eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (5)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
5. Sayfa
energy balance :
Açık su kütlelerinden veya arazi yüzeylerinden buharlaşma tahminl ...
energy gradient :
Bir borunun (veya kanalın) birim uzunluğunda toplam yükte meydana ...
engineering hydrology :
Uygulamalı hidrolojinin, planlama, tasarım, işletme, mühendislik ...
Entrainment :
Nehir yatağı ve kanal banketlerinde erozyon oluşturan faaliyetler ...
enveloping curve :
Bilinen veri noktalarının çoğunun veya hepsinin içerisinde bulund ...
environmental tracer :
Doğal çevrede bulunan izleyici.
ephemeral lake :
Kurak mevsimlerde veya özellikle kurak yıllarda kuruyan göl.
epilimnion :
Tabakalı bir su kütlesi içerisinde thermoklinin üzerinde yer alan ...
Epper effect :
Muline ve parçalarının ileri doğru hareketiyle oluşan dalga neden ...
equilibrium drawdown :
Pompaj yapılan kuyunun çevresinde statik duruma erişildikten sonr ...
equilibrium line of glacier :
Bir buzul üzerinde bir yıl boyunca meydana gelen kayıp ve birikim ...
equipotential line (or surface) :
Üzerindeki her noktada potansiyelin sabit kaldığı hat (veya yüzey ...
erosion :
Toprağına akan su, buzullar, rüzgar veya dalgalar tarafından aşın ...
error :
(1) Genel anlamda: kaçınılabilir yanlışlık, örneğin kopyalama hat ...
estavel :
Karstik bir bölgede bulunan yeraltı akarsuyu.
estuary :
Bir akarsuyun çıkış ağzının yakınında genellikle geniş olan kısmı ...
Euphotic zone :
Bir su kütlesinin etkin fotosentezi sağlamaya yeterli derecede ış ...
eutrophic lake :
Büyük miktarda besin elemanı, biyojenik madde ve yazın yüksek der ...
Eutrophication :
Suyun, algler ve daha yukarı bitkisel yaşam formlarının gelişmesi ...
evaporation (of water) :
(1) Kaynama noktasının altındaki bir sıcaklıkta serbest bir yüzey ...
evaporation opportunity :
Su ve toprak yüzeylerinde meydana gelen buharlaşma hızının mevcut ...
evaporation pan :
İçerisindeki su seviyesinde buharlaşma faaliyeti sonucu meydana g ...
evaporation rate :
Belirli bir su yüzeyinden birim zamanda buharlaşan su miktarı.
evaporimeter :
Belirli bir zaman aralığında buharlaşarak atmosfere karışan su mi ...
Evapotranspiration :
Buharlaşma ve bitkilerin terlemesi ile topraktan atmosfere aktarı ...
evapotranspirometer :
Evapotranspirasyonu ölçen alet.
exorheic :
Açık denizlere boşalan.
expected value :
Gerçek değere en çok yaklaşan değer. Çeşitli veya birçok hesaplam ...
experimental basin :
Doğal koşulları bilerek değiştirilmiş olan ve yapılan bu değişikl ...
exsurgence :
Karstik bir arazide yer alan ve daha yukarı bir seviyedeki bir çö ...
extreme value distribution :
Bir örnekteki en büyük (en küçük) gözlem değerinin olasılık dağıl ...
extreme value series :
Kayıtlar arasından eşit zaman aralıkları esas alınarak seçilmiş e ...
fall :
(4) Bir akarsu üzerindeki bir noktada belirli bir sürede su seviy ...
fall velocity :
Su, hava veya havadaki yağmur damlaları içerisindeki düşen katı p ...
falling limb :
Bir hidrografta debinin pik noktadan aşağıya düşmekte olduğu kısı ...
fallout :
Özellikle radyoaktif malzemenin atmosferden gelerek birikmesi.
fall-stage-discharge relation :
Açık bir kanalda değişik kabarma eğrileri etkisi altında su yüzey ...
false colour picture; false color picture (A) :
Belirli nesne ve materyallerin daha iyi seçilebilmesi için renkle ...
fast ice :
kalınlığa erişebilen deniz buzu.
fault spring :
Derinde bulunan ve bir çatlaktan yükselen yeraltı suyu ile beslen ...
fetch :
İçinde rüzgar tarafından okyanus, göl ve rezervuar dalgaları oluş ...
field :
İçerisindeki her noktanın bir skalar(örneğin basınç), vektör(örne ...
field capacity :
Yerçekimi suyu uzaklaştıktan sonra toprakta kalan su miktarı.
Filtration :
Bir sıvının, içerisinde bulunan askı maddeleri veya kolloidal mad ...
