eng

Tiyatro Terimleri Sözlüğü (P)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
P - 1. Sayfa
p.s. :
İngilizcede "Prompt side" teriminin kısaltılmışıdır. Sahnenin fıs ...
pabuç sektirmek :
Kavuklu'nun zor olan bir gösterisi pabucu düşürmeden sektirmek. ( ...
palanga :
Oyun alanı. (bk. orta.) (Orta Oyunu)
palavracı asker :
Lat. Miles Gloriosus (Plautus): Latin komedyasının durmadan böbür ...
palyata komedyası :
Yunan Mantosu anlamındaki "Pallium" sözcüğünden gelen bu terim, R ...
panayır tiyatrosu :
Panayırlarda, oraya gelenleri eğlendirmek üzere kurulan, kaba çiz ...
panç ile cudi :
İngilizlerin geleneksel kukla oyunu. Panç (Pulçinella'nın etkisi) ...
pandomima :
Tanzimat ve Meşrutiyet dönemi tiyatrolarında oyunlar arasında oyn ...
pano bileziği :
Panoların yere bağlantısını sağlayan demir bilezik.
pano dikişi :
Sahnede kurulan dekor parçalarınnı iplerle birbirine bağlanması.
panola :
Tefe verilen ad. (Orta Oyunu)
pantalone :
Commedia dell'Arte türünün bön, aldatılan baba ve koca tipi. Yaşl ...
pantomim :
Her şeyi öykünen anlamına gelir. Düşünceleri, duyguları sözsüz ol ...
pantomim sanatçısı :
Sözsüz oyunda oynayan, özel bir eğitimden geçtiği için yüz ve göv ...
papara :
Zurnanın adı. (Orta Oyunu)
pappus :
Atellan komedyasının yaşlı adam tipi. (Lat.)
parabase :
Antik Yunan tiyatrosunda eski komedya döneminde oyunun yanılsamas ...
parasız gösteri :
Halka, para alınmadan verilen gösteri. Örneğin 27 mart Dünya Tiya ...
paraskene :
"Skene" nin iki yanındaki ek odalar. Bunlar, antik tiyatroda her ...
parça :
1. Yazılı bir yapıttan alınan bir bölüm. 2. Tümü değil de bir böl ...
parçacı :
Komiğe laf açan yaşlı oyun kişisi. (Tul.)
parçacılık :
XX. yüzyıl başlarında İtalyan edebiyatında A. Soffici'nin açtığı ...
parçalı komedya :
Bölümcükleri (Meclisleri) ya da bölümleri birbirine bağlı olmayan ...
parlatma provası :
Parlatma çalışması da denebilir. Oyun seyirciye sunulduktan sonra ...
parodi :
Ciddi sayılan bir yapıtın bir bölümünü ya da tümünü alaya alarak, ...
parodos :
1. Antik Yunan oyunlarında koronun, orkestraya girdiği anda söyle ...
parsa :
Oyundan sonra seyirciden toplanan para. (Tul.)
paskalya oyunu :
X. yüzyılda dinsel tiyatronun ilk biçimlerinden biri. Paskalyada ...
paskuyino :
Commedia dell'Arte türünün ikincil uşak tiplerinden biriyken sonr ...
paso :
XVII. yüzyılda, İspanyol tiyatrosunda çok tutulan, tek bölümlük, ...
pastav :
Pişekâr'ın elinde bulundurduğu ve sık sık kullandığı "şak şak" di ...
pastoral oyun :
Rokoko çağında, saray üyelerinin ve yüksek sınıf halkın sevdiği b ...
patiyo :
Sahnesi ortada olan tavanı açık İspanyol tiyatrosu. (isp. Patio)
patlama etmeni :
Sahnede patlama sesi veren düzen.
patlama kutusu :
Patlama sesleri sağlayan düzen.
peciz :
"Ev" e verilen ad. (Orta Oyunu)
peniz :
Söz. (Orta Oyunu)
per nobl :
Tulûat tiyatrosunda yaşlı adam, baba.
