eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (12)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
12. Sayfa
ılın uç :
Üçlü, dörtlü elektrik kablolarındaki toprak teli.
ıra oyuncusu :
Kendine özgü ruhsal gelişimi ve davranışı olan, özellikle yaşlı k ...
ısıtma düzeni :
Bir tiyatroyu ısıtmada kullanılan döşem.
ıslıklama :
Tiyatro konuşmasında «ş» harfinin çıkarılışındaki abartma.
ıslıklamak :
Yapıtı, gösteriyi, oyuncuyu ya da sahne üzerindeki herhangi bir ş ...
ışığı öldürme :
Işığı hızla söndürme eylemi.
ışık açısı :
Işıkların belli açılan. Plastik görünümü elde etmek için ışık gen ...
ışık çalışması :
Bir oyunu baştan sona oynamadan, yalnızca oyuncuların yerlerinde ...
ışık dağılımı :
Işığın sahne üzerindeki dağılımı. Sahne üzerindeki ışık dağılımı, ...
ışık görevlisi :
Işıklama düzeninde çalışan yardımcı görevli. Işığın hazırlanmasın ...
ışık gücü :
Bir elektrik ışığının sonuçtaki gücü.
ışık kaçağı :
Işıldaklardan ya da herhangi bir yerden gelen kaçak ışık.
ışık köprüsü :
Sahne ağzının seyirciye görünmeyen iç üst kesiminden ışıldakların ...
ışık odası :
Sahne ışıklama dizgesinin denetlendiği ve ışıklama uzmanlarının ç ...
ışık özellik çizelgesi :
Işıklama planından daha ayrıntılı bir çalışmayı içerir. Teknik bi ...
ışık rafı :
Gerginin arkasına aydınlatma aracını koymada kullanılan raf.
ışık rengi :
Işık kaynağında, kendine özgü renk. Bu kaynaktaki renk, süzgeç, y ...
ışık söz çizelgesi :
Işıklama düzeninde, ışıkların nerede karartılacağını, değiştirile ...
ışık yayı :
Bir yay boşalmasında gazın ışıklı kolonu.
ışık! :
Yönetmenin, sahnenin ya da salonun aydınlatılması için verdiği bu ...
ışıklama :
Sahnedeki oyuna uygun, sahneye özgü ışık dizgesinin kapsamına gir ...
ışıklama baş uzmanı :
Oyun yorumuna uygun olarak güzelduyusal ve işlevsel açıdan ışıkla ...
ışıklama durumu :
Bir oyunun uygulanmasında her ışık değişiminde ortaya çıkan yeni ...
ışıklama kertesi :
Sahneye verilen ışığın ölçüsü. Sahne için gerekli olan ışıklama k ...
ışıklama planı :
Bir oyunun ışıklamasını saptamak için hazırlanan plan. Bu planda, ...
ışıkları azaltmak :
Işıkların parlaklık derecesini yavaş yavaş azaltmak.
ışıkları parlatmak :
Işıkların parlaklık derecesini yavaş yavaş artırmak.
ışıkölçer :
Işıkölçümsel büyüklükleri ölçmeye yarayan aygıt.
ışıkta yeğinlik :
1. Amperle ölçülen elektrik akımı tutan. 2. Işık gücü, parlaklık ...
ışıldak :
Tiyatroda kullanılan, mercekli ve aynalı, parlak ışıklı, yüksek d ...
ışıldak askısı :
Işıldakları istenilen yükseklikte tutan ızgara palangalarına asıl ...
ışıldak direği :
Üzerine sırayla ve üst üste ışıldakların bağlandığı direk. Bu dir ...
ışıldak halatı :
Işıldakları ya da herhangi bir nesneyi askılara ya da ızgara pala ...
ışıldak kablosu :
Tiyatro sahnesinin ve salonunun aydınlatılması için kullanılan, e ...
ışıldak kapağı :
Işıldağın önünde ya da arkasında ışıtaçın takılması merceğin deği ...
ışıldak kepengi :
Işıldağın önünde, menteşeli ya da sürgülü kepenk takı bununla ya ...
ışıldak korunağı :
Işıldakların saklanıp korunduğu yer.
ışıldak kulesi :
Sahne içinde, yanlarda, basamaklı, üzerine gereken aygıtlar konul ...
ışıldak sürgüsü :
Işın demetini biçimlendirmede kullanılan sürgü. Günümüzde bu sürg ...
ışıldak şapkası :
Işığın dağılımını sınırlayan takı. Işıldağın Öndeki tırnaklarına ...
ışıldak takıları :
Değişik amaçlar için ışıldaklara sonradan takılan işlevsel araçla ...
ışınırlık :
Görünmez morötesi ışınının emilmesi sonucu görünür ışık yayma dur ...
ışıtaç :
Havası boşaltılmış cam şişe içinde elektrik akımı ile akkor durum ...
ışıtaç ayağı :
Akkor ışıtaçta, ışıklı öğeyi taşıyan madenden ve camdan parçaları ...
ışıtaç tabanı :
Akkor ışıtaçta, içinden akım girişleri geçen kesim.
ışıtaç teli :
Elektrik akımının geçmesiyle akkorlaşan, tel biçiminde tungsten m ...
ışkırlak :
Karagöz'ün serpuşu. Bu, oynak, eklemli, bir hareketle geriye ya d ...
ızgara :
Dekor parçalarının ya da ışıldakların asıldığı çubuk askı palanga ...
