eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (26)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (26. Sayfa)

yan duvar :
Sahnenin soldaki ya da sağdaki yan duvarı.
yan perde :
Yan kulisleri maskelemekte kullanılan çerçeve.
yan sahne :
Ana sahnenin yanında bulunan seyirciye açık olmayan kesim.
yan yüz :
Bir tiyatro yapısının yan yüzü.
yana dönme :
Dansçının yönünü değiştirmek için ekseni etrafında bir ayağının t ...
yanardağ etmeni :
Etkin durumda bulunan, lav fışkırtan yanardağ etmeni.
yandan ışıklama :
Sahneye ve oyunculara yanlardan verilen ışık dizgesi.
yangın etmeni :
Yangın ya da alev görünümünü sağlayan aygıt,
yangın merdiveni :
Tiyatro yapısının dışında bulunan, yangın anında kullanılmak üzer ...
yanılmaca :
«İyi kurulu oyun» yapısında, oyun kişilerinin ayrı şeyleri söyler ...
yanılsama :
Gözbağlama.
yanılsamacı tiyatro :
İki temel tiyatro anlayışından biri. Bu tür tiyatroda, seyircinin ...
yankesici :
Hissettirmeden insanların cebinden eşyasını çalan kişi. Sirklerde ...
yankıdüzen :
1 -Kapalı bir yerde ses dağılım biçimi. Ses dağılımı tiyatro yapı ...
yankıdüzen bulutları :
Çağdaş yeni tiyatro yapılarının tavanına konulan ve bilgisayar ta ...
yankıdüzen levhası :
Ses dağılımının düzgün biçimde olmasına yardımcı olan, duvara ya ...
yanlış ses :
Yükseklik yönünden tiz ve pes bölgelerin dışına çıkan ses.
yanmaz çerçeve :
Yanmaz maddeden, asbestten yapılmış, kenar ışıtaçlarının sıcaklığ ...
yapay büküm :
Düşünce ve duyguyu dilin gerektirdiği bükümü bozarak, uydurma bir ...
yapay düzey :
Kalabalık sahnelerde, gerideki oyuncuların da seyirci tarafından ...
yapay mum :
Sahne üzerinde mum ışığı etkisi veren, elektrikle yanan mum.
yapay saç :
Sakal, bıyık, favori, kaş ve benzeri eklentileri yapmak için hazı ...
yapay söyleyiş :
Düşünceleri ve duyguları, dilin gerektirdiği tümcelemeyi bozarak, ...
yapay yüz :
Oyuncunun insancıl anlatımını kapatmak ya da oyuncuyla seyirci ar ...
yapı ekleri :
Meddahın olay dizisine eklediklerine verilen ad.
Yapım :
Bir tiyatro yapıtının tam olarak seyirci için üretilmesi işlemi.
yapımcı :
Tecimsel oyunların gerçekleştirilmesinde anaparayı koyan ve bütün ...
yapın uzmanı :
Oyun için gerekli sahne ve el eşyalarını gerçeğe uygun biçimde ya ...
yapısal dekor :
İskeleler, yükseltiler, eğimler ve basamaklarla kurulmuş dekor.
yararına gösteri :
Bir kuruma ya da kişiye yardım etmek amacıyla düzenlenen gösteri.
yardak :
Türk gölge oyununda şarkı söyleyen kişi. Bunların klasik Türk müz ...
Yardımcı :
Oyun düzenini, müziği, dekoru ve benzeri sanatsal işleri hazırlay ...
yardımcı genç kız :
Bulvar tiyatrosu ve müzikli oyunlarda yardımcı genç kız rolü.
yardımcı oyuncu :
Başrolde oynayan oyuncuyu destekleyici nitelikli ikinci önemde ro ...
yarenbaşı :
(Köy Oyunu) Anadolu'da oyun düzenleyiciye verilen adlardan biri.
yarım kanat :
Sahnede küçük girinti.
yarım parmak ucu :
Dansçının parmaklarının ucunda hafifçe kalkmasıyla elde edilen du ...
yarım perde :
Brecht'in epik tiyatroda kullandığı sahne ağzının yarı yüksekliği ...
yarım yuvarlak seyir yeri :
Seyir yerinin yarım ay biçiminde olduğu tiyatrolarda seyir yerine ...
yarışmalı konuşma :
Antik Yunan tiyatrosunda, tek dizeler durumunda atışmalı ve yarış ...
yasaklamak :
Herhangi bir tiyatro yapıtını, öndenetim ya da sıkıdenetim tarafı ...
yaşlı adam :
Bulvar oyunlarında yaşlı adam ya da baba rolü.
yatak odası sesi :
Özellikle kadın oyuncunun kullandığı, kısık, tutkulu, nazlı ve fı ...
yatay duruş :
Bir trapezcinin kolları ve bacakları gerili olarak yatay biçimde ...
yatay yönetilen kukla :
Sahnenin arkasından yere paralel tutulan değneklerle yönetilen ku ...
yatra :
Hindistan'da dinsel bayramlarda oynanan ezgili, danslı halk oyunu ...
yavaş çalışma :
Yavaş hareketlerle bacak ve kol alıştırmaları.
yay ışıldak :
Işığı bir elektrik yayı ya da elektrotlarla elde edilen ışıtaç. B ...
yaygı :
Eski meddahların tuğun dibine yaydıkları örtü.
yayın bölmesi :
Gösterinin radyo ile yayınını yapmada kullanılan özel bölme.
yaylı düzey :
Sirkte akrobatların sıçramak, atlamak ve takla atmak için kulland ...
yaz dolaşısı :
Bir sirkin yaz aylarında düzenlediği gösteri izlencesini uyguladı ...
yazar payı :
Bir yazarın üretiminin karşılığını sağlayan, onu parasal ve yazın ...
yazboz dekoru :
Hiçbir yeniliği olmayan, birkaç kez bozularak ya da bazı yerleri ...
