eng

Tiyatro Terimleri Sözlüğü (K)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
K - 1. Sayfa
kabare tiyatrosu :
İğneleyici, yerici, taşlayıcı (daha çok aktüel olan) konuları kap ...
kablo :
Yüksek akımlı elektrik kordonu.
kabuki :
Jap. Ka- Ezgi, Bu - Dans, Ki - Beceriklilik sözcüklerinin bir ara ...
kaburcak :
Türkistan'da kukla oyununa verilen ad. (bk. kolkorçak)
kaçınılmazlık :
Trajik suç sonucu kahramanın başına gelecek felâketlerin önüne ge ...
Kadı :
Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad. (T.K.O.)
kadın oyuncu :
Bir oyunda rol alan kadın sanatçı.
kahraman :
Oyunun baş kişisi bk. protagonist.
kâhya :
Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad. (T.K.O.)
kaldıraç dekoru :
Tiyatro sahnesinde dekor değiştirmeye yarayan eski bir yöntem. Da ...
kalgı :
Anadolu'da dans etmek anlamına gelir. (T.K.O.)
kammerspiele :
Bakınız: Salon tiyatrosu
kanat :
Büyük bir dekor parçasına menteşe ile bağlanmış daha küçük bir de ...
kanbur :
Karagöz ile Orta oyunu tiplerinden biri. (Orta Oyunu)
kapalı dekor :
Boyutlu, bir kutu gibi üç yandan kapalı ve tabanlı dekor.
kapalı gişe :
Bütün biletlerin satılmış olduğunu bildiren terim.
kapalı tiyatro :
Dört duvarı olan, üstü örtülü tiyatro yapısı.
karacör oyunu :
Anadolu'da ilkel kukla oyunu. (T.K.O.)
karakter oyuncusu :
Davranışları, sesi, yürüyüşü, giyimi ve makyajı ile özellikle ken ...
karon merdiveni :
Antik Yunan tiyatrosunda oyuncuların birdenbire sahnenin altından ...
karşıt kişi :
Bakınız: antagonist
karşıtlık kurmak :
1. Karşıt düşünceleri savunan kişileri karşı karşıya getirip bir ...
kartela :
Tulûat tiyatrosunun kapısına asılan tabela. (Körm. O.)
kâsebaz :
Kâseleri parmaklarının ve değneklerin ucunda çevirerek dans eden ...
kasperle :
Almanya ve Avusturya'da baş kuklanın adı. 1890 yıllarında, Viyana ...
kasperle tiyatrosu :
Almanya ve Avusturya'da baş kuklası Kasperle adını taşıyan kukla ...
katabasis :
Düşüş. Dönümden (bk. peripeti) sonraki olayların gerilim yönünden ...
katarsis :
Seyircilerin olmayacak tutkularından arınmaları. Bu da ancak duyu ...
katlanır tahta perde :
Dekor düzeninde katlanılan paravana.
katlanır tavan :
Sahnede kullanılan katlanabilir tavan düzeni.
kavuk devirmek :
Kavuklu'nun kavuğunu yere düşürmeden bir baş hareketiyle devirmes ...
kavuklu :
Orta oyunun Pişekâr ile söz düellosuna giren, Orta oyununun en ön ...
kavuklu arkası :
Kavukluyu izleyen kişi. (Orta Oyunu)
kayar sahne :
İleri, geri ya da sağa ve sola, ray üstünde kaydırılabilen sahne.
kayarto :
Zenci cariye, halayık. (Orta Oyunu)
kaydırma rayı :
Kayar sahnenin, üzerinde hareket ettirildiği dişli ray.
kayserili :
Yerli ağızla konuşan, ama İstanbul törelerini benimsemiş pastırma ...
keçel pehlivan :
İran kukla oyununun baş oyuncusu. Kel Pehlivan da denir. Özel bir ...
keçelek baz :
İran'da ilkel bir güldürü. (İsl. Tiy.)
keçi kılıklılar :
Arion'un ditirambos korosu üyelerini keçi kılığına sokması üzerin ...
keçileri koyunlardan ayırmak :
Tiyatrocuların kullandığı bir deyimdir. Beceriklileri beceriksizl ...
kekeme :
Karagöz oyununda kekeleyerek konuşan tip. (Karagöz)
kekemelik :
Fizyolojik bir kusurdan ya da sinir merkezindeki bir bozukluktan ...
kelepçe :
Bir tahta parçasını başka bir tahta parçasına sağlamca eklemede k ...
kenar tiyatrosu :
Bir kentin kenar semtlerinde oynayan yerleşik ya da gezici tiyatr ...
kendi kendine :
Bir oyun kişisinin (oyun gereği) öbür oyun kişilerinden gizli ola ...
kerizci :
Karagözcülerin şarkı söyleyene verdikleri ad. (Karagöz)
kerizetmek :
bk. geriz etmek. (Tul.)
kerteleme :
Bir oyunun duygu, akımında yükselme, artma.
kerteleme gediği :
Oyunun -duygu bakımından- doruk noktasından sonra yeni bir durum ...
kesinti :
Oyunun içinde yazar ve yönetmenin isteği dışında dramaturg ya da ...
