eng

UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
7. Sayfa
rahne :
Gemilerin su kesimlerinin altında kalan yerlerde çatışma, mermi y ...
rahne kapama :
Bkz. Yara savunma.
randa gizi :
Randa yelkeninin üzerine açıldığı giz.
randa gizi ablisi :
Randa gizine kumanda eden abli.
randa iskotası :
Randanın iskota yakasını bumbanın cundasına germek için bumbanın ...
randa istingası :
Randa yelkenini boğup sarmak için kullanılan halatlar.
randa kuntra iskotası :
Randa yelkeninin iskota yakasını toplayan halat.
randa yastığı :
Randa yelkeninin kullanılmadığı zamanlarda bumbanın üzerine konul ...
randa yelkeni :
Yelkenli bir teknede en geride bulunan yan yelkeni.
randa yelkeni çördek halatı :
Randa yelkeninin altabaşo yakasını açma ve toplamada kullanılan s ...
refakat :
Koruma veya şereflendirme amaçlı diğer veya diğerlerine eşlik ede ...
refakat gemisi :
Koruma amacıyla başka bir gemi ya da konvoyla beraber seyreden ge ...
rehin ve hapis hakkı :
Yardım ve kurtarma masrafları ile ücretinden dolayı hizmet alacak ...
reis :
Balıkçı, yelkenli ve küçük deniz araçlarına kaptanlık yapan kişi.
rıhtım :
Deniz ya da akarsu kenarlarında yolcu alabilmek, yükleme ve boşal ...
rigavo (bağı) :
Palangada sabit olan makaraya bağlanan halatın çıması ve yapılan ...
rili çarmıkları :
Gabya çarmıklarını ana direğe bağlamak için kullanılan kısa çarmı ...
rili çemberi :
Rili çarmıklarının üst uçlarının bağlanması için ana direklerin ç ...
risk değerlendirmesi :
Olası bir risk durumunu yönetmek için riskin değerlendirilmesi.
roda :
Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.
roda etmek :
Açılmış olan halatı usulüne uygun olarak yumak gibi üst üste yığm ...
role çizelgesi :
Role taliminde belirtilen durumlarda yapılacak işleri ve görev da ...
role talimi :
Gemi adamlarının acil durumlarda yapılacak işlerle ilgili olarak ...
role yerleri :
Role talimlerinde ve acil durumlarda gemiadamlarının ve yolcuları ...
ro-ro :
Bir karayolu aracının veya bir vagonun kendi tekerlekleri veya o ...
ro-ro gemi :
Tekerlekli olan, kendi hareket kabiliyetiyle kendi giren kendi çı ...
rota :
Geminin istenilen yere, mevkiye varabilmesi için takip etmesi ist ...
rota hattı :
Geminin gitmesi istenilen yer ile bulunduğu yeri emniyeti de dikk ...
rotaya almak :
Gemiyi gideceği rotaya almak. Geminin pruvasını gideceği rotaya g ...
römorkör :
Özellikle liman hizmetlerinde, yedekleme, kurtarma-yardım ve büyü ...
rüçhan hakkı :
Yük bağlantılarının bazı durumlarında donatanların, gemi işletici ...
rüşvet güverte :
Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların b ...
rüzgâr altı :
1) Rüzgârın geldiği yönün tersi. Rüzgârın gittiği yön. 2) Rüzgâr ...
rüzgâr altı bordası :
Bir teknenin rüzgâr almayan tarafı, bordası.
rüzgâr altı demiri :
Rüzgâr altına atılan veya atıldıktan sonra rüzgâr altında kalan d ...
rüzgâr altı sahili :
Rüzgârın geldiği yöne bakan kıyı.
rüzgâr altına bayılmak :
Denizlerin etkisiyle teknenin rüzgârın geldiği tarafa yatması.
rüzgâr altına düşme :
Teknenin rüzgâr etkisi ile rüzgâr altına hareket etmesi, kaçması, ...
rüzgâr bekleyen :
Rüzgâr olmaması sebebiyle limanda bekleyen yelkenli tekne.
rüzgâr boşaltmak :
Yelkenden rüzgârı çıkartmak.
rüzgâr düzeltmesi :
Rüzgârın teknenin rotası üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak iç ...
rüzgâr gülü :
Haritalarda gerçek ve manyetik kuzeyi gösteren, 360 dereceye bölü ...
rüzgâr üstü :
Rüzgârın estiği yön.
rüzgâr üstü demiri :
Demirde olan bir geminin rüzgâr üstünde olan demiri.
