eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (18)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
18. Sayfa
oyun çıkarma :
(Köy Oyunu) Köy oyunlarını düzenleyip seyirciye sunma.
oyun dili :
Tiyatro yapıtını var eden, onu inandırıcı yapan dil bunun için to ...
oyun düzeni :
Yönetmenin bir tiyatro yapıtını anlamlı ve uyumlu bir biçimde sah ...
oyun düzeni defteri :
Bir tiyatro yapıtının sahneye konulmasına yarayan, yönetmenin çal ...
oyun düzeni notları :
Oyun düzeni defterinin en önemli kesimi olan ve metnin karşısına ...
oyun fotoğrafı :
Bir oyundaki bölümlerin dramatik anlarında çekilmiş fotoğraflar. ...
oyun izlencesi :
Bir oyunu, oyunun yazarını, oyuncuları ve tasarımcıları seyirciye ...
oyun kafesi :
Hayvanların oyun oynamalarına uygun büyük kafes.
oyun kişileri :
Bir tiyatro yapıtında yer alan kişiler.
oyun kurmak :
Betiğe dayanmayan ve daha çok doğaçlama ile geliştirilen oyunları ...
oyun müziği :
Oynanan oyuna anlam açısından yardımcı olan müzik. Bu, kimi kez b ...
oyun perdesi :
Çerçeve sahneli tiyatroda oyun yerini seyircinin görüşüne açan ve ...
oyun sanatbilimi :
Tiyatro tarihçisi, incelemesi ve kuramcılarının oyun metni üzerin ...
oyun sanatı uzmanı :
Oyun sanatını ve uygulayımını bilen kimse. Başlangıçta oyun yazar ...
oyun seçme kurulu :
Bakınız: okuma kurulu
oyun sıkıdenetimi :
Zararlı görülen bir oyunun oynanmasına yasal yoldan engel olma ey ...
oyun süresi :
Bir oyunun gerektirdiği oynanış süresi.
oyun taslağı :
Yazarın, oyununu yazmadan önce, saptadığı özellikleri ve oyun öze ...
oyun yazarı :
Tiyatro sanatının kurallarına ve gereklerine uygun, seyirci karşı ...
oyuncak kukla :
Çocukların oynaması için yapılan kukla.
oyuncak tiyatro :
On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında İngiltere'de W. West'in o dön ...
oyuncu :
Bir oyun kişisini, bilgisi, tekniği ve yaratışı ile canlandıran y ...
oyuncu aynası :
Yüzü, başın arkasını ve yanlarını gösteren, açılır kapanır kanatl ...
oyuncu seçimi :
Oynanacak oyundaki belirli kişileri canlandırmak için görünüş, se ...
oyuncu yönetici :
Aynı zamanda tiyatroyu yöneten oyuncu için kullanılan terim.
oyuncu yönetmen :
Oyunculukta ün yapıp aynı zamanda yönetmen olarak tanınan sanatçı ...
oyuncubaşı :
Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri.
oyunculuk :
Bir olayın kişilerini, çevresini ve havasını sahnede canlandırma ...
Ozan :
Sazla ya da sazsız ezgiler ve şiirler söyleyen kişi.
öğreti oyunu :
Belli bir sorunu, konuyu, durumu, ya da doğruyu öğretmek, seyirci ...
öğretici oyun :
Ortaçağ'da öğrencilere Latince öğretmek ve bellek alıştırmaları y ...
ölçülü ses :
Yeğinlik yönünden bir sesin ölçülü olması.
ölü nokta :
Oyun alanında, yetersiz aydınlatılmış yer.
ölüm atlaması :
Trapezcilerin çok tehlikeli bir numarası. Taşıyıcı dizlerini trap ...
ölüm dalışı :
Çok yüksekten, küçük bir su havuzuna perende atarak dalış yapma n ...
ölüm halkası :
Yukardan asılmış bir halkanın içinden geçerek trapezi yakalama nu ...
ölüm taklası :
İleri doğru atılan tehlikeli bir perende türü.
ön gösteri :
Oyunun ana eylemi başlamadan önceki, kısa, hazırlayıcı kesim.
ön odaklamalı dip :
Duy içinde odaklamayı sağlamak için doksan derece dönebilen, sili ...
ön oyun :
Oyunun ana bölümünden önce bilgi vermede kullanılan giriş bölümü. ...
ön yerler :
Çok katlı tiyatrolarda, taban katın sahneye yakın kesiminde bulun ...
önceden saptamalı karartıcı :
Sahnede bir ışık durumu varken, daha sonraki sahnenin ışık durumu ...
öncelik hakkı :
Bir oyunu ilk kez sahneye çıkartma hakkı.
öncü :
(Köy Oyunu) Anadolu'da oyun düzenleyenlere verilen adlardan biri.
öncü oyun :
Alışagelinmiş oyunlardan ayrılan, gerek yapısı gerekse anlatım yö ...
öncü tiyatro :
Herhangi bir dönemde birtakım yenilikler getiren tiyatro. Öncü oy ...
