eng

TDK Felsefe Terimleri Sözlüğü (Ö - 1)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

TDK Felsefe Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

TDK Felsefe Terimleri Sözlüğü (Ö - 1. Sayfa)

Öbek :
1. Görülür bir biçimde birbiriyle az çok sıkı bağlılığı olan çokl ...
öbür dünya bilgisi :
(Yun. eschaton = son, sonuncu logos = öğreti) : Evrenin ve insanl ...
ödev :
Yapmak zorunda olduğumuz, yapmamız gereken şey ahlakça yükümlü ol ...
Öğe :
1. (Genel olarak) Bir bileşiğin en yalın parçalarından biri. Yapı ...
öğreti düzenleyicileri :
Antik çağda filozofların düşünce ve kanılarını toplayıp sorunlara ...
öğretim bilgisi :
(Yun. didaskein = öğretmek) : 1. öğretme sanatı öğretme bilimi. 2 ...
öke :
(Lat. genius
ökelik :
Yaratıcı yeteneğin yeni olanaklara yol açan en yüksek derecesi. / ...
Ölçüt :
(Yun. kriterion
önceden kurulmuş uyum :
Leibniz'in, gerçekliğin düzenini dile getirmek üzere kullandığı t ...
öncel :
(Lat. antecedens = önde giden) : (Mantıkta) Sonucun çıkarıldığı ö ...
öncesizlik-sonrasızlık :
1. Başı sonu olmayan süreklilik. 2. Varlığın tam bir çokluğu. Bu ...
öncüller :
Tasımda kendilerinden sonucun çıkarıldığı önermeler.
önerme :
(Klasik mantıkta).-5- Yargının sözlerle dile gelişi doğru ya da y ...
önsel :
(Lat. a priori = önden, önceden olan ): Deneyden bağımsız olan, a ...
önsezi :
Temellendirilemeyen duygu. Verilmemiş olanın, bilinmeyenin, özell ...
önyargı :
Bir şeyi yeterince bilmeden varılmış kanı önceden verilmiş yargı.
örtük :
Örtülü, kapalı olarak içerilmiş olan. bk. içerme
örtük tasım :
(Yun. enthymema = Düşüncede (en thymo) tutulan) : Öncüllerden bir ...
örtüşme :
İki şeyin birbiriyle tam olarak uyuşması iki olayın aynı zamana r ...
öykünme :
Örnek alınan şeyi yeniden yapma.
öykünme kuramı :
Sanat yaratmalarının ilkesinin öykünme (= mimesis) olduğunu öne s ...
Öz :
1. Varlığın aslını kuran şey temel özellik. Karşıtı bk. ilinek. 2 ...
özbilim :
(Husserl'de) Olgu biliminin karşıtı olarak düşünülen, öz görüsünd ...
özdek :
(Yalın anlamiyle) İnsanın çalışmasıyle bir erek uğruna biçim verd ...
özdekbiçimcilik :
(Yun. hyle = madde morphé = biçim) Özdek ve biçimin, gerçekliğin ...
özdekçilik :
1. Her türlü gerçekliğin -yalnızca nesnel değil, ruhsal ve tinsel ...
özdeksel :
Özdeğe ilişkin olan. bk. özdek. Karşıtı bk. tinsel
özdeksizcilik :
1. Özdeğin kendine özgü bir gerçekliği olmadığını kabul eden öğre ...
özdeş :
(Lat. Identieus = aynı olan) : Bir ve aynı olan bir ve aynı anlam ...
özdeşleyim :
İçten duyma. Kendi duygularını nesnelere aktarma kendini bir başk ...
özdeşleyim kuramı :
Başkasının duygularını özdeşleyim yoluyla açıklamaya, yaşantıları ...
özdeşlik :
Kendi kendisiyle aynı olma değişen durumlarda kendi kendisi kalma ...
özdeşlik felsefesi :
Varlık ve düşünce, doğa ve tin, nesne ve özne karşıtlıklarının en ...
özdeşlik ilkesi :
1. (Varlıkbilimde) "Her nesne kendi kendisiyle özdeştir." biçimin ...
öze yönelik :
(Husserl'de) İdelerle ilgili olan, nesnelerin özüne ilişkin olan, ...
Özel :
1. Genelden ayrı olan bir nesneler öbeğine ya da tek bir nesneye ...
özerklik :
(Yun. autos = kendi nomos = yasa) : (Genel olarak) Bir kişinin, b ...
özgecilik :
(Lat. alter = başkası, özge) : Başkalarının iyiliğini yaşama ve e ...
özgülük :
Bir nesneye özgü olan şey. Şu türleri vardır: a. Öze ilişkin olan ...
özgür istenç :
İstencin özgür oluşu insanın isteme ve karar verebilme özgürlüğü. ...
özgürlük :
1. Bağlı olmama dışardan etkilenmemiş olma engellenmemiş olma zor ...
özne :
(Yun. hypokeimenon = alta düşen, altta bulunan) : Hypokeimenon-su ...
öznel :
1. Özneye ilişkin olan. 2. Öznede temellendirilen, özneyle belirl ...
öznelcilik :
1. (Genel anlamda) Özneyi her şeyin ölçüsü yapma eğilimi bütün de ...
öznitelik :
1. Bir varolanın özle ilgili, kalıcı, zorunlu, yapıcı niteliği te ...