|
Vakıf Terimleri Sözlüğü (4)
Vakıf Terimleri Sözlüğü (4. Sayfa)
-
Men Leh Ül-istiğlâl
:
-
Vakfın gallesi kendisine meşrûd olan kimsedir. Mesela bir kimse b ...
-
Men Lehüs-süknâ
:
-
Bir vakıf binanın süknası kendisine meşrut olan kimsedir. Mesela, ...
-
Menâfi-i Vakf
:
-
Vakıf malların temin eylediği faide ve menfaattir. Kira, ribh, sü ...
-
Menkul
:
-
Bir mahalden başka mahalle nakli mümkün olan şeydir. Nukud, urûz, ...
-
Menşûr
:
-
Padişah tarafından tevcih olunan vezâret ve müşirlik rütbesi veri ...
-
Merâfik
:
-
Mirfak'ın çoğuludur. Mirfak bir işi suhületle tutmak ve suhûletle ...
-
Meremmet
:
-
İslâh ve tamir etmek demektir.
-
Meremmet-i Gayr-i Müstehleke
:
-
İstihlâk edilmeden binâdan ayrılması mümkün olan meremmetdir. Mer ...
-
Meremmet-i Müstehleke
:
-
İstihlâk edilmeden binadan ayrılması ka'bil olmıyan meremmetdir. ...
-
Merkad
:
-
Uyuyacak yer demektir. Bu münâsebetle Peygamberimiz Efendimizin M ...
-
Mesâlih-i Mescid
:
-
Mescidden maksâd olan gayenin tahakkuku vücudlarına mütevakkıf bu ...
-
Mesâlih-i Vakf
:
-
Vakıfdan maksud olan gayenin tahakkuku vücuduna mütevakkıf olan h ...
-
Mescid
:
-
Müslümanlara mahsûs ibâdet mahalli demektir. Küçüğüne büyüğüne me ...
-
Mesnevi
:
-
Celalüddin-i Rumi hazretlerinin Farisi manzum olarak vücuda getir ...
-
Meşrûtün-leh
:
-
Vâkıf tarafından vakfın menfaati kendisine şart olunan cihettir. ...
-
Mevkûf
:
-
Vakf olunan maldır.
-
Mevkûfun-aleyh
:
-
Vakıf tarafından vakfın menfaati kendisine şart olunan cihettir. ...
-
Mevlâ
:
-
Mâlik, efendi gibi muhtelif mânalara gelen bu kelime azad eden ve ...
-
Mezbûr
:
-
Okuması ve yazması olmayan ve ismi geçen şahıs beyanında kullanıl ...
-
Mil
:
-
Evvelce Osmanlı Devleti'nde 2500 ve Avrupa'da 1000 zira' tulunde ...
-
Miskin
:
-
Hiç bir şeye mâlik bulunmayan kimsedir. Çoğulu mesâkin'dir.
-
Muallim
:
-
Mekteplerde ders veren, öğreten zattır.
-
Muâmele-i Şeriyye
:
-
Muâmele-i hukukîyye demektir. Faiz ilzâmı için yapılan muâmeleye ...
-
Mugârese
:
-
Bir arz üzerinde ağaç dikip yetiştirmek ve meydana gelecek semere ...
-
Muhdes Gedik
:
-
1247 Hicri tarihinden sonra ihdas olunan gediklerdir.
-
Muid
:
-
Lûgatte iade eden mânasındadır. Örfde medreselerde talebenin ders ...
-
-
Mukataa
:
-
Arsası vakıf ve üzerindeki bina ve ağaçları mülk olan akarda muta ...
-
Mukataa-ı Zemin
:
-
Mîrî arâzî üzerinde yapılan binaların yerleri ile koru ve mer'a o ...
-
Mukataa-i Kadîmeli Müstegallât-ı Vakfiyye
:
-
Mukataa ile icâr olunup henüz üzerine bina inşa ve ağaç dikilmeye ...
-
Mûmâ-ileyh
:
-
İsmi geçip okuması yazması olan şahıslarda kullanılır. Filân efen ...
-
Munkatıul-âhir
:
-
Başlangıçta meşrutün-lehi bulunduğu halde sonradan bi'l-külliyye ...
-
Munkatıul-evsât
:
-
Başlangıçta meşrutûn-lehi mevcûd iken bir aralık münkatı' olan va ...
-
Munkatıül-evvel
:
-
Başlangıçta meşrut'ün-lehi olmayan vakıfdır. Meselâ: vâkıf vakfın ...
