eng

Atasözleri Sözlüğü (S)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
S - 1. Sayfa
sabah ola, hayrola :
sabah olsun, o vakte kadar iş belki düzelir.
sabah sürçen, geceye dek sürçer :
bir işe başladığı zaman beceriksizliği görülen kişinin bu durumu ...
sabahın kızıllığı akşamı kış eder, akşamın kızıllığı sabahı güz eder :
sabahleyin gökyüzünde görülen kızıllık, o akşam havanın kış gibi ...
sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış :
yapılacak iş için gerekli gücün elde edilebilmesi için sabahleyin ...
sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz :
çiftçilik yapan veya çalışan aç kalmaz.
sabır acıdır, meyvesi tatlıdır :
sabır zor bir iştir ancak güzel sonuçları vardır.
sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas :
sabretmesini bilen kişi olmayacak gibi görünen işlerde bile başar ...
sabreden derviş muradına ermiş :
beklemesini bilen kimse sonunda amacına ulaşır.
sabreyle işine, hayır gelsin başına :
bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara var ...
sabrın sonu selamettir :
karşılaştığı güçlükleri sabırla yenmeye çalışan kimse, sonunda ba ...
saç sefadan, tırnak cefadan uzar :
insan keyifli olursa saçı, dertli olursa tırnağı uzar.
saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün :
acele etme, sonucun ne olduğunu biraz sonra anlarsın.
sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana :
hakkıyla yararlanılacak bir şeyin meydana gelmesi için birtakım ö ...
sadık dost akrabadan yeğdir :
candan dost akrabadan daha hayırlı olur.
sağ (sağlam) baş yastık istemez :
sağlam insan durup dururken yatmak istemez eğer istiyorsa hasta o ...
sağ olsun da dağ ardında olsun :
uzakta olan sevdiklerimize günün birinde kavuşabiliriz yeter ki y ...
sağılır ineğin buzağısı kesilmez :
çıkar sağlamaya yardım eden kimseye veya şeye zarar gelmemesine d ...
sağır için iki kere keramet olmaz :
herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için bir daha söyl ...
sağır işitmez (duymaz) uydurur (yakıştırır) :
sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumun ...
sağlık varlıktan yeğdir :
sağlıktan büyük zenginlik olmaz.
sahipsiz eve it buyruk :
kimsenin ilgilenmediği, benimsemediği sahip çıkmadığı işler üzeri ...
sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın? :
gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan kişi duru ...
sakal keçide de var :
sakal, kişiye değer kazandırmaz.
sakalım yok ki sözüm dinlensin :
ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir.
sakalla olaydı kişi, keçiye danışırlardı her işi :
sakal, kişiye değer kazandırmaz.
sakınılan göze çöp batar :
üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.
sakla samanı, gelir zamanı :
gereksiz görülen şey ileride gerekli olabilir.
saksağan, danayı babası hayrına bitlemez :
bir kimse başkasına hizmet ediyorsa bunda kendisinin de çıkarı va ...
sana taşla vurana sen aşla (ekmekle, pamukla) var (dokun) :
sana sert davranana sen yumuşak davran.
sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt :
kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
sanat altın bileziktir :
kişinin elindeki sanat, değeri hiç eksilmeyen bir servettir.
sanatı ustadan görmeyen (öğrenmeyen) öğrenmez :
kişi tek başına ne kadar çalışırsa çalışsın işin inceliklerini bi ...
sanatına hor bakan (sanatını hor gören) boğazına torba takar :
işini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dil ...
sanatını hor gören boğazına torba takar :
işini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dil ...
sandığına olmaz, sakındığına olur :
üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.
sandıktaki sırtında, ambardaki karnında :
nesi varsa giyer, nesi varsa yer.
sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner :
her şey zaman içinde planlandığı gibi gerçekleşmeyebilir.
sarhoşa dokunma, kendi yıkılsın :
kendi aklını beğenip başkasını dinlemeyen kimseyi gittiği yanlış ...
sarhoştan, deli bile korkar :
sarhoş olmak delirmekten de beterdir, sarhoş insan kendini denetl ...
sarhoştum aydım, böyle yaşamaktan caydım :
artık gerçekleri gördüm.
sarımsağı gelin etmişler de kırk gün kokusu çıkmamış :
insanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler, haklarında ya ...
sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez :
küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kaz ...
sarımsak da acı ama evde lazım bir dişi :
gerekli olanın niceliğinden çok niteliği önemlidir.
sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı :
anlaşan kimselerin birbirlerinden saklısı gizlisi yoktur, başkası ...
sarımsak yemedim ki ağzım koksun :
kötü bir iş yapmadım ki sonucundan korkayım, sorumlu olayım.
satılık ziftin olsun, Selânikten kel gelir :
işe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan akla gelmeyen y ...
say beni, sayayım seni :
sevgi karşılıklı olur, sen beni seversen ben de seni severim.
sayılı günler (gün) tez (çabuk) geçer :
bir işin yapılması veya gerçekleşmesi için konulmuş olan belli bi ...
sayılı koyunu kurt kapmaz (yemez) :
miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korun ...
sebepsiz kuş bile uçmaz :
kılavuz ve yardımcı olmadan hiçbir iş başarılamaz.
