eng

Veteriner Terimleri Sözlüğü (75)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Veteriner Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Veteriner Terimleri Sözlüğü (75. Sayfa)

elefantoid :
Elefantiyazise benzer, elefantiyazisle ilişkili.
Elek Altı :
Bitki tohumlarının elenmesi sırasında, elekten alta geçen, geneld ...
Elektoral Merinosu :
İspanya'da eskiden yetiştirilen, buradan Almanya'ya götürülen ve ...
elektrik kataraktı :
Yüksek elektrik akımına maruz kalma sonucu, göz merceği saydamlığ ...
elektrik yanığı :
Yüksek voltajdaki elektriğe bağlı oluşan yanık.
elektrikli boynuz çıkarıcı :
Elektrikli, dağlayarak boynuz çıkarmayı sağlayan aygıt.
elektrikli çit :
Evcil veya yabani hayvanların giriş ve çıkışlarını engellemek içi ...
elektrikli inek yönelticileri :
Durak sistemli ahırlarda ineklerin altlarının temiz ve kuru tutul ...
elektriksel sinaps :
Sinir uyarılarının, bir sinir hücresinden diğerine geçişinin doğr ...
elektroanaliz :
Elektrik akımı yardımıyla gerçekleştirilen kimyasal analiz.
elektroejakülatör :
Spermanın elektrik akımı kullanarak ejakülasyonunu sağlayan alet.
elektroejekülasyon :
Elektrik akımı kullanarak spermanın penisten fışkırır biçiminde d ...
elektroepilasyon :
Tirişiazis, diştiazis ve ektopik silya gibi göz kapağında görülen ...
elektrofil :
Elektron noksanlığı olan dolayısıyla elektron almaya kuvvetle eği ...
elektroforetik analiz :
Proteinlerin farklı bölüntülerini belirlemek için kullanılan, -ca ...
elektroforez :
Bir çözelti içinde dağılmış iyonların elektrik akımı etkisiyle el ...
elektrofotometre :
Kolorimetrik analizler için fotoelektrik bir sensörle donatılmış ...
elektrokardiyograf :
Kalbin çalışması sırasında oluşan aksiyon potensiyellerini kaydet ...
elektrokardiyografi :
Kalbin çalışması sırasında oluşan aksiyon potensiyellerin elektro ...
elektrokardiyogram :
Kalbin çalışması sırasında oluşan aksiyon akımların yazdırılmasıy ...
elektrokimyasal değişim :
Bir zarı geçen bir iyonun elektrik yükü ve konsantrasyon değişiml ...
elektrokimyasal potansiyel :
Bir zara karşı yük ve konsantrasyon ayrımının devamı için gerekli ...
elektrokoter :
Kesme ve dağlama amacıyla elektrik enerjisinin kullanıldığı aygıt ...
elektrolit :
Çözelti içinde veya eridiğinde iyonlarına ayrılan ve bu biçimde e ...
elektrolit tedavisi :
Elektrolit denge bozukluklarında yeniden fizyolojik konsantrasyon ...
elektromiyografi :
Hareket hâlindeki bir adale tarafından meydana getirilen elektrik ...
elektron :
Negatif yüklü çekirdek parçacığı.
elektron alıcı :
Bir oksidasyon-redüksiyon reaksiyonunda elektronları alan madde.
elektron ışınlaması :
Gıda yüzeylerinin pastörizasyonu amacıyla, birbirine paralel elek ...
elektron mikrografı :
Elektron mikroskobunda incelenen yapının çekilmiş fotoğrafı.
elektron mikroskobik :
Ancak elektron mikroskopla görülebilen hücre, doku veya organa ai ...
elektron mikroskop :
Hücrelerin ince yapısının incelenmesinde kullanılan, ışık yerine, ...
elektron taşıyıcı :
Geri dönüşlü olarak elektronları alabilen veya verebilen flavopro ...
elektron transfer zinciri :
Bakınız: Solunum zinciri
elektron transferi :
Solunum zinciri taşıyıcıları aracılığıyla substratlardan oksijene ...
elektron verici :
Bir oksidasyon-redüksiyon reaksiyonunda elektronları veren madde.
elektronik hücre sayım cihazı :
Alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları sayımlarıyla akyuvar formülü, ...
elektronik partikül sayacı :
Spermadaki spermatozoanın sayısını tam olarak saymaya yarayan ale ...
elektroretinografi :
Retina işlevlerinin muayenesi için retinanın sinirsel iletiminin ...
elektroşirurji :
Cerrahi işlemlerde elektrik enerjisinden yararlanılması.
elektrotrop etki :
Kalp kası zarının sükûn potansiyelinin değişmesi. N. vagusun uyar ...
eleme kalıntıları :
Hububat tanelerinin temizlenmelerinden elde edilen hafif ve kırık ...
element :
1. Birincil parçalardan herhangi biri veya bir şeyin ögeleri. 2. ...
elementer cisimcik :
1. İnklüzyon cisimciği. 2. Chlamidia'ların hücre dışında bulunan ...
elenmiş mısır kırması :
Kırılmış mısır tanesinin ince partiküllerinin çoğu ayrıldıktan so ...
eleştirel etik :
Bakınız: Metaetik
Elevatör :
Kaldırıcı, yükseltici cerrahi aygıt.
eliksir :
Taşıt madde olarak alkollü su kullanılan tatlı, kokulu berrak sıv ...
eliminasyon :
Bir maddenin biyoransformasyondan sonra vücut dışına atılması.
elipsoit eklem :
(Anatomi) Hareketi sagittal ve transversal iki eksende olabilen, ...
eliptik :
Elips biçiminde olma.
eliptikus :
(Anatomi) Elips biçiminde olan.
