eng

Atasözleri Sözlüğü (4)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
4. Sayfa
ardından sapan taşı yetişmez :
çok hızlı koşuyor.
arı bal alacak çiçeği bilir :
işini bilen kimse nereye başvuracağını bilir.
arı bey olan kovana üşer :
halk, kendisine önderlik edecek kişinin çevresinde toplanır.
arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur :
çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç eld ...
arı kızdıranı sokar :
kişi, sonunda öleceğini de bilse kendisini sinirlendirene saldırı ...
arı söğüdü, akıllı öğüdü sever :
herkes işine yarayan şeyi benimser.
arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar :
yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
arık ata kuyruğu da yüktür :
güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir.
arık etten yağlı tirit olmaz :
değersiz kişiden yararlı iş, verimsiz tarladan bol ürün beklenmez ...
arık öküze bıçak olmaz (çalınmaz) :
1) güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir; 2) kendisinden yararla ...
arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur) :
bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde ...
arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim :
kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşı ...
arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez :
herkes kendi karakterine göre davranışta bulunur.
armudu soy ye, elmayı say ye :
armut kabuğu soyularak elma da aşırı gidilmeden sayıyla yenilmeli ...
armudun iyisini (dağda) ayılar yer :
kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kulla ...
armudun önü kirazın sonu :
armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli.
armut dalının dibine düşer :
bir kimse önce yakınlarına yararlı olur.
arpa eken buğday biçmez :
kötü davranışın karşılığı iyi olmaz.
arpa samanıyla, kömür dumanıyla :
yararlanılan nesneleri eksiklikleriyle birlikte kabullenmek gerek ...
arpa unundan kadayıf olmaz :
kötü gereçle iyi şey yapılamaz.
arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez :
bir kişinin verimli olarak iş görmesi, onun geçiminin sağlanmasın ...
arpacıya borç eden ahırını tez satar :
bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez.
arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır :
arsız hiçbir şeyden utanmadığı için elbise diye çul da giyse salı ...
arsızın yüzüne tükürmüşler 'yağmur yağıyor' demiş :
arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur.
arslan postunda gönül dostunda :
her şey kendi yerinde değer kazanır.
arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser :
haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda a ...
arşın malı kantar ile satılmaz :
bir nesne için kullanılan ölçü, niteliği ayrı olan başka bir nesn ...
artık mal göz çıkarmaz :
ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarı ...
asıl azmaz, bal kokmaz :
bir kimse veya nesne, ne denli biçim değiştirirse değiştirsin asl ...
asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı :
asil insanla beraber bulunmak her şartta faydalıdır, en iyi şartl ...
aslan kocayınca sıçan deliği gözetir :
güçlü olduğunda ağır ve büyük işler yapan, büyük kazançlar elde e ...
aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir :
güçlü kimsenin korkutucu sözleri, güçsüzü kıpırdayamayacak duruma ...
aslan postunda, gönül dostunda :
canlı, cansız her şeyin bir yakışığı vardır, insan onları bu duru ...
aslan yatağından (yattığı yerden) bellidir (belli olur) :
bir kimsenin oturduğu yerin durumu, onun kişiliğini belli eder.
aslını saklayan (inkâr eden) haramzadedir :
kişi yoksul, görgüsüz bir aileden gelmekle değersiz olmaz, toplum ...
astar bol olmayınca yüze gelmez :
bir iş yapmak için gerekli olan şeyler, ölçü biraz geniş tutulara ...
aş taşınca kepçeye paha olmaz :
sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.
aş tuz ile, tuz oran ile :
bir şeyin hoşa gitmesi onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu ...
aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur :
güzel şey, iyi gereç kullanılarak meydana gelir, bundan da iş yap ...
âşığa Bağdat sorulmaz :
bir şeye çok istekli olan kimse, o şeyi elde etmedeki zorlukları ...
âşığa Bağdat uzak (ırak) değil (gelmez) :
bir şeyi elde etmek için aşırı istekli olan kimseye, bu uğurda ka ...
âşığın gözü kördür :
kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği ...
âşık âlemi kör, dört yanını duvar sanır :
aşktan gözü kararmış kimse, hoş karşılanmayacak aşırı davranışlar ...
aşık daima bey oturmaz :
işi çoğunlukla iyi giden bir kimse, talihinin her zaman ona yâr o ...
aşını, eşini, işini bil :
sağlık ve mutluluk içinde yaşamak isteyen kişi, yiyeceğine dikkat ...
aşk ağlatır, dert söyletir :
âşığın yüreği yaralıdır ve daima ağlar, bir derdi olan da herkese ...
aşk olmayınca meşk olmaz :
güçlü bir istek olmayınca hiçbir şey elde edilemez.
aşure yemeye giden kaşığını cebinde taşır :
bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır.
at arıklıkla, yiğit gariplikle :
zayıf ve garipken kişiliklerini yitirmeyip görevlerini başarı ile ...
at at oluncaya kadar sahibi mat olur :
bir çocuğu, bir işçiyi yetiştiren her bakımdan çok yorulur, yıpra ...
at beslenirken kız istenirken :
at bakımlı olduğunda satılmalı, kız da güzelliği geçmeden evlendi ...
