eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (22)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (22. Sayfa)
silah sesi
:
Sahne arkasından verilen silah sesi etmeni.
silindir üzerinde denge
:
Yuvarlanan silindir üzerinde dengelenme.
sinema kuklası
:
Sinemada kullanılan kukla türü.
sinibaz
:
Türk seyirlik oyunlarında sinilerle çeşitli beceriler gösteren oy
...
sipar
:
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda âşık ya da genç adam tipi.
siperyo perdesi
:
Gölge oyunu gergisi üzerinde, meşinden yapılmış yarım perde.
sipsi
:
(Argo) «Tütün» ya da «sigara» anlamında kullanılan gölge oyunu ar
...
sirar
:
(Doğaçlama): Türk doğaçlama tiyatrosundaki genç âşık tipi. Eğlenc
...
siret
:
Bir kahramanın ya da kavmin efsanesi.
sirk
:
Ortada sahnesi olan yuvarlak, değirmi ya da köşeli büyük çadırlar
...
sirk binicisi
:
Sirkte binicilik becerileri gösteren sanatçıya verilen ad.
sirk dönemi
:
Sirk gösterilerinin başlaması ile bitimi arasındaki, sirkin etkin
...
sirk hademesi
:
Sirkte ayak işlerine bakan kişi.
sirk numarası
:
Becerileri, gözbağcılığı ya da tehlikeli ve yapılması zor gösteri
...
sirk sanatçısı
:
Sirkte bulunan çeşitli beceri oyuncularının tümü.
sirk yöneticisi
:
Sirki yöneten sorumlu kişi.
sirk yönetkeni
:
Sirkte gösteriler sırasında ve arada müzik parçaları çalan çalgıc
...
sirmata
:
Roma tiyatrosunda giyilen uzun giysi.
sis etmeni
:
Sahne üzerinde sisli hava yanılsamasını sağlayan düzen. Bu, ışıkl
...
sison
:
Beşinci ayak duruşu ile başlar dizler hafif büküktür. İki ayakla
...
siyer
:
Birinin yaşam öyküsü.
siyerci
:
Hükümdar sarayında, Peygamber ve yanındakilerin yaşamından, o dön
...
skapino
:
İtalyan halk doğaçlama tiyatrosunda uşak tipi. Bol, dökümlü bir g
...
skaramuçiyo
:
Commedia dell'arte türünde asker tiplerinden biri. Sarhoş, ama gü
...
skeç
:
İşleyeceği konuyu genişletmeden, en can alıcı çizgiler içinde ver
...
skene
:
Antik tiyatroda önce oyuncuların soyunup giyindikleri, sonra da d
...
skinnis
:
Antik itiyatroda satirik oyunlardaki danslar.
skop
:
Ortaçağ'da. Tortonların öykü sanatçısına verdikleri ad.
skope
:
Antik tiyatroda oyun düzenini hazırlayan kişinin, üzerinde göster
...
sodyum buharlı ışıtaç
:
Işığın büyük oranının sodyumun ışımasıyla ürediği boşalmalı ışıta
...
sogetto
:
Commedia dell'arte oyununun taslağına verilen ad.
soğuk renkler
:
Suyun ve göğün rengi mavi, lacivert ve mor, çimenlerin ve ağaçlar
...
sokak giysisi
:
Oyuncunun günlük sokak giysisi.
sokak oyuncuları
:
Sokaklarda çeşitli beceri gösterilerinde bulunan, skeçler oynayan
...
sol ışık kulesi
:
Sahnenin solunda bulunan ışık kulesi.
sol yer ışıkları
:
Rampanın sol yanındaki yer ışıkları.
sola dönüş
:
Dansçının tek bacağını destek yaparak sola dönmesi.
solist çalışma yeri
:
Bir tiyatroda başezgicilerin ya da çalgıcıların çalışmaları için
...
solo dansçı
:
Tek başına dans etme ustalığını elde etmiş kadın sanatçı.
soluk denetimi
:
Doğru ve güzel konuşmak için gerekli olan denetim. Sahne konuşmas
...
solunum
:
Karın boşluğu ile ciğerlere yeterli ölçüde hava alıp verme.
solunum uygulayımı
:
Doğru bir solunum için alıştırmalarla geliştirilen yöntemle elde
...
somatiyon
:
Antik tiyatroda içi doldurulmuş, kişiye yusyuvarlak bir görünüş v
...
son söz
:
1. Oyuncunun, sözü karşısındakine bırakırken, söylediği son söz y
...
sopalama
:
Türk gölge ve kukla oyunlarında rastlanan sopa vurmalar
sopalı kukla
:
Kuklanın kafasını döndürmek için kafaya kadar giden bir sopa ucun
...
soprano
:
Tiz uzamda ince kadın sesi.
soru vurguları
:
Tiyatro konuşmasında soru tümcelerini renklendirmede önemli olan
...
soyguncu
:
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda ve seyirlik oyunlarda çengileri soyup g
...
soylu dansçı
:
Beş kadın dansçının eşlik ettiği klasik dans ustası.
soytarı
:
Bir oyunda, revüde ya da sirkte gülünç hareketler, sözler ve bece
...
