eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Atasözleri Sözlüğü (Y - 1)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Atasözleri Sözlüğü (Y - 1. Sayfa)
ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli
:
buranın şartlarına uymalı veya buradan ayrılmalı.
ya deve ya deveci (deve üstündeki hacı)
:
ilerisi için verdiğim sözden korkmuyorum, o zamana kadar şartlar
...
ya devlet başa ya kuzgun leşe
:
sonunda büyük bir başarıya ulaşmak için yok olma tehlikesi bile g
...
yabancı koyun kenara yatar
:
bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz,
...
yabancı kuşun başı kanadı altında olur
:
bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz,
...
yad elde beylik sürmeden, yurtta züğürt gezme yeğdir
:
gurbete düşmüş bir insan, ne denli varlık içinde bir yaşam sürüyo
...
yağ yiyen köpek tüyünden belli olur
:
durup dururken yaşama düzeyinde bir yükselme olan kişi, kendisind
...
yağına kıymayan çöreğini yoz (kuru) yer
:
bir iş için gerektiği kadar fedakârlıkta bulunmayan kişi sonucun
...
yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın
:
yağmurdan yararlanacakların sayısı zarar göreceklerden daha fazla
...
yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) akrabadan yeğdir (iyidir)
:
ilgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiç
...
yalancının evi yanmış, kimse inanmamış
:
yalan söylemeyi huy edinen kimsenin sözlerine, gerçeği söylediği
...
yalancının mumu yatsıya kadar yanar
:
söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır.
yalnız kalanı kurt yer
:
yardımcısı bulunmayan kişi, kendini tehlikeden koruyamaz.
yalnız öküz çifte (boyunduruğa) koşulmaz
:
iki kişi ile yapılması gereken bir işi tek kişi ile yapmaya kalkı
...
yalnız taş, duvar olmaz
:
nasıl bir tek taş ile duvar örülmezse insan da tek başına önemli
...
yalnızlık, Allah'a mahsustur (yaraşır)
:
insan ancak toplumsal dayanışma ve iş bölümü içinde rahat ve huzu
...
yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat
:
komşun kötü ise başka bir yere göç, eşin geçimsizse ayrıl, atın a
...
yanık yerin otu tez biter
:
kişinin yüreğini yakan acı, az zaman sonra küllenir, yerini yeni
...
yanlış hesap Bağdat'tan döner
:
ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa düzeltilebilir.
yanmış harmanın öşrü alınmaz
:
önce verimli iken kazaya uğramış olan şeyden, artık gelir, verim
...
yapı taşı yerde kalmaz
:
değerli kimse boşta kalmaz, kendisine bir iş verilir.
yapı taşı, yapıdan (yerde) kalmaz
:
değerli kimse boşta kalmaz, kendisine iş verilir.
yâr beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın
:
bir dostun verdiği armağan küçük ve değersiz olsa bile verilen ki
...
yar, yakıldığı gün tozar
:
bir felaket meydana geldiği anda büyük bir tepki ve panik yaratır
...
yara sıcakken sarılır
:
bir acıyı dindirmek için gereken yardım hemen yapılmalıdır.
yaralı kuşa kurşun sıkılmaz
:
birinin düşkünlüğünden yararlanarak ondan öç almak doğru değildir
...
yarası olan gocunur (gocunsun)
:
bir işte sorumlu aranırken kusuru olan kimse telaşa düşer.
yârden mi geçersin, serden mi?
:
insan ne kendinden ne de sevdiklerinden kolay kolay vazgeçemez.
yarım elma, gönül (hatır) alma
:
armağan küçük de olsa gönül almaya yeter.
yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder
:
bir iş, uzmanına değil de o işten anlamayana yaptırılırsa istenil
...
yarınki kazdan bugünkü tavuk (yumurta) yeğdir
:
sağlanmış bir kazanç beklenen, umulan daha büyük bir kazanca feda
...
yaş kesen baş keser
:
çeşit çeşit yararları olan ağacı sadece odun sağlamak için kesen
...
yaş yetmiş iş bitmiş
:
yaşı ilerlemiş insandan fayda beklenmez.
