eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (B - 1)
Türkçe Terimler
İngilizce Terimler
Kısaltmalar
#
A
B
C
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z
UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü (B - 1. Sayfa)
back oars
:
Kürek çekerken tekneyi geriye itmek için verilen komut.
back the capstan
:
Demir ırgatını çalıştırmak suretiyle demir zincirini denize verme
...
backboard
:
Filikalarda ve yelkenli teknelerde kıç bodoslama üzerine konan ve
...
backboard, backrail
:
Bir teknede kıç taraftaki havuzda oturanların yaslandığı ve serdü
...
backstay
:
Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru in
...
ballast
:
Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.
ballast keel
:
Yelkenli teknelerde denge için kullanılan omurga ağırlığı.
ballast tank
:
Safra suyunun alındığı tanklar.
bar draught
:
Nehir ağzı draftı.
bareboat charter
:
Geminin işletilmesi ve kullanılması ile bağlantılı bütün bedel ve
...
barges
:
Taşıma kapasitesi yaklaşık olarak 30-500 ton arası olan, altı düz
...
barratry
:
Armatörün veya kiracıların zararına olabilecek, kaptan veya diğer
...
barrel
:
36 galonluk (159 litre) ağaç fıçı. Mancana büyüklüğündeki madenî
...
baseline
:
Gemi boyunca dip kaplaması ile simetri düzleminin kesiştiği hat.
be careful
:
Dikkatli olunması için yapılan uyarı.
beaching
:
Bir gemi herhangi bir şekilde deniz tehlikesi geçirip batma tehli
...
beam, baulk
:
Güvertenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren, enine k
...
bearing
:
Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatıs veya cayr
...
bearing pintle
:
Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak
...
bending stress
:
Bir geminin karaya oturduktan sonra veya ambarlarında uygun dağıl
...
berth charter
:
Bir geminin yanaşma yerinde yüklenmek amacıyla kiralanması için y
...
bilge
:
Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmının iç tarafı.
bilge barge
:
Gemilerden alınan sıvı atıkların karaya transferi için kullanılan
...
bilge keel
:
Teknelerin yalpalamasını azaltmak için karina kısmına baştan kıça
...
bill of loading
:
Nakliyeci namına kaptan veya yetkili başka bir kimse tarafından i
...
bill, peak
:
Demir kolunun en uç noktası.
bitt, pawl bitt
:
1) Halatların selviçelerini, ince halat ve zincirleri volta etmek
...
bitter end
:
Zincirin zincirlikte ya da volta edildiği yerdeki ucu.
block
:
Bir makarayı bir halatın istenilen yerine hemen takabilmek için d
...
blockade
:
Düşmanın başka ülkelerle ilişkisini kesmek için silahlı kuvvetler
...
blowing
:
İçinde su olan yaralı bir kompartımanın hava ile irtibatlı yerler
...
boat manufacture location
:
Ahşap yat imalatında boy sınırlaması olmaksızın tam boyu 75 metre
...
boat rope
:
Yan mataforalara, iskelelere, gemi bordasına yanaşacak deniz araç
...
boat, ship's boat
:
Gemilerde bulunan küçük, güvertesi olmayan ve kürekle veya motorl
...
boatswain
:
Ticaret gemilerinde gemicilerin başı.
bollard, bitt
:
Gemilerde, iskele veya rıhtımlarda palamar ya da halatları volta
...
bolster
:
Yedekleme esnasında dümeni ortaya alıp dümenin dönmemesi için etr
...
bolt rope, leech rope
:
Yelkenlerin kenarlarına, yakalarına dikilen halat.
bomb ketch
:
Ayna kıçlı ve sübye donanımı olan küçük yelkenli tekne.
boom stay, topping
:
Bumbaları, serenleri direklere asmak ve istenilen açıda tutmak, i
...
boom, derrick, gib
:
1) Ticaret gemilerinde yük alıp verme işlerinde kullanılan ve ucu
...
boot top
:
Geminin boş su hattı ile yüklü su hattı arasında kalan borda yüze
...
bottom of the vessel
:
Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı.
bow
:
Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki isti
...
bow locker
:
Alet edevat veya boya gibi sair şeylerin saklanması için kullanıl
...
bow thruster
:
Geminin baş tarafında bulunan, bordaya dik hareket sağlamak amacı
...
bow, shoulder
:
Borda kaplamalarının baş bodoslamaya doğru eğilmeye başladığı nok
...
bower anchor
:
Bir gemide sancak, iskele başomuzluklarda bulunan, geminin ana de
...
bows painter, bow fast
:
Bir filikanın baş tarafını bağlamak için kullanılan, bir ucu fili
...
bowsprit
:
Yelkenli teknelerde teknenin baş bodoslamasının hemen üzerinden d
...
bp (bollard pull)
:
Bir geminin çeki halatına bindirdiği maksimum güç.
brace up the yards as much as possible
:
1-) Serenlerin edilebildiği kadar pırasya edilmeleri. 2-) Bir ye
...
brail
:
Yelkenleri toplamak için kullanılan hareketli donanım.
breaker
:
Eskiden gemilerde içine içme suyu konulan fıçılar.
breakwater, pier, wave breaker
:
Barınma alanlarını, limanları, kıyı yapılarını dalgaların ve deni
...
breast rope
:
Serenlere yelkeni bağlamak için cundalar arasında gerilen halat v
...
brigantine
:
Brig'ten küçük, iki direkli, hafif armalı, pruvası kabasorta arma
...
briming
:
Su içinde ışık biriktirebilen tek hücrelilerin toplu yansıma hali
...
brokerage
:
Broker'ların navlun ücreti üzerinden alınan pay.
bucket
:
Tahta leğen.
bulb
:
Gemilerin baş kısımlarında dalga direncini azaltmak için yapılmış
...
bulkhead
:
Geminin emniyetini arttırmak için su ve alev geçirmez olarak yapı
...
bulwark, prumpet
:
Denizlerin güverte üstüne çullanmaması için borda yükseltilmek su
...
buoy
:
Denizde bir konumu işaret etmek, durumu belirtmek veya gemilerin
...
buoyage
:
Denizde bir mevkiyi şamandıra ile işaretlemek.
buoyancy
:
Geminin yüzebilirlik kabiliyeti.
butt
:
Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleş
...
by the head, bowed
:
Başı kıça nazaran daha fazla su çeken, başı daha fazla batık olan
...