öndenetim :
Bakınız: sıkıdenetim
öndenetleme kurulu :
Bakınız: sıkıdenetim kurulu
önörgü :
1. Oyun konusunun ana çizgisi. 2. Doğaçlamaya dayanan tiyatroda s ...
önsahne :
Çerçeve sahnenin önünde bulunan bir ile iki metre arasında genişl ...
önsahne bölmesi :
Eski tiyatrolarda sahne hizasındaki bölme.
önsahne ışıldakları :
Seyirci salonunda tavanın sahneye yakın yerinden sahneye yönelen ...
önünde :
Oyun alanının seyirciye en yakın düzeyi.
önyüz :
Bir tiyatro yapısının ön yüzü.
örge :
Yazında ve sanatta sık sık yinelenen, temayı vurgulayıcı öğe ya d ...
Örgü :
Oyun yapısını ortaya çıkaran doku.
örnek gereç :
Gereç seçimi için tiyatroya getirilmiş parça örnek.
örtülü ses :
Tını açısından duru ses.
öterli ses :
Tını açısından zengin ve renkli ses.
Öykü :
Çoğu kez dua ile başlayan meddah ya da âşık öyküsü.
öykücü :
1-Öykü yazan ya da yaratan. 2-Öykü anlatan ya da canlandıran.
öykülemek :
Kimi oyunların başında, ortasında, sonunda ya da yer yer anlatıcı ...
öyle denmez :
Hacivat ile Karagöz arasında geçen atışmalı söyleşme. Hacivat, Ka ...
özdenetimli renk değiştirici :
Işıldak önüne konulan renkleri komutayla ve motor yoluyla değişti ...
özdeşleşme :
1. Oyuncunun, rol gereği canlandırdığı oyun kişisiyle kendini özd ...
özdönüştürücü karartıcı :
Yalnızca dalgalı akımda en çok kullanılan ve sevilen karartıcıdır ...
özel bölme :
Tiyatrolarda dört beş kişilik özel bölmeli seyir yeri.
özel bölme sorumlusu :
Tiyatroda localara bakan sorumlu kişi.
özel gösteri :
Kapalı gösteri. Bir oyunun özel olarak çağrılı konuklar önünde oy ...
özel kaplama :
Ses dağılımında kullanılan kaplama.
özel tiyatro :
Özel kişilerin kurup yönettiği, çoğu kez tecimsel tiyatro.
özenci :
Tiyatroya özenen, tiyatroyu sevdiği için yönelen, tiyatro eğitimi ...
özenci oyuncu :
Eğitim görmemiş, salt yeteneği ve özeni ile oynayan ve kazanç düş ...
özenci tiyatro :
Kazancını tiyatrodan sağlamayan, genellikle oyunculuk eğitimi gör ...
özenci topluluk :
Oyuncuları eğitim görmemiş topluluk.
özet :
Bir oyunun konusunu kısaca anlatan, bu konu üzerinde aydınlatıcı ...
Pabuç :
Karartıcıda bulunan bobin boyunca kayarak ışığın voltajını indiri ...
pabuç sektirmek :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda Kavuklu'nun bir becerisi.
paçlebaz :
Eski Türk şenliklerinde, ayaklarına bir buçuk metreyi bulan sırık ...
palanga :
1-Tiyatro sahnesinin üst kesimindeki ızgaralarda bulunan, askı ha ...
palanga destekleri :
Pano askılarını tutan halatları hareket ettiren makaraların iki y ...
palanga yatağı :
Halatın hareket ettiği palangadaki oyuk yol.
palavracı asker :
Roma komedyasında, durmadan böbürlenen, yüksekten atan, farfaracı ...
palyata komedyası :
Konularını antik Yunan yapıtlarından alan Roma komedyasına verile ...
panayır tiyatrosu :
Panayırlarda, açık havada, genellikle açık saçık güldürüler oynay ...
panç ile cudi :
İngilizlerin geleneksel kukla oyunu. Panç çirkin, koca burunlu, k ...
pandomim :
Bakınız: sözsüz oyun
pandomim sanatçısı :
Bakınız: sözsüz oyun sanatçısı
pandomima :
(Doğaçlama) : Tanzimat ve Meşru'tiyet dönemlerindeki tiyatroların ...
Pano :
1-Sahne üzerindeki dekorun bir parçası. Pano askıya bağlanır ve s ...
pano bağlantısı :
Bir panonun arkasına, ortadan yatay olarak konulan sağlamlaştırma ...
pano desteği :
Panoları sahne tabanına tutturmakta kullanılan destek.
pano dikişi :
(Doğaçlama) : Türk doğaçlama tiyatrolarında dekor parçalanın iple ...
panola :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda tef.
pantalone :
İtalyan halk doğaçlama tiyatrosunun en önemli yaşlı komik tipi. G ...
papara :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda zurnanın adı.
pappus :
Roma Atellan komedyasında yaşlı adam tipi.
para kesesi :
Hacivat ile Karagöz arasındaki atışmalı konuşma. Bu konuşmada «pa ...
parabasis :
Antik Yunan komedyasında oyuncuların maskelerini çıkarıp seyircil ...
parados :
1. Antik Yunan tragedyasında ve komedyasında koronun içeri girerk ...