebilinir toprak kazanmak yada keres ...
degradation :
Büyük organik moleküllerin daha küçük moleküllere ayrışmasına ve ...
Deleterious :
Bakınız: Zararlı
Demographic transition :
Genellikle ekonomik ve toplumsal gelişmeye bağlı olarak, belli bi ...
Demography :
Genellikle istatistik teknikler kullanılarak nüfusun incelenmesi.
Denitrification :
Nitrattaki azotu indirgemek yoluyla ortamdan uzaklaştırmak.
DENKLEMİ :
Bir hedefe yönelik zarar riskiyle, o hedefin maruz kaldığı hava k ...
density :
Bir yerin nüfusunun, yerleşim birimlerinin yâda taban alanının, t ...
Density-dependent factor :
Tam anlamıyla etkili olabilmesi nüfus yoğunluğuna bağlı çevre etk ...
Density-independent factor :
Nüfus yoğunluğuna bağlı olmadan etkisini gösteren çevre etkeni.
Deodorization :
Uygun olmayan kokuların ve gazların giderilmesi yada önlenmesi.
Depletion :
Doğal   kaynakların  azalması, tükenmesi, kuruması, özellikle tük ...
Deposition of sediment :
Akan suyun enerjisinin çökelmemiş tortunun yükünü kaldıramaması d ...
Depressed area :
Ekonomik ve fiziksel gerileme gösteren bölge.
Derelict land :
Terk edilmiş, kullanılmayan arazi; boş kalan arazi [nadas arazisi ...
Desalination :
İnsanların yada hayvanların tüketmesine elverişli hale getirmek i ...
desertification :
Genellikle aşırı otlatma, yaygın ormansızlaştırma ya da aykırı ta ...
Desulfurization :
Fosil yakıtların kükürt içeriğinin tasfiye edilmesi yâda azaltılm ...
Detection limit :
Bir maddenin saptanabilir hale geldiği sınır.
detention basin :
Taşkını önlemek için sel suyunu denetimli biçimde tutup bırakmaya ...
Detention period :
Birim hacimdeki bir sıvı ya da gazın akış sürecinde bir tank ya d ...
Detergents :
Yaygın olarak kullanılan, yüzey aktif temizleme maddesi. Bakteril ...
Detritus :
Göllerin yâda ormanların dibini tabanını zenginleştiren ayrışmış ...
Dewatered sludge :
Yanmaya yada gübre olarak kullanılmaya elverişli bir kıvama getir ...
DEZENFEKSİYON :
Hastalık yapıcı organizmaların sözgelimi klorlama yoluyla yok edi ...
Dialysis :
Atık su arıtımında kullanılan, büyük organik parçacıkları küçükle ...
Dieldrin :
Oktaloks diye de bilinen, klorlu hidrokarbonlar sınıfından beyaz ...
Diffuser :
Gaz veya sıvıyı karıştırıldığı ortama daha iyi dağıtmak amacı ile ...
Digestion :
Enzimlerin etkisiyle organik dönüşmesini ifade etmekte kullanılan ...
Dioxin :
Bitki öldürücülerde bulunan, son derece zehirli maddeler kümesi.