eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (G - 2)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü (G - 2. Sayfa)
gizli görüntü
:
Alıcıda kullanılan bir duyarkatta ışığın etkisiyle oluşan, fakat
...
gizli görüntü yeğinlemesi
:
Bir filmdeki gizli görüntüyü güçlendirmek amacıyla, bu görüntüyü
...
gizli sestoplar
:
Bir filmin çevrilişinde, bir izlencenin yayınında, başkalarınca g
...
gonk
:
Sinemalarda filmin başlayacağını, televizyonda saat ayarını belir
...
göç
:
Bakınız: göğüs çekimi
göğüs ayağı
:
Alıcıya destek sağlamak amacıyla ucu göğse dayanarak kullanılan b
...
göğüs çekimi
:
Bir insanı göğsünden başının üstüne kadar çerçeveleyen çekim çeşi
...
gök görüntülüğü
:
İşliği çember biçiminde saran ve uygun yolda aydınlatıldığında gö
...
gök süzgeci
:
Siyah-beyaz filmde, görünçlüğün geri kalan bölümünü etkilemeksizi
...
gölge
:
Almaç görüntülüğünde resmin temel konusunun hem bulunması gereken
...
gölge filmi
:
Varlıkların karaltılarından oluşan gölgelerin canlandırılmasıyla
...
gölgeler ve ışıklar
:
Bir görüntünün aydınlık ve loş bölümlerini, bunların görüntü için
...
gölgeli yazı
:
Kenarında asıl yazının gölgesini andıran uzantılar bulunan, üçboy
...
görme keskinliği
:
Gözün seçme gücü.
görmeden kiralama
:
Filmin daha çevrilmekteyken ya da alıcı tarafından izlenmeksizin
...
görsal-işitsel eğitim
:
Görsel işitsel araçların geniş ölçüde kullanılmasıyla öğrencileri
...
görsel
:
1. Görmeyle, görme duyusuyla ilgili. 2.Genellikle görüntüler ve g
...
görsel araçlar
:
Görsel-işitsel araçların görsel olanları. (Resimler (fotoğraf ve
...
görsel-işitsel araçlar
:
Hem görme hem işitme duyularını aynı zamanda etkileyen, görsel-iş
...
görsel-işitsel çağrışım
:
Görme ve işitme duyularının özelliklerinden yararlanılarak sağlan
...
görsel-işitsel karşısürüm
:
Filmin görsel öğeleriyle işitsel öğeleri arasında tam bir uyuşum,
...
görsel-işitsel kurgu
:
Kurguda filmin yalnızca görüntü bölümünün ele alınmasıyla yetinil
...
görsel-işitsel yöntem
:
Görsel-işitsel eğitimin gerçekleştirilmesinde başvurulan yollar.
görünç
:
1. Görülmeğe değer herhangi bir şey. 2.Bir filmin, bir televizyon
...
görünç işleyimi
:
Görmeğe ve işitmeğe dayanan irili ufaklı tüm sanat kollarını kaps
...
görünçlük
:
1. Bir ya da daha çok çekim içinde gerçekleştirilen, aynı kişiler
...
görünçlük çevresi
:
1. Bezemi, alıcıya göre, iki yandan çevreleyen kanatlar. 2.Bu kan
...
görünçlük donatımı
:
Bakınız: donatım
görünçlükleme
:
Belirli bir olguyu en iyi biçimde yansıtmak için görüntü öğelerin
...
görünen görüntü
:
Gözlemciye, belli bir noktada varmış gibi görünen, ama gerçekte h
...
görünen odak
:
Iraksak mercekte, ışığın kırıldıktan sonra ıraksadığı nokta. Gerç
...
görünge
:
Uzaydaki nesnelerin belli bir görüş noktasına göre, belli bir yüz
...
görüngesel bezem
:
Bezemin yalnız alıcıya yakın bölümünün doğal büyüklükte kurulması
...
görünmez ek
:
Ek yerlerinin basım sırasında görünmemesi durumu.
görüntü alanı
:
Alıcının durumu, alıcı ile konu arasındaki uzaklık, odak uzunluğu
...
görüntü bozumu
:
Bakınız: bozum
görüntü çağrışımı
:
Bakınız: çağrışım
görüntü çerçevelemesi
:
Bakınız: çerçeveleme
görüntü denetliği
:
Denetliğin görüntü için olanı. Ses denetliği karşıtı.
görüntü dondurma
:
Dondurulmuş görüntü sağlama işi.
görüntü düzenlemesi
:
Bakınız: düzenleme
görüntü eni
:
Görüntülüğe yansıyan görüntünün genişliği.
görüntü eşlemi
:
Henüz ses eşlemiyle birleştirilmemiş görüntü kuşağı.
görüntü ikonoskopu
:
İkonoskop ışıtacın, duyarlığı daha geliştirilmişi.
görüntü iş eşlemi
:
Yalnız görüntü taşıyan iş eşlemi.
görüntü kurgusu
:
Görüntü kuşağında gerçekleştirilen kurgu.
görüntü kuşağı
:
1. Yalnız görüntü taşıyan kuşak. 2.Sesli filmde, kuşağın sese kar
...
görüntü negatifi
:
Alıcıda kullanıldıktan ya da pozitif görüntüyle işlemden geçirild
...
görüntü öğeleri
:
Bir sinema ya da televizyon görüntüsünü oluşturan belli başlı öğe
...
