eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (21)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (21. Sayfa)

salon ışıkları :
Seyircinin tiyatro içinde bulunduğu yerleri aydınlatan ışıklar.
salon ışıldak köprüsü :
Seyirci salonunun tavanında bulunan ışıldak köprüsü.
salon komedyası :
Bir salon dekoru içinde oynanan, hafif, salt eğlendirmeye dayanan ...
salon tiyatrosu :
Üç yüz, dört yüz seyirci alabilecek orta büyüklükte, balkonsuz, l ...
salt sözsüz oyun :
Sözsüz anlatım ustası Etienne Decroux'nün ortaya attığı bir kavra ...
saltika :
Roma tiyatrosunda, sözsüz oyunlara eşlik eden dans parçası.
samamiko :
(Argo) Karagöz'ün argodaki adı.
samıt :
(Köy Oyunu) Anadolu'da sessiz ve sözsüz köy oyunlarına verilen ad ...
sanat tiyatrosu :
Tiyatroda kazancı düşünmeden, sanat eylemini gerçekleştirirken se ...
sanat yöneticisi :
Bir tiyatronun sanat işlerindeki baş yürütücüsü. Tiyatronun sanat ...
sanatçı :
Yaratıcı ve olağandışı nitelikleri olan, sanat yapabilecek yetkid ...
sandık boşaltma :
(Tuluat argosu) Birçok taklidi birden oynama. Bütün taklitleri bi ...
sandıkkâr :
Sandıkçı. Gölge oyunu ustalarının ikinci yardımcısı. Oyun takımın ...
sansür :
Bakınız: sıkıdenetim
saplama menteşe :
Panolarda kullanılan kanatları tahtanın içinde olan bir tür mente ...
saray baleti :
Saraylara özgü bale.
saray tiyatrosu :
Giderleri saray bütçesinden karşılanan ve yanlızca sarayda yaşaya ...
Sarma :
Erkek dansçının kadın dansçıyı kollarıyla sarması.
satir :
Antik dönemde Diyonizos törenlerinde koronun hayvan maskeli oyunc ...
satir oyunu :
Antik tiyatrodaki yarışmalarda her yazarın üç tragedyasından ayrı ...
satmak :
(Doğaçlama): Doğaçlama tiyatrosunda bir hareketi, bir mimiği, bir ...
satranç :
Türk cambazlarının becerilerinden biri : İki cambazın bir tel üze ...
satura :
Roma tiyatrosunda (kalım çizgili, ilkel güldürü türü.
saturnalya :
Roma İmparatorluğu döneminde ekin Tanrısı Saturnus için her yıl 1 ...
savlı oyun :
Bir düşünceyi seyirci önünde tartışmaya koyan ve dolaylı olarak ö ...
savunca :
Bir kişiye ya da duruma kusur kondurulmasına karşı o kişiyi ya da ...
saydam gergi :
Arkadan ışık verildiğinde, saydamlaşan ince bez ya da üzeri boyal ...
saydamlık :
Arka düzeyin görülmesini sağlayan etmen.
sekban :
Yeniçeri ocağından bir gölge oyunu tipi.
Selamlama :
Saygıyı belirtmek için bel bükme ve diz kırma.
selen :
Genel anlamı içinde, insan sesi olmayan herhangi bir ses. Bir nes ...
selen benzetici :
Çeşitli sesleri yansılıyarak benzeten sanatçı.
selen denetim masası :
Çeşitli selen aygıtlarının denetlendiği masa.
selen düzeltme :
Sesin hızı, yelin yönü ve hava sıcaklığı gibi nedenlerle ses dinl ...
selen düzenleyici :
Bir sesin ya da selenin yayımı ile oluşan yeğinlik, vurgu, ton ve ...
selen emici gereç :
Sahne üzerinde gerekli olan işitsel niteliği sağlayabilmek için k ...
selen gergisi :
Ses kaybını ya da dağılmasını önlemek için herhangi bir gereçten ...
selen kubbesi :
Ses dağılımını denetlemede kullanılan kubbe.
selen odası :
Bir tiyatroda, işitsel etmenlerin üretildiği ve yayımlandığı sele ...
selen sarkıtları :
Ses dağılımını denetlemede kullanılan yukarıdan aşağıya sarkıtılm ...
selen uzmanı :
Tiyatroda seslendirme işinin başında olan uzman.
semai :
Gölge oyununda narekenin eşliğinde göstermelik gergiden kaldırıld ...
senaryo :
Doğaçlamaya dayanan İtalyan halk tiyatrosu, commedia dell'arte tü ...
senaryocu :
Senaryo yazarı.
sendeleme :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda Kavuklu'nun düşer gibi yapıp da düşmeme ...
sergi çadırı :
Hayvanların seyircilere gösterildiği sergi.
sergileme :
Sirkin kendini tanıtması için kısa gösterilerle yaptığı sergileme ...
serim :
Oyunun öyküsünü anlaşılabilir kılmak için verilen ek bilgi. Seyir ...
sert eğitim :
Yırtıcı hayvanlara kimi durumlarda uygulanan sert eğitim biçimi.
sert uçlu bale ayakkabısı :
Bale sanatının temeli olan parmak ucu dansı için giyilen burnu se ...