soytarı üçlüsü
:
Aynı anda oyuna çıkan ve birbirleriyle ilişkili olarak gülünçlükl
...
soytarılar geçidi
:
Halkı sirke çekmek için soytarıların ön planda olduğu geçit.
soytarılık
:
Söz, davranış ve görünüş ile halkı güldürme eylemi.
soyut bale
:
Soyutlamaları temel alan anlatım ve dans düzenini kapsayan bale.
soyut tiyatro
:
Olay dizisini ve oyunculuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve
...
söylenti
:
Ağızlarda dolaşan ve doğruluğu belli olmayan haber.
söyleşme
:
Karagöz ile Hacivat'ın oyuna başlama konuşmaları bu kesimde iki t
...
söyleyiş
:
Ünlülerin çıkarılmasında konuşma organlarının hareketi.
söz akımı
:
Belirli bir zaman içinde söylenen sözcüklerin niceliği.
söz cambazlığı
:
Ayrı anlamlara gelmesine karşın, ses benzerliği olan sözcüklerin
...
söz noktalaması
:
Bir parçanın söylenmesinde kullanılan noktalama.
sözleşme
:
Bir oyuncunun tiyatro yönetimiyle yaptığı yazılı anlaşma.
sözlü gelenek
:
Yazılı olmayan, ağızdan ağıza, anlatım yoluyla kuşaktan kuşağa ge
...
sözsüz güldürü
:
Yalnızca hareketler yoluyla sağlanan güldürü.
sözsüz oyun
:
Düşünceleri ve duyguları kimi kez müzik, kimi kez çeşitli eşyalar
...
sözsüz oyun sanatçısı
:
1. Kendine özgü bir oyun estetiği ve tekniği olan, yalnızca harek
...
sözsüz oyunla dramatizasyon
:
Oyuncunun, sözcükler olmadan, hareketlerle bir şeyi anlatması ya
...
sözsüz oyunlu bale
:
Sözsüz oyun kesimleri içeren bale yapıtı.
stanislavski dizgesi
:
Konstantin Stanislavski'nin (1863-1938) oyunculuk yöntemi. Oyuncu
...
stasimon
:
Antik tragedyada oluntular (episodlar) arasında söylenen lirik ez
...
su arabası
:
Sirkin suyunun taşındığı tekerlekli su deposu.
su oyunları
:
1. Latin tiyatrosunda içi su dolu bir alan içinde yapılan su üstü
...
su yolu
:
Barok çağda, sahne üzerinden kayık geçirmek amacıyla içine su kon
...
sunak
:
Antik Yunan tiyatrosunda, şenlikler başlamadan önce, Tanrılara ve
...
SUNUCU
:
Sanatçıları ve gösterileri seyirciye tanıtan görevli. .
suretbaz
:
Eski Türklerde kukla oynatıcısına verilen ad.
susamcı
:
Gölge oyununda hamamda susam satan tip.
susku tiyatrosu
:
Anlatımı olamayacak anları suskuda belirterek, duyguların ve düşü
...
susun
:
Bir oyun çalışması olurken yapılan uyarı.
susunuz uyarısı
:
Tiyatroda ışıklar ya da levha ile özellikle perde açıldıktan sonr
...
suyabatmaz
:
Bakınız: Kayserili
süngü
:
Eski meddahlarda kendilerini korumak için bulunan büyük kama. Bu
...
süngü dip
:
Duy'un kertiklerine girecek çıkıntıları olan dip.
süngüyle yürüme
:
Türk cambazının becerilerinden biri : Ayaklara süngü bağlayıp sün
...
süre izlencesi
:
Yardımcı ve uygulayımcıların çalışma sürelerini belirten izlence.
süre simgesi
:
Sürenin ölçüsünü gösteren simge.
sürekli yönetmen
:
Bir tiyatroda sürekli olarak sahneye uygun oyun koyan yönetmen.
sürgü
:
Panoları birleşik tutmada kullanılan tahta ya da demir lama.
sürtünmeç
:
Çevirgeç tablosundaki ana çevirgeci uzaktan denetleyen aygıt.
ş`leme
:
Tiyatro konuşmasında «s» harfinin yerine «ş» harfini söyleme kusu
...
şakşak
:
1. Pişekâr'ın elinde bulunan, çeşitli etmenleri sağlayan çatal ta
...
şakşakçı
:
Eski tiyatrolarda oyunun alkışlanacak yerlerinde seyirciyi etkile
...
şallı natır
:
Gölge oyunundaki yosma tiplerinden biri. Salkım İnci'nin de sevgi
...
şano
:
(Argo) Türk doğaçlama tiyatrosunda sahne.
şebbaz
:
Gölge oyunu tasvirlerini oynatan usta. bk. hayalbaz, hayali
şehnamehan
:
İran ve Hint saraylarında Şehname'den öyküler anlatanlara verilen
...
şem`a
:
Gölge oyunu gergisi ardında yakılan çıra.
şem`a çanağı
:
Gölge oyunu gergisi ardında yakılan çıranın çanağı.
şemşirbaz
:
Türk seyirlik oyunlarında kılıçla tehlikeli numaralar yapanlara v
...