sebepsiz ölüm olmaz :
herkesin ölümü için bir sebep vardır.
sefa ile yenen cefa ile kazanılır :
keyifli keyifli harcadığımız para, çok sıkıntı çekilerek kazanılm ...
sel gider kum kalır, kişi ettiğini bulur :
geçici durumlara güvenmek doğru değildir.
sel gider, kum kalır :
geçici durumlara güvenmek doğru değildir.
sel ile gelen yel ile gider :
emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.
selam para, kelam para :
1) her davranış para harcamaya bağlıdır;
selam verdik, borçlu çıktık :
küçük bir ilgi gösterdik, üzerimize büyük bir iş yüklendik.
selden gelen suya gider :
kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar.
selin ağzı tutulur, elin ağzı tutulmaz :
doğal yıkımlara karşı önlem alınır ama söyledikleri yalan yanlış ...
sen ağa ben ağa, koyunları (inekleri) kim sağa? :
herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saym ...
sen bilirsin deyince (değirmende) kavga olmaz :
bir konu üzerindeki görüşme sırasında uysallık gösterir, karşınız ...
sen dede ben dede, bu atı kim tımar ede :
herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saym ...
sen dost kazan, düşman ocağın başından çıkar :
sen dost kazanmanın yoluna bak, düşman kolay kazanılır.
sen giderken ben geliyordum :
ben bu işi senden önce yaptım.
sen işten korkma, iş senden korksun :
her iş, doğacak engelleri yenmeye kararlı olmakla, direnmekle baş ...
sen zot ben zot, ata kim vere ot :
herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saym ...
senden devletliye ortak olma :
iki insan arasındaki beraberliğin sağlıklı yürüyebilmesi, anlaşma ...
seninki can da benimki patlıcan mı? :
senin canının değeri var da benimkinin değeri yok mu?
serçeden korkan darı ekmez :
tehlikeleri gözde büyüterek işe girişmekte çekingen davrananlar a ...
serkeş öküz (son) soluğu kasap dükkânında alır :
dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu dav ...
sermayen bir yumurtaysa taşa çal :
yetersiz olanaklarla büyük işler yapmayı tasarlıyorsan başarılı o ...
sev beni, seveyim seni :
sevgi karşılıklı olur, sen beni seversen ben de seni severim.
sev seni seveni, hâk ile yeksan ise; sevme seni sevmeyeni, Mısır'a sultan ise :
toplumdaki yeri ne düzeyde olursa olsun, sevgi gördüğün kişiye se ...
sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur :
başta insanı mutlu eden duygusal ilişkiler zamanla körelir ve son ...
sevenin kuluyum, sevmeyenin sultanı :
beni sevdiğine inandığım kişi için yapmayacağım şey yoktur, onun ...
seyrek git sen (sıkça varma) dostuna, kalksın ayak üstüne :
kişi dostuna sık sık giderse seyrek gittiğinde gördüğü konuksever ...
sıcağa kar mı dayanır? :
aşırı harcamalarla eldeki imkânlar çok çabuk tükenir.
sıçan çıktığı deliği bilir :
bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını a ...
sıçan deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış :
1) yapamayacağı kadar ağır bir işi varken başka bir iş daha yükle ...
sıçan geçer yol olur :
bir iş için kötü bir yol açılırsa artık herkes o yolu tutar.
sık gidersen dostuna, yatar arka :
kişi dostuna sık sık giderse seyrek gittiğinde gördüğü konuksever ...
sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı :
insan kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla ...
sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna :
bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.
sinek küçüktür ama mide bulandırır :
önemsiz, küçük gibi görünen bir şey kötü ve olumsuz bir izlenim y ...
sinek pekmezciyi tanır :
işini bilen kişi, yararlanacağı kimseyi bilir.
sirkesini, sarımsağını sayan paçayı yiyemez :
küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kaz ...
sitteisevir her saati bir devir :
fırtına günlerinde hava her saat değişikliğe uğrar.
sitteisevir kapıyı çevirir :
kötü havalarda dışarı çıkmamayı öğütleyen bir söz.
sofrada elini, mecliste dilini sakla :
topluluk içinde kendini denetle, aşırı davranışlarda bulunmaktan ...
sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz :
hoşa gitmeyen işlere yönelmez gibi görünen öyle kişiler vardır ki ...
soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir :
bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış ola ...
sokma akıl sekiz adım gider :
hep başkalarının verdiği akılla hareket eden kimse, bir yere kada ...
son pişmanlık fayda vermez (etmez) :
iş işten geçtikten sonra pişman olmanın yararı yoktur.
sona kalan dona kalır :
bir işte geç kalan istediği şeyi elde edemez.
sonradan gelen devlet devlet değildir :
kişi yaşlandıktan sonra gelen zenginlik işe yaramaz.
sonradan görme, gâvurdan dönme :
sonradan görmeler fazla iyi niteliklere sahip değildir.
sora sora Bağdat (Kâbe) bulunur :
insan sora sora çok uzak yerleri bile bulur.
soran yanılmamış (yorulmamış) :
bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden g ...
sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir :
bir kişinin nasıl bir insan olduğu konuşmasından belli olur, soyu ...
soy asma, soyuna çeker :
temiz soydan gelen kişi, her durumuyla soyluluğunu gösterir.