görüntü pozitifi
:
Pozitif görüntü taşıyan kuşak.
görüntü saptama
:
Televizyon görüntülerinin herhangi bir amaçla ileride kullanılmak
...
görüntü ve ses negatifi
:
Görüntü ile sesin aynı negatif üzerinde birleştirilmişi.
görüntü yönetmeni
:
Alıcı devinimlerinin düzenlenmesinden, görünçlüğün aydınlatılması
...
görüntüleme
:
1. Belirli bir konuyu, buna en yatkın görüntüler içinde tasarlama
...
görüntülük
:
1. Göstericinin, üzerine görüntüleri yansıttığı, filmin izlenmesi
...
görüntülük boyu
:
Bakınız: boy
görüntülük eni
:
Görüntülüğün, yatay uzun kenarıyla ya da yükseklik ve eniyle birl
...
görüntülük parlaklığı
:
1. Bir gösterici, filmsiz olarak çalıştırıldığında, göstericiden
...
görüntü-ortikon alıcı
:
Görüntü-ortikon ışıtaçlı alıcı.
görüntü-ortikon ışıtacı
:
Özellikle dışarı çalışmalarda kullanılan son derece duyar alıcı ı
...
görünür ışık
:
İzgenin gözle görülebilir bölümünde (1012 kHz) yer alan dalgalar,
...
görüş açısı
:
Bakınız: açı
görüş alanı
:
1. Bir alıcı merceğinin kapsadığı alan. 2.Alıcının görüş açısının
...
görüş çizgisi
:
Bir sinema salonunda koltukta oturan olağan boyda izleyicinin göz
...
görüş noktası
:
Bakınız: alıcı görüş noktası
görüşüm
:
1. Bir televizyon bildirmeni ya da alıcılı bildirmenin, herhangi
...
görüşüm filmi
:
Bir alıcılı bildirmenin herhangi bir olayla ilgili olarak kendi g
...
gösterici
:
Sinema filmlerini görüntülüğe yansıtarak izlenmesini sağlayan ayg
...
gösterici ayağı
:
Göstericinin, üzerine yerleştirildiği ve sallanmaksızın gösterim
...
gösterici hızı
:
Göstericide filmin pencere önünden saniyede belirli resim sayısıy
...
gösterici ışıtacı
:
Göstericide, film üzerindeki resimleri görüntülüğe yansıtmakta ku
...
gösterici ışıtaçlı televizyon
:
Yüksek gerilimli bir eksiuç ışıtacı yardımıyla televizyon görüntü
...
gösterici kömürü
:
Göstericide ışık kaynağı olarak kullanılan ışık yayının kömürü.
gösterici merceği
:
Göstericinin, güçlü bir ışık kaynağıyla aydınlatılan film üzerind
...
gösterici örtüsü
:
Çerçeve oranını değiştirmek üzere gösterici penceresine takılan ç
...
gösterici penceresi
:
1. Göstericide bir yandan merceğe, bir yandan gösterici ışıtacına
...
gösterici uzaklığı
:
Bakınız: uzaklık
gösterim arası
:
Bakınız: ara
gösterim ekseni
:
Gösterici merceği ekseninin görüntülük üzerine dek giden varsayım
...
gösterim eşlemi
:
Göstericide kullanılmak üzere hazırlanmış eşlem.
gösterim hakkı
:
Filmin gösterimini sağlayan hak.
gösterim izni
:
Bir filmin gösterilebileceğini belirten belge.
gösterim kılavuzu
:
Gösterimciye gösterimde yardımcı olacak bilgileri taşıyan kılavuz
...
gösterim makarası
:
Göstericiye takılmak üzere film sarılmış makara.
gösterim odacığı
:
Sinema salonunda görüntülüğün karşısındaki duvarın gerisinde yer
...
gösterim odası
:
1. İşliklerde iş eşlemlerinin gösterilmesine ayrılmış oda. 2.Göst
...
gösterim penceresi
:
Gösterim odacığının, görüntülüğün karşısına düşen ve göstericinin
...
gösterim süresi
:
1. Bir filmin başından sonuna kadar geçen aralıksız gösterim zama
...
gösterim yönetmeliği
:
Gösterimin hangi koşullar içinde yapılacağını, izlencenin nasıl v
...
gösterimci
:
Göstericiyi çalıştıran, gösterimlerin düzgün olarak yürüyüşünden,
...
gösterimci yardımcısı
:
Gösterimciye çalışmalarında yardımcı olan kimse.
göstermek
:
Bir filmi gösterici yardımıyla görüntülük üzerine yansıtarak izle
...
göz ışıtacı
:
Bazı elektronik araçlarda (radyo, ses aygıtı), ayarın tam olarak
...
göz yanılması
:
Gözün, belirli koşullarda, nesneleri olduğundan değişik algılamas
...
Gözetim
:
Mesleğe yeni başlayan, yapımcının tam güvenini taşımayan ya da ço
...
gözetleme deliği
:
Bir gösterim odacığından salona açılan ve gösterimcinin salonu ya
...
gözetmen
:
Gözetimle görevli kimse.
gözyeri
:
Bakacın, göz yerleştirilen bölümü.
gözyeri merceği
:
Gözyeri bölümünde bulunan mercek.
Grandeur
:
1929'da piyasaya sürülen, 70 mm'lik geniş filme dayanan ilk geniş
...