at binenin, kılıç kuşananın :
her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.
at binicisine (sahibine) göre kişner (eşinir) :
insanlar başlarında bulunan kişinin etkisi altında kalarak onun t ...
at binicisini bilir (tanır) :
işçi, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmala ...
at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz :
bir işi başarabilmek için gerekli olan koşullar her zaman eksiksi ...
at görür aksar, su görür susar :
meraklı kimse öğrenmek istediği bilgiye ulaşabilmek için her yola ...
at ile avrat yiğidin bahtına :
kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kal ...
at olur, meydan olmaz (bulunmaz), meydan olur (bulunur), at olmaz (bulunmaz) :
gerekli şartlar her zaman bir arada bulunmaz.
at ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şan (namı) kalır :
yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır ...
at ölür, itlere bayram olur :
değerli kimselerden birinin ölümü veya görevden ayrılması, kimi z ...
at var, meydan yok :
yapacak güç var ancak kullanma imkânı yok.
at yedi günde, it yediği günde (belli olur, semirir) :
değerli kişilikler zamanla gelişir, kısa sürede beliren kişilikle ...
at yiğidin yoldaşıdır :
bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım ...
at, adımına göre değil, adamına göre yürür :
atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi bir işin g ...
ata arpa, yiğide pilav :
canlıların güçleri, gelişmelerine yarayan şeylerle artar.
ata binen nalını, mıhını arar :
kişi, kullanacağı şeyin ayrıntılarına dikkat etmelidir.
ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma :
ata bindiğin zaman hayvanı hırpalama, attan indiğin zaman da onun ...
ata da soy gerek, ite de :
bütün yaratıkların soylusu üstün niteliktedir.
ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli :
çalışanınızı iyi beslerseniz onun gücü artar ve daha verimli işle ...
ata dostu oğla mirastır :
baba dostları, babamızdan bize kalan miras gibidirler, bizi kolla ...
ata eyer gerek, eyere er gerek :
bir işletmeyi önce donatıp sonra da iyi bir yöneticiye teslim ede ...
ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek :
babadan kalan mal kalıcı değildir, çabuk biter; kişinin gerçek ma ...
atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta :
ana baba, çocuğuna mutlu bir yaşam sağlamaya çalışır ancak kaderd ...
atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar :
büyüklerinin sözünü tutmayıp onların gösterdikleri yoldan gitmeye ...
atanın sanatı oğla mirastır :
bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.
atasını tanımayan Allah'ını tanımaz :
babaya itaat etmeyen kimse, ana ve babaya itaat etmeyi buyuran Ta ...
ateş demekle ağız yanmaz :
kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş ...
ateş düştüğü yeri yakar :
bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzü ...
ateş olmayan yerden duman çıkmaz :
küçük de olsa birtakım belirtilerin önemli olaylara işaret olduğu ...
ateş olsa cirmi kadar yer yakar :
hasmın pek önemsenmediğini anlatan bir söz.
ateşle barut bir yerde durmaz (olmaz) :
kızla erkeğin baş başa yalnız kalmaları kötü sonuçlar doğurabilir ...
atı atasıyla, katırı anasıyla :
soylu kişiden korkulmaz, soysuz kişiden korkulur.
atılan ok geri dönmez :
iyi düşünmeden yaptığımız işlerden pişman olarak geri dönmek iste ...
atım tepmez, itim kapmaz deme :
size çok bağlı olan kimseler bile zaman gelir sizi incitebilirler ...
atın bahtsızı arabaya düşer :
değerli ama talihsiz kimseler, kişiliklerine uygun olmayan ağır v ...
atın dorusu, yiğidin delisi :
atın doru renkli olanı, kişinin ise gözünü budaktan esirgemeyeni ...
atın ölümü arpadan olsun :
çok sevilen bir şey yapılırken veya sevilen bir yiyecek yenilirke ...
atın tepmezi, itin kapmazı olmaz :
size çok bağlı olan kimseler bile zaman gelir sizi incitebilirler ...
atın ürkeği, yiğidin korkağı :
at da kişi de hep tehlike içinde imişler gibi uyanık olmalıdırlar ...
atın varken yol tanı, ağan varken el tanı :
elde imkân varken gezip dolaşmak, dost edinmek gerekir.
atına bakan ardına bakmaz :
görevini eksiksiz yapan, aracını iyi kullanan kimse kendisini köt ...
atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz :
küçükler büyüklerin yanında hadlerini bilmelidir.
atlar tepişir, arada eşekler ezilir :
büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür.
atlıya saat olmaz :
elinde bol imkânlar olan kimse, uzun bir süre içinde yapılabilece ...
atta karın, yiğitte burun :
iyi koşan atın karnı, yiğit erkeğin burnu büyük olur.
atta, avratta uğur vardır :
insana atı ve evlendiği kadın uğur getirir.
attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek :
soylu kimse yüzünden başımıza gelen felaketi çabuk atlatırız, soy ...
av avlanmış, tav tavlanmış :
olan olmuş, iş işten geçmiş, artık yapacak bir şey yok.
av avlayanın, kemer bağlayanın :
bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, ...
av köpeği avdan kalmaz :
hazıra konmayı alışkanlık yapmış kimse her zaman bu yolu izler.