eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (3)

# A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü (3. Sayfa)

cloud top temperature :
Bir bulutun tepesinin veya yaklaşık olarak aynı seviyede bulunan ...
cloudburst :
Olağanüstü şiddetli ve nispeten kısa süreli yağmur.
Coagulation :
Kolloidal maddelerin kararlı durumlarının bozulmasına ve topaklar ...
coastal river :
Doğrudan doğruya denize boşalan kısa nehir.
coefficient of compressibility (of water) :
Belirli bir sıcaklıkta birim basınç artışına karşılık suyun hacmi ...
coefficient of consolidation :
Etkin gerilimdeki birim artışa karşılık toprak hacminde pekişmeyl ...
coefficient of determination :
Bağımlı bir değişken ile bir veya daha fazla bağımsız değişken ar ...
coefficient of groundwater discharge :
Yeraltı suyu akışı veya bir aküferin toplam yeraltı suyu boşalımı ...
coefficient of hydraulic conductivity :
Hidrolik iletkenliği belirten sayısal değer.
coefficient of intrinsic permeability :
Gerçek permeabiliteyi belirten sayısal değer.
coefficient of roughness :
Kanal pürüzlülüğünün akarsu en kesitindeki ortalama hıza olan etk ...
coefficient of variation :
Stokastik bir değişkenin zaman ve mekan içerisindeki değişimini t ...
coliform count :
Suyun bir mililitresinde bulunan koliform grubu bakterilerin sayı ...
collector well :
Çeşitli radyal istikametlerde tüp şeklinde yatay drenleri bulunan ...
colloidal suspension :
Genellikle elektriksel olarak yüklü, çökelmeyen fakat pıhtılaşma ...
colour composite; color composite (A) :
Özel bir tayf bantına bir renk atanmasıyla oluşturulan renkli res ...
compensating reservoir :
Asli rezervuarın pik yükleme durumunda işletilmesinden kaynaklana ...
complete control :
Membadaki su yüzeyi kotu mansaptaki su seviyesinden tamamen bağım ...
complete freeze-up :
Bir akarsu parçasında bulunan suyun tabandan yüzeye kadar donması ...
composite unit hydrograph :
Büyük bir su toplama havzasının önemli alt bölümlerine ait birim ...
composite water sample :
Arzu edilen ortalama karakteristik bir özelliğin elde edilmesi iç ...
compound cross-section :
Genişliği aniden belirli bir seviyenin üzerine çıkan kanal en kes ...
compound hydrograph :
Bir sağnağın neden olduğu akışın bir sonraki sağnak boyunca devam ...
compound weir :
Herbiri farklı tipte ve/veya farklı boyutlarda olabilen iki veya ...
conceptual hydrological model :
Hidrolojik çevrim içerisinde yer alan süreçlerin bazılarının veya ...
condensation :
Buharın sıvılaşması.
conditional probability :
Eğer E ve F bir olasılık dağılımına göre meydana gelen olaylar is ...
cone of depression :
Yeraltı suyu piyezometrik yüzeyinin bir kuyu etki alanını belirte ...
confidence band :
Alt ve üst güven sınırları arasında kalan alan.
confidence interval :
Örnek istatistiğinin bir fonksiyonu olan ve önceden belirlenmiş b ...
confidence level :
Güven aralığının gerçek değeri içerme olasılığı.
confidence limits :
Güven aralığının alt ve üst sınırlarını oluşturan değerler.
Confined aquifer :
Altta ve üstte geçirimsiz veya çok az geçirimli bir formasyonla ç ...
confining bed :
Kendisinden çok daha fazla geçirgen bir aküferi alttan veya üstte ...
confluence :
1) İki veya daha fazla akarsuyun birleşmesi. 2) İki veya daha faz ...
conjugate image :
Yeraltı suyu eşpotansiyel düzlemine göre alınmış ayna görüntü.
conjunctive use :
Yüzey ve yeraltısularının birlikte kullanımı.
connate water :
Tortul kayaların oluşumu sırasında kaya çatlakları arasında tutul ...
conservative pollutants :
Biyolojik olarak ayrışamayan kirleticiler.
Consolidation :
Artan veya devamlı bir yük altında toprağın çökerek oturması ve b ...
constant-rate dilution gauging :
Konsantrasyonu bilinen izleyici bir elemanın suya enjekte edilmes ...
consumptive use :
Bitkiler tarafından alınıp terlemeyle veya doğrudan doğruya bitki ...
contact angle :
Birbirine karışmayan iki akışkan arasındaki yüzey ile sözkonusu a ...
contact spring :
Nispeten geçirimsiz bir ana kaya üzerinde uzanan geçirimli bir fo ...
contamination :
Normal koşullarda suda bulunmayan ve bulunması arzu edilmeyen, su ...
continental hydrology :
Hidrolojinin, su çevriminin karasal fazına ağırlık veren ve kıtas ...
continuity equation :
Akan bir maddenin (örneğin suyun) kütle korunumunu açıklayan eşit ...
continuous stream :
Akışı mekan içerisinde kesintiye uğramayan akarsu.
contour (-line) :
Bir harita üzerinde belirli bir özelliğin sabit olduğu noktaları ...
contracted weir :
Eşiği tüm yatak genişliği boyunca uzanmayan savak.
contraction coefficient :
1) Azaltılmış uzunluk, kesit alanı veya hacmin orijinal uzunluk, ...