-
Munzam Mütevellî
:
-
İhtiyaç zamanında mütevellîye yardım etmek üzere hakim tarafından ...
-
Murabıt
:
-
Düşmanın tecavüzünden memleketi muhafaza için hududlarda ikamet e ...
-
Musallâ
:
-
Namaz kılınacak yer demektir. Bazı şehirlerde ve yollarda su başl ...
-
Musennat
:
-
Sınır ve su bendi ve su harklarının kenarlarıdır. Çoğulu müsenney ...
-
Musılla-i Sahn
:
-
Fatih Camii şerifinin Akdeniz ve Karadeniz taraflarında yüksek ta ...
-
Musılla-i Süleymaniye
:
-
Süleymaniye yüksek medreselerinin idâdi medreseleri idi. Süleyman ...
-
Mustahlas Gedik
:
-
Başka yere nakl edilmek üzere kadîm mahallinden tahlîs olunduğu h ...
-
Mutasarrıf
:
-
İcâreteynli vakıflar gibi tedâvül kabiliyetini haiz bir vakıf gay ...
-
Muvakkit-hâne
:
-
Bazı cami' avlularının bir köşesinde vakit tâyini için yapılan bi ...
-
Müctehed Ün-fih
:
-
Hakkında sarih ve kat'i nass olmadığı cihetle islam müctehidlerin ...
-
Müddet-i Sefer
:
-
Orta yürüyüşle üç günlük yol- dur. Bulunduğu yerden, üç gün uzak ...
-
Müderris
:
-
Tedrîs masdarındandır. Medreselerde mu'tad usûl dairesinde ders v ...
-
Müessesât
:
-
Müesses'in çoğuludur. Müesses, vücuda getirilen eser manasındadır ...
-
Müessesât-ı Hayriyye
:
-
Ma'bedler, mektepler medreseler, hastahâneler ve sâir hayrî eserl ...
-
Müezzin
:
-
Cami' ve mescidlerde namaz vakitlerinde ezan ve kamet vazifelerin ...
-
Müftekir
:
-
Fakir ve muhtac mânasınadır. Zengin iken sonradan fakir düşmüş de ...
-
Müfti
:
-
İftâ masdarındandır. Şer'i mes'eleler hakkında sorulan suallere c ...
-
Mülk
:
-
İnsanın mâlik olduğu şeydir. Ayn, alacak ve menfâate şâmildir.
-
-
Mülk Gedik
:
-
Vakıf olunmayan gedikdir. Bkz. Gedik
-
Mülknâme
:
-
Hükümdar tarafından bir arâzî parçasının şer'i haklarının veya re ...
-
Münâkale-i Vakf
:
-
Vâkıfın bir maldan vakfiyeti diğer malına nakil etmesidir ki isti ...
-
Münâkasa
:
-
Eksiltmek, noksanlaştırmak demektir. Hayrî müesseselerin mübayaa ...
-
Mürid
:
-
Bir mürşide intisap edip te henüz sülûk derecesine vasıl olmıyan ...
-
Mürsad
:
-
Bir vakfı tamirden mütevellid borçtur. Şöyle ki, vakıf ta'mire mu ...
-
Mürtezika
:
-
Vakfın menfaatleri kendilerine şart olunan kimselerdir.
-
Müsâfir
:
-
Sefer maddesindendir. Sefer bir yerden diğer yere gitmek, intikal ...
-
Müsakat
:
-
Bir kimsenin ağaçlarını hasıl olacak hasılat aralarında taksim ol ...
-
Müsakkaf
:
-
Sakfı yani tavanı havi binaları müştemil olan müstegaldır. Ev ve ...
-
Müske
:
-
Lûgatte temessük olunan şey demektir. Istılahda, bir arzda ziraat ...
-
Müstağnen Anh Vakf
:
-
Kendisine ihtiyaç kalmayan vakıfdır. Meselâ; bir köy tamamen dağı ...
-
Müstegâl
:
-
Hayrî cihetlerin idâresi için iktiza eden galle ve vâridâtı getir ...
-
Müstehikkul Kal' Olarak Kıymet
:
-
Makluan kıymetten kal' ücreti tenzîl olunduktan sonra kalan kıyme ...
-
Müstekâr Gedik
:
-
Muayyen bir gayr-i menkulde kararı bulunan gediktir. Bkz. Gedik.
-
Müstesnâ Evkâf
:
-
Evkâf idâresinin mürâkabesi olmaksızın doğrudan doğruya mütevellî ...
