eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (20)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (20. Sayfa)

renk türü :
Kırmızı, turuncu, sarı, mavi, yeşil, mor gibi dalga uzunlukları.
renklendirme :
Tiyatro konuşmasında tekdüzelikten kaçmak için seste tını, hız ve ...
renkölçer :
Bir renk uyartısının üçrenksel koordinatlarını ölçmeye yarayan ay ...
renksel doygunluk :
Renkteki ak ışığın yokluğu. Örnek : Kırmızı pembeden daha doygund ...
renksel parlaklık :
Renksel doygunlukla parıltının birlikte doğurduğu görsel algılama ...
renksel uyma :
Gözün renkli ışığa alışma süreci ve sonucu.
renksiz saydam ışıtaç :
Görünür ışıklar için renksiz, saydam ışıtaç.
repertorio :
İtalyan halk doğaçlama tiyatrosunda tirada dayanan sözler. Burada ...
resitatif :
Belli bir melodi olmadan konuşma biçimiyle söylenen, müzikli, anl ...
revü :
Konu açısından sıkı bir bütünlüğü olmayan, birbirlerine gevşekçe ...
rikhim :
Arap gölge oyununun önemli bir kişisi
rismanbaz :
İp üstünde yürüyerek beceri gösteren sanatçı. Cambaz.
rol :
Bir tiyatro yapıtında oyuncunun canlandırdığı ya da gösterdiği ki ...
rol çalma :
(Argo) Oyun ve konuşma sırası başka bir oyuncudayken seyircinin d ...
rol dağılımı :
Bir oyunda canlandırılacak ya da gösterilecek kişilerin hangi oyu ...
rol dağıtmak :
Bir oyun çalışmaya başlanmadan önce, oyun kişilerini oynayacak sa ...
rol kesme :
(Argo) Bir rolü gerektiğinden daha büyük ölçüde, abartarak, yapay ...
roma tiyatrosu :
İÖ üçüncü yüzyıldan İS altıncı yüzyıla dek uzanan bir süreç içind ...
roman :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda çingeneye verilen ad.
romantik bale :
Masal, mitologya, şiir havası içinde düzenlenen bale yapıtı.
romantik komedya :
Geçmişe dönük, imgeleme dayanan bir komedya biçimidir. Geçmişin e ...
romantik tiyatro :
On sekizinci yüzyılın ikinci yarısı ile on dokuzuncu yüzyılın ilk ...
rozehan :
İran'da İmam Hüseyin'in çektiği acıları anlatan öykücülere verile ...
rubentbaz :
İran'da maskeli oyuncu.
ruhbilimsel oyun :
Düşüncelerin, duyguların ve tutkuların ruhbilimsel çözümlemelerin ...
ruhçu oyun :
1. Bir tek kişinin içinde geçen ruhsal çatışmaları canlandıran te ...
rumelili :
Türk gölge ve Ortaoyunlarının göçmen tipi. bk. Mestan ağa, Hüsmen ...
rüzgâr aygıtı :
1. Rüzgâr sesi veren aygıt. 2. Rüzgâr yapan aygıt.
sabunla yürüme :
Türk cambazının becerilerinden biri : Ayaklara sabun bağlayıp ip ...
saç pudrası :
Saçlara grilik vermekte kullanılan pudra.
saçak :
Çerçevenin üst kenarından aşağı sarkan sınır perdesi.
saçlardan asılma :
Kendini saçlarından bir yere ya da makaraya asma numarası.
sadehan :
Arapça ve Farsça koşuk okuyana verilen ad.
sağ aşağı :
Sahnenin seyirciye yakın olan ön kesiminin sağı.
sağ ışık kulesi :
Sahnenin sağ yanında bulunan ışık kulesi.
sağ kanat :
Sahne ağzına koşut olarak konulan kulis panosu.
sağ orta :
Sahnenin sağ orta bölgesi.
sağ yer ışıkları :
Rampanın sağ yanındaki yer ışıkları.
sağ yukarı :
Sahnenin sağ yanının arka kesimi.
sağa dönüş :
Dansçının tek bacağını destek yaparak sağa dönüşü.
sağır ses :
Tını yönünden sesin öterli olmaması.
sağlamlaştırma :
Sahneye oyun koymada tasarımın öğelerinden biri sahne oylumunun o ...
sahne :
1. Bir tiyatro metninde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerin ...
sahne adı :
Bir sanatçının tiyatro yaşamında tanındığı ad.
sahne ağzı :
Sahnenin seyirciye açılan çerçeve içinde kalan görüngüsü.
sahne altı :
Sahne altındaki kat.
sahne altı birinci bodrum :
Bakınız: sahne altı
sahne altı ikinci bodrum :
Bakınız: sahne altı
sahne altı üçüncü bodrum :
Bakınız: sahne altı
sahne aşağısı :
Çerçeve sahneli tiyatroda oyun düzeyinin seyirciye en yakın olan ...
sahne aygıtı :
Sahnede kullanılan her türlü aygıt.
sahne başyetkilisi :
Sahnenin disiplininden, düzeninden ve çalışma izlencesinden sorum ...
sahne betiği :
Tiyatro gösterisine uygun biçimde yazılmış betik.