servetta :
Commedia dell'arte türünde kadın hizmetçi tiplerine verilen ad.
ses değiştirme :
Sesi çeşitli aşamalarda kullanma. Sesi çeşitli aşamalarda kullanm ...
ses eğitimi :
Sesi doğru ve anlamlı bir biçimde kullanmak için yapılan eğitim.
ses geçirmez perde :
Cam yününden ya da benzer maddeden yapılmış ses geçirmeyen perde.
ses özelliği :
Bir sesin kendine özgülüğü.
ses şeridi :
Bir oyunun her çeşit ses etkilerini sağlayan manyetik şerit.
ses titremesi :
Sesin, tiz tonlarda, soluğun yetişmemesi yüzünden titremesi.
ses tonu :
Sesin yeğinliği, yüksekliği ve anlatım nitelikleri.
ses topluluğu :
Bir ezgiyi birlikte söyleyen topluluk.
ses uzamı :
Sesin yükseklik yönünden birbirinden değişik kesimleri.
ses yeğinliği :
Bir sesin kulağımıza yaptığı etki.
ses yuvarlanması :
Birbirinden ayrı hecelerin karıştırılması ya da yitirilmesi çabuk ...
ses yüksekliği :
Kalım sesleri ince seslerden ayıran fizyolojik nitelik.
sesalıcı :
Sonradan çalmak üzere sesleri alıp kaydeden aygıt.
sesbilim :
Konuşurken çıkarılan sesleri inceleyen ve bunların söz konusu dil ...
sesbilimsel biçimleme :
Tiyatro konuşmasında ünlü ve ünsüz harflerin ağızdan çıkarken ald ...
sesbüyütür :
Elektrik akımı yoluyla sesi uzakta bulunan alıcıya büyüterek ulaş ...
sesi fırlatma :
Sahne üzerinde konuşulan sözleri uzağa eriştirme becerisi. Sesi f ...
sesi yerleştirme :
Oyuncunun sesini rahatlıkla söyleyebileceği uzama oturtması. Ses ...
sesleme :
Konuşma düzenindeki ses değeri. Bir tümcenin ton başlangıcı, giri ...
sesyayar :
Elektrik dalgalarını ses dalgalarına çeviren, sesi yaymaya yaraya ...
sesyayar körük :
Sesyayarın ağzı sesin titreşimlerini denetleyen esnek gereç.
seyir alanı :
Seyir yerinin bulunduğu yer.
seyir yeri :
Seyircilerin oturup oyun ya da gösteri seyrettikleri kapalı ya da ...
seyirci :
Aynı yerde, bir oyunu başkalarıyla birlikte seyreden kişi.
seyirci dinlenme yeri :
Oyun gösterisine ara verildiğinde, seyircilerin dinlenmeleri için ...
seyirci girişi :
Seyircinin seyir yerine giriş kapısı.
seyirci yolu :
Seyircilerin giriş ve çıkışlarını sağlayan koridor.
seyirlik oyun :
Seyirci önünde, gösterilen genellikle beceriye dayanan, eğlendiri ...
seyrek doku :
Seyrek dokunmuş giysilik kumaş.
sıcak renkler :
Kırmızı, turuncu,ve sarı renkler, duyuları kışkırtıcı olduğundan ...
sıcak ses :
Tını yönünden kulağa hoş gelen ses.
sıçrama :
Dansçının hafifçe sıçraması.
sıçrama adımı :
Sıçramayı geliştirmenin temeli. Beşinci duruşu alan dansçının sağ ...
sıçrama minderi :
Arka arkaya çeşitli taklalar atmaya ya da sıçramalar yapmaya yara ...
sıçramacı :
Tehlikeli olabilecek sıçramalar ve atlamalar yapabilen kişi.
sığa :
1. Herhangi bir tiyatro alanının ya da salonunun alabileceği seyi ...
sık doku :
Sık dokunmuş giysilik kumaş.
sıkıdenetim :
Bazı ülkelerde oyunu halka göstermeden önce oynanmasında sakınca ...
sıkıdenetim kurulu :
Olağanüstü durumlarda ya da kimi ülkelerde olağan olarak tiyatro ...
sıkıştırılmış levha :
Tiyatro dekorunda kullanılan sıkıştırılmış tahta.
Sıralama :
Oyun düzeninde tasarımın bir öğesi. Geniş anlamıyla sahnedeki fig ...
sırık cambazı :
Ayaklarına uzun sırıklar bağlayarak dengesini bozmadan çeşitli gö ...
sırık cambazlığı :
Sırıkları ayaklara bağlayarak denge sağlamaya dayanan çeşitli bec ...
sırık numarası :
Sırıkla yapılan değişik dengeleme gösterilerinin tümü.
sırık üstünde sırık :
Sırık üstüne sırık konularak yapılan dengeleme gösterisi.
sırık üzerinde denge :
Sırık üzerinde dengelenme sanatı.
sırt taklası :
Çocukların taklalarına benzeyen, yere sırt dayanarak atılan takla ...
sıvıbasınç denetimli :
Sıvıbasınçla denetlenen herhangi bir aygıt ya da araç.
sigara yeri :
Bir tiyatroda sigara içenlere ayrılmış yer.