eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (13)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
13. Sayfa
standardized variate :
Kendisinden populasyon veya örnek ortalaması çıkarıldıktan sonra ...
standing water level :
Su tablası veya piyezometrik yüzeyin pompaj veya beslemeden etkil ...
standing wave :
Su yüzeyinin düşeyde sabit düğüm noktaları arasında salındığı dal ...
stationary orbit :
Ekvatoryal bir uydunun yer etrafında dönerken yerin kendi ekseni ...
stationary process :
Stokastik bir olayın olasılık dağılımı zamandan tamamen bağımsız ...
station-year method :
Birbirinden bağımsız çeşitli istasyonlardan elde edilen kayıtlard ...
steady water level :
Zaman içinde sabit kalan su seviyesi. Örneğin su seviyeleri stabi ...
stem flow :
Yağmurun yüksek bitkiler tarafından tutulan ve bu bitkilerin gövd ...
step-drawdown test :
Farklı birkaç sabit hızda pompaj yapılan bir kuyuda gerçekleştiri ...
stilling well :
Nispeten durgun suda su seviyesi ölçümüne elverecek şekilde bir a ...
stochastic hydrology :
Olasılık kuramı yöntemleriyle açıklanan ve analiz edilen hidroloj ...
stochastic process :
Rasgele x(s) değişkenleri üreten ve s’nin belirli bir t aralığınd ...
storage :
1) Gelecekte kullanılmak üzere yüzey veya yeraltı rezervuarlarınd ...
storage coefficient :
Bir aküferin birim yük değişimini altında birim aküfer yüzey alan ...
storage curve :
Depolanan su ile seviye veya zaman ilişkisini gösteren eğri.
storage equation :
Bir su kütlesinde belirli bir zaman süresi boyunca giriş, çıkış a ...
storage ratio :
Kullanılabilir kapasitenin yıllık ortalama yüzey akışa oranı.
storage reservoir :
Faydalı amaçlar, örneğin su temini, enerji üretimi, sulama ve din ...
storm :
1) Hızı 23 ve 26 m/s arasında değişen rüzgar. 2) Rüzgarla birlikt ...
storm duration :
Toplam veya bir eşik değer üzerindeki yağışın başlangıcı ve bitiş ...
storm surge :
Bir alçak basınç merkezinin geçmesiyle oluşan deniz veya haliç ka ...
storm transposition :
Belirli bir havzada gözlenen bir fırtına yağışının (derinlik-alan ...
Stratification :
Bir su kütlesinde sıcaklık, tuzluluk, oksijen veya besin içeriği ...
stream :
1) Genellikle doğal bir yüzeysel kanal içerisinde akan su kütlesi ...
stream centre line :
Bir akarsuda birbiri ardına gelen en kesit merkezlerini birleştir ...
stream frequency :
Belirli bir havzada bütün seviyelerdeki akarsu kolları sayısının ...
stream gauging; stream gaging (A) :
Bir akarsu veya nehirde gözlenen bir seviyedeki debinin belirlenm ...
stream line :
Belirli bir anda anlık akım yönüne çizilen teğetlerin oluşturduğu ...
stream order :
Bir akarsu sisteminde dallara ayrılma derecesini ifade eden sayı.
stream profile :
Bir akarsu akımının akış ekseni boyunca uzanan yatak profili.
stream tube :
Kapalı bir eğri (kendisi bir akım çizgisi olmayan) içerisinden ge ...
streamflow :
Bir akarsu veya nehir yatağında akmakta olan su için kullanılan g ...
structural flood mitigation :
Taşkınların etkisini azaltmak üzere rezervuarlar, seddeler, taram ...
subcritical flow :
Ortalama hızı kritik hızdan düşük olan akım.
sublimation :
Doğrudan doğruya katı fazdan gaz fazına geçiş veya bunun tersi.
sublimation of ice :
Buzun doğrudan doğruya su buharı fazına geçmesi.
submergence :
Bir savakta mansap tarafındaki su yüzeyi kotunun savak eşik kotun ...
subsidence :
1) Bir akarsu akımıyla taşınan sedimentin çökelmesi 2) Belli büyü ...
subsoil :
Toprağın altında sığ bir derinlikte bulunan ve toprak işlemeyle e ...
subsurface float :
En büyük dişi su altında olan ve yüzey altı hızlarını ölçmekte ku ...
subsurface flow :
Yerin yüzeyi altında olup yüzeyaltı akışı, baz akım ve derine sız ...
subterranean stream :
Küçük ve büyük mağaralar veya birbiriyle bağlantılı bir grup geni ...
sunken pan :
Kenarlarına az bir mesafe kalana kadar toprağa çakılan buharlaşma ...
sun-synchronous satellite :
Yörünge düzlemi hemen hemen kutupsal olan ve yerküresinde aynı en ...
supercooled water :
Katılaşma veya kristalleşme olmaksızın donma noktası altında bir ...
supercritical flow :
Ortalama hızı kritik hızdan büyük olan akım.
surface detention :
Yağmurun yağış sırasında yer yüzeyinde kalan bölümü. Yağmur sona ...
surface float :
En büyük dişi su yüzeyinde bulunan ve yüzeysel hızların ölçülmesi ...
surface retention :
Yağışın, yağış dönemi boyunca ve yağıştan hemen sonra yüzeysel ak ...
surface runoff :
Yağışın yerin yüzeyinde akışa geçen bölümü.