rüzgâr üstü kıyısı :
Teknenin rüzgâr üstü tarafında kalan kıyı, sahil.
rüzgâr üstü yalpası :
Rüzgârın etkisiyle geminin rüzgâr üstüne doğru yaptığı yalpa.
rüzgâr üstüne çıkmak :
Rüzgârın geldiği yöne doğru seyretmek.
rüzgâr üstüne kaçmak :
Yelkenle yapılan seyirde rüzgârın geldiği yöne yaklaşmak.
rüzgâr yakası :
Bir yelkende rüzgârın estiği taraftaki yaka.
rüzgâra baş tutmak :
Yelkenli bir teknenin rüzgâr altına düşmemesi.
rüzgâra yakın :
Rüzgârın geldiği yöne yakın.
rüzgâra yaklaşma :
Rüzgârın estiği yöne yaklaşma.
rüzgârda eğlendirmek :
1) Rüzgârın ve denizlerin etkisiyle ilerleyemeyen gemi. 2) Rüzgâ ...
rüzgârdan açmak :
Rüzgârın estiği yönden uzaklaşmak.
Safra :
Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.
safra omurga :
Yelkenli teknelerde denge için kullanılan omurga ağırlığı.
safra tankı :
Safra suyunun alındığı tanklar.
sağa devirli :
Gemi ileri hareket ettiğinde, üst ka nadı sancak tarafa dönen per ...
Sağanak :
Rüzgârın birdenbire şiddetli esmesi.
sahanlık :
Kıyıdan denize doğru ortalama 200 metre derinliği olan kıyı kesim ...
sakal :
Gemi karinasında oluşan yosun, deniz kabukları, midye vb.
salapurya :
Ticaret eşyası taşımakta kullanılan, 10-15 tonluk, üçgen biçimind ...
salma :
Bir teknenin rüzgâra veya akıntıya bağlı olarak dönmesi.
salma omurga :
Yelkenli bir teknede içeriden indirilip kaldırılan madenî veya ağ ...
salmak :
Geminin demir üzerinde gezmesi.
salpa :
Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığın zincire binmesi.
sancak :
Bayrak, bandıra.
sancak alabanda :
Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emi ...
sancak gönderi :
Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.
savla :
Sancak çekmek için kullanılan 1,5 burgatalık ince halat.
sefer mukavelesi :
Kiracı ile donatan arasında karşılıklı olarak mutabık kalınan ücr ...
selviçe :
Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.
serbest düşme :
Kaydırarak bırakma, serbest düşüş.
serdümen :
Dümeni tutan, gemiye yön veren gemici
seren :
Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay o ...
seren yakası :
Yelkenlerin serene bağlı üst kısımları.
servis gemileri :
Römorkör, tarak gemileri, SAR-karakol, çevre temizlik, acente ve ...
sığ su :
Denizin genellikle sahil kısmına yakın herhangi bir kısmında tekn ...
silyon feneri :
Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi di ...
simsarlık ücreti :
Broker'ların navlun ücreti üzerinden alınan pay.
sintine :
Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmının iç tarafı.
sintine dubası :
Gemilerden alınan sıvı atıkların karaya transferi için kullanılan ...
sintine oluğu :
Geminin karinasında sintine suyunun geçmesi için yapılmış delik v ...
sis işareti :
Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtme ...
sis kampanası :
Demirde veya şamandırada yatan gemilerin siste mevkilerini belirt ...
siya kürek :
Kürek çekerken tekneyi geriye itmek için verilen komut.
soğra (sokra) :
Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleş ...
sondaj gemisi :
Mevcut sahayı sondaj yapma yeteneğine sahip gemi.
stifner :
Gemi perde yapıları üstünde mukavemet arttırma amaçlı dikine kona ...
su altında taşınan :
Su altında, özellikle deniz altında olan, yaşayan, kullanılan vey ...
su çekimi :
Geminin su altında kalan yüksekliği.
su dubası :
Gemilere açıkta su verilmesi için kullanılan yüzer tank.
su hattı :
Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana ge ...
subpanamax :
Konteyner gemilerinde 2.000-2.999 TEU arası kapasiteye sahip gemi ...
suezmax :
Tankerlerde 100.000 -149.999 DWT arası kapasiteye sahip gemi tipi ...
suga etmek :
Vira edip sıkıştırmak.
suyunu kurutmak :
Suyunu boşaltıp kurutmak.
sübye :
Hafif işlerde kullanılan, sabit bir tornadan geçen ve bir halatta ...
sübye armalı :
Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulun ...