eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (S)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
S Harfi 1. Sayfa
safe yield :
Bir yeraltı suyu havzasından veya yüzey su sisteminden istenmeyen ...
Salinity :
Başta sodyum klorür olmak üzere tuzlu su ve deniz suyundaki çözün ...
salt content :
Suda çözünmüş olarak bulunan tuz konsantrasyonu.
salt water :
Tuz konsantrasyonu nispeten yüksek olan (10 000 mg/l'nin üzerinde ...
saltation :
Aralıklı olarak meydana gelen sıçrama ve zıplamalarla akarsularda ...
salt-water intrusion :
Tuzlu bir su kütlesinin tatlı bir su kütlesi alanını işgal ettiği ...
salt-water wedge :
Tatlı bir su kütlesinin altında hareket eden tuzlu su kütlesinin ...
sampling distribution :
İstatistiki bir değerin belirli bir örnekleme şemasına göre seçil ...
sandbox model :
Gözenekli bir ortamı simüle eden bir fiziksel model. Prototipi ol ...
sanding-up :
Bir kuyunun, içerisinde su ihtiva eden bir yapının vb tabanında k ...
saprobic :
Ölü veya çürümekte olan organik maddeyle ilgili.
saturated zone :
Su taşıyan bir materyalin büyük ve küçük tüm gözenekleri suyla do ...
saturation vapour pressure; saturation vapor pressure (A) :
Belirli bir sıcaklıkta havadaki veya atmosferdeki su buharının ol ...
scanner :
Tarama yaparak bir görüntü üreten aygıt.
scanning line :
Yeryüzü üzerinde bulunan ve bir tarayıcı sistemdeki algılayıcının ...
scour :
Akarsular içerisindeki suyun yatak ve banketlerdeki malzemeleri k ...
S-curve :
Herbirinin yağış fazlası bir birim arttırılmış (örneğin T saatte ...
sea-water intrusion :
Deniz suyunun bir kıyı bölgesindeki aküfere girmesi.
secondary data processing :
Tek bir gözlemsel seriden veya seri kombinasyonlarından elde edil ...
secondary hydrometric station :
Asli hidrometrik istasyonlar temel ağını sadece belirli sayıda yı ...
sediment :
Oluştuğu yerden çökeldiği yere kadar su tarafından taşınan maddel ...
sediment concentration :
Su-sediment karışımındaki katı madde ağırlığının toplam karışım a ...
sediment discharge :
Bir akarsuyun belirli bir en kesitindeki sediment boşalımı.
sediment grading :
Nehirler tarafından taşınan sedimentin parçacık büyüklüklerine gö ...
sediment sampler :
Sediment yükünün konsantrasyonunun belirlenmesi amacıyla örnek al ...
sediment yield :
Bir havzadan veya belirli bir yerden belirli bir zaman süresinde ...
Sedimentation :
Suda asılı halde bulunan maddelerin yerçekimi etkisiyle çökelip b ...
sedimentation diameter :
Aynı çöküntü maddesi karışımındaki belirli bir parçacık ile aynı ...
sediment-carrying capacity :
Bir kanalda belirli bir akım tarafından birim zamanda taşınabilec ...
sedimentology :
Su-sediment ilişkilerine ağırlık vererek hidrolojik süreçlerle il ...
Seepage :
1) Suyun gözenekli bir ortamdaki yavaş hareketi. 2) Bir kanal vey ...
seepage face :
Serbest su tablasının altında bulunan bir noktada doygun toprakta ...
seepage spring :
Nispeten büyük bir alan üzerinde geçirimli bir malzemeden çıkan k ...
seepage velocity :
Doygun olmayan gözenekli bir ortamda akım doğrultusuna dik bir dü ...
seiche :
Depremler, rüzgarlar ve atmosferik basınç değişiklikleri tarafınd ...
semi-arid zone :
1) Bitki yetiştirilmesi açısından bazı yıllar yağışları yetersiz ...
semi-pervious boundary :
Geçirgen ve yarı geçirgen bir katman arasındaki sınır.
sensitivity :
Bir değişikliğe karşı gösterilen tepki ile bu değişikliğin uyarıc ...
serial correlation :
Zaman (veya mekan) serilerinin elemanları ile bu elemanlardan zam ...
serial correlation coefficient :
Ana otokorelasyon katsayısının örnek değeri.
settling :
Suda asılı olarak bulunan parçacıkların aşağı doğru hareketi.
settling velocity :
Sedimentasyon sırasında katı parçacıkların maksimum hızı.
sewage :
Bir toplulukta çeşitli şekillerde kullanılarak kirletildikten son ...
shale ice :
İnce bir buz katmanının birbiriyle topaklar oluşturan küçük parça ...
sharp-crested weir :
Üzerinden geçen su sadece eşiğin memba kısmına dokunup geçebilece ...
sheet erosion :
Yağmur sularının sıçraması ve yüzey akışıyla derinliği 30 cm’yi a ...
sheet flow :
Toprak yüzeyinde hemen hemen üniform kalınlıkta nispeten ince bir ...
shifting bed :
Zamanla topoğrafyası değişen akarsu yatağı.
shifting control :
Kanalda oluşan fiziksel değişiklikler nedeniyle seviye-debi ilişk ...
shoal :
1) Bir nehir yatağında doğal yollarla oluşan malzeme birikiminden ...
shore ice :
Sahile yapışmış olarak bulunan, sığ sularda ise karaya oturan yoğ ...
shore-line :
Deniz veya gölün karayla kesiştiği nokta. Kıyı çizgisinin kara ta ...
short-term hydrological forecast :
Bir su kütlesi rejimi elemanıyla ilgili bir tahminin sonuçlanması ...
shower :
Konvektif bulutlardan düşen genellikle kısa süreli ve şiddetli ya ...
shuga :
Yağlı buz veya sulu buzdan bazen de taban buzunun yüzeye çıkmasıy ...
sidelooking airborne radar (SLAR) :
Bütün hava koşullarında gece ve gündüz çalışabilen özellikle araz ...
significance :
Bir etkinin mevcut olmadığını söyleyen hipotez istatistiki analiz ...
sill :
1) Bir nehrin derinliğinin ayarlanması amacıyla su altına inşa ed ...
Silt :
Parçacıklarının çoğu kumdan ince, kilden kalın olan pekişmemiş se ...
silt content :
Su ve siltten oluşan bir karışımda silt ağırlığının siltli su ağı ...
silting-up :
Bir su yolu veya su kütlesi yatağında sediment birikimi ve bu ned ...
Simulation :
Bir modeldeki, örneğin bir su kaynakları sistemi modelindeki bir ...
sink :
Akışkanlar dinamiğinde akım çizgilerinin birbirlerine doğru kıvrı ...
sink hole :
Suyun yeraltındaki bir kireç taşı bölgesinde ortadan kaybolduğu y ...
siphon :
Bir bölümü piyezometre çizgisinin üzerinde uzanan kapalı boru. Bu ...
skewness :
Bir frekans veya olasılık dağılımındaki asimetri.
Skimming :
Üzerinden suyun taşarak aktığı sığ bir aygıt kullanılarak bir aka ...
sleet :
Yağmur ve karın birlikte yağması veya karın yağarken erimesi.
slope (of water surface) :
İki noktadaki su yüzeyleri arasındaki seviye farkının sözkonusu i ...
slope-area method :
Açık kanal hidroliği eşitliklerinin uygulanmasıyla debi tahminind ...
Sludge :
Çeşitli su türlerinden doğal veya yapay işlemler sonucu ayrılarak ...
slush :
Toprak veya buz yüzeylerinde veya şiddetli kar yağışlarından sonr ...
slush ice :
Kısmen sulu kar, taban buzu veya ince buz tabakası topakları veya ...
snow :
Birçoğu dallanmış veya yıldız şeklinde yapıya sahip buz kristalle ...
snow board :
En az 40 cm x 40 cm boyutlarında olup daha önceden birikmiş olan ...
snow course :
Üzerinde belirli aralıklarla yer alan istasyonlarda belirli zaman ...
snow cover :
Toprak üzerinde birikmiş kar.
snow coverage :
Bir havzada karla kaplı alanların toplam havza alanına oranı.
snow density :
Birim hacimdeki kar yığınının kütlesi. Kütleye sıvı su içeriği, h ...
snow depth :
Bir kar tabakasının yüzeyi ile toprak arasındaki düşey mesafe. Ta ...
snow ice :
Kar ve buz karışımının donmasıyla oluşan buz.
snow melt :
1) Karın sıvı suya dönüşümü. 2) Kar erimesi sonucu ortaya çıkan s ...
snow pack :
Normal koşullarda yavaş eriyen ve erken yaz aylarında su veren do ...
snow patch :
Bölgesel daimi kar sınırının yukarısında veya aşağısında bulunan ...
snow pillow :
Antifriz bir çözeltiyle doldurulmuş ve kar örtüsünün su eşdeğerin ...
snow stake :
Kar kalınlığının ölçümünü kolaylaştırmak üzere üzeri ölçeklendiri ...
snow survey :
Bir su toplama havzasını veya belirli bir bölgeyi kaplayan toplam ...
snow tube :
Kar örneği almakta kullanılan bir ucu kapalı bir silindir şeklind ...
snowdrift :
1) Bir arazinin düzensiz şekle sahip bir yerinde rüzgarla üstüste ...
snowfall :
Yakın zamanda belirli bir dönem boyunca biriken taze kar kalınlığ ...
snowflakes :
Kar kristal toplulukları.
snow-gauge; snow gage (A) :
Yağan kar miktarını ölçmek amacıyla tasarlanmış alet.
snow-line :
1) İklimsel kar sınırı: Yazın yüksek dağlarda daimi kar örtüsünün ...
snow-melt flood :
Kış döneminde biriken kar yığınının erimesiyle nehirlerde her bah ...
snow-pack yield :
Yağış ve/veya kar erimesi sonucu toprak yüzeyine gelen ve kar ört ...
sodium absorption ratio (SAR) :
Sodyum iyonlarının toprakla olan değişim reaksiyonlarındaki orans ...
soft water :
Belirgin bir sertliği olmayan su.
soil drainage :
Toprakta bulunan serbest suyun yerçekimi etkisiyle akarak hareket ...
soil moisture :
Toprağın, su tablası üzerinde bulunan bölümünde toprak gözenekler ...
soil moisture content :
Topraktaki nem yüzdesinin kuru ağırlık veya hacim esasına göre if ...