eng

Atasözleri Sözlüğü (17)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
17. Sayfa
kırkyıllık Yani, olur mu Kâni :
eskimiş bir alışkanlık kolay kolay değişmez.
kırlangıcın zararını biberciden sor :
kırlangıç, bibere çok düşkün olduğundan onun ne kadar zararlı bir ...
kısa günün kârı az olur :
kısa süre çalışılarak yapılan işten elde edilecek kazanç az olur.
kısmet gökten zembille inmez :
çalışmayanın kısmeti olmaz.
kısmet ise gelir Hint'ten Yemen'den, kısmet değilse ne gelir elden :
Tanrı bir şeyi size kısmet etmişse o mutlaka size gelir, kısmet e ...
kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar :
kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır.
kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalır :
Tanrı kendisine kısmet vermemiş olan yaratık, yararlanılacak şeyi ...
kısmetten fazlası olmaz :
kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır.
kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir :
her olay, her varlık özelliğini belli eder.
kış kışlığını, puşt puştluğunu gösterir :
her olay, her varlık özelliğini belli eder.
kız beşikte (kundakta), çeyiz sandıkta :
kız daha beşikte veya kundakta iken çeyiz düzmeye başlamak gereki ...
kız kucakta, çeyiz bucakta :
kız daha beşikte veya kundakta iken çeyiz düzmeye başlamak gereki ...
kızevi, naz evi :
kız tarafı nazlı olur.
kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (varır) ya zurnacıya :
evlenme çağındaki kızı büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan biris ...
kızım sana söylüyorum (dedim) gelinim sen anla (işit) :
1) doğrudan doğruya kendisine söylenemeyen düşünce ve uyarıların, ...
kızını dövmeyen, dizini döver :
çocuğunu gerektiği gibi eğitmeyen, ileride çok pişman olur.
kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye :
insanların nasipleri arasındaki tutarsızlıkları belirten bir söz.
kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır :
çıkar sağladığı kimsenin hoşuna gidecek biçimde davranan dönek ve ...
kimin ki bağı var, yüreğinde dağı var :
malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.
kimin tavuğuna kış demişiz :
yaptıklarımızla veya söylediklerimizle kimi rahatsız etmişiz.
kimine hay hay, kimine vay vay :
dünyada kiminin talihi iyi, kiminin de kötü gider.
kiminin parası, kiminin duası :
bir iş yapılırken veya yapıldıktan sonra kiminden para, kiminden ...
kiminle dans ettiğini biliyor musun? :
bu konuda benim ne kadar üstün olduğumu biliyor musun?
kimse bilmez, kim kazana kim yiye :
bir kimsenin çalışıp çabalayarak kazandığı malı kimi zaman hatır ...
kimse kendi memleketinde peygamber olmaz :
insanların kendi çevrelerinde değeri bilinmez.
kimse kimsenin çukurunu doldurmaz :
kimse kimsenin yerine ölemez.
kimse yoğurdum ekşi demez :
herkes sattığı malı, kendi işini, tutumunu ve davranışını över.
kimseden kimseye hayır yok (gelmez) :
insan, yapacağı işte başkasının yardımına güvenirse hayal kırıklı ...
kimsenin ahı kimsede kalmaz :
zulüm görenin ahı, zulmedene hayretmez.
kişi arkadaşından bellidir :
bir kimsenin nasıl bir kişi olduğunu öğrenmek isteyen, arkadaşını ...
kişi ektiğini biçer :
nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
kişi ne yaparsa kendine yapar :
iyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur.
kişi refikinden azar :
kötü arkadaş insanı kötü yola sürükler.
kişinin kendine ettiğini kimse edemez :
bir kimse kimi zaman tedbirsizliği yüzünden öyle yanlış iş yapar, ...
kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi :
kişi herkesin kendisi gibi olduğunu sanır.
kişiyi vezir eden de karısı, rezil eden de :
bir kimsenin toplum içinde yücelmesi de alçalması da karısına bağ ...
kocana göre bağla başını, harcına göre pişir aşını :
davranışlarını içinde bulunduğun koşullara uydur.
koç yiğit bunalıp ölmez :
insanın sıkıntılı zamanı sürüp gitmez, arkasından iyi günler de g ...
koça boynuzu yük değil :
kişiye kendi işi ve yakınlarının sorumluluğu ağır gelmez.
komşu boncuğunu çalan gece takınır :
hırsızlık malı, sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır.
komşu ekmeği komşuya borçtur :
komşunuz size bir ikramda bulunur, bir şey armağan ederse siz de ...
komşu hakkı, Tanrı hakkı gibidir :
komşunun komşu üzerindeki hakkı, Tanrı?nın kul üzerindeki hakkı k ...
komşu iti komşuya ürümez :
komşudaki uygunsuz kişi, başkalarını incitse de komşusunu rahatsı ...
komşu kızı almak, kalaylı kaptan (tastan) su içmek gibidir :
komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidiş ...
komşu komşunun külüne (tütününe) muhtaçtır :
komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar.
komşuda pişer, bize de düşer :
insanların, çevresindekilerin kazancından yararlanma umudunu anla ...
komşunu iki inekli iste ki kendin bir inekli olasın :
başkasının daha iyi durumda olmasını iste ki Tanrı da seni ondurs ...
komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür (karısı kız görünür) :
başka bir kimsenin malı bize olduğundan daha değerli görünür.
kork Allah'tan korkmayandan :
Tanrı?dan korkmayan kimse, insana her türlü kötülüğü yapabilir.
kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden :
nisan ayının beşinde çift süren iki öküzü birbirinden ayıracak ka ...
korkak bezirgân ne kâr eder ne zarar (ziyan) :
iş yapmaya korkan tüccar, kendisini zarardan korur ancak kazanç d ...