yaşı at pazarında sorarlar
:
akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden dah
...
yaşın arasında (yanında) kuru da yanar
:
beğenilmeyen tutumlarından dolayı cezalandırılan kişiler yanında
...
yatan (hasta yatan) ölmez, eceli yeten ölür
:
hasta olan eceli gelmemişse ölmez; sapasağlam biri de eceli gelmi
...
yatan (yatar) aslandan (kurttan), gezen (yeler) tilki yeğdir (iyidir)
:
1) az güçlü olup çalışan, çok güçlü olup çalışmayandan daha başar
...
yatan ölmez, yeten ölür
:
hasta olan eceli gelmemişse ölmez; sapasağlam biri de eceli gelmi
...
yatanın yürüyene borcu var
:
1) çalışmayanın sürekli olarak çalışana borcu vardır; 2) çalışmay
...
yatsının faziletini güveyden sormalı
:
eskiden gerdeğe yatsı namazından sonra girildiğinden güvey için y
...
yavaş atın tekmesi yavuz olur
:
yumuşak huylu kimseler öfkelendiklerinde aşırı davranışlarda bulu
...
yavaş tükürüğün sakala zararı var
:
sert davranmak gereken durumlarda gevşek davranan kişi bu tutumun
...
yavru kuş, yuvada gördüğünü yapar
:
aile içinde edinilen görgü, eğitimin temelidir.
yavuz hırsız ev sahibini bastırır
:
biri, suçunu zarar verdiği kimseye yüklediğinde söylenen bir söz.
yayı, atıcısına vermeli
:
ülkenin yönetimine, bunu başarıyla yerine getirebilecek olanlar s
...
yaz yalan, kış gerçek
:
yazın yaşama koşulları kolay kışın zordur, tıpkı bunun gibi bazı
...
yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı
:
yetiştirdiğimiz, büyüttüğümüz gençler, bizi beğenmezler.
yazın araması, kışın taraması olmazsa herkes besler mandayı
:
iyi bir iş yapılmaya çalışılırken karşılaşılan sıkıntılara herkes
...
yazın başı pişenin, kışın aşı pişer
:
1) yazın güneş altında çalışan, ailesinin kışlık ihtiyacını kazan
...
yazın çalışan, kışın gülüşür
:
yazın çalışan kışın rahat eder.
yazın gölge hoş, kışın çuval boş
:
1) yazın keyifli yerlerde tembel tembel oturan kışın yiyecek bula
...
yazın gölge kovan, kışın karın ovar
:
yazın çalışmayıp keyif ve zevk ile vakit geçiren çiftçi, nasıl kı
...
yazın sıcakta terleyen, kışın soğukta üşümez
:
yazın çalışan kışın rahat eder.
yazın yorulmayan, kışın kurulmaz
:
yazın çalışan kışın rahat eder.
yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır
:
iki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı olu
...
yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır
:
hoppa züppe kimseler, hiçbir yerde barınamazlar; ağırbaşlı olanla
...
yel gibi gelen sel gibi gider
:
emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.
yel kayadan ne koparır (alır, anlar, aparır)
:
sağlam karakterli kişiler, sağlam temele dayanan işler önemsiz et
...
yel üfürdü, sel (su) götürdü
:
mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi.
yem istemez, su istemez
:
elde tutulması hiçbir külfet getirmez.
yemeyenin malını yerler (demine hu çekerler) (üstüne bir bardak su içerler)
:
pintinin yemeye kıyamayarak biriktirdiği malı, sağlığında gücünün
...
yemin etsem başım ağrımaz
:
gerçek olduğuna korkmadan yemin ederim.
yemişsiz ağaca taş atmazlar
:
bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimselere genellikle sataş
...
yengece 'niçin yan yan gidersin?' demişler, 'serde kabadayılık var' demiş
:
bir işi, herkesten farklı bir yöntemle yapanların bu yöntemleri o
...
yeni dosttan vefa gelmez
:
aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirl
...
yenice eleğim, seni nerelere asayım?
