eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (12)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
12. Sayfa
shore ice :
Sahile yapışmış olarak bulunan, sığ sularda ise karaya oturan yoğ ...
shore-line :
Deniz veya gölün karayla kesiştiği nokta. Kıyı çizgisinin kara ta ...
short-term hydrological forecast :
Bir su kütlesi rejimi elemanıyla ilgili bir tahminin sonuçlanması ...
shower :
Konvektif bulutlardan düşen genellikle kısa süreli ve şiddetli ya ...
shuga :
Yağlı buz veya sulu buzdan bazen de taban buzunun yüzeye çıkmasıy ...
sidelooking airborne radar (SLAR) :
Bütün hava koşullarında gece ve gündüz çalışabilen özellikle araz ...
significance :
Bir etkinin mevcut olmadığını söyleyen hipotez istatistiki analiz ...
sill :
1) Bir nehrin derinliğinin ayarlanması amacıyla su altına inşa ed ...
Silt :
Parçacıklarının çoğu kumdan ince, kilden kalın olan pekişmemiş se ...
silt content :
Su ve siltten oluşan bir karışımda silt ağırlığının siltli su ağı ...
silting-up :
Bir su yolu veya su kütlesi yatağında sediment birikimi ve bu ned ...
Simulation :
Bir modeldeki, örneğin bir su kaynakları sistemi modelindeki bir ...
sink :
Akışkanlar dinamiğinde akım çizgilerinin birbirlerine doğru kıvrı ...
sink hole :
Suyun yeraltındaki bir kireç taşı bölgesinde ortadan kaybolduğu y ...
siphon :
Bir bölümü piyezometre çizgisinin üzerinde uzanan kapalı boru. Bu ...
skewness :
Bir frekans veya olasılık dağılımındaki asimetri.
Skimming :
Üzerinden suyun taşarak aktığı sığ bir aygıt kullanılarak bir aka ...
sleet :
Yağmur ve karın birlikte yağması veya karın yağarken erimesi.
slope (of water surface) :
İki noktadaki su yüzeyleri arasındaki seviye farkının sözkonusu i ...
slope-area method :
Açık kanal hidroliği eşitliklerinin uygulanmasıyla debi tahminind ...
Sludge :
Çeşitli su türlerinden doğal veya yapay işlemler sonucu ayrılarak ...
slush :
Toprak veya buz yüzeylerinde veya şiddetli kar yağışlarından sonr ...
slush ice :
Kısmen sulu kar, taban buzu veya ince buz tabakası topakları veya ...
snow :
Birçoğu dallanmış veya yıldız şeklinde yapıya sahip buz kristalle ...
snow board :
En az 40 cm x 40 cm boyutlarında olup daha önceden birikmiş olan ...
snow course :
Üzerinde belirli aralıklarla yer alan istasyonlarda belirli zaman ...
snow cover :
Toprak üzerinde birikmiş kar.
snow coverage :
Bir havzada karla kaplı alanların toplam havza alanına oranı.
snow density :
Birim hacimdeki kar yığınının kütlesi. Kütleye sıvı su içeriği, h ...
snow depth :
Bir kar tabakasının yüzeyi ile toprak arasındaki düşey mesafe. Ta ...
snow ice :
Kar ve buz karışımının donmasıyla oluşan buz.
snow melt :
1) Karın sıvı suya dönüşümü. 2) Kar erimesi sonucu ortaya çıkan s ...
snow pack :
Normal koşullarda yavaş eriyen ve erken yaz aylarında su veren do ...
snow patch :
Bölgesel daimi kar sınırının yukarısında veya aşağısında bulunan ...
snow pillow :
Antifriz bir çözeltiyle doldurulmuş ve kar örtüsünün su eşdeğerin ...
snow stake :
Kar kalınlığının ölçümünü kolaylaştırmak üzere üzeri ölçeklendiri ...
snow survey :
Bir su toplama havzasını veya belirli bir bölgeyi kaplayan toplam ...
snow tube :
Kar örneği almakta kullanılan bir ucu kapalı bir silindir şeklind ...
snowdrift :
1) Bir arazinin düzensiz şekle sahip bir yerinde rüzgarla üstüste ...
snowfall :
Yakın zamanda belirli bir dönem boyunca biriken taze kar kalınlığ ...
snowflakes :
Kar kristal toplulukları.
snow-gauge; snow gage (A) :
Yağan kar miktarını ölçmek amacıyla tasarlanmış alet.
snow-line :
1) İklimsel kar sınırı: Yazın yüksek dağlarda daimi kar örtüsünün ...
snow-melt flood :
Kış döneminde biriken kar yığınının erimesiyle nehirlerde her bah ...
snow-pack yield :
Yağış ve/veya kar erimesi sonucu toprak yüzeyine gelen ve kar ört ...
sodium absorption ratio (SAR) :
Sodyum iyonlarının toprakla olan değişim reaksiyonlarındaki orans ...
soft water :
Belirgin bir sertliği olmayan su.
soil drainage :
Toprakta bulunan serbest suyun yerçekimi etkisiyle akarak hareket ...
soil moisture :
Toprağın, su tablası üzerinde bulunan bölümünde toprak gözenekler ...