-
Müşârun-aleyh
:
-
İlim veya resmî mevkii yüksek olan zatlarda kullanılır. Yüksek il ...
-
Müşrif-i Vakf
:
-
Mütevellînin tasarrufatını mürâkabe altında bulundurmak üzere tây ...
-
Mütefevviz
:
-
Tedâvül kabiliyetini haiz müsakkafat ve müstegallât-ı mevkûfede t ...
-
Mütekellim Ale'l-vakf
:
-
Vakfın müteveflîsi demektir. Mütevellî ve mütevelîi mânasında ola ...
-
Mütevelli
:
-
Vakıf işlerini idare ve rü'yet etmek üzere tâyin olunan zattır. M ...
-
Müteverrî
:
-
Memnû' ve haram olan ve günah ve hürmet şüphesi bulunan şeylerden ...
-
Müttekî
:
-
Haram ve memnû' olan şeylerden sakınan kimsedir. Müteverri' ile m ...
-
Müvella
:
-
Mahalli hakimin bakmasına mâni' bulunduğu hallerde, hukûkî bir ih ...
-
Müzâraa
:
-
Bir taraftan arâzî diğer tarafdan amel yâni ziraat olmak ve hasıl ...
-
-
Müzâyede
:
-
Ziyâdeleştirmek, artırmak demektir. Vakıf akarların icârı ve hası ...
-
Nakîb-i İmâret
:
-
Nekâbet maddesindendir. Nekâbet, şereflilik, ululuk manasına gel ...
-
Nakip
:
-
Bir cemaatin büyüğü, bir cemaatin işlerine bakan zat tekyelerde ş ...
-
Narh - Nark
:
-
Satılık şeyin tâyin olunan bahasıdır. Arapça'da si'r denir. Çoğu ...
-
Nazır
:
-
Görüp gözeten demektir. Vakıf ıstılâhında, mütevellî manâsında ku ...
-
Nâzırı Imaret
:
-
Bkz. İmâret Nazırı.
-
Nazır-ı Vakf
:
-
Mütevellînin tasarruf ve muâmelelerine nezâret ve bunları mürâkab ...
-
Nekkad
:
-
Müessesât-ı hayrîyye hademesinden vakt-ü zamanında vazifeleri baş ...
-
Nekkad-ı Kendüm
:
-
İmârethâne ve hastahâne gibi vakıf müesseselerde buğday ayıklayıp ...
-
Nekkâd-ı Ürz
:
-
İmârethâne ve hastahâne gibi hayrî vakıf müesseselerde pirinç ayı ...
-
Nesl
:
-
Zürriyet demektir. Erkek ve kız çocukları ve bunların feri'lerini ...
-
Neslen Ba'de Neslın
:
-
Nesil nesil demektir. Te'bid ifâde eder. Batnen ba'de batnin gibi ...
-
Nezaret
:
-
Lûgatte bakmak demektir. İstılahda görüp gözetmek, mürâkabe etmek ...
-
Nıkz-ı Vakf
:
-
Vakfın enkazıdr ki asl-ı vakıfdandır.
-
Nizâmlı Gedik
:
-
Sultan Mahmud haremeyn icâreteynli vakıf gedikleridir ki te'min-i ...
-
Nukûd-ı Mevkûfe
:
-
Vakfolunan paralardır. Vakf olunacak malın akar olması icâb ettiğ ...
-
Nüzûl Anil-vazîfe
:
-
Mütevellî, câbi gibi cihet sahiblerinin başkalarına tevcîh edilme ...
-
Örf
:
-
İyi adet manâsındadır. İşde de, sözde de kullanılır. Adet iyi ve ...
-
Örf-i Belde Gediği
:
-
Yerden bir nevi' daimi intifa' hakkıdır. Şöyle ki İzmir ve Manisa ...
-
Paftos Gediği
:
-
Şehir ve kasaba haricindeki bazı arziden diami surette intifa' ha ...
-
Rakabe
:
-
Aslında boyun demektir. Bir şey'in zatına ve maddi vücuduna da ra ...
-
Rakabe Etmek
:
-
Bir vakfın gallesini "gelirini" vakfın aslına ilave etmektir.
-
Ravza-i Mutahhara
:
-
Ravza bahçe demektir. Çoğulunda riyâz denir. Ravza-i mutahhara Ne ...
-
Rehn-i Kavi
:
-
Kıymeti borç mikdarı veya daha az olan ve medyunun temerrüdü hali ...
Vakıf Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
|