perde bölümlü oyun :
Dramatik olayı genel olarak üç ya da beş perdeye bölen kuruluş bi ...
perde gazeli :
Karagöz oyunu başlamadan önce Hacivat'ın söylediği gazel. (Karagö ...
perde küsat etmek :
Karagöz perdesini kurmak. (Karagöz)
perendebaz :
Takla atarak hüner gösteren oyuncu. (Körm. O.)
perili komedya :
Cinler, periler üzerine yazılan hayalî komedya.
perili oyun :
Bir peri oyununu konu olarak alan zengin donatımlı oyun türü.
peripeti :
Aristoteles'e göre, oyun kahramanının alın yazısında beklenmedik ...
periyaktoy :
Eski Yunan tiyatrosunda eksenleri çevresinde dönen üçgenler. Bunl ...
persiflaj :
Alay, istihza. Tiyatroda, bilinen tarihsel ya da günlük bir konuy ...
perspektif :
Geriye doğru ufalan düzeniyle Rönesansta derinlik duygusu verme. ...
perspektifli sahne :
İlk kez XVI. yüzyılın başlarında İtalya'da Bramante ile Peruzzi'n ...
pes tahta :
Perdenin alt bölümünde rafa benzeyen ışık tahtası. (Karagöz)
peycent :
İngiltere'de Ortaçağda bir kesimi bir arabadaki oyuncular tarafın ...
peyk :
Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad. (T.K.O.)
pırıldak :
Güçlü, parlak ışık veren lamba.
pinakes :
Eski Yunan tiyatrosunda ilk kez akustik nedenlerle "skene" nin sü ...
pişbop :
Beberuhi'nin Karagözcü argosundaki adı. (Karagöz)
pişekâr :
Orta oyunu başladığı zaman ilk gözüken tip. Başında dört dilimli ...
piyav :
Düşünce, fikir. (Orta Oyunu)
piyero :
Klasik Fransız tiyatrosunda, İtalyan tulûat tiyatrosunun etkisiyl ...
plastik :
Oyuncu oynarken yumuşak, uyumlu bir hareket sırasıyla gereğine gö ...
poetika :
Aristoteles'in şiir, dram sanatı, epik konuları kapsayan ve kural ...
politik tiyatro :
Alman rejisör Erwin Piscator'un kitabına bu başlığı vermekle orta ...
poz kesme :
Rolü, oynanması gereken ölçüden daha abartılı, gereksiz ve aşırı ...
prodesse et delectare :
Horatius'un Ars Poetika'sında geçen bir deyimin kısaltılmış biçim ...
prodüktör :
Bir oyunun bütün yönetim işlerini yüklenen ve sermayesini sağlaya ...
program dergisi :
Bir tiyatronun oynadığı oyun, rol dağılımı, yazarı hakkında bilgi ...
projeksiyon :
Işıklı bir kaynaktan sahneye, sahne üstüne, bir ekrana ya da perd ...
propaganda oyunu :
Seyirciye belirli bir düşünceyi siyasal, toplumsal vb. görüşleri ...
proskene :
Eski Yunan tiyatrosunda esas oyun yeri. Bugünkü tiyatroda ön sahn ...
protagonist :
Kahraman. Oyunun baş kişisi. (Yun. prot = birinci, agonist = yarı ...
prova :
Bir oyunu düzenli ve disiplinli bir yolda ortaya çıkarabilmek içi ...
psikodram :
Bir tek kişinin içinde geçen ruh savaşını canlandıran monodram. Ö ...
psikolojik oyun :
Düşünce, duygu ve tutkuları inceleyen, bu öğelerin çözümlenmesine ...
pulçinella :
Commedia dell'Arte türünün alık uşak tipi. Napolili, kanbur ve ga ...
pulitzer ödülü :
1847 1911 yılları arasında yaşamış olan Joseph Pulitzer adına baş ...
purim oyunu :
Mart başında Yahudi törenlerinde oynanan oyun türü. Tek bölüm olu ...
pusat :
Giysi. (Orta Oyunu)