ELİZA :
Bakınız: enzimle bağlanmış immünosorbent deneyi
elle derin muayene :
Göğüs duvarı veya kalp sahasındaki olası bir duyarlılığı ortaya k ...
elle kırkım :
Koyunların yapağısının bir makas vasıtasıyla elle kırkılması.
elle muayene :
Ellle hissetme, avuç içi, parmaklar veya yumrukla çok hafif bir b ...
elle sağım :
Sağım makineleri kullanmadan sütün memelerden elle sağılması. Küç ...
elle yoklama :
Bakınız: Elle muayene
Elliot sülünü :
Ana vatanı Kuzey Burma, Kuzeydoğu Hindistan ve Tayland olan, kafe ...
Elliottdale koyunu :
Avustralya'nın Tazmanya adasında bulunan, yapağısı için yetiştiri ...
elma posası :
Meyve suyu üretimi sırasında elmanın kabuğu, etli kısmı ve çekird ...
elmacık kemeri :
(Anatomi) Os zygomaticum'un proc. temporalis'i ile os temporale'n ...
elmacık kemiği :
(Anatomi) Göz çukurunun alt ve yan duvarını oluşturan kemik, os z ...
elmacık siniri :
(Anatomi) Alt göz kapağıyla bunun altındaki deriyi uyaran sinir, ...
elongasyon :
Bakınız: Uzama
elri :
Bakınız: Oğlak Derisi
elüent :
Ekstraksiyon veya kramotografide elüsyon işlemi için kullanılan ç ...
elüsyon :
Bir maddeyi bir adsorban üzerinde tutulmuş karışım içinden uygun ...
em :
Bakınız: İlaç
emanasyon :
Radyoaktif maddelerin ışın yayımı.
emasiasyon :
Bakınız: Aşırı zayıflama
emaskülatör :
Kesici ve ezici yüzü aynı aygıt üzerinde bulunan ve erkek hayvanl ...
emay işlemeli böbrek :
Bakınız: siyah korteksli böbrek
emaye :
Bakınız: Mina organı
EMB agar :
Eozin ve Metilen mavisi içeren besi yeri, eozin metilen mavisi ag ...
Embden-Meyerhofyolu :
Bakınız: Glikolizis
embeding :
1. Gebelik mahsulünün döl yatağı duvarına tutunarak yuvalanması. ...
emboli :
Embolusun çoğulu, çok sayıda embolus.
emboliformis :
(Anatomi) Tıkaç biçiminde olan
embolik :
1. Damarı tıkayan tıkaçla ilgili olan. 2. Pıhtı sonucu damarın tı ...
embolik akciğer yangısı :
Dolaşımdaki bakteri ve parazitlerin kan yoluyla akciğere ulaşması ...
embolik böbrek yangısı :
Çeşitli bakteriemilerde ve septik tromboembolizm sonucu böbrekte ...
embolik-piyemik böbrek yangısı :
Bakınız: irinli böbrek yangısı
embolizm :
Damar içinde katı, sıvı veya gaz hâlindeki yabancı cisimlerle dam ...
embolus :
(Anatomi) 1. Kan veya lenf damarı içerisinde yüzen ve damar iç bo ...
embriyo :
(Anatomi) 1. Yumurtanın döllenmesiyle başlayıp fetal döneme kadar ...
embriyo dışı gövde boşluğu :
(Anatomi) Embriyonun dışında yer alan boşluk.
embriyo göçü :
İmplantasyon öncesi dönemde blastosit veya embriyonun döl yatağı ...
embriyo içi gövde boşluğu :
(Anatomi) Embriyonun iç kısmında iç mezodermin dış ve iç yaprakla ...
embriyo nakli :
Cinsel olgunluğa ulaşmış verici dişi hayvanda hormon uygulamasıyl ...
embriyo transferi :
Bakınız: Embriyo nakli
embriyoblast :
(Anatomi) Ektoderm hücrelerinin oluşturduğu iç hücre kitlesi.
embriyofor :
Yumurta içerisindeki sestod larvası onkosferi çevreleyen kalın du ...
embriyogenezis :
Embriyoda organogenezis ve farklılaşmanın biçimlendiği dönem. Bu ...
Embriyoloji :
(Anatomi) İnsan ve memeli hayvanların oluşmaya başladıkları zigot ...
embriyolojist :
Yumurtanın döllenmesi için gerekli olan koşulları sağlayan, ileri ...
embriyolu pirinç kepeği :
Embriyolu pirinç tanesinin perikarp ve embriyosuyla pirinç kabuğu ...
embriyonel :
Embriyoyla ilgili, embriyonel döneme ait olan.
embriyonel adenosarkom :
Bakınız: Nefroblastom
embriyonel biyopsi :
Genetik veya cinsiyet belirlenmesi için embriyonun blastomer evre ...