eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (S) (2)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z
S - 2. Sayfa
soil moisture deficit :
Toprağın tarla kapasitesi ile mevcut toprak nemi arasındaki fark.
soil moisture equivalent :
30 dakika süreyle yerçekimi kuvvetinin 1000 katı büyüklükte bir m ...
soil moisture probe :
Toprak neminin ölçümünde kullanılan sonda.
soil moisture profile :
Toprak neminin derinlikle değişimini gösteren eğri.
soil moisture retention :
Toprak neminin yüzey gerilimi ve moleküler güçlerle yerçekimi etk ...
soil moisture tension :
Gözenekli ortam duvarı veya zarı içerisinde toprak suyu ile hidro ...
soil salinization :
Suyun topraktan buharlaşma ve terleme yoluyla ayrılması sırasında ...
soil water :
Toprağın en üstteki kuşağında veya toprak yüzeyine yakın havalanm ...
solitary wave :
Tek salınımlı dalga.
solubility :
Çözünmemiş bir erir maddenin belirli bir sıcaklık ve basınç altın ...
sounding (hydrometry) :
Bir halat, çubuk veya başka bir araçla su derinliğinin ölçülmesi.
sounding pole :
Su derinliğini ölçmekte kullanılan üzeri ölçülendirilmiş direk ve ...
sounding weight :
Akarsularda derinlik ve/veya hız ölçümü sırasında bir sondaj hala ...
source :
1) Bir nehrin başlangıç noktası. 2) Akışkanlar dinamiğinde akım ç ...
specific absorption :
Birim yük artışı altında birim zamanda bir beslenme kuyusuna gire ...
specific capacity :
Denge durumunda bir kuyunun debisinin su seviyesindeki düşmeye or ...
specific discharge (from a basin) :
Birim alandane gelen su miktarı.
specific discharge (of groundwater) :
Akım istikametine dik birim kesit alanından geçen yeraltı suyu de ...
specific drawdown :
Birim boşaltıma karşılık su seviyesinde meydana gelen alçalma.
specific energy :
Serbest yüzeyin yatak üzerindeki yüksekliği ile kesitteki ortalam ...
specific groundwater runoff :
Bir yeraltı suyu havzası veya bir aküferin birim alanından geçen ...
specific humidity :
Nemli havadaki su buharı kütlesinin toplam nemli hava kütlesine o ...
specific retention :
Hacim yüzdesi olarak ifade edilen tarla kapasitesi.
specific storage :
Birim yük değişiminde aküferin birim hacminden yeraltı suyu depol ...
specific yield :
Başlangıçta doygun durumda olan gözenekli bir ortamdan yerçekimi ...
spectral band :
Elektromanyetik spektrum içerisinde iki dalga boyu, frekans veya ...
spill :
Bir dolusavaktan veya dolusavak üzerinden geçen akış.
spillway :
Taşkın suları fazlasının üzerinden aktığı yapı.
spillway capacity :
Bir dolusavağın geçirmesi tasarlanan maksimum debi.
spillway design flood :
1) Bir baraj dolusavağının projelendirilmesinde kullanılan taşkın ...
splash :
Yer yüzeyine erişen yağmur damlalarının dağılması ve yere çarpıp ...
spreading :
Yeraltında su depolanmasını sağlamak amacıyla yapay olarak suyun ...
spring :
Bir kaya veya topraktan çıkan suyun arazi yüzeyine veya bir yüzey ...
spring tapping :
Kaynak suyunun boru ve kanallarda toplanması.
spring tide :
Tam ay ve yeni ay zamanlarında meydana gelen büyük genlikli gelgi ...
sprinkling :
Yukarıdan serbestçe düşen su damlalarıyla yapılan sulama.
spur :
Bir nehrin kıyısından başlayarak akış yönüne dikey doğrultuda inş ...
spurious error :
Hatalı olduğu kesinlikle bilinen değer. Örneğin insan hataları ve ...
squall :
Rüzgar hızında oldukça büyük bir değişimle karakterize edilen, an ...
squall line :
Bazen dikkate değer genişlik ve uzunlukta olan, içerisinde skol o ...
stable (unstable) reach :
Bir akarsu parçasının sabit kalan (sabit kalmayan) parçası.
stable channel :
Önemli bir zaman süresi boyunca yatağı ve kenarları farkedilir şe ...
staff gauge; staff gage (A) :
Akarsu, rezervuar, göl vb yerlerde su yüzeyi seviyesinin gösteril ...
stage :
Bir akarsu, göl veya rezervuarın (veya yeraltı suyu gözlem kuyusu ...
stage-discharge relation :
Bir nehir en kesitinde bir eğri, tablo veya eşitlik(ler) le ifade ...
stagnant water :
Bir nehir, göl, havuz veya yeraltı suyunun içerisinde su akmayan ...
standard deviation :
Bir frekans dağılımının veya bir değerler setinin dağılma ölçüsü ...
standard error :
Bir istatistiğin örnekleme dağılımının varyansının pozitif kare k ...
standard error of estimate (s.e.e.) :
Gözlemle elde edilmiş değerlerin bir regresyon çizgisine göre hes ...
standard project flood :
Son derece nadir rastlanan durumlar haricinde, ilgili coğrafik bö ...
standardized variate :
Kendisinden populasyon veya örnek ortalaması çıkarıldıktan sonra ...