Fines :
Bir kaya veya topraktaki kil ve silt parçaları
fingering :
Akım dengesizliği nedeniyle oluşan (parmaklar şeklindeki) düzensi ...
firm yield :
Bir rezervuarın ömrü boyunca garanti edilebilen minimum verim.
firn (snow) :
Erime ve yeniden donma veya süblimasyon ve kristalleşme gibi çeşi ...
firn line :
Bir buzulun erime alanını birikme alanından ayıran sınır.
fissure spring :
Geniş çatlak veya kırıktan çıkan kaynak.
fissured rock model :
Topraktaki akışı birbirinden eşit uzaklıkta çatlakları bulunan pa ...
five-point method :
H derinliğindeki bir akarsudaki düşey kesitteki ortalama hızın su ...
flash flood :
Nispeten yüksek bir pik debisi olan kısa süreli taşkın.
flashy stream :
Ani taşkınları taşımak durumunda kalan akarsu.
flat-V weir :
Uzunluğuna profili üçgen veya başka bir şekilde olan geniş tabanl ...
float :
Destekli, kısmen veya tamamen suya batırılmış, düşey hareketiyle ...
float gauge; float gage (A) :
Esas olarak suyun yüzeyinde hareket eden, suyla birlikte yükselip ...
floating pan :
Bir su kütlesi üzerinde yüzen buharlaşma tavası.
flood :
(1) Bir akarsudaki su seviyesinin genellikle kısa bir sürede pik ...
flood channel :
(1) Taşkın sularını taşıyan kanal. (2) Yüksek akım dönemlerinde s ...
flood control :
Arazilerin taşkından korunması veya taşkının neden olacağı zararl ...
flood control reservoir :
Taşkın sularının geçici olarak depolanması ve mansaptaki kanal ko ...
flood control works :
Bir akarsuyun belirli bir yatakla sınırlandırılması veya planlanm ...
flood crest :
Bir kanaldaki taşkın sırasında su seviyesinin eriştiği en yüksek ...
flood forecasting :
Bir akarsu yatağı üzerinde belirlenen bir noktada yağıştan ve/vey ...
flood frequency :
Belirli bir debi veya seviyenin üzerindeki bir taşkının belirli s ...
flood marks :
Bir yapının veya nesnelerin üzerinde kalmış olup taşkınların eriş ...
Flood plain :
Bir akarsu boyunca uzanan ve sadece akarsudaki akım yatağın su ta ...
flood probability :
Belirli bir yılda, belirli bir seviye veya debiye eşit veya bu se ...
flood proofing :
Taşkın riski olan bir alanda taşkın zararını önlemek için kullanı ...
flood routing :
Bir nehir kolundan veya bir rezervuardan geçen bir taşkın dalgası ...
flood warning :
Belirli bir istasyon veya belirli bir nehir havzasında yakın bir ...
flood wave :
Bir yağış dönemi, kar erimesi, baraj yıkılması veya hidroelektrik ...
flooded area :
Akarsu akımı bir kanalın taşıma kapasitesini aştığında veya mansa ...
flooding :
(1) Bir akarsu veya diğer bir su kütlesinin kendisini doğal olara ...
floodwall :
Taşkın önleme amacıyla bir akarsuyu sınırlandırmak üzere yapılmış ...
floodway :
Taşkın suyu fazlasını (akarsu içerisinde güvenle taşınabilecek mi ...
flow net :
Akım ve eşpotansiyel çizgilerinden oluşan sistem. Komşu eşpotansi ...
flow pattern :
Belirli bir andaki akım çizgileri seti.
flow velocity :
Hareket eden bir sıvının, örneğin suyun bir noktadaki hız ve yönü ...
flow-duration curve :
Kronolojik sıra dikkate alınmaksızın bir akarsuyun akımının veril ...
flowmeter :
Bir boru veya açık bir kanalda debinin ölçülmesinde kullanılan al ...
flowmeter logging :
Özel olarak geliştirilmiş, düşük hızları ölçebilen muline benzeri ...
fluid line :
Hareketli bir akışkan sürekliliği içerisinde belirli bir akışkan ...
fluidization :
Hareketli bir sıvı içerisinde askıda duran ve sıvıyla birlikte ha ...
flume (measuring flume) :
Debi ölçümünde kullanılabilen ve belirgin bir şekilde tanımlanmış ...
flushing :
Akış hızının yetersizliği nedeniyle boru, lağım veya haznelerde b ...
fluvial dynamics :
Yüzey akış hidrolojisinin nehir yatağı malzemeleri üzerinde etki ...
fluvial morphology :
Yatak ve taşkın yatakları formasyonu ve su etkinliğiyle oluşan ak ...
foehn :
Genellikle bir dağın rüzgar almayan tarafında havanın alçalmasıyl ...
ford :
Bir akarsuyun araçla veya yaya olarak geçilebildiği sığ yer.
forebay :
Bir cebri boru veya iletim boru hattının başında yer alan havuz v ...
forecast :
Gelecekte oluşacak bir olayın meydana gelmesiyle ilgili istatisti ...
forecast (warning) lead time :
Bir tahminin yayınlanması (uyarısı) ile tahmine esas unsurun meyd ...
forecast updating :
Bir nicelikle ilgili olarak daha önceden yapılmış bir tahminin, t ...
forecast verification :
Tahmin hatalarının istatistiksel analizi yoluyla bir tahminin has ...
forecasting error :
Bir tahminle gözlenen değer arasındaki fark.
fork :
İki veya daha fazla akarsuyun daha büyük bir akarsuyu oluşturarak ...
fossil water :
Eski zamanlarda jeolojik bir dönemde şu andakinden farklı iklimse ...
fracture porosity :
Normal durumda daha geçirimsiz olan bir kayanın kırılması veya pa ...