Control :
Bir kanalın, üzerindeki bir noktada debi ve seviye arasındaki ili ...
control section :
(1) Tek bir debi-seviye ilişkisi olan akarsu yatağı parçası. (2) ...
control well :
Aküfer testlerinde kullanılan pompaj veya besleme kuyularını diğe ...
convective precipitation :
Atmosferdeki konvektif hareketle oluşan yağış.
conveyance :
Banket dolusu akan bir açık kanalın en kesit alanı ve kanal pürüz ...
correction :
Bilinen hataları hesaba katmak ve böylece gerçek değere daha yakı ...
correlation :
Ölçülebilir iki rasgele değişken arasındaki ilişki veya karşılıkl ...
correlation coefficient :
İki rasgele değişken arasındaki karşılıklı bağımlılık ölçüsü.Çarp ...
correlogram :
Zaman serileri analizinde ordinatta k’nıncı dereceden seri korela ...
coulee :
Birleşik Devletlerin batı eyaletlerinin kuzeyindeki ovalarda yayg ...
covariance :
İki rasgele değişkenin ortalama değerlerine göre alınan birinci ç ...
creek :
Genel olarak bir nehirden daha küçük olup çoğunlukla bir nehrin k ...
crest :
(1) Baraj ve seddelerin tepe noktası veya savak, dolusavak gibi y ...
crest gauge; crest gage (A) :
En yüksek su seviyesini kaydetmekte kullanılan aygıt.
crevasse; crevass (A) :
Bir buzulda oluşan çatlak.
critical capillary head :
Havanın suyu gözeneklerden dışarı iterek gözeneklere girmeye başl ...
critical depth :
Açık bir kanalda kritik akım koşulları altında akan suyun derinli ...
critical discharge :
Bir kanal kesitinden belirli bir derinlikte kritik akım koşulları ...
critical flow :
Belirli bir özgül enerjide debinin maksimum olduğu veya belirli b ...
critical gradient :
Sature haldeki bir toprakta, borulanma ve akışkanlaşmanın başladı ...
critical tractive force :
Bir akarsu yatağında sediment parçacıkları hareketinin başlaması ...
critical velocity :
Akımın laminar akımdan türbülanslı akıma veya bunun tersi yönde d ...
cross-correlation :
Iki stokastik süreç arasındaki ilişki veya karşılıklı bağımlılık.
crossover :
Bir nehrin iki dirsek arasında kalan nispeten kısa ve sığ parçası ...
cross-section (of a stream) :
Bir akarsuyun ana (ortalama) akım istikametine dik olan kesiti.
cryology :
Suyun buz, kar, dolu, sulu sepken vb gibi katı hallerinin incelen ...
Cryosphere :
Dünyadaki toplam buz, kar ve sürekli donmuş kütleler.
culvert :
Yüzey drenaj sularının karayolu, demiryolu, kanal ve diğer yapıla ...
cup-type current meter :
Rotoru kupalara bağlanmış, düşey bir eksende dönmekte olan muline ...
current meter :
Suyun bir noktadaki hızını ölçmede kullanılan alet. Terim gelenek ...
cut-off; cutoff (A) :
(1) Bir akarsu üzerindeki iki noktayı doğrudan doğruya birleştire ...
cyclonic precipitation :
Atmosferde bir alçak basınç merkezinin etkinliği sonucu oluşan ya ...
daily storage :
Olağan işletme koşullarında bir rezervuarda günlük minimum ve mak ...
Dam :
Su biriktirmek veya bir rezervuar oluşturmak amacıyla bir vadinin ...
darcy :
Bakınız:
Darcy's law :
Bir sıvının gözenekli bir ortamdaki özgül debisi ile laminar akım ...
data archiving :
Bazı yedek depolama ortamlarında muhafaza edilmekte olan katalogl ...
data bank :
Genellikle doğrudan erişimli bir depolama aygıtı üzerinde bulunan ...
data collection platform (DCP) :
vericisi bulunan otomatik ölçüm aygıtı.
data collection system :
işleme tesisine iletmek üzere koordine edilmiş sistem.
data processing :
getirilmesi.
datum level :
Bakınız: yüzey
dead storage :
depolama hacmi.
dead water :
Suyun genellikle bir oksijen yetersizliğine neden olan yavaş sirk ...
debris :
Kayalardan koparılmış gevşek malzemeden oluşan her tür birikim. M ...
debris cone :
Bir dağ akarsuyunun ovaya indiği yerde veya akarsu hızının içinde ...
decay rate :
Bir niceliğin, örneğin kirletici bir madde konsantrasyonunun veya ...
deep seepage :
Kök bölgesinin aşağısına ve daha derinde bulunan bir su tablasına ...
degree-day :
Belirli bir günün ortalama sıcaklığı ile referans olarak alınan b ...