eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (7)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
7. Sayfa
dikkati odaklama :
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun bütün dikkatini dış ...
dilenci Arap :
Türk gölge oyunu'nda bir ak arap tipi.
dilsiz oyunu :
(Köy Oyunu) Anadolu köylü oyunlarında sözsüz bir oyun buna samıt ...
dinlenme yeri :
Sanatçıların çalışma ya da gösteri aralarında dinlendikleri, otur ...
dinleyici :
Söylenen ya da çalınan şeyi dinleyen kişi.
dip dekoru :
Sahne dekorunun, seyircinin tam karşısına gelen arkadaki görünüşü ...
dip ışıkları :
Sahnenin arka kesimini aydınlatan herhangi bir ışık kaynağı.
dip kumaşı :
Sahne dekorunun seyirci karşısına gelen dip yüzünü yansıtan, üstü ...
dip müziği :
Bir oyunda hareket ve sözlerin yanı sıra duygusal etkiyi arttırma ...
dip perdesi :
Sahne gerisine konulan resimli perde.
dip resmi :
Bir sahne dekorundaki çeşitli öğelere derinlik vermesi için görün ...
dipli ışıldak :
Dip tarafından bir duya oturtulan ışıldak türü,
direnç :
Bir nesneden birim nicelikte elektrik akımı geçebilmesi için gere ...
dirsekle denge :
Dirsekleri destek yaparak dengeyi sağlama.
distegiya :
Antik Yunan tiyatrosunda oyuncuların oyunu seyrettikleri binanın ...
dişi konuşmak :
(Argo) Doğaçlama tiyatrosunda ve ortaoyunu'nda Komik'e ya da Kavu ...
dişi söz :
(Argo) Doğaçlama tiyatrosunda ya da Ortaoyunu'nda Komiğin ya da K ...
dişlerle asılma gösterisi :
Dişlerle tutunarak havada asılı kalma gösterisi.
dişlerle tutunma :
Dişlerle bir ipe ya da salıncağa tutunma.
ditrambos :
Tanrı Diyonizos onuruna söylenen, onun yaşamından, acı ve tatlı s ...
diya :
Gergi üzerine yansıtılan resimlerin yansıtıcıya konulan pozitif f ...
diyafram :
Işıldakların bir takısı. Bir çerçeveye oturtularak takılan diyafr ...
diyazoma :
Antik Yunan tiyatro yapısında seyirci yerindeki katlara verilen a ...
diyonizos :
Yunan mitologyasında, doğanın yenileyicisi ve yaşamın simgesi ola ...
diyonizya :
Tanrı Diyonizos onuruna kutlanan törenlere verilen ad. Bunlar üç ...
dizi :
Oturma yeri dizisi.
dizi ışıklar :
Geniş bir alanı aydınlatan genel ışıklama dizgesi içinde kullanıl ...
dizle çağırma :
Hayvanı dize vurarak çağırma.
doğaçlama :
1. Betiğe dayanmadan içe doğduğu gibi oynama ve konuşma. 2. Oyun ...
doğaçlama tiyatrosu :
Bir betiğe dayanmadan, önceden saptanmış bir gelişim çizgisi üzer ...
doğaçtan konuşma :
Hiçbir betiğe dayanmadan konuşma. Bu da bir yaratıcılık gerektiri ...
doğal büküm :
Düşüncelerimizi ve duygularımızı dilin gerektirdiği bükümü bozmad ...
doğal tümceleme :
Düşünceyi ve duyguyu, dilin gerektirdiği tümcelemeyi bozmadan söy ...
doğalcı ilyatro :
On dokuzuncu yüzyılda romantizme karşı ortaya çıkmış, doğa biliml ...
doğramacı ustası :
Dekorun ve sahne eşyalarının doğrama işlerinin yapılmasını denetl ...
doğru akım :
İletken bir çevrim üzerinde yön değiştirmeyen elektrik akımı.
doğru ses :
Yükseklik yönünden kendi ses bölgesinin dışına çıkmayan ses.
doğrultmaç :
1. Dalgalı akımı doğru akıma dönüştüren araç. 2. Bir dalgalı akım ...
dolambaçlı deyim :
Bir şeyi uzatıp süsleyerek söyleme tutumu.
dolantı :
Seyircinin ilgisini çekmek ya da heyecanını uyandırmak için yazar ...
dolantı komedyası :
Kurgu ustalığı önemli olan bu komedyada olaylar ve güldürü öğesi ...
dolap çeviren :
Kendi çıkarı için binbir türlü hile yapan, dolap çeviren kişi.
dolaşı :
Bir tiyatro topluluğunun bir yerden başka bir yere giderek ve dol ...
dolaşıcı topluluk :
Oradan oraya dolaşarak oyunlar oynayan taşra topluluğu.
dolaylı ışıklama :
Aydınlatılacak alana ışık akılarının yalnızca yüzde sıfır ile yüz ...
dolaysız ışıklama :
Aydınlatılacak alan ışık akılarının yüzde doksan ile yüzde yüz ar ...
dominus gregis :
Roma tiyatrosunda gösterinin tüm giderlerini yüklenen topluluk yö ...