:
kişi, elde ettiği yeni ve güzel bir şeyi örselememek için büyük ö
...
yenik pehlivan güreşten bıkmaz
:
başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak d
...
yenik pehlivan, oyuna doymaz
:
başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak d
...
yerde yatan yumurta, gökte uçan kuş olur
:
bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zam
...
yerdeki yüze basılmaz (kimse basmaz)
:
alçak gönüllü olanları kimse hor görmez, herkes onları korur.
yerdiğin oğlan (küçük) yer tutar
:
bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zam
...
yerin kulağı var
:
gizli konuşulan bir şey umulmadık bir yoldan başkalarınca duyulab
...
yerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir
:
kendine uygun bir evlilik yapamayan kız yerine yerine helak olur,
...
yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir
:
hangi alanda çalışabileceğini önceden iyi kestirememiş olan kişi
...
yersen kap açık, yemezsen kapı açık
:
sabırlı ol, katlan ve kararını ona göre ver.
yetimi okşamışlar, vay sırtım demiş
:
bir kimsenin haksızlığa uğramaması için arkası, koruyucusu bulunm
...
yetişemediğin köyün alt tarafında (beri yanında) yat
:
yapmak istediğiniz şeyi eksiksiz olarak başaramıyorsanız kendiniz
...
yıl uğursuzun
:
arsız, yüzsüz kimselerin el üstünde tutulduğu ve işlerini dürüst
...
yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış
:
yoksulluk, açlık acıların en dayanılmazıdır.
yılana yumuşak diye el sunma
:
kişi, yumuşak huylu görünen herkese aldanmamalı, daima tehlikeli
...
yılanın başı küçükken ezilir
:
büyüyeceği belli olan her tehlike daha en başta önlenmeli, düşman
...
yılanın sevmediği ot, deliğinin ağzında biter
:
başkalarına kötülük etmek isteyenler karşılarında hep hoşlanmadık
...
yılın eksiğini nisan getirir, nisanın eksiğini yıl getirmez
:
en verimli zaman olan nisan ayında hava koşulları uygunsa bütün b
...
yırtıcı kuşun ömrü az olur
:
başkalarına saldırmayı alışkanlık edinen kimsenin düşmanı çok olu
...
yiğidim yiğit olsun da yerim çalı dibi olsun
:
kadının kocasının fakir olması önemli değildir, yeter ki aile sor
...
yiğidin malı meydandadır
:
çıplak gezmekten hoşlanan ve utanması, sıkılması olmayan kimseler
...
yiğidin sözü, demirin kertiği
:
mert adamın ağzından çıkan söz demire kazınmış çentik gibi kalıcı
...
yiğit başından devlet ırak değildir
:
bir gencin zengin olması her zaman beklenebilir.
yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer
:
kişiye ömrü boyunca ancak bir kez çok önemli bir iş yapma fırsatı
...
yiğit ekmeğiyle yiğit beslenir
:
seni korumalarını istediğin kimselerle aynı nitelikleri taşımıyor
...
yiğit lakabıyla anılır
:
yiğit kazandığı ünle tanınır.
yiğit meydanda belli olur
:
sözle atıp tutmak kolaydır, asıl marifet, işbaşında kendini göste
...
yiğit yarasına yiğit katlanır
:
yiğitten gelen ağır saldırıyı ancak yiğit olan kaldırabilir.
yiğit yiğide at bağışlar
:
aynı yolun yolcuları birbirleri için her tür özveriyi gösterirler
...
yiyen bilmez, doğrayan bilir
:
bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış ola
...
yoğun incelene kadar, ince süzülür
:
bir hastalık, bir sıkıntı karşısında güçlü gücünden bir parçasını
...
yoğurdum (ayranım) ekşidir diyen olmaz
:
herkes sattığı malı, kendi işini, tutumunu ve davranışını över.
yoksul âlâ ata binse selam almaz
:
yoksul kimse geçici olarak bile iyi bir duruma gelse herkese yüks
...
yoksul, ata binse selam almaz
:
yoksul kimse geçici olarak bile iyi bir duruma gelse herkese yüks
...
yoktan yonga çıkmaz
:
olmayan şeyden hiçbir şey elde edilmez.