eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
TDK Biyoloji Terimleri Sözlüğü (90)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
TDK Biyoloji Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
TDK Biyoloji Terimleri Sözlüğü (90. Sayfa)
oksijenli solunum
:
(Yun. aer: hava bios: hayat) Havadan oksijen alınarak karbohidrat
...
oksinler
:
Çeşitli bitki büyüme hormonları. İndol asetik asit (IAA) doğada e
...
oksipital kemik
:
Bakınız: art kafa kemiği
oksipital kondil
:
Memelilerin ve iki yaşamlıların kafatasının arkasında, omurganın
...
oksipital lop
:
Beyin yarım kürelerinin art kısmı.
oksitaksi
:
(Yun. oxys: keskin taxis: düzenleme) Oksijenle uyarmaya cevap ola
...
oksitosin
:
(Yun. oxys: keskin tokos: doğum) Hipofiz bezinin art lobundan (nö
...
oksitropizm
:
(Yun. oxys: keskin trope: dönme) Oksijenle cezbedilen organ ya da
...
oksotrof
:
(Yun. auxein: artırmak trophe: besin) Ana baba suşlarında bulundu
...
oksotrof mutant
:
(Yun. auxein: artırmak trophe: besin) Ana babasında bulunduğu hâl
...
oksotrof organizma
:
(Yun. auxein: artırmak trophe: besin) Belli bir maddeyi kendisi s
...
oksotrofık mutasyon
:
(Yun. auxein: artırmak trophe: besin) Organizmanın büyüyebilmesi
...
okta
:
Yunanca sekiz anlamına gelen ön ek.
oktamer
:
(Yun. okta: sekiz meros: parça) Sekizli olarak düzenlenmiş parçal
...
oktopot
:
(Yun. okta: sekiz pous: ayak) Sekiz tane ayak, kol ya da dokunacı
...
okuma çerçevesi
:
mRNA'daki başlangıç kodonundan bitirme kodonuna doğru olan nükleo
...
oküler
:
1. Gözle görebilme. 2. Işık mikroskoplarında gözle bakılan mercek
...
oküler plâk
:
Denizkestanelerinde ambulakral bölgenin amis yakınında sonlandığı
...
okyanus fırtına kuşu
:
Fırtına kuşları (Tubinares) takımının, fırtına kuşugiller (Procel
...
okzalat
:
Bakınız: okzalik asit
okzalik asit
:
Sidikte kristaller hâlinde bulunan ve birçok bitkilerde de ara ür
...
okzalik asit fermentasyonu
:
Aspergillus niger ve Penicillum glaucum gibi küf mantarlarının ok
...
okzaloasetat
:
Bakınız: okzaloasetik asit
okzaloasetik asit
:
Trikarboksilik asit devresine (Krebs Devri) giren, asetil CoA'dan
...
okzalosüksinat
:
Bakınız: okzalosüksinik asit
okzalosüksinik asit
:
Trikarboksilik asit devrine giren altı karbonlu karboksilik asit.
...
olasılık
:
Herhangi bir biyolojik olayın tekrarlanma şansı. Örneğin: Kalıtsa
...
Olea europaea
:
Bakınız: zeytin
Oleaceae
:
Bakınız: zeytingiller
oleik asit
:
Hücre zarlarının yapısında bol bulunan 18 karbonlu doymamış bir y
...
olein
:
Bitkilerde ve hayvanlarda bulunan, normal sıcaklıkta sıvı hâlde o
...
oleoplâst
:
(Yun. plastos: şekillenmiş elaion: yağ) Bitki hücrelerinde, içind
...
oleozom
:
(Yun. elaion: yağ soma: vücut) Hint yağı tohumunda olduğu gibi to
...
olfaktoryal epitel
:
Bakınız: koku alma epiteli
olfaktör bölge
:
İnsanda burun boşluğu içinde, yalancı tabakalı epitelden oluşan,
...
Olgun
:
Büyüme ve gelişmesini tamamlayarak ergin evreye ulaşmış. Matür.
olgunlaşma
:
Tam bir şekilde farklılaşmış ve işlevsel duruma geçmiş olan ergin
...
olgunlaşma faktörü
:
Olgunlaşmamış yumurtada mayozun başlamasına yol açan, memeli ve d
...
olgunlaşma proteini
:
Bakınız: A proteini
olgunlaşmamış RNA
:
1. Yeni oluşmakta olan RNA. 2. Meydana geldikten sonra herhangi b
...
olgunlaşmış kemik
:
Bakınız: ikincil kemik
Oligo
:
Yunanca az ya da birkaç anlamına gelen ön ek.
Oligochaeta
:
Bakınız: solucanlar
oligodentrosit
:
(Yun. oligos: az dendron: ağaç kytos: boşluk) Merkezî sinir siste
...
Oligodon melanocephalus septentrionalis
:
Bakınız: karabaş yılan
Oligodontidae
:
Bakınız: az dişligiller
oligofag
:
(Yun. oligos: az phagein: yemek) Ancak birkaç çeşit besinle besle
...
oligolesital
:
(Yun. oligos: az lekithos: vitellüs) Vitellüsü çok az olan yumurt
...
oligomer
:
(Yun. oligos: az meros: parça) Az sayıda monomerden oluşan molekü
...
oligonükleotit aracılığı ile mutagenez
:
İn vitro olarak sentetik oligonükleotitler kullanılarak istenilen
...
oligopoz
:
(Yun. oligos: az) Çevre şartlan kötüleştikten belirli bir süre so
...
oligosakkarit
:
Sadece birkaç monosakkarit biriminden oluşan molekül.
