eng

Haritacılık Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (P - 1)

# A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z

Haritacılık Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Haritacılık Terimleri Sözlüğü (P - 1. Sayfa)

packing :
Elde taşınacak şekilde kağıda sarma.
padeye :
Taşıma kapasitesi yaklaşık olarak 30-500 ton arasında olan, altı ...
pair of compasses, pair of dividers :
Birer ucu birbirine eklemeli iki çubuktan ibaret ölçü ve çizim al ...
panchromatic :
1.fotoğrafçılıkta, bütün renklere karşı duyarlı olan film ya da f ...
panchromatic emulsion :
Kırmızı ötesi hariç tüm renklerden etkilenen emülsiyon ve film tü ...
panchromatic emulsion, monochromatic emulsion :
Bakınız: pankromatik emülsiyon
panchromatic image, panchromatic imagery, black/white (b/w) image :
Eşit alan harita izdüşümü üretmek için, aralarında boşluklar bıra ...
pancratic system :
Fotogrametrik tek ve çift resim değerlendirme aletlerinde kullanı ...
panel :
Hava fotoğraflarında kontrol noktasının belirlenmesi, işaretlenme ...
panel base :
Bakınız: mozaik (panel) altlığı
paneling :
Bakınız: mozaikleme
panoramic camera :
Arazinin bir bölümünün ya da tamamının panorama (manzara)'sını al ...
panoramic distortion :
Uydu veya uçak platformlarında yer alan tarayıcıların açısal "anl ...
panoramic photograph :
Manzara fotoğrafı veya görüntüsü olarak da adlandırılan, panorami ...
panoramic photograph, panoramic photography :
Panorama niteliğinde yapılan fotoğraf alımı ve bu şekilde alınmış ...
panoramic picture :
Bakınız: panoramik görüş
panoramic picture, panoramic photograph, panoramic image :
Bakınız: panoramik görüş
pantograph :
Haritaları, çeşitli çizimleri veya diğer grafik şekilleri belirle ...
paper copy :
Emülsiyonu bulunan bir kağıt üzerine yapılan kopya.
paper print :
Kağıt üzerine yapılan baskı.
paper strip method, graphical redressement, graphical rectification :
Hava fotoğrafları çekiminde uygulanan merkezi izdüşüm tekniği ile ...
paper trimmer, paper knife, guillotine :
Kağıt kesmek için düzenlenmiş makine.
paralaxial light :
Fotogrametrik amaçlı resim çekimlerinde, yolu bir merceğin ekseni ...
parallactic aberration :
Bakınız: diferansiyel aberasyon
parallactic age :
Bk.parlaks eşitsizliği süresi.
parallactic angle :
Bir cismin saat açısı ile düşey dairesi arasındaki açı.
parallactic angle, angle of parallactic, angle of incidence :
Bir gökcisminin merkezinden çıkan ve biri yerküre merkezine diğer ...
parallactic angle, parallax angle :
Bakınız: paralaktik açı
parallactic error :
Kişisel ya da aletsel paralakstan kaynaklanan hata.
parallactic grid :
Cam gibi saydam (transparan) materyal üzerine çizilen ya da kazın ...
parallactic in altitude :
Herhangi bir yükseklikteki jeosentrik paralaks.bu ifade, ufuktaki ...
parallax :
1.fotoğrafta, gözlenen noktadaki değişikliğe bağlı olarak bir obj ...
parallax bar :
Yükseklik farklarının fotogrametrik olarak kabaca hesaplanabilmes ...
parallax calculator :
Paralaks fomülünü kullanmak üzere Zeiss firması tarafından gelişt ...
parallax difference :
Arazi yüzeyi üzerinde bulunan objeler arasındaki yükseklik farklı ...
parallax equation :
Stereo fotogrametride stereo resim çiftleri yardımıyla karşılıklı ...
parallax inequality :
Ayın, dünyadan olan mesafesinin sürekli değişiminden kaynaklanan, ...
parallax of mark, parallax of measuring mark :
Bakış yönünde tek tek iki okülerde bulunan ölçü markalarından her ...
parallel :
Yer yüzeyi üzerinde ekvator düzlemine paralel ve eşit enleme sahi ...
parallel of altitude :
Gök küre üzerinde eşit yükseklik açısına sahip tüm noktaları birl ...
parallel of declination :
Eş deklinasyon dairesi olarak da adlandırılan gök küre üzerinde g ...