standing water level :
Su tablası veya piyezometrik yüzeyin pompaj veya beslemeden etkil ...
standing wave :
Su yüzeyinin düşeyde sabit düğüm noktaları arasında salındığı dal ...
stationary orbit :
Ekvatoryal bir uydunun yer etrafında dönerken yerin kendi ekseni ...
stationary process :
Stokastik bir olayın olasılık dağılımı zamandan tamamen bağımsız ...
station-year method :
Birbirinden bağımsız çeşitli istasyonlardan elde edilen kayıtlard ...
steady water level :
Zaman içinde sabit kalan su seviyesi. Örneğin su seviyeleri stabi ...
stem flow :
Yağmurun yüksek bitkiler tarafından tutulan ve bu bitkilerin gövd ...
step-drawdown test :
Farklı birkaç sabit hızda pompaj yapılan bir kuyuda gerçekleştiri ...
stilling well :
Nispeten durgun suda su seviyesi ölçümüne elverecek şekilde bir a ...
stochastic hydrology :
Olasılık kuramı yöntemleriyle açıklanan ve analiz edilen hidroloj ...
stochastic process :
Rasgele x(s) değişkenleri üreten ve s’nin belirli bir t aralığınd ...
storage :
1) Gelecekte kullanılmak üzere yüzey veya yeraltı rezervuarlarınd ...
storage coefficient :
Bir aküferin birim yük değişimini altında birim aküfer yüzey alan ...
storage curve :
Depolanan su ile seviye veya zaman ilişkisini gösteren eğri.
storage equation :
Bir su kütlesinde belirli bir zaman süresi boyunca giriş, çıkış a ...
storage ratio :
Kullanılabilir kapasitenin yıllık ortalama yüzey akışa oranı.
storage reservoir :
Faydalı amaçlar, örneğin su temini, enerji üretimi, sulama ve din ...
storm :
1) Hızı 23 ve 26 m/s arasında değişen rüzgar. 2) Rüzgarla birlikt ...
storm duration :
Toplam veya bir eşik değer üzerindeki yağışın başlangıcı ve bitiş ...
storm surge :
Bir alçak basınç merkezinin geçmesiyle oluşan deniz veya haliç ka ...
storm transposition :
Belirli bir havzada gözlenen bir fırtına yağışının (derinlik-alan ...
Stratification :
Bir su kütlesinde sıcaklık, tuzluluk, oksijen veya besin içeriği ...
stream :
1) Genellikle doğal bir yüzeysel kanal içerisinde akan su kütlesi ...
stream centre line :
Bir akarsuda birbiri ardına gelen en kesit merkezlerini birleştir ...
stream frequency :
Belirli bir havzada bütün seviyelerdeki akarsu kolları sayısının ...
stream gauging; stream gaging (A) :
Bir akarsu veya nehirde gözlenen bir seviyedeki debinin belirlenm ...
stream line :
Belirli bir anda anlık akım yönüne çizilen teğetlerin oluşturduğu ...
stream order :
Bir akarsu sisteminde dallara ayrılma derecesini ifade eden sayı.
stream profile :
Bir akarsu akımının akış ekseni boyunca uzanan yatak profili.
stream tube :
Kapalı bir eğri (kendisi bir akım çizgisi olmayan) içerisinden ge ...
streamflow :
Bir akarsu veya nehir yatağında akmakta olan su için kullanılan g ...
structural flood mitigation :
Taşkınların etkisini azaltmak üzere rezervuarlar, seddeler, taram ...
subcritical flow :
Ortalama hızı kritik hızdan düşük olan akım.
sublimation :
Doğrudan doğruya katı fazdan gaz fazına geçiş veya bunun tersi.
sublimation of ice :
Buzun doğrudan doğruya su buharı fazına geçmesi.
submergence :
Bir savakta mansap tarafındaki su yüzeyi kotunun savak eşik kotun ...
subsidence :
1) Bir akarsu akımıyla taşınan sedimentin çökelmesi 2) Belli büyü ...
subsoil :
Toprağın altında sığ bir derinlikte bulunan ve toprak işlemeyle e ...
subsurface float :
En büyük dişi su altında olan ve yüzey altı hızlarını ölçmekte ku ...
subsurface flow :
Yerin yüzeyi altında olup yüzeyaltı akışı, baz akım ve derine sız ...
subterranean stream :
Küçük ve büyük mağaralar veya birbiriyle bağlantılı bir grup geni ...
sunken pan :
Kenarlarına az bir mesafe kalana kadar toprağa çakılan buharlaşma ...
sun-synchronous satellite :
Yörünge düzlemi hemen hemen kutupsal olan ve yerküresinde aynı en ...
supercooled water :
Katılaşma veya kristalleşme olmaksızın donma noktası altında bir ...
supercritical flow :
Ortalama hızı kritik hızdan büyük olan akım.
surface detention :
Yağmurun yağış sırasında yer yüzeyinde kalan bölümü. Yağmur sona ...
surface float :
En büyük dişi su yüzeyinde bulunan ve yüzeysel hızların ölçülmesi ...
surface retention :
Yağışın, yağış dönemi boyunca ve yağıştan hemen sonra yüzeysel ak ...
surface runoff :
Yağışın yerin yüzeyinde akışa geçen bölümü.