Yazma :
1. Elle yazılmış belge. 2. Elle ya da makine ile yazılmış sahne o ...
yedek ışık düzeni :
Şebekeye bağlı elektrik akımında bir bozukluk olduğunda, kendiliğ ...
yemek pişirme :
Türk cambazının becerilerinden biri : İp ya da tel üzerinde koyun ...
yeni antik komedya :
Antik Yunan komedyasının aşağı yukarı İÖ 330 tarihlerinde ortaya ...
yeni dünya :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nun yalın eşyası. Aşağı yukarı bir buçuk me ...
yeni dünya oyunu :
(Ortaoyunu) On sekizinci yüzyılın ilk yarısında ortaoyunu için ku ...
yer :
Bir seyircinin tiyatro seyrederken oturduğu yer.
yer ayırtnm :
Tiyatroda önceden yer ayırtma işlemi.
yer cambazı :
Gövdesini türlü biçimlere sokabilen, yapılması zor hareketleri ya ...
yer gösterici :
Seyircilere yerlerini göstermek için görevlendirilmiş kişi.
yer hareketleri atleti :
Halı ya da minder üzerinde gövde esnekliğini ve çeşitli duruşları ...
yer ışıkları :
Sahnenin önünde yerde bulunan ışıtaçlar. Bunlar bugünkü tiyatrola ...
yer ışıtacı :
Alttan verilerek karanlıkta ayak basılan tabanı aydınlatan, çoğu ...
yer jimnastikçisi :
Yerde zor ama güzel hareketler yapan kişi.
yer kapağı :
Sahne tabanında bulunan kapak. Bu kapak özellikle eski tiyatrolar ...
yer kuklası :
Yerdeki yatay ip çekilerek sıçratılan eski bir kukla türü.
yerel oyun :
Belli bir yerin özelliklerini gösteren konuları, kişileri, törele ...
yerine geçmek :
Hastalanan ya da gelmeyen bir oyuncunun rolünü oynamak.
yerleşik aynalı ışıtaç :
Yerinden oynatılamayan, belli bir yere vidalanmış aynalı ışıtaç.
yerleşik dekor :
Bir oyunda, değişmeden, baştan sona kalan dekor.
yerleşik koltuk :
Tabana tutturulmuş seyir yeri.
yerleşik kukla topluluğu :
Sürekli aynı yerde gösteriler düzenleyen kukla tiyatrosu.
yerleşik sirk :
Gezici olmayan, yerleşik, kendi yapısı olan sirk.
yerleşik topluluk :
Belli bir yeri olan ve hep o yerde gösteriler düzenleyen tiyatro ...
yerleştirme :
Oyuncuların sahne üzerinde nerede duracaklarını ve ne yöne gidece ...
yığın oyunu :
Tek tek kişiler yerine bir topluluğu ya da yığını eksen yapan yap ...
yıkım :
Tragedyada oyunun sonlarına doğru, kahramanın yok oluşunu, komedy ...
yılan adam :
Geriye doğru eğilip dolanarak başını ayakları arasından çıkarabil ...
yılan oynatıcısı :
Müzik çalarak yılanı hareket ettiren kişiye verilen ad.
yılanbaz :
Türk seyirlik oyunlarında yılanlarla çeşitli gösteriler yapan kiş ...
yıldız dansçı :
Bale sanatında yıldız düzeyine erişmiş sanatçı.
yıldız etmeni :
Çevren üzerinde yıldızların görünümünü veren etmen.
yıldız gergisi :
Üzerinde yüzlerce delik bulunan koyu renk gergi. Bu deliklerin he ...
yıldız oyuncu :
1. Seyirci arasında ünlenmiş, bir oyunun uzun süre oynanmasını sa ...
yıldızcılık :
Bir gösterinin başarısını yıldız olmuş oyuncuların aşırı tanıtısı ...
yılgı oyunu :
Amacı seyircinin korku duygusunu uyandırmak olan oyun.
yılgı tiyatrosu :
İçinde tüyler ürpertici, korkunç sahneler bulunan, seyircinin kor ...
yırtıcı hayvan eğiticisi :
Yırtıcı orman hayvanlarını eğiterek gösteri yapacak duruma getire ...
yırtıcı hayvan eğitimi :
Yırtıcı hayvanları sirkin amacına uygun biçimde eğitme eylemi.
yırtıcı hayvanlar :
Evcil olmayan, yabansı hayvanlar.
yiğitbaşı :
(Köy Oyunu) Anadolu'da oyun düzenleyicilere verilen adlardan biri
Yineleme :
Bir oyunun yeni baştan ele alınarak yeniden oynatılması.
yivli mercek :
Dışa doğru genişleyen, birbirine koşut, yuvarlak yivleri olan ve ...
yivli-mercekli ışıldak :
Adını merceğinden alan bu ışıldağın gücü 500 ile 2000 vat arasınd ...
yoğunlaştırmak :
Bir oyunun metninde bulunan gevşek dokulu yerleri uygulama sırası ...
yontulmuş kukla :
Yontularak yapılmış kukla.