eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Atasözleri Sözlüğü (B - 2)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Atasözleri Sözlüğü (B - 2. Sayfa)
bıçak kınını kesmez
:
kötüler yararlandıkları kimselere kötülük etmekten çekinirler.
bıçak yarası geçer (onulur), dil yarası geçmez (onulmaz)
:
hakaret, ağır söz vb. gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unu
...
bıldır yediği hurmalar, bu yıl götünü tırmalar
:
aradan bir yıl geçmiş, davranışının karşılığını şimdi görüyor, ya
...
bıldırcının beyliği arpa biçimine kadardır
:
her kazancın bir sonu vardır.
bilmemek ayıp değil, öğrenmemek (sormamak) ayıp
:
insanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi s
...
bin bilsen de bir bilene danış
:
bir insan bir şeyi ne kadar iyi bilirse bilsin, gene de onu kendi
...
bin dost az, bir düşman çok
:
dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir te
...
bin işçi, bir başçı
:
her işe, baş olacak bir kimse gerekir.
bin nasihatten bir musibet yeğdir
:
yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
bin ölçüp bir biçmeli
:
yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, son
...
bin tasa bir borç ödemez
:
borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.
binicinin sağı solu olmaz
:
1) uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur; 2
...
bir (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin duymasın (görmesin)
:
birine yaptığın iyiliği gizli tut.
bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım
:
tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı i
...
bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır
:
iyilik küçük de olsa unutulmaz.
bir adama kırk gün (deli dersen deli, akıllı dersen akıllı olur) ne dersen o olur
:
sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar,
...
bir ağaçta gül de biter, diken de
:
bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.
bir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk da
:
bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.
bir ağızdan çıkıp (çıkan) bin dile (ağza) yayılır
:
ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır.
bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
:
bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o den
...
bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun
:
altın harcanıp gider, toprak ise sürekli ürün veren, para getiren
...
bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
:
çok çocuğu olan baba, her çocuk babasına bakılmasını ötekinden be
...
bir baş soğan bir kazanı kokutur
:
kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğ
...
bir başa bir göz yeter
:
azla yetinmek gerekir.
bir buldu iki ister, akça buldu çıkın ister
:
hırslı insanlar, hiçbir zaman ellerindekiyle yetinmez, daima daha
...
bir çiçekle bahar (yaz) olmaz
:
1) küçük, güzel bir belirti ile doyurucu sonuca ulaşılmaz; 2) çap
...
bir çöplükte iki horoz ötmez
:
bir yerde iki kişi baş olmaz.
bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış
:
bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş
...
bir dirhem et bin ayıp örter
:
biraz kilo almak pek çok kusuru örter.
bir dokun bin ah işit (dinle) (kâseifağfurdan)
:
insanları konuşturmak için biraz dertlerini deşmek yeter.
bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir
:
sonbaharda ekilen bir dönümlük yerden, yazın ekilen on dönümlük y
...
bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar
:
bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz.
bir elin nesi var, iki elin sesi var
:
başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.
bir elin sesi çıkmaz
:
1) bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli
...
bir ev (gemi) donanır, bir kız (çıplak) donanmaz
:
bir kızı donatmak, bir ev düzmekten daha güç, daha masraflıdır.
bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz
:
bir evde iki kız olursa her biri bir taraftan aileyi sıkıştırıp g
...
bir felaket bin nasihatten yeğdir
:
yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı (hakkı) vardır
:
iyilik küçük de olsa unutulmaz.
bir fit bin büyü yerini tutar (yerine geçer)
:
bir kimseyi başkasına karşı kışkırtmak için ara bozacak bir söz,
...
bir görüş bir kör biliş
:
bir kez görmekle bir şey iyice anlaşılmaz, öğrenilmez.
bir göz ağlarken öbür göz gülmez
:
keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.
bir günlük beylik beyliktir
:
hoşa giden bir durum, kısa da sürse çekici ve güzeldir.
bir inat, bir murat
:
inatçı kişi, her inadında istediği bir şeyi elde eder.
bir kararda bir Allah
:
gücü, büyüklüğü eksilmeyip aynı kalan yalnızca Tanrı?dır.
bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece
:
sıkıntı veya yalnızlık yüzünden iki dost bile birbiriyle dalaşır,
...
bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
:
bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir.
bir kimsenin adı çıkacağına canı çıksın
:
insanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı on
...
bir koltuğa iki karpuz sığmaz
:
aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.
bir korkak bir orduyu bozar
:
bir toplumda korkak kişi, kaygılı, heyecanlı sözleriyle kargaşa ç
...
bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)
:
bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere
...
bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
:
herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele a
...
bir mum al da derdine yan
:
başkalarıyla uğraşacağına kendi durumunu düşün.
bir selam bin hatır yapar
:
selam bir ilgi ve sevgi belirtisidir, gönül kazanmakta büyük önem
...
bir sıçrarsın, iki sıçrarsın, sonunda yakalanırsın çekirge
:
birkaç kez saklanabilen bir suç günün birinde ortaya çıkarak yapa
...
bir söyle on dinle
:
az konuşup çok dinlemek yararlı olur.
bir sürçen atın başı kesilmez
:
şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptı
...
bir tepe yıkılır, bir dere dolar
:
dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanı
...
bir tutam ot deveye hendek atlatır
:
ufak bir para veya iyilik insana güç işler yaptırır.
bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
:
kötü yaradılışlı, kötü huylu kişi, çevresine hep kötülük aşılar,
...
bir varmış bir yokmuş
:
masal gibi geçip gitmiş, artık hayal olmuş.
bir vuruşla ağaç devrilmez
:
olumlu bir sonuç elde etmek için, tek bir girişimle yetinmemeli,
...
bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
:
oturmayacağını belirten konuk yatıya kalır, yemeyeceğini söyleyen
...
biri bilmeyen bini hiç bilmez
:
küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyilikle
...
biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar
:
herkesin yararlanabileceği şeyden bazıları yararlanır da başkalar
...
birlikten kuvvet doğar
:
toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar.
bitli baklanın da kör alıcısı olur
:
işe yaramaz da olsa her şeyin isteklisi bulunur.
biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye
:
bizim işe yaramaz diye vazgeçtiğimizi başkaları değerli buldu.
biz bize benzeriz
:
aramızda fark yok, özelliklerimiz veya tutum ve davranışlarımız a
...
biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz
:
birbirimizi çok yakından tanırız, onun öyle bir üstün durumu olma
...
bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar
:
bize yabancı duran yakınımız, dostumuz, akrabamız başkalarına rah
...
bodur tavuk her gün (dem) piliç
:
kısa boylular olduklarından daha genç görünürler.
boğaz dokuz boğumdur
:
bir söz iyice düşünmeden söylenmemelidir.
bok boku kenefte bulur
:
kötüler birbirlerini nerede bulacaklarını bilirler ve orada buluş
...
boka nispetle tezek amberdir
:
çok kötü bir şeyin yanında, ondan daha az kötü olanı güzel görünü
...
bol bol yiyen bel bel bakar
:
kazandığını ölçüsüzce harcayan ve ilerisi için bir şey artırmayan
...
borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek
:
borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu
...
borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol
:
tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kims
...
borç iyi güne kalmaz
:
borcu ilk fırsatta ödemek gerekir.
borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir
:
birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.
borç ödenir, kira ödenmez
:
kiracı olmaktansa, borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.
borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
:
borç zamanında ödenmezse borçluluk duygusu gevşer, hastalık uzun
...
borç vermekle, düşman vurmakla
:
borç vermekle, düşman vurmakla yok edilir.
borç yiğidin kamçısıdır
:
borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.
borç yiyen kesesinden yer
:
borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de gü
...
borçlu ölmez, benzi sararır
:
borç kişiyi öldürmez ancak hasta edecek kadar üzer.
borçlunun dili kısa gerek
:
borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağ
...
borçlunun duacısı alacaklısıdır
:
borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacakl
...
borçlunun yalımı alçak olur
:
borçlu, özellikle alacaklısının yanında göğsünü gere gere gezemez
...
borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir
:
yoksulluk ve sıkıntı içinde olup da bey adı taşımaktansa borçsuz
...
borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar)
:
borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi duru
...
bostan gök iken pazar(lık) yapılmaz
:
ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı.
bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz
:
çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse yakalanıp ceza göre göre i
...
boş başağın başı dik olur
:
bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.
boş başak dik durur
:
bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.
boş çuval ayakta (dik) durmaz
:
1) karnı doymayan kimse çalışamaz; 2) bilgisiz ve yeteneksiz bir
...
boş eşek yorga gider
:
üzerinde bir görev bulunmayan kaygısız kişi, rahat rahat, istediğ
...
boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
:
çalışmak insanı tembellikten kurtarır.
boş ite menzil olmaz
:
aylak kimsenin yeri yurdu belli değildir.
boş torba ile at tutulmaz
:
çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz.
boşa kodum dolmadı, doluya kodum almadı
:
içinden çıkılmayan güç bir durum karşısında söylenen bir söz.