korku dağları bekler (aşırır) :
korku her yerde varlığını gösterir.
korkulu rüya (düş) görmektense uyanık yatmak evladır (yeğdir) :
tehlikeli bir işe girişmektense o işin sağlayacağı kazançtan vazg ...
korkunun ecele faydası yoktur :
kişi korkmakla kendisine gelecek bir kötülüğü önleyemez.
koy avucuma, koyayım avucuna :
bize yardımda bulunan, yarar sağlayan kişiye biz de yardımda bulu ...
koyma akıl, akıl olmaz :
hep başkalarının verdiği akılla hareket eden kimse, bir yere kada ...
koyun can derdinde, kasap yağ derdinde :
bir kişi önemli bir kaybından dolayı çırpınıp kıvranırken başka b ...
koyun güden kurdu görür :
görevini yaparken gereken dikkati gösteren kişi, doğabilecek soru ...
koyunu yüze yetir, el onu bine yetirir :
kimi insan, başkaları hakkında abartarak konuşmaya bayılır.
koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler :
istenilen nitelikteki şey bulunamadığında onun daha düşük nitelik ...
koz gölgesi kız gölgesi, söğüt gölgesi yiğit gölgesi, dut gölgesi it gölgesi :
ağaçların gölgeleri bile doğal özelliklerini yansıtır, koz, yani ...
köpeğe dalaşmaktan çalıyı dolanmak yeğdir :
edepsiz kimse ile uğraşmamak için onun bulunduğu yerden uzaklaşma ...
köpeğe gem vurma, kendini at sanır :
kendisine değeri varmış gibi davranılan değersiz kişi, gerçekten ...
köpeği dövmeli ama sahibinden utanmalı :
sana sataşan kişiyi hırpalarken onu korumakta olan saygı gösterdi ...
köpeğin ahmağı baklavadan pay umar :
aptal kişi, eline geçme olasılığı bulunmayan bir nimeti bekler.
köpek bile yal yediği kaba pislemez :
köpek bile yem yediği kaba saygılı davranırken insanın geçimini s ...
köpek ekmek veren (yediği) kapıyı tanır :
köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygula ...
köpek sahibini ısırmaz :
kişi ne kadar aşağılık olursa olsun, kendini benimseyip koruyana ...
köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenmez :
kişi, bir tehlike karşısında her yerden umudu kesilip kendine güv ...
köpek sürünmekle etek kesilmez :
terbiyesiz kimsenin sataşmasıyla temiz kişi lekelenmiş olmaz.
köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir :
edepsiz kimse ile uğraşmamak için onun bulunduğu yerden uzaklaşma ...
köpekle yatan pire ile kalkar :
uygunsuz kişilerle ilişkide bulunanın sonu kötü olur.
köpeksiz köy bulmuş da çomaksız (değneksiz) geziyor :
kendisine engel olacak, karşı çıkacak kimse olmadığı için istediğ ...
köpeksiz sürüye (köye) kurt girer (iner) :
koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer.
köprüden (köprüyü) geçinceye kadar ayıya dayı derler :
kişi işini gördürünceye kadar yardım beklediği kimseyle iyi geçin ...
köprünün (köprülerin) altından çok su (sular) aktı (geçti) :
zamanla şartlar çok değişti, eski durum kalmadı.
kör (kesmez) bıçak ele (yavuz), iş bilmeyen avrat dile (yavuz) :
kör bıçak işe yaramaz ama insanın elini keser; iş bilmeyen kadın ...
kör Allah'a nasıl bakarsa Allah da köre öyle bakar :
kişi efendisine karşı bir nankörlük ederse o da onu korumaz.
kör görmez, sezer :
kör görmediği şeyi nasıl sezerse bir konu üzerinde bilgisi olmaya ...
kör kuşun yuvasını Allah yapar :
garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.
kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur :
bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.
kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın :
bir şey satın almasını bileyen kimseler alışverişe çıkmamalıdır a ...
kör satıcının kör alıcısı olur :
herkes dengiyle iş yapar.
köre renkten bahsolunmaz :
bir şeyin niteliği hakkında bilgisi olmayan kişiye, o şeyin sözü ...
körle yatan şaşı kalkar :
değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.
körler memleketinde şaşılar padişah olur :
hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer ...
körler memleketinde tek gözlü kraldır :
hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer ...
körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz :
istenilen şey fazlasıyla elde edildi.
körün istediği bir göz, iki olursa ne söz :
istenilen şey fazlasıyla elde edildi.
körün istediği iki göz, biri ela biri boz :
istenilen şey fazlasıyla elde edildi.
körün yanına varırsan, sen de bir gözünü kapa :
birtakım eksiklikleri bulunan bir kimsenin yanında ona eksikliğin ...
kös dinleyen, davula kulak vermez :
başından büyük olaylar geçmiş kişi küçük dertleri sorun etmez.
köseyle alay edenin top sakalı kara gerek :
başkasının eksikleriyle eğlenen kimsenin kendisi kusursuz olmalıd ...
köşe taşı köşede yakışır :
değerli kimselerin önemli mevkilerde bulunması gerekir.
kötü haber tez duyulur :
ölüm gibi kötü haber çabuk yayılır.
kötü komşu insanı hacet sahibi eder :
kötü komşu kendisinden emanet olarak istenen şeyi vermez, emanet ...
kötü söyleme eşine, ağı katar aşına :
ilişkide bulunduğun kimseleri sözlerinle incitme, kötüleme ki onl ...
kötü söz insanı dininden çıkarır :
gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.
kötülük her kişinin kârı, iyilik er kişinin kârı :
iyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karş ...
kötürümden aksak, hiç yoktan torlak yeğdir :
kusurlu da olsa bir şeyin elde bulunması, hiç bulunmamasından dah ...