sahne cıvatası :
Sahnede dekorların yere bağlanmasında kullanılan, elle sökülüp ta ...
sahne çalışması :
Bir oyunun seyirciye sunulabilmesi için sahne üzerinde yapılan ça ...
sahne çevirgeci :
Sahnenin çerçeve arkasında bulunan ve sahne başyetkilisinin buyru ...
sahne derinliği :
Sahnenin ön sınırından arka duvarına olan uzaklığı.
sahne dışı :
Sahnenin ya da dekorun dışı.
sahne düzeni yönergesi :
Bir oyunun sahne üzerinde hazırlanması sırasında, dekor, ışıklama ...
sahne düzenleyici :
Dekor sanatçısının tasarlayıp çizdiği ve maketini yaptığı dekorun ...
sahne eşyası :
Bir oyunun dekoruna ilişkin olarak sahneye konulan eşya.
sahne fişi :
Sahne prizlerine uygun, yüksek dirençte akımı çekebilen kablo fiş ...
sahne fotoğrafı :
1. Oynarken çekilen fotoğraflara verilen ad. 2. Dekoru ve sahne e ...
sahne genişliği :
Sahnenin iki yan duvarı arasındaki uzaklık.
sahne gerisi panosu :
Dekorun gerisinde, bir kapı ya da pencere arkasına kulisi gizleme ...
sahne hilesi :
Çeşitli uygulayım yollarıyla seyirciyi etkilemek için yapılan ve ...
sahne ışıklaması :
Oyunun anlamını vurgulayacak biçimde sahnede kullanılan ve kendin ...
sahne iner-çıkarı :
Büyük tiyatro sahnelerinde bulunan çalışanları sahne üstüne çıkar ...
sahne işçibaşısı :
Gösteri sırasında sahnede yapılacak uygulayım işlerini denetleyen ...
sahne işçisi :
Sahnede çeşitli teknik ve mekanik işleri gören nitelikli işçi.
sahne kaldırağı :
Sahnedeki bir insanı ya da nesneyi kaldırmada, çekip indirmede ku ...
sahne kapıcısı :
Sahnenin giriş kapısı önünde bekleyen ve görevliler dışında kimse ...
sahne kapısı :
Sanatçıların girdiği, tiyatronun bir yanında ya da arka yüzünde b ...
sahne marangozu :
Sahne üzerindeki dekoru yerleştiren, onaran ve yapan nitelikli iş ...
sahne müziği :
Bakınız: oyun müziği
sahne noktalaması :
Yönetmenin tümceleri ve paragrafları sahne hareketine dönüştürmek ...
sahne parmaklığı :
Sahnenin tehlikeli kesimlerinde bulunan koruyucu parmaklık.
sahne prizi :
Elektrik akımını almak için sahne üzerinde bulunan fişin sokulduğ ...
sahne ressamı :
Dekorları boyayan ve biçimlendiren sanatçı.
sahne sağı :
Seyircinin görüşüne göre sahnenin sağ yanı. Oyuncunun solu.
sahne sağı işçibaşısı :
Sahne sağında, kuliste, uygulayım işlerini yürüten işçibaşı.
sahne sesi ayarı :
Oyun oynanacak salonun, ses dağılımı saptanarak en uygun ses tonu ...
sahne solu :
Seyircinin görüşüne göre sahnenin sol yanı. Oyuncunun sağı.
sahne solu işçibaşısı :
Sahne solunda, kuliste, teknik işleri yürüten işçibaşı.
sahne tabanı :
Sahne zemini.
sahne uygulayımcıları :
Sahnede dekoru yerleştiren, kaldıran ve her türlü uygulayım işini ...
sahne üstü :
Ana sahnenin üst kesimi.
sahne üstü dizi ışıkları :
Oyun alanının orta bölümünü aydınlatan ve genel ışıklamada kullan ...
sahne yaygısı :
Saline tabanı üzerine serilen oyun yaygısı.
sahne yetkilisi :
Sahnenin disiplininden, düzeninden ve güvenliğinden sorumlu olan, ...
sahne yukarısı :
Çerçeve sahneli tiyatroda oyun alanının seyirciye ek uzak olan ke ...
sahne yüksekliği :
Sahnenin, tabanından tavanına olan yüksekliği.
sahneye çıkartmak :
Bir oyunu, oyunculuk, dekor, ışıklama ve bütün uygulayım öğeleri ...
sahneyi boşaltın! :
Çalışmanın ya da gösterinin başlayacağını bildiren uyarı.
sahte hasta :
Hacivat ile Karagöz arasında geçen söyleşmelerden biri. Karagöz'ü ...
Salgı :
Türk cambazının bir becerisi : İp üstünde aşağı doğru eğilerek ip ...
salkım inci :
Türk gölge oyununda yosma tipi. Kanlı Nigar'ın düşmanı ancak bazı ...
sallanma :
Sallanma hareketi.
salon aydınlatma ana çevirgeci :
Seyirci salonunun, dinlenme yerlerinin ve seyircinin bulunduğu ye ...
salon aydınlatması :
Seyirci salonunu aydınlatmada kullanılan ışık düzeni.