surface tension :
Kapilariteye neden olan su ve hava gibi iki ortamı birbirinde ayı ...
surface velocity :
Su yüzeyindeki veya su yüzeyinin çok yakınındaki hız.
surface water :
Yer yüzeyinden akan veya yer yüzeyi üzerinde depolanan su.
surface water hydrology :
Hidrolojinin, yüzeydeki akışlara ağırlık vererek yerkürenin yüzey ...
surge :
Su seviyesi veya akımda meydana gelen hızlı alçalma veya yükselme ...
suspended sediment load :
Akan suda önemli bir süre akarsu yatağı ile temas etmeden veya çö ...
swallet :
Bir akarsu yatağında hiçbir çöküntü alanının olmaması durumunda b ...
synchronous satellite :
Ekvatorun 35900 km üzerinde olup yerin etrafında batıdan doğuya h ...
synthetic (unit) hydrograph :
Bir su toplama havzasının çeşitli fiziksel özellikleri ile ilgili ...
systematic error :
Bir anlamda taraflı, yani sıfırdan farklı ortalamalı dağılıma sah ...
tailrace :
Bir su çarkı veya türbinden suyu uzaklaştıran kanal.
tailwater :
Bir akarsu üzerindeki hidrolik bir yapının hemen mansabındaki su.
telemetering :
Aletlerden belirli bir mesafe uzaktaki belirtilerin kaydedilmesi.
temperature lapse rate :
Her 100 m kot artışında hava sıcaklığında santigrad cinsinden mey ...
tensiometer :
Esas olarak kapiler gerilim ve emme kuvvetlerinin ölçülmesini müm ...
thalweg :
Bir akarsu yatağı, kanal veya vadinin en derin kısmını izleyen çi ...
thaw :
Sıcaklığın 0° C nin üzerine çıkmasının ardından yerin yüzeyindeki ...
thermal infrared :
Kızılötesi bölgede bulunan ve kabaca yakın kızılötesi bölgenin so ...
thermal load :
1) Bir nehir veya kanal tarafından birim zamanda taşınan ısı mikt ...
thermal spring :
Ortaya çıktığı yerin yıllık ortalama sıcaklığından daha sıcak kay ...
thermocline :
Termal olarak tabakalara ayrılmış bir su kütlesinde sıcaklık grad ...
thermo-mineral spring :
Mineral içeriği yüksek termal kaynak.
thermo-osmosis :
Sıcaklık farklılıklarının neden olduğu gözenekli ortam akımı.
Thiessen polygon :
Birbirine yakın yağış istasyonlarını birleştiren düz çizgileri or ...
thixotropic :
Durgunken bir jel gibi, karıştırıldığında viskoz bir sıvı gibi da ...
throat :
Bir oluklu kanaldaki minimum en kesit alanı. Herhangi bir şekle s ...
throughfall :
Yağmurun doğrudan doğruya bitki örtüsünden, bitki örtüsünde bulun ...
tidal piezometric efficiency :
Sınırlanmış bir sahil aküferine girerek su alan bir kuyunun piyez ...
tidal prism :
Tam bir gelgit olayı süresince, yukarı havzadan gelen boşalımlar ...
tidal range :
Yükselen bir gelgit dalgası ile izleyen alçalan bir gelgit dalgas ...
tidal river :
Akım miktarı ve su yüzü gelgit tarafından etkilenen nehir.
tide :
Ay ve güneşin yerçekimsel cazibesi nedeniyle denizler ve büyük gö ...
time of concentration :
Sağnak yağıştan kaynaklanan yüzey akışın drenaj havzasındaki en u ...
time series :
Zaman içerisinde ardarda gelen noktalarda, çoğunlukla sabit aralı ...
toe of interface :
Denize açılan bir ağzın veya bir sahil aküferinin tabanı ile bura ...
tolerance :
Bir niceliğin belirtilen bir değerinde izin verilebilir varyasyon ...
tolerance limit :
Nicel bir karakteristik özellik için belirtilen alt veya üst sını ...
torrent :
Genel olarak büyük bir hızla ve türbülanslı olarak akan dik eğiml ...
tortuosity :
Bir akarsu yatağı üzerinde iki nokta arasında yatağın merkez çizg ...
total acidity :
Suda bulunan zayıf ve kuvvetli asitlerin miktarı. Genellikle 1 li ...
total dissolved solids (tds) :
Su örneğindeki birim su hacminde (veya ağırlığında) bulunan çözün ...
total head :
Akarsu kesitindeki serbest su yüzeyinin belirli bir yatay düzleme ...
total storage :
Maksimum kontrol seviyesinin altında yer alan ve ölü hacmi de kap ...
trace element :
Suda çok az miktarda bulunan kimyasal element.
tracer :
Akım çizgilerinin şeklini ortaya çıkarmak, akımın örneğin hız, ge ...
tractive force :
Bir nehir yatağı üzerinde durgun halde bulunan bir sediment parça ...
translatory wave :
Açık bir kanalda akıma paralel istikamette ilerleyen, önemli oran ...
transmissivity :
Birim hidrolik eğim altında bir aküferin birim genişliğinden suyu ...
transpiration :
Suyun su buharı şeklinde bitkilerden atmosfere transfer edilmesi.
trap efficiency :
Bir rezervuarın sediment yakalama ve alıkoyma kapasitesi. Sedimen ...