Donanma :
Osmanlı şenliklerinin üçüncü bölümü olan gece eğlenceleri bu eğle ...
donatımcı :
Donatımlığı hazırlayan görevli.
donatımlık :
1. Oyuncunun rol gereği kullandığı el eşyaları ve takıları. 2. De ...
donatımlık dizelgesi :
Oyun için gerekli olan el eşyalarını ve takıları gösteren dizelge ...
donatımlık korunağı :
Donatımlığın saklanıp korunduğu yer.
donatımlık masası :
Kuliste bulunan ve oyuncuların oyun boyunca donatımlıklarını alıp ...
donatımlık odası :
Donatımlık eşyalarının bulunduğu ve onarıldığı oda.
donyağı kandili :
Orta Çağ tiyatrosunda aydınlatmada kullanılan kandil.
doruk nokta :
Bir oyunun geliminde ve gelişiminde kesin dönüm ya da değişim nok ...
doruktaki :
Kolan, ya da piramidin en üstündeki kişi.
dossenus :
Roma attelan komedyasında bilgiçlik taslayan yarı aydın tipi.
dottore :
Roma komedyasındaki Dosennus'un (bilgiç adam) italyan halk doğaçl ...
döner sahne :
Ekseni çevresinde dönen sahne türü.
döner yüzey :
Sahne içinde dönebilen yüzey.
dönerek atlama :
«Jete passé» olarak bilinir. İki ayağın birbirine koşutluk kurduğ ...
dönme :
Jimnastikçilerin kullandıkları araç yoluyla arka arkaya dönmeleri ...
dönüm ara :
Bir oyun betiğinde dengenin bozulduğu an.
Dönüş :
Dansçının dönmesi.
dönüşler :
Dansçının bir bacak üzerinde dönme hareketleri.
dönüştürücü :
Gelen elektrik akımının gerilimini, yeğinliğini değiştiren aygıt.
dönüştürüm :
Doğaçtan oyunculukta bir anlatımdan başka bir anlatıma güzelduyus ...
dönüşüm :
Aristoteles'in Poetika adlı yapıtında oyun kahramanının yazgısınd ...
dördüncü ayak duruşu :
İki ayağın yanlamasına ve birbirine koşut biçimde durması iki aya ...
dördüncü duvar :
Sahnenin seyirciye açılan yanı. Bu deyimi ilk kez Fransız yönetme ...
dört renk aygıtı :
Çağdaş tiyatro ışıklamasında dört rengi aynı anda verebilen aygıt ...
dört tragedya çeşidi :
Aristoteles'e göre, tragedyanın karmaşık, aktöresel, yalın ve yık ...
dörtleme :
1. Antik tiyatroda yazarın yarışmaya katılmak için yazmak zorunda ...
dörtlü çubuk :
Dört jimnastikçinin çeşitli beceriler gösterdiği ve birbirinin çu ...
dörtlü dans :
Dört bale dansçısının birlikte dans etmesi.
dörtlü kolon :
Dört kişinin birbirinin omuzuna çıkarak oluşturdukları görünüş.
döşeme :
Âşık gösterisinde saz faslı bittikten sonra, âşıkların başladığı ...
Dram :
Yunancada «bir şey yapmak» ya da «yapılan bir şey» anlamına gelir ...
dram sanatı :
insanla ilgili olan şeyi sanatsal bir yaratışla canlandıran üreti ...
dramatik :
1. Dram'a, yani oyun türüne ilişkin olan. 2. İçinde gerilim, çatı ...
dramatik olay :
Dramatik bir durum yaratan olay. Herşeyden önce insanla ilgili ol ...
dramatik oyuncu :
Sözlü tiyatro oyuncusuna verilen ad.
dramatik tiyatro :
1. Konuşmanın, hareketlerle desteklendiği tiyatro. 2. Epik tiyatr ...
dramaturg :
Bakınız: oyun sanatı uzmanı
dramaturgi :
Bakınız: oyun sanatbilimi
duman bacası :
Üst sahnenin tavanında bulunan duman ve kokuyu çeken baca.
duman kutusu :
Sahnede duman sağlanmasına yarayan kutu. Bu kutunun içinde kimi k ...
durak :
Bir konuşma ya da tümce içinde susuşu getiren nokta.
durak yöntemi :
Tiyatro yapıtının, sürekli gelişimi sağlayan bölümlerle değil de, ...
durdurma teli :
Palangalar aracılığıyla hareket eden telleri ya da halatları durd ...
duru ses :
Tını yönünden pürüzsüz ses.
durum değiştirmek :
Oyuncunun gövdesel olarak bir görünüşten başka bir görünüşe geçme ...
durum komedyası :
Gülünç olanı karakterden değil, durumlardan geliştiren komedya bi ...
duruma uyma :
Satnislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun, erişmek istediği er ...
duvar duyurusu :
Oynanacak oyunların tanıtılıp yaygınlaştırılmasında kullanılan, b ...
duvar ışıtacı :
Seyir yerinin duvarlarında bulunan aydınlatma aracı.
duy :
Işıtacın vidalandığı ya da geçirildiği elektrik bağlantısını sağl ...
duygu-düşünce alışverişi :
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncuların birbirleriyle kurd ...
duygusal anımsama :
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun geçmişteki deneyimle ...