eng

UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (4)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z
4. Sayfa
fore foot :
Omurga ile baş bodoslamanın birleştiği kısım.
fore gaff :
Ana pruva direklerinin üzerinde ve gerisinde bulunan yarım serenl ...
fore mast :
Birden çok direkli teknede baş taraftaki ilk direk.
fore peak :
Gemi baş bodoslaması ile dizayn su hattının kesiştikleri noktadan ...
fore topmast :
Fırtınalı havalarda pruva ana istralyası üzerine açılan flok.
forecastle :
Genellikle gemilerdeki ırgat ve baş bağlama araçlarının bulunduğu ...
forecastle deck :
1) Baş kasara güvertesi 2) Küçük teknelerin baş tarafında, oturu ...
fork beam :
Kemerenin ortadan kesilmiş olarak yanda kalan kısımları.
frame :
Borda kaplamasını sağlamlaştıran tekne iskeletinin enine dikey pa ...
free alongside :
Yükün bordada teslimini şart koşan durum.
freeboard :
Yüklü gemi bordasının ortasında su yüzeyinden ana güvertenin üst ...
freeboard deck :
Geminin doğal kuvvetlere karşı bütün açıklıkları daimî elemanlarl ...
free-fall :
Kaydırarak bırakma, serbest düşüş.
freight policy :
Navlun için yapılan sigorta poliçesi.
full rigged :
Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe ye ...
funnel :
Gemi makinelerinin egzoz borularının atmosfere çıkışını destekley ...
futtock hoop :
Rili çarmıklarının üst uçlarının bağlanması için ana direklerin ç ...
futtock shrouds :
Gabya çarmıklarını ana direğe bağlamak için kullanılan kısa çarmı ...
gaff topsail :
Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.
gaff, spanker gaff :
Yan yelkenlerin üst yakalarını bağlamak için direkler üzerine kal ...
gale :
Rüzgârın alışıldık seviyeden daha hızlı esmesi halinde meydana ge ...
galley :
Kürek ya da yelkenle hareket edebilen yelkenli tipi.
galley slave :
Bir yere bağlı bulundurularak kürek çeken esirler.
gallow bitts, gallow stanchions, upwright :
Güverteye yüklenen kereste yükünün denize gitmemesi için prampetl ...
gangway :
Gemilere girip çıkılan bordada açılan dört köşe kapak.
general cargo ships :
Kuru yük, konteyner ve dökme yük taşıyabilecek şekilde inşa edilm ...
general radio operator (GOC) :
Uluslararası Telsiz Tüzüğü (İTÜ/ RR) gereklerine göre yetkili mak ...
gimblas :
Pusula tasını sehpaya bağlayan ve pusulanın gemi hareketlerinden ...
gin :
Kafesli metal makara.
gripping rope or chain :
Kaldırılmakta veya indirilmekte olan bir cismin düzgün olarak ini ...
gross adventure :
Seferin tamamlanması için gemi ya da navlun ya da her ikisi birde ...
ground reaction :
Zeminin karaya oturan gemiye olan direnci, mukavemeti.
ground tackle :
Geminin ırgat, zincir, babalar gibi demirleme donanımı.
grounding :
Gemi karinasının deniz dibine değmesi, alçalma neticesi geminin y ...
ground-stranding :
Bir geminin karaya oturması.
guard rails, rail and stanchions :
Küpeştelere konmuş olan, ağaç veya demir, sabit veya yatıp kalkan ...
gun tackle :
Biri hareketli, diğeri hareket etmeyen iki tornodan oluşan palang ...
gusset plate :
Yan posta ve iç dip kaplama gibi gemi yapısının iki elemanını bir ...
gust, squal :
Rüzgârın birdenbire şiddetli esmesi.
guy rope, topping lift :
1) Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa ede ...
guy, vang :
Bumbaları veya yarım serenleri iki yana (sancak veya iskeleye) çe ...
gyro compass :
Yön bulmada kullanılan ve arzın magnetik yapısından etkilenmeyen ...
half mast :
Yarıya kadar indirmek. nisbi kerteriz
half speed :
Gemi makinesinin yarım güçte çalıştırılması.
halyard :
Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.
hand gear :
Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapı ...
hand lead :
Elektrikli iskandil olmayan teknelerde, derinlik ölçmek için çıma ...
hand rail, deck rail :
Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korun ...
hand rail, rough tree rail :
1) Prampetin en üst kısmı, vardevela puntellerinin, prampetlerin ...
hand steering gear :
Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen.
handling :
Yükün yüklenmesi, istif edilmesi, boşaltılması işlemleri.
handy :
Konteynerlerde 1000-1999 TEU arası kapasiteye sahip gemi tipi.
handymax :
Dökme yük gemileri ve tankerlerde 35.000-49.999 DWT arası kapasit ...
handysize :
Dökme yük gemileri ve tankerlerde 20.000-34.999 DWT arası kapasit ...
hang :
Yelkenli bir teknenin rüzgâr altına düşmemesi.
hard a lee :
Teknenin başını rüzgâra alıp bir kuntradan diger kuntraya geçmek.
hard a starboard :
Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emi ...
hatch :
Ambar giriş yeri, güverteye ulaşan merdivenli iniş açıklığı.
hatch beams :
Ambar ağızlarında gerekli mukavemeti sağlamak için kullanılan kon ...
haul away :
Bir palanganın tirentisini veya bir halatı elle çekerken üzerine ...
haul off :
Rüzgârın estiği yönden uzaklaşmak.
hauling line :
Genellikle kalın halatlar.
hawsepipe :
Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni ...
head :
Yelkenlerin serene bağlı üst kısımları.
head, bow :
Bir teknenin ön tarından ileri istikameti.
heave aback :
Demir ırgatı geri çalıştırmak sureti ile zincirin boşaltılması, a ...
heave up, heave away :
Irgat, vinç gibi makineleri çalıştırarak bir ağırlığı kaldırmak v ...
heavily aground :
Gemi boyu istikametinde baş tarafı fazla kalkmış bir şekilde, den ...
heaving line :
Bir tekneden diğerine veya sahile atılan, ucunda kurşun bir ağırl ...
heavy beam under the deck of a wooden vessel :
Ağaç teknelerde güverte altına konulan sağlam kemer.
helm weather :
Yelkenle yapılan seyirde rüzgârın geldiği yöne yaklaşmak.
helmsman :
Dümeni tutan, gemiye yön veren gemici
high water :
Denizlerin yükselmesi-alçalması sonucunda suyun yüksek seviyesi, ...
hogging :
Gemi ortasının dalga üzerine oturarak baş ve kıçın boşta kalması.
hoist away :
Bir şeyi karşı tarafa, yukarıya kuvvet uygulayarak kaldırmak. his ...
hold :
Gemilerde yük koymak için kullanılan yer.
hood coat :
Pusula, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve gün ...
hovercraft :
Hem karada hem de denizde hareket etme kabiliyetine sahip özel do ...
hoy :
Gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne.
hull cleaning :
Gemi teknesinin dış yüzeyinden yo sun, midye gibi organizmaların ...
hull resonance :
Gemi düzenli oluşmuş dalgalar içinden geçtiğinde oluşan dikey kal ...
Inert gas :
Nitrojen, karbondioksit ve egzoz gazları gibi ve %11'den daha az ...
International Salvage Union (ISU ) :
Deniz kurtarıcılarını temsil eden küresel ticaret birliğidir.
idling man :
İşsiz, başıboş dolaşan adam.
in bow :
Pruva kürekçilerinin küreklerini "hisa kürek" yapmaları için veri ...
in haul :
Randa yelkeninin iskota yakasını toplayan halat.
inch :
Bitkisel, sentetik ve çelik tel halatların pus olarak çevresini i ...
inclinometer :
Geminin yaptığı yalpayı ya da meyli gösteren alet; yalpa müşiri.
indirect passing vessel :
Seyri Türk Boğazları'nda bir liman ya da iskeleye varmak ya da uğ ...
indirect pulling :
Römorkörün çeki yaptığı sırada halata en az 90 derece açıyla güç ...
inert gaz system :
Kargo tanktan pompalandığı zaman patlayıcı olmayan gaz vasıtası i ...
information :
TBGTH'nin katılımcı tüm gemilerin istekleri ve gereksinimleri doğ ...
inner keel :
Postaları bir ahşap teknede omurgaya daha sıkı bağlamak için başt ...
instruction :
Yakın ve kaçınılmaz bir seyir tehlikesi ihtimalinin belirmesi dur ...
intercostal :
Döşekler ve tekne kaburgaları arasındaki boyuna kiriş.
island :
Sularla çevrili, sular yükseldiğinde su üstünde kalan doğal kara ...