parallel of latitude :
Meridyenlere dik ve ekvatora paralel, yeryüzündeki dairelerden he ...
parallel plate :
Optik mikrometrede genellikle kullanılan paralel yüzeyli ve optik ...
parallel projection :
1.izdüşüm ışınları birbirine paralel ve izdüşüm düzlemine dikey o ...
parameter :
Genel olarak, bir problemin bağımsız değişken olmayan herhangi bi ...
parametric equations :
Bağımsız değişkenlerin ya da koordinatların her birinin parametre ...
parametric latitude :
Elipsoide ekvator boyunca teğet olan kürenin merkezindeki açı. en ...
parcel plan :
Bina veya arazinin boyutlarını ve sınırlarını, komşularını göster ...
parcel, plot :
Çoğunlukla belirli bir amaç için ayrılan sınırları belirtilen yer ...
parcellation :
Bakınız: parselleme
parcelling out, allotment :
Tapu kütüğünde tek parsel olarak kayıtlı bulunan bir taşınmaz mal ...
park :
Çiçeklerin, süslü ağaçların vb.dikili olduğu, çayırlı, çimenli ve ...
parking area of working machines (machinary) :
Düzgün bir hat boyunca hareket eden basit bir ışık elemanının geo ...
parking place, parking zone :
Araçların bırakılması için ayrılmış bölge.
particle :
Partikül olarak da adlandırılan, birçok farklı birimlerin birleşm ...
party of surveyors crew :
Bir ölçüyü yapacak ve yürütecek kişilerden kurulu birlik.
pass point, control point :
Yatay pas noktası veya dayanak noktası olarak da adlandırılan, st ...
pass, passage, strait :
Dağlar arasında uzanan dar ve uzun yer, yol. (hid.) iki büyük su ...
passage, crossing over, junction, crossroads, intersection :
Denizde iki kara kütlesi veya iki sığ bölge arasında geçişe elver ...
passing of inheritance, tranmission of heritage :
1.tapu sicilinde kayıtlı malikin ölümü halinde, mülkiyet hakkının ...
passing right, crossing right :
Başkasının arazisinden geçme hakkı.
passive satellite :
Kendisi için gerekli ışık enerjisini üreterek görüntü oluşturmak ...
passive system :
Foto kamerası gibi veriyi toplayabilmek için gerekli enerjiyi dış ...
pasturage :
Bakınız: mera
patch :
Bir veritabanının veya yazılımın güncellenmesi, tamamlanması veya ...
path :
Yörüngesi üzerinde hareket eden bir uydunun yörünge düzleminin dü ...
path, trail, footpath :
Dağlarda, bayırlarda gide gele açılmış, eğri büğrü, dar yol. özel ...
pattern :
Çoğunlukla, konumsal ve geometrik özelliğe sahip iki veya üç boyu ...
pattern recognition :
Verilerin, çeşitli yer örtüsü sınıflarına sokulması için uygulana ...
paved gutter :
Duvar ve tabanı taş, beton gibi şeylerle su geçirmez durumda örül ...
peak :
Bakınız: doruk
peak line, crest line :
Sıra dağların en yüksek noktalarının geometrik yeri.
peak, culmination :
Bir dağın veya tepenin en yüksek noktası. bk.külminasyon.
Peaucellier inversor :
Tek resimlerle gerçekleştirilen rektifikasyonun (yataylama, düzel ...
pecked line, dashed line :
Harita alımında gerekli ölçmelerde istenilen koşulları sağlamak v ...
pedometer :
Bakınız: adım ölçer
peel, spading :
Bitişik veri dosyaları içindeki ortak standart sayısal arazi yüks ...
peel, spading, decompress :
Bk.soyma. bk.dekompres.
peel-coat :
Bir yüzeyi pozlandıktan sonra iş olan yerlerden soyulabilir özell ...
peepsight :
Nişangahları yarıklardan oluşmuş, basit ölçme ve yöne girme çalış ...
peepsight compass :
Düz kenarında bir arpacık bulunan ve topografik amaçlı veri topla ...
peg test :
Bir nivelman aletinin kolimasyon ayarını tespit etme metodu.
Pemberton leveling rod :
Mira boyunca diyagonal olarak işaretlenmiş daire ve bakla şekilli ...
pen plotter :
Bilgisayar ortamında kaydedilmiş olan vektör formatlı grafik veri ...
pendulum :
(hid.) bk.geçme çubuğu.
pendulum astrolabe :
Gözlemlerde saptanan düşey sapmanın düzeltilmemiş değeri ile jeoi ...