eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (10)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (10. Sayfa)
gezici tiyatro
:
Belli yerleşik bir düzeni olmayan, kentten kente, köyden köye gez
...
gezinti yeri
:
Bir tiyatro yapısında seyircilerin gezmeleri için ayrılmış yer.
gılama
:
Tiyatro konuşmasında «r» harfini «ğ» ya da «v» biçiminde söyleme.
giriş hecesi
:
Tiyatro konuşmasında bir tümcenin ya da sözcüğün ilk hecesi.
giriş kesimi
:
Oyunun eylemi başlamadan önce serimi ya da açıklamaları kapsayan
...
giriş müziği
:
Oyunun başladığını belirten ve girişi sağlayan müzik parçası.
giriş salonu
:
Bir tiyatro yapısında, seyir yerine girmeden önce yer alan salon.
giriş yüzü
:
Bir tiyatro yapısının giriş yüzü.
giriz
:
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda «oyun» karşılığında kullanılan terim.
girmelik
:
Bir tiyatroya giriş için ödenen ücret.
gişe işletmek
:
(Doğaçlama) Türk doğaçlama tiyatrosunda gösteri yoluyla kazanç sa
...
giydiri
:
Oyuncuları giydiren görevli.
giyinme çadırı
:
Sirk sanatçılarının gösteriye hazırlandıkları çadır.
giyinme odası
:
Sanatçıların tiyatroda giysilerini giyip çıkardıkları oda.
Giysi
:
Oyuncuların rol gereği giydikleri giysi.
giysi arabası
:
Sanatçıların giysilerinin bulunduğu araba.
giysi bekleyici
:
Seyircilerin palto, şapka, baston, şemsiye gibi eşyalarının korun
...
giysi çizelgesi
:
Oyun için kullanılacak giysilerin renk, biçim ve özellik açısında
...
giysi denemesi
:
Oyuncuların belli bir oyun için giyecekleri giysilerin dekor ve ı
...
giysi gösterisi
:
Son biçimini alıp tamamlanmış giysilerin, oyun dışı son kez oyunc
...
giysi işleri yöneticisi
:
Tiyatronun giysiye ilişkin işlerinden sorumlu kişi.
giysi işliği
:
Tiyatroda giysilerin biçilip dikildiği yer.
giysi korunağı
:
Oyun giysilerinin korunup saklandığı yer.
giysi takısı
:
Oyunlarda giysiler için gerekli olan ve oyun kişisini belirleyen
...
giysi tasarımcısı
:
Yönetmenin yorumuna uygun olarak, bir oyunun giysilerini tasarlay
...
giysi taslağı
:
Oyuncuların rol gereği giyecekleri giysilerin biçimlerini, renkle
...
giysili kadın dansçı
:
Olması gerekenden başka bir kılıkta sahneye çıkan dansçı.
giysilik
:
Sürekli olarak kullanılan tiyatro giysilerinin saklandığı yer.
giysilik sorumlusu
:
Giysiliğin düzeninden, ve giysilerin korunmasından, onarılmasında
...
Giz
:
Kentsoylu tiyatrosunun «iyi kurulu oyun» anlayışında, seyirciye b
...
gizleyici
:
Kulisi gizlemede kullanılan pano.
gliman
:
Ortaçağ'da halk türküleri söyleyip öyküler anlatan bir tür Anglos
...
gök
:
Dekor gök için kullanılan sözcük.
gök gürültüsü arabası
:
Gök gürültüsü sesi çıkartmaya yarayan arabaya benzeyen aygıt.
gök gürültüsü aygıtı
:
Gök gürültüsü sesi veren aygıt.
gök gürültüsü davulu
:
Gök gürültüsü sesi için kullanılan özel davul.
gök gürültüsü etmeni
:
Sahnede gök gürültüsü sesi.
gök gürültüsü levhası
:
Gök gürültüsü sesi vermede kullanılan 1.20 m. uzunlukta ve 60 cm.
...
gök gürültüsü sandığı
:
Sahnede gök gürültüsü sesini vermede kullanılan özel yapısı olan
...
gökkuşağı tekerleği
:
Tiyatroda gökkuşağının değişken renklerini sağlayan etmen aygıtı.
gölge oyunu
:
Patiska bir gergi arkasında yakılan ışıktan yararlanılarak, derid
...
gölge resim
:
Sahnede, geriden ışık verilerek gergi üzerinde sağlanan insanın y
...
görevli yazar
:
Özellikle Alman tiyatrosunda, belirli bir aylık karşılığında, tiy
...
görgü dansı
:
Değişik dönemlerde moda olarak çıkan dansların tümüne verilen ad.
görsel etmenler
:
Işıklama aygıtlarıyla yapılan sahne etmenleri. Göze yönelen, ışık
...
görünge
:
Geriye, gözerimine doğru ufalan düzeniyle ilk kez Rönesans'ta bil
...
görünge planı
:
Dekordaki duvarların, girişlerin, pencerelerin, eşyaların yerleri
...
görüngeli sahne
:
İlk kez on altıncı yüzyılın başlarında İtalya'da Bramante ile Per
...
görüntü etmeni
:
Bir görüntü (hayalet) sahnesinde olağanüstülüğü vurgulamakta kull
...
görüntüalıcı
:
Sonradan göstermek üzere görüntüleri bir şerit üzerine kaydeden a
...
görüntüsel dekor
:
Oyun gereği ve oyun yorumu uyarınca sahne gerisindeki gergiye res
...