keskin ses :
Tiyatro konuşmasında şiddet yönünden bir sesin haykırışlı oluşu.
kırınmak :
Anadolu'da dans etmek anlamına. (T.K.O.)
kırmızı burunlu komedyen :
İkinci sınıf, kaba oyunlu pantomim sanatçısı. Daha çok, gece kulü ...
kıssa han :
İslam ülkelerinde hikâye anlatıcı. (İsl. Tiy.)
kışkırtıcı an :
Seyircinin duyguları üstünde kışkırtıcı nitelikte yapan an.
kıyıcılık tiyatrosu :
Arthur Antoine'ın (1896-1948) ileri sürmüş olduğu bir tiyatro tür ...
kızılayak :
Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad.
kikirrus :
Atellan komedyalarının böbürlenen asker (tipi. bk. kapitano böbür ...
kilise tiyatrosu :
Ortaçağın ilk yarısından (XI.-XII. yüzyıllar) bu yana sürüp gelen ...
kitle oyunu :
Tek tek kişiler yerine bir topluluğu ya da kitleyi oyunun ekseni ...
kiton :
Yunan tiyatrosunda oyuncuların giysilerine verilen ad. Bunlar aya ...
klakör :
Bakınız: Şakşakçı
klasik dram türü :
Latin yazarı Seneca'nın ileri sürdüğü dram türü. Fransızlardan Co ...
klasik komedya :
Fransa'da XVII. (Moliére), Almanya'da XVIII. yüzyıl (Lessing) kom ...
klasikçilik :
Uz yolunda, estetik bir sanat anlayışiyle antik yapıtlara dayanan ...
klasikleşmiş :
Yeni akımlar ve yeni düşünceler karşısında, zaman aşımına uğramay ...
kolbaşı :
Orta oyununda kol'un başında olan ve kol'a adını veren kimse. Kol ...
kolkorçak :
Türkistan'da bulunan el kuklası.(bk. kaburcak.)
kolombina :
İtalyan tulûat tiyatrosu olan Commedia dell'Arte türünde kadın uş ...
koloratur soprano :
En ince, en tiz seslere kadar çıkabilen kadın sesi.
kolpoma :
Yunan oyunlarında kıral rolüne çıkan oyuncunun giysisi.
komedya :
Yun. Comos-Cümbüş, alay, Ode (-Ezgi) Güldürücü oyun türü. İnsanla ...
komika innamorata :
Commedia dell'Arte türünün gülünçlü görünüşlü, çoğu zaman orta ya ...
komik-i şehir :
Türk Tulûat tiyatrosunda en usta olmuş oyuncuya özel bir törenle ...
komos :
Eski Yunanistan'da cümbüş alayları. Koronun oyuncularla birlikte ...
kondüvit :
Sahneye çıkma sırası gelen kişileri uyarmakla görevli kimse.
konstruktiv tiyatro :
Oyuncuların özel nitelikleri söner. Her biri, makinenin parçaları ...
konstruktivizm :
Modern resim sanatından gelen bir kavram -konuyu teknik bir temel ...
konuk oyuncu :
Bir tiyatronun kadrosu içindeki oyuncu olmayıp bir ya da birkaç o ...
konuşma :
Bir oyunda iki kişi arasında söylediği, oyuna göre düzenlenmiş sö ...
konuşma düzeni :
Oyun kişilerinin, oyunun gelişimine yardım edecek yolda birbirler ...
konuşma kuralları :
Tonlama, durak, vurgu. Oyuncunun, doğru yorumu getirebilmesi için ...
konuşma odası :
Sanatçıların dinlenme odası.
konuşma sesi :
Düşünce, duygu ve isteklerimizi anlatmak için kullandığımız ses.
konuşulan dil :
Kitabî olmayan, süzsüz, doğal, akıcı konuşma biçimi.
koragus :
Plautus komedyalarında, eserinin tam ortasında Aristophanes'de ko ...
koral :
Çevresi yapılarla çevrili olan, İspanya'da XVI. ve XVII. yüzyılla ...
korçak :
Anadolu'da ilkel kukla oyununa verilen ad. (T.K.O.)
kordaks :
Klasik Yunan komedyası dansı.
koreg :
Koronun eğitim ve donatım giderlerini üzerine alan, kimi kez, kor ...
koreografi :
1. Balet sanatında, oyuncularını müzikle düzenli hareket ettirebi ...
koret :
Koro dansçısı. Eski Yunan oyunlarında "koret" ler olayın geçtiği ...
korku ve acıma :
Aristoteles, Poetika'sında, sahnede geçenler karşısında korku (de ...
koro :
1. Toplu olarak melodili ya da ritimli sözleri söyleyen topluluk. ...
koro başı :
Koro topluluğunun yürüyüş ve dizilişinde önde bulunan ve koroya t ...
koro ezgileri :
Koro ile topluca söylenmek üzere yazılan, uslûp, biçim, ölçü, öz ...
koturn :
Antik oyunlarda uzaktan da görülebilmek için oyuncuların ayakları ...
köçek :
Eski Türk sahne oyunlarında kadın kılığına girerek dans eden oğla ...
köçek havası :
Köçeklerin uyumlu hareketlerle dans etmelerini sağlayan oyun hava ...