soil moisture content :
Topraktaki nem yüzdesinin kuru ağırlık veya hacim esasına göre if ...
soil moisture deficit :
Toprağın tarla kapasitesi ile mevcut toprak nemi arasındaki fark.
soil moisture equivalent :
30 dakika süreyle yerçekimi kuvvetinin 1000 katı büyüklükte bir m ...
soil moisture probe :
Toprak neminin ölçümünde kullanılan sonda.
soil moisture profile :
Toprak neminin derinlikle değişimini gösteren eğri.
soil moisture retention :
Toprak neminin yüzey gerilimi ve moleküler güçlerle yerçekimi etk ...
soil moisture tension :
Gözenekli ortam duvarı veya zarı içerisinde toprak suyu ile hidro ...
soil salinization :
Suyun topraktan buharlaşma ve terleme yoluyla ayrılması sırasında ...
soil water :
Toprağın en üstteki kuşağında veya toprak yüzeyine yakın havalanm ...
solitary wave :
Tek salınımlı dalga.
solubility :
Çözünmemiş bir erir maddenin belirli bir sıcaklık ve basınç altın ...
sounding (hydrometry) :
Bir halat, çubuk veya başka bir araçla su derinliğinin ölçülmesi.
sounding pole :
Su derinliğini ölçmekte kullanılan üzeri ölçülendirilmiş direk ve ...
sounding weight :
Akarsularda derinlik ve/veya hız ölçümü sırasında bir sondaj hala ...
source :
1) Bir nehrin başlangıç noktası. 2) Akışkanlar dinamiğinde akım ç ...
specific absorption :
Birim yük artışı altında birim zamanda bir beslenme kuyusuna gire ...
specific capacity :
Denge durumunda bir kuyunun debisinin su seviyesindeki düşmeye or ...
specific discharge (from a basin) :
Birim alandane gelen su miktarı.
specific discharge (of groundwater) :
Akım istikametine dik birim kesit alanından geçen yeraltı suyu de ...
specific drawdown :
Birim boşaltıma karşılık su seviyesinde meydana gelen alçalma.
specific energy :
Serbest yüzeyin yatak üzerindeki yüksekliği ile kesitteki ortalam ...
specific groundwater runoff :
Bir yeraltı suyu havzası veya bir aküferin birim alanından geçen ...
specific humidity :
Nemli havadaki su buharı kütlesinin toplam nemli hava kütlesine o ...
specific retention :
Hacim yüzdesi olarak ifade edilen tarla kapasitesi.
specific storage :
Birim yük değişiminde aküferin birim hacminden yeraltı suyu depol ...
specific yield :
Başlangıçta doygun durumda olan gözenekli bir ortamdan yerçekimi ...
spectral band :
Elektromanyetik spektrum içerisinde iki dalga boyu, frekans veya ...
spill :
Bir dolusavaktan veya dolusavak üzerinden geçen akış.
spillway :
Taşkın suları fazlasının üzerinden aktığı yapı.
spillway capacity :
Bir dolusavağın geçirmesi tasarlanan maksimum debi.
spillway design flood :
1) Bir baraj dolusavağının projelendirilmesinde kullanılan taşkın ...
splash :
Yer yüzeyine erişen yağmur damlalarının dağılması ve yere çarpıp ...
spreading :
Yeraltında su depolanmasını sağlamak amacıyla yapay olarak suyun ...
spring :
Bir kaya veya topraktan çıkan suyun arazi yüzeyine veya bir yüzey ...
spring tapping :
Kaynak suyunun boru ve kanallarda toplanması.
spring tide :
Tam ay ve yeni ay zamanlarında meydana gelen büyük genlikli gelgi ...
sprinkling :
Yukarıdan serbestçe düşen su damlalarıyla yapılan sulama.
spur :
Bir nehrin kıyısından başlayarak akış yönüne dikey doğrultuda inş ...
spurious error :
Hatalı olduğu kesinlikle bilinen değer. Örneğin insan hataları ve ...
squall :
Rüzgar hızında oldukça büyük bir değişimle karakterize edilen, an ...
squall line :
Bazen dikkate değer genişlik ve uzunlukta olan, içerisinde skol o ...
stable (unstable) reach :
Bir akarsu parçasının sabit kalan (sabit kalmayan) parçası.
stable channel :
Önemli bir zaman süresi boyunca yatağı ve kenarları farkedilir şe ...
staff gauge; staff gage (A) :
Akarsu, rezervuar, göl vb yerlerde su yüzeyi seviyesinin gösteril ...
stage :
Bir akarsu, göl veya rezervuarın (veya yeraltı suyu gözlem kuyusu ...
stage-discharge relation :
Bir nehir en kesitinde bir eğri, tablo veya eşitlik(ler) le ifade ...
stagnant water :
Bir nehir, göl, havuz veya yeraltı suyunun içerisinde su akmayan ...
standard deviation :
Bir frekans dağılımının veya bir değerler setinin dağılma ölçüsü ...
standard error :
Bir istatistiğin örnekleme dağılımının varyansının pozitif kare k ...
standard error of estimate (s.e.e.) :
Gözlemle elde edilmiş değerlerin bir regresyon çizgisine göre hes ...
standard project flood :
Son derece nadir rastlanan durumlar haricinde, ilgili coğrafik bö ...