gösterge ışığı
:
Bir çevirgeçte ya da karartıcıda bulunan, aygıta akım verildiğind
...
gösteri
:
Bir oyunun bir yönetmen önderliğinde, yeterli sayıda çalışmadan s
...
gösteri evi
:
Dramatik oyunların çalışıldığı, kotarıldığı ve oynandığı yapı.
gösteri geçidi
:
Sirk sanatçılarının kimi hayvanlar ve araçlarıyla halkın önünden
...
gösteri hayvanı
:
Gösteri yapacak duruma gelmiş sirk hayvanı.
gösteri sorumlusu
:
Gösterilerin, sırasından ve bunların düzenli bir biçimde gerçekle
...
gösteri tutanağı
:
Her oyundan sonra sahne yetkilisinin düzenlediği, gösteri sırasın
...
gösterici
:
Oyun alanındaki gergi üzerine görüntüleri yansıtan aygıt.
gösterim
:
Sahnede, alanda ya da gergi üzerinde oynanan, göz ve kulağa yönel
...
gösterişsiz rol
:
Bir oyunda oyuncuyu ön plana çıkarmayan ikincil rol.
göstermeci tiyatro
:
Tiyatronun tiyatro, oyunun oyun olduğunu vurgulayan, kişileri ve
...
göstermelik
:
Türk gölge oyunu'nda, oyuna başlamadan önce gergi arkasına konula
...
gövde ağırlığı
:
Dansçının gövde ağırlığı.
gövde simgesi
:
Gövde duruşlarını saptayan simge.
gözbağcı
:
El çabukluğu ve ustalıkla gerçekte olmayan bir şeyi oluyor gibi g
...
gözetleme deliği
:
Perdeden ya da kulisten salona açılmış olan ve seyircileri gözetl
...
gözleri bağlı yürüme
:
Türk cambazının bir becerisi: ip üstünde gözleri bağlı yürüme ust
...
gözlü vida
:
Sahnede halat geçirilerek dekoru tutan büyük vida.
gracioso
:
İspanyol halk tiyatrosunda gülünçlükler yapan uşak tipi.
gran komik
:
(Doğaçlama) Türk doğaçlama tiyatrosunda baş komik rolünü oynayan
...
grek perdesi
:
Çerçeve sahneli tiyatrolarda, en çok kullanılan yanlara doğru açı
...
grotesk
:
Tiyatro da karikatürleştirme işleminin özü olan grotesk, seyirciy
...
grotesk tiyatro
:
Yirminci yüzyılın başlarında, İtalya'da Birinci Dünya Savaşı'nın
...
güç saptama simgesi
:
Dansçının gücünü belirten simge.
güçlü adam
:
Zor olan ve güç gerektiren hareketleri yapan becerili kişi. bk. z
...
güçlü ses
:
Yeğinlik yönünden bir sesin güçlü olması.
güçsüz ses
:
Yeğinlik yönünden etkisi az olan ses.
güdü
:
Kaynağı, dürtüde olduğu gibi duygu olmayıp us olan neden.
gül söyleşmesi
:
Hacivat'ın ağdalı Osmanlıca konuşmasını yanlış anlayarak onu halk
...
Güldürü
:
Güldürücü nitelikleri olan oyun türlerinin tümü.
güldürü oyuncusu
:
Güldürü türündeki oyunlarda basan kazanıp ün yapmış oyunculara ve
...
güldürücü
:
Gülünç görünüşü olan bir kişi ya da güldürücü özellikleri kapsaya
...
güldürücü dans
:
Gülünç tiplerden ve durumlardan kurulu dans düzeni.
güldürücü hokkabaz
:
Seyircileri güldürmek amacıyla hokkabazlık yapan sanatçı.
güldürücü opera
:
Güldürücü ezgilerden ve tiplerden kurulu, daha çok ezgilere dayal
...
gülünç olan
:
1. Komedyanın özünü belirleyen nitelik. 2. Genel anlamı içinde, b
...
gülünçleme
:
Özü değiştirmeden biçimi değiştirip gülünç duruma getiren yazın t
...
gülünçlü opera
:
Bestelenmiş konuşmaları içeren, gülünç bir kişiyi ya da durumu iş
...
gülünçlü oyun
:
Gülünç kişileri ya da durumları işleyen oyun.
güncel giysi
:
Oyuncuların sahne üzerinde rol gereği giydiği giysi.
güncel oyun
:
Güncel sorunlar üzerinde duran ya da çağdaş sorunlara ışık tutan
...
gündüz gösterisi
:
Öğleden sonra, hava kararmadan düzenlenen gösteri.
gündüz işçisi
:
Gündüzleri çalışan tiyatro işçisi.
gürültü aygıtı
:
Çeşitli sesleri ve gürültüleri sağlayan aygıt.
gürzbaz
:
Türk seyirlik oyunlarda çeşitli ağırlıkları kaldırarak güç göster
...
güvenlik ağı
:
Sirklerde tel ya da trapez üzerinde tehlikeli atlamalar yapan cam
...
güvenlik perdesi
:
Sahne ağzına, kumaş perdenin önüne ya da arkasına konulan ve yang
...
güvercin yuvası
:
Eski İngiliz tiyatrolarında ancak bir insan başı büyüklüğünde gör
...
güzel konuşma
:
Söz söylerken düşünceleri ve duyguları doğru, uygun bir biçimde a
...