ızgara palangaları :
Izgaralar arasında bulunan ve askıları hareket ettiren makaralar.
ızgara üstü :
Askı palangalarının bulunduğu ızgaraların üstü. Onarımlarda buray ...
ibiş :
Türk kuklasında komik uşak tipi. Kukla oyununun baş figürüdür. .
iç dekoru :
Bir odayı ya da kapalı bir alanı gösteren dekor.
iç içe adımlar :
Bacakların havada duruş değiştirdiği, ayakların birbirine değdiri ...
iç içe giren çatkı :
Kulis ışıldaklarının konulduğu, oyuklu ayakları iç içe girip çıka ...
iç konuşma :
Bir oyuncunun, sahnede konuşmamasına karşın, düşündüklerini ve ru ...
iç perde :
Sahne içinde çeşitli amaçlar için kullanılan kumaş perde.
iç uygulayım :
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun yaratısı için önemli ...
içbükey mercek :
Iraksak (uzaklaştırıcı) mercek bakılan şey olduğundan küçük görün ...
içe dönüş :
Dansçının, seyircinin bulunduğu yana doğru dönüşü.
içli komedya :
Çocuksu, yüzeyde, yalın ve kentsoylunun erdem kavramını vurgulaya ...
iftar söyleşmesi :
Hacivat'ın ve Karagöz'ün birbirlerine hayali iftar sofraları kurm ...
İhtiyar :
Türk kuklasında evin efendisi ibiş'le ihtiyar, Kavuklu ile Pişekâ ...
ikarya topluluğu :
Ayaklarıyla hokkabazlık yapıp kullandıkları nesneleri birbirlerin ...
iki evreli dönüşler :
Her iki parmak ucuyla yapılan, bir dizi, hızlı, iki evreli dönüşl ...
iki katlı döner sahne :
İki katlı ve her iki katı ayrı ayrı ya da birlikte dönebilen sahn ...
iki katlı sahne :
İki katı bulunan ve aynı anda her iki katı seyirciye görünür duru ...
ikianlamlılık :
İki anlama gelen bir sözcüğün bilinerek ya da bilinmeyerek yanlış ...
ikiboyutlu kukla :
Gölge oyunu tasvirlerine de bu ad verilir.
ikili dans :
Biri erkek öteki kadın olmak üzere iki sanatçının birlikte dansı.
ikili ezgi :
İki ezgicinin karşılıklı söylediği ezgi.
ikili oyun :
İki kişi arasında geçen oyun.
ikinci asma kat :
Birden çok asma katlı seyir yerleri olan tiyatrolarda ikinci asma ...
ikinci ayak duruşu :
Ayakların aynı çizgi üzerinde, topuklar birbirinden ayrılarak açı ...
ikinci duruş :
Birinci yönelişten sonraki kol hareketi kollar, dirseklerden hafi ...
ikincil renkler :
Asal renklerin karışmasıyla ortaya çıkan bileşken renkler, Örnek ...
ikincil rol oyuncusu :
Bir oyunda ikinci düzeyde rollere çıkan oyuncu.
ilaç söyleşmesi :
Karagöz'ün birbirine uymayan deli saçması şeyleri karıştırıp ilaç ...
ilerleyen renkler :
Dekor boyamada kırmızı, turuncu, sarı renkler görsel açıdan çekic ...
iletken :
Isıl ya da elektriksel geçirgenliği olan nesne.
iletme teli :
Elektrik akımını, dipten ışıklı aygıta ya da elektriksel uçlara i ...
ilişki simgesi :
Dansçının çevreyle olan çeşitli ilişkilerini belirten simge.
ilk gece :
Bir oyunun oynanışının ilk gösteri gecesi.
ilk oynanım :
Bir oyunun bütün dünyada ilk kez oynandığı gece.
imgelem :
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun bir yapıtın öyküsünü ...
imgesel giysi :
Oyuncunun sahne üzerinde rol gereği giydiği olağandışı görünümü o ...
imleme :
Bir olayı ya da imgeyi anımsatacak bir sözü bilerek söyleme.
inenteşeli kepenk :
Işıldakların önüne takılan ışığı dikdörtgen, kare vb. köşeli biçi ...
iner-çıkar düzey :
Sahne içinde inip çıkabilen düzey.
iner-çıkar perde :
Yukarı doğru açılan ve iyice açıldıktan sonra da bir bölümü seyir ...
iner-çıkar sahne :
Dekor değişmelerini kolaylaştırmak için yapılmış inip çıkabilen s ...
iner-çıkar taban :
Sahne içinde dekor değiştirmeye ya da yükselti sağlamaya yarayan ...
insan uçurma düzeni :
Sahnede oyuncuları uçurmaya yarayan mekanik düzen.
ip dansçısı :
İp üzerinde dans hareketleri yapan cambaz.
ip dansı :
İp üzerinde yapılan dans hareketleri.
ip üstünde güreş :
Türk cambazlarının bir gösterisi : Gergin ip üzerinde güreş etme.
ipli kukla :
Organları iple hareket ettirilen ve iple anlatım verilen kukla tü ...
ipli kukla oynatıcısı :
İpli kuklaları oynatan sanatçı.
ipte amuda kalkma :
Türk cambazının bir gösterisi, ip üzerinde çift ya da tek el üzer ...
İskemle :
Meddah iskemlesi. Bu iskemlenin bir anlamı vardır. İskemlenin iki ...