eng

Atasözleri Sözlüğü (G - 1)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Atasözleri Sözlüğü (G - 1. Sayfa)

gafile kelam, nafile kelam :
gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.
gailesiz baş, yerin altında :
herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.
gammaz olmasa tilki pazarda gezer :
yasal olmayan yollardan gizlice çıkar sağlayan kişi, yakayı ele v ...
garibe bir selam bin altın değer :
yabancı yerde tek başına kalan kimseye karşı gösterilecek küçük b ...
garip itin kuyruğu bacağı arasında (götünde, kıçına kısık) gerek (olur) :
sığıntı durumunda olan kişi, yabancı bir yerde hiçbir şeye karışm ...
garip kuşun yuvasını Allah yapar :
garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.
gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar :
kişi, inançları ayrı da olsa, hoşlanmasa da geçimini sağlayan kim ...
gece gözü, kör gözü :
geceleyin iyi iş yapılamaz.
gece işi, körler işi :
gece yapılan iş verimli olmaz.
geceler gebedir :
her sabah yeni olaylarla karşılaşırız.
geç olsun da güç olmasın :
çeşitli engeller yüzünden gerçekleşemeyen işlerde avunmak için sö ...
geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni :
namerde karşı minnet altında kalmaktansa sıkıntıya katlan.
geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler :
geçmişte kalan olayların üzerinde durulmasında bir yarar yoktur.
geçti Bor'un pazarı (sür eşeğini Niğde'ye) :
artık iş işten geçti.
gel demesi kolay ama git demesi güçtür :
bir kimseyi işe almak, bir misafir çağırmak kolaydır ancak bir ki ...
gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme :
çağrıldığın yere gitmekten çekinme, gelme denilen yere de gitme, ...
geldik yüze, çıktık düze :
kasım ayından sonra gelen yüzüncü günde, 15 şubatta kışın soğuk g ...
geleceği varsa göreceği de var :
kötülük yapmaya kalkışacak olursa karşılığını elbette görür.
gelen ağam giden paşam :
yönetim kimde olursa olsun benim için fark etmez.
gelen gidene rahmet okutur :
beğenmediğimiz bir kişinin yerine öyle birisi gelir ki eskisini a ...
gelen gideni aratır :
beğenmediğimiz bir kişinin yerine öyle birisi gelir ki eskisini a ...
gelene git denilmez :
kendiliğinden gelen bir konuk geri çevrilmez.
gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş :
toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değer ...
gelin eşikte, oğlan beşikte :
bir eve gelin gelir gelmez bebek hazırlıklarına başlamak gerekir.
gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz :
her eve gelin girmeyebilir ama ölüm kesinlikle girer.
gelini ata bindirmişler 'ya nasip' demiş :
kesin sonuç alınmadan hiçbir işe olup bitti gözüyle bakılmaz.
gem almayan atın ölümü yakındır :
söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür.
gemisini kurtaran kaptan :
güç bir duruma düşüldüğünde ne yapıp edip kendisini veya yakın çe ...
gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir :
insan gençliğinde yaptığı şeylerin çoğunu yaşlandığında yapamaz v ...
gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan :
kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında ç ...
gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı :
kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında ç ...
gezen ayağa taş değer (dolar) :
gereksiz yere gezen kişi, kendisine zararı dokunacak şeylerle kar ...
gezen kurt aç kalmaz :
geçimini sağlamak için gezip dolaşan, şuraya buraya başvuran kişi ...
giden gelse dedem gelirdi :
ölen bir kimse dirilemeyeceği gibi elden çıkan bir şey de bir dah ...
gidilmeyen yer senin değildir :
gidemediğiniz yerinizin, kullanamadığınız malınızın size bir yara ...
gidip de gelmemek var, gelip de görmemek (bulmamak) var :
uzak bir yere giden kişi dönmeyebilir, dönebilse de ayrılırken bı ...
gizlide gebe kalan aşikârede doğurur :
toplum içinde hiçbir davranış gizli kalmaz.
göğe direk, denize kapak olmaz :
hem gereksiz hem de gerçekleştirilmesi hayale bile sığmayan şeyle ...
gökten ne yağdı da yer kabul etmedi :
büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler.
gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar :
kadınların düğün ve eğlence için katlanamayacakları fedakârlık yo ...
göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar :
yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
gön yufka yerinden delinir :
her iş en çürük yerinden patlak verir.
gönlün yazı var, kışı var :
insan kimi zaman sevinçli, kimi zaman da üzüntülü olabilir.
gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz :
kolay kolay onarılamayacağı için bir kimsenin özellikle de dostla ...
gönül ferman dinlemez :
gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
gönül kimi severse güzel odur :
güzellik anlayışı kişiden kişiye değişir.
gönül kocamaz :
insanlar yaşlansalar da gönüllerindeki sevgi ve istekler tazeliği ...
gönül var otluğa, gönül var bokluğa (konar) :
iyi ve güzel şeyleri seven yüksek ruhlu insanlar olduğu gibi kötü ...
gönül verme evliye, eve gider unutur :
bir kadın, evli bir erkeğe gönlünü kaptırmamalıdır.
