eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (C)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
C Harfi 1. Sayfa
cableway :
Bir akarsuyun üzerinden geçen ve akarsuyun iki sahili arasında ge ...
calibration :
Ölçümü yapılacak nicelik ile bu niceliğin ölçümünü yapan alet, ay ...
calibration tank :
Durgun su içeren ve içerisinde bilinen bir hızla hareket ettirile ...
calving :
Bir buz duvarı, buz cephesi veya buzuldan bir buz kütlesinin kırı ...
canal :
Genellikle düzgün bir en kesiti bulunan insan yapımı açık su yata ...
canyon :
Genel olarak tabanında bir akarsu bulunan dik eğimli derin vadi.
capacity :
1) Bir rezervuarın alabileceği maksimum su hacmi. 2) Herhangi bir ...
capillarity :
Özellikle gaz, sıvı ve katı arayüzlerinin karşı karşıya geldiği k ...
capillary action :
Kılcallıktan kaynaklanan etki, örneğin yerçekimine rağmen toprakt ...
capillary conductivity :
Geçirgen bir ortamın birim kılcal potansiyel farkı altında gkılca ...
capillary diffusion (of water) :
Gözenekli bir ortamda suyun kılcallık yoluyla hareket etmesi.
capillary fringe :
Su tablasının hemen üzerinde yeralan ve bütün boşlukları suyla do ...
capillary hysteresis :
Toprağın ıslanma ve kuruma eğrilerinin farklı olması olgusu.
capillary interstice :
Suyu yerçekimine rağmen bir su tablasının üzerinde tutmaya yetece ...
capillary potential :
Serbest su yüzeyindeki birim ağırlıktaki su kütlesini serbest su ...
capillary pressure :
Kıvrımlı bir hava/su arayüzü üzerinde oluşan basınç farkı.
capillary rise :
1) Bir sıvı içerisine daldırılmış kılcal bir borudaki sıvının bor ...
capillary suction :
Atmosferik basınçtan düşük bir basınç altındaki bir sıvının emile ...
capillary water :
Toprakta su tablasının üzerinde kılcallık yoluyla tutulan su; hig ...
capillary-tube model :
Paralel olarak yerleştirilmiş bir grup tüp yardımıyla suyun topra ...
capture :
Genellikle bir akarsuyun membaında kısmında yer alan su akımının ...
carbonate hardness :
Çözünmüş kalsiyum ve magnezyum bikarbonatların varlığından kaynak ...
carryover storage :
Kurak yıllarda ortaya çıkan açığı kapamak üzere yağışlı yıllarda ...
cascade :
Küçük şelale veya küçük düşülerden oluşan bir dizinin elemanı.
catabolism :
Canlı maddenin ayrışması.
cataract :
Büyük şelale
celerity :
Bir dalganın yayılma hızı.
channel :
Nehir yatağının, içerisinde esas akımın yer aldığı en derin kısmı ...
channel detention :
Taşkın dönemleri boyunca akarsu yataklarında geçici olarak depola ...
channel flow :
Doğal veya yapay bir kanalda (su yolunda) serbest yüzeyli su akım ...
channel precipitation :
Bir akarsu yatağı içerisindeki suyun yüzeyine düşen yağış.
channel scour :
Bir akarsu yatağının aşınması.
channel storage :
Bir akarsu yatağında depolanan su hacmi.
chemical oxygen demand (COD) :
Bir su örneği belirli koşullar altında belirli bir oksidantla mua ...
climate :
Belirli bir alanda, o alanın meteorolojik unsurlarının uzun dönem ...
climatic change :
Bir bölgenin ikliminde ele alınan iki dönem arasında gözlenen bel ...
climatic region :
Özel kriterlere göre nispeten uniform bir iklime sahip bölge.
climatic year :
Meteorolojik verilerin daha anlamlı bir şekilde karşılaştırılmala ...
climatological station :
Klimatolojik verilerin elde edildiği istasyon.
climatological station for hydrological purposes :
Hidrolojik gereksinimleri karşılamak için mevcut klimatolojik ist ...
clogging :
Yüzeyde veya geçirimli gözenekli bir ortamın (örneğin toprağın) g ...
closed lake :
Genellikle arid bir bölgede bulunan ve suyunu sadece buharlaşma v ...
cloud seeding :
Bulutun yapısının değiştirilmesi, dağılma veya yağışa neden olmas ...
cloud top temperature :
Bir bulutun tepesinin veya yaklaşık olarak aynı seviyede bulunan ...
cloudburst :
Olağanüstü şiddetli ve nispeten kısa süreli yağmur.