Oligosen
:
(Yun. oligos: az kainos: yakın) Tersiyerde 38 milyon yıldan 25 mi
...
Oligospermi
:
Sperm sayısının dölleme sınırının altında olması durumu.
oluklu kertenkele
:
Pullu sürüngenler (Squamata) takımından, Türkiye'de yaşayan, boyl
...
oluklu zehir dişliler
:
(Yun. solen: oluk glyphein: oymak) Sürüngenler (Reptilia) sınıfın
...
Omentum
:
İç organlara bağlı ya da serbest olan periton katlanması.
ommatidyum
:
Böceklerde ve kabuklularda petek (mürekkep) gözü meydana getiren
...
Omni
:
Yunanca hep anlamına gelen ön ek.
omnivor
:
Hem bitki hem hayvan yiyerek beslenen canlılar.
omur
:
Omurgayı oluşturan kemik ya da az çok kıkırdaklı parçaların her b
...
omur deliği
:
Omurların ortasında bulunan ve içinden omuriliğin geçtiği omurili
...
omurga
:
Hayvanların sırt bölgesinde bulunan ve eğe kemikleri ile etraf is
...
omurgalılar
:
İkincil ağızlılardan (Deuterostomia), kordalılar (Chordata) alt f
...
omurgasızlar
:
(Lat. Invertebrata, in: sız vertebra: omur) Bugün artık hayvanlar
...
omurilik
:
Omurga içinde bulunan kanal boyunca uzanan sinir dokusu.
omurilik gangliyonu
:
(Yun. ganglion: küçük şiş, ur) Motor sinirlerinin omuriliğin art
...
omurilik merkez kanalı
:
Omurganın ortasından geçen ve içinde omurilik uzanan kanal. Epend
...
omurlar arası disk
:
Omurlar arasında bulunan ve yastık görevi yapan, çevresi (annulus
...
omuz
:
Ön kolların bağlı olduğu omuz kemerinin bulunduğu bölge.
omuz kemeri
:
Bakınız: göğüs kemeri
on ayaklılar
:
(Yun. deka: on pous: ayak) Eklem bacaklı hayvanlardan, gerçek ekl
...
on çizgili yılan
:
Pullu sürüngenler (Squamata) takımının, su yılanıgiller (Colubrid
...
on iki telli cennet kuşu
:
Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, cennet kuşugiller (Paradi
...
Oncopeltus fasciatus
:
Bakınız: onkopeltus
onikiparmak bağırsağı
:
İnce bağırsağın, midenin bitiş yerinden jejunuma kadar uzanan böl
...
onikoforlar
:
(Yun. onykhos: tırnak phoros: taşıyan) Eklem bacaklı hayvanlardan
...
onkogen
:
(Yun. onkos: kitle genos: soy) Protoonkogenlerin mutasyona uğrama
...
onkogenez
:
(Yun. ongkos: çengel genesis: soy) Tümör oluşması.
Onkoloji
:
(Yun. onkos: yığın, kitle logos: bilim) Kanser bilimi tümör bilim
...
onkopeltus
:
Eş kanatlılar (Homoptera) takımına gken ve deney hayvanı olarak l
...
onkosfer
:
Bakınız: kancalı küre
onkovirüsler
:
Retrovirüslere dahil bir grup virüs.
ontogenez
:
Bakınız: ontogeni
Ontogeni
:
(Yun. on: oluş genesis: ata) Bireyin geüşmesi ve büyümesi olayı.
...
Onycophora
:
Bakınız: onikoforlar
oogamet
:
(Yun. oon: yumurta gamos: evlenme) Dişi gamet. Özellikle zigot iç
...
oogami
:
(Yun. oon: yumurta gamos: evlenme) Genellikle büyük hareketsiz di
...
oogenez
:
Bakınız: yumurta oluşması
oogonyum
:
Bakınız: yumurta ana hücresi
ookist
:
(Yun. oon: yumurta kystis: kese) Bir hücreli sporozoonlarda konju
...
oolemma
:
Bakınız: vitellüs zarı
oomisetler
:
(Yun. oon: yumurta mykes: mantar) Her zoosporunun iki kamçısı ola
...
ooplâzma
:
(Yun. oon: yumurta plasma: şekil) Yumurta hücresinin sitoplâzması
...
oosfer
:
(Yun. oon: yumurta sphaira: yuvarlak) Özellikle oomiset mantarlar
...
oosit
:
(Yun. oon: yumurta kytos: boşluk) Dişi eşey organında eşey hücrel
...
oospor
:
(Yun. oon: yumurta sporos: tohum) Oomiset mantarlarda, alglerde v
...
ooteka
:
(Yun. oon: yumurta theke: kılıf) Bazı böceklerin yumurta kılıfı.
ootip
:
(Yun. oon: yumurta typos: kalıp) Yassı solucanların dişi üreme si
...
ootit
:
Yumurta olgunlaşırken bir oositten oluşan dört hücreden biri.