gönülden gönle yol vardır :
sevgi karşılıklıdır.
gönüller bir olunca samanlık seyran olur :
birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.
gönülsüz namaz göğe ağmaz :
isteksiz yapılan bir işten hayır gelmez.
gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş :
istenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.
gördün deli, savul geri! :
dengesiz kimselerden uzak durmak gerekir.
gören gözün hakkı vardır :
yiyecek veya imrenilecek bir şeyi görene o şeyden vermek gerekir.
görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler? :
iyi eğitim alanlar aldıkları eğitimin gereğini yaparlar, iyi eğit ...
görmemiş görmüş, güle güle ölmüş :
görgüsüz kişi, günün birinde ummadığı bir şeyi elde ederse sevinc ...
görmemişin oğlu olmuş (çekmiş, çükünü koparmış) :
görgüsüz kimse ummadığı bir şeyi elde ettiğinde ne yapacağını şaş ...
göründü Sivas'ın bağları :
umutla beklenen sonuç ters yönde gelişti.
görünen dağın (köyün) uzağı olmaz :
bir durumun nasıl sonuçlanacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok ...
görünen köy kılavuz istemez :
ne kadar gizlense de gerçekler ortadadır.
götüne güvenen borazancıbaşı :
başarabileceğinize eminseniz büyük işlere girişiniz.
göz gördüğünü (ağız yediğini) ister :
kişi, her zaman gördüğü, (yemeye) alıştığı güzel şeyleri arzular.
göz görmeyince gönül katlanır :
yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabi ...
göz görür, gönül ister (çeker) :
kişi, görmediği şeyi istemez; görüp beğendiği şeye karşı istek du ...
göz görür, gönül katlanır :
kişi, sevdiği bir kimsenin uzak yere gitmesi durumunda onunla gör ...
göz terazi, el mizan :
elle tartıp ağırlığı, gözle bakıp hacmi tahmin edebiliriz.
gözden ırak olan gönülden de ırak olur :
ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır.
göze yasak olmaz :
bir kimseye veya nesneye bakılmasını kimse önleyemez.
gözlüye gizli yoktur :
görmesini bilen kişiden hiçbir şey gizlenemez.
gözü göz değil :
iyi insan olmadığı bakışından belli oluyor.
gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz :
her zaman çıkar peşinde koşan kişi, tehlikelerden uzak kalamaz.
gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz :
her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahi ...
gül dikensiz olmaz :
iyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bu ...
gülme komşuna, gelir başına :
birinin başına gelen kötü bir durum senin de başına gelebilir.
gülü seven dikenine katlanır :
insan sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara ...
gümüş sağ olsun, altın gidekosun :
eldeki şey, elde edilmesi güç olan daha değerli bir şeyden üstün ...
gün bugün :
1) bugün ne yapabilirsen kazancın odur; 2) bugün kim işbaşında, k ...
gün doğmadan kimliği söylenmez :
bir iş iyice belli olmadan sonucu hakkında yargı yürütülemez, yar ...
gün doğmadan neler doğar :
beklenmedik bir sırada umut verici durumlarla da karşılaşma imkân ...
gün geçer, kin geçmez :
aradan uzun zaman geçse de bir kimsenin başkasına karşı beslediği ...
gün güne uymaz :
bir günün işleri, durumları, şartları başka bir gününkine uymaz.
gün ola harman ola :
bir gün onun da zamanı gelir.
gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez :
öyle zaman olur ki bir aylık kazanç insanı bir yıl geçindirir, öy ...
gün varken davarını eve götür :
işlerini en uygun zamanda yap.
günah benden gitti (gitsin) :
ben görevimi yaptım, bundan sonrası için sorumluluk kabul etmem.
gündüzün mum yakan geceleyin bulamaz :
her şey gerektiği yerde ve zamanda harcanmalıdır.
güne göre kürk giyinmek gerek :
kılık kıyafetimizi zamanın koşullarına uydurmalıyız.
güneş balçıkla sıvanmaz :
herkesin bildiği gerçek inkâr edilemez.
güneş girmeyen eve doktor girer :
güneşsiz evde hastalık eksik olmaz.
gürültü istemeyen kazancı (bakırcı) dükkânına girmez (hırkasını başına çeker) :
kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde göre ...
güttüğüm domuzu bana öğretme :
yıllardır tanıdığım bir kimsenin huylarını da bilirim.
güvenme (inanma) dostuna, saman doldurur postuna :
dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirl ...
güvenme varlığa, düşersin darlığa :
varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonra ...
güzel bürünür, çirkin görünür :
güzeller nazlı olur, çirkinler ise kendilerini beğendirmeye çalış ...
güzele bakmak sevaptır :
güzele bakarken Tanrı?nın neler yarattığını düşünür ve büyüklüğün ...
güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz :
değerli olan yüz güzelliği değil huy güzelliğidir.
güzele ne yakışmaz (yaraşmaz) :
güzel ne giyse yakışır.
güzeli herkes sever :
bütün insanlar güzellere ve güzel olan şeylere karşı sevgi besler ...
güzellerin talihi çirkin olur :
güzeller kendilerine yaraşan bir yaşayışı her zaman bulamadıkları ...