Coagulation :
Kolloidal maddelerin kararlı durumlarının bozulmasına ve topaklar ...
coastal river :
Doğrudan doğruya denize boşalan kısa nehir.
coefficient of compressibility (of water) :
Belirli bir sıcaklıkta birim basınç artışına karşılık suyun hacmi ...
coefficient of consolidation :
Etkin gerilimdeki birim artışa karşılık toprak hacminde pekişmeyl ...
coefficient of determination :
Bağımlı bir değişken ile bir veya daha fazla bağımsız değişken ar ...
coefficient of groundwater discharge :
Yeraltı suyu akışı veya bir aküferin toplam yeraltı suyu boşalımı ...
coefficient of hydraulic conductivity :
Hidrolik iletkenliği belirten sayısal değer.
coefficient of intrinsic permeability :
Gerçek permeabiliteyi belirten sayısal değer.
coefficient of roughness :
Kanal pürüzlülüğünün akarsu en kesitindeki ortalama hıza olan etk ...
coefficient of variation :
Stokastik bir değişkenin zaman ve mekan içerisindeki değişimini t ...
coliform count :
Suyun bir mililitresinde bulunan koliform grubu bakterilerin sayı ...
collector well :
Çeşitli radyal istikametlerde tüp şeklinde yatay drenleri bulunan ...
colloidal suspension :
Genellikle elektriksel olarak yüklü, çökelmeyen fakat pıhtılaşma ...
colour composite; color composite (A) :
Özel bir tayf bantına bir renk atanmasıyla oluşturulan renkli res ...
compensating reservoir :
Asli rezervuarın pik yükleme durumunda işletilmesinden kaynaklana ...
complete control :
Membadaki su yüzeyi kotu mansaptaki su seviyesinden tamamen bağım ...
complete freeze-up :
Bir akarsu parçasında bulunan suyun tabandan yüzeye kadar donması ...
composite unit hydrograph :
Büyük bir su toplama havzasının önemli alt bölümlerine ait birim ...
composite water sample :
Arzu edilen ortalama karakteristik bir özelliğin elde edilmesi iç ...
compound cross-section :
Genişliği aniden belirli bir seviyenin üzerine çıkan kanal en kes ...
compound hydrograph :
Bir sağnağın neden olduğu akışın bir sonraki sağnak boyunca devam ...
compound weir :
Herbiri farklı tipte ve/veya farklı boyutlarda olabilen iki veya ...
conceptual hydrological model :
Hidrolojik çevrim içerisinde yer alan süreçlerin bazılarının veya ...
condensation :
Buharın sıvılaşması.
conditional probability :
Eğer E ve F bir olasılık dağılımına göre meydana gelen olaylar is ...
cone of depression :
Yeraltı suyu piyezometrik yüzeyinin bir kuyu etki alanını belirte ...
confidence band :
Alt ve üst güven sınırları arasında kalan alan.
confidence interval :
Örnek istatistiğinin bir fonksiyonu olan ve önceden belirlenmiş b ...
confidence level :
Güven aralığının gerçek değeri içerme olasılığı.
confidence limits :
Güven aralığının alt ve üst sınırlarını oluşturan değerler.
Confined aquifer :
Altta ve üstte geçirimsiz veya çok az geçirimli bir formasyonla ç ...
confining bed :
Kendisinden çok daha fazla geçirgen bir aküferi alttan veya üstte ...
confluence :
1) İki veya daha fazla akarsuyun birleşmesi. 2) İki veya daha faz ...
conjugate image :
Yeraltı suyu eşpotansiyel düzlemine göre alınmış ayna görüntü.
conjunctive use :
Yüzey ve yeraltısularının birlikte kullanımı.
connate water :
Tortul kayaların oluşumu sırasında kaya çatlakları arasında tutul ...
conservative pollutants :
Biyolojik olarak ayrışamayan kirleticiler.
Consolidation :
Artan veya devamlı bir yük altında toprağın çökerek oturması ve b ...
constant-rate dilution gauging :
Konsantrasyonu bilinen izleyici bir elemanın suya enjekte edilmes ...
consumptive use :
Bitkiler tarafından alınıp terlemeyle veya doğrudan doğruya bitki ...
contact angle :
Birbirine karışmayan iki akışkan arasındaki yüzey ile sözkonusu a ...
contact spring :
Nispeten geçirimsiz bir ana kaya üzerinde uzanan geçirimli bir fo ...
contamination :
Normal koşullarda suda bulunmayan ve bulunması arzu edilmeyen, su ...
continental hydrology :
Hidrolojinin, su çevriminin karasal fazına ağırlık veren ve kıtas ...
continuity equation :
Akan bir maddenin (örneğin suyun) kütle korunumunu açıklayan eşit ...
continuous stream :
Akışı mekan içerisinde kesintiye uğramayan akarsu.
contour (-line) :
Bir harita üzerinde belirli bir özelliğin sabit olduğu noktaları ...
contracted weir :
Eşiği tüm yatak genişliği boyunca uzanmayan savak.
contraction coefficient :
1) Azaltılmış uzunluk, kesit alanı veya hacmin orijinal uzunluk, ...
Control :
Bir kanalın, üzerindeki bir noktada debi ve seviye arasındaki ili ...
control section :
(1) Tek bir debi-seviye ilişkisi olan akarsu yatağı parçası. (2) ...
control well :
Aküfer testlerinde kullanılan pompaj veya besleme kuyularını diğe ...
convective precipitation :
Atmosferdeki konvektif hareketle oluşan yağış.
conveyance :
Banket dolusu akan bir açık kanalın en kesit alanı ve kanal pürüz ...
correction :
Bilinen hataları hesaba katmak